Prof. Dr. Sinsi
|
Endüstriyel İlişkiler Hakkında
Endüstriyel İlişkiler hakkında
Endüstriyel İlişkiler
Endüstri sosyolojisi, yada öbür adıyla çalışma sosyolojisi, çalışma ve buna bağlı kurumların (organizasyonların) sosyolojik analizlerini yapmaktadır Konusu genel olarak sosyal mevzuların mukayeseleri, özel olarak da siyasi, ekonomik ve sosyal müesseselerin karşılıklı ilişkisini incelemektir Mesleki uzmanlaşma çerçevesinde çalışma ideolojileri (profesyonelleşme) temel konularındandır (Sanoff, 1992, s 97[CB5] ) Esas belirleyici konusu ise iş bölümüdür Bununla birlikte alt disiplinler olarak emek prosesi teorisi ve emek pazarı analizleri ile ilgili çalışmalarda yoğunlaşmaktadır Endüstri ilişkileri itibariyle konumuz hakkında daha somut değerlendirmeler yapmak için kavramın kökenlerine inmekte yarar vardır
Endüstri ilişkileri terimi, Clark Kerr, John T Dunlop, Frederic Harbison gibi bir grup Amerikalı araştırmacının 1950’li yıllarda Ford vakfının desteğiyle Üniversitelerde, iktisadî gelişmede iş gücünün problemleriyle ilgili olarak yaptıkları çalışmalardan kaynaklanmıştır (Kerr v d , 1973, s 282) Ancak, iktisadî gelişmede iş gücünün büyük önemi olduğu, Elton Mayo ve bir grup bilim adamının 1927’lerden itibaren Western Electric Company’de yaptıkları büyük ölçekli deney ve gözleme dayalı araştırmalardan ortaya çıkmıştır Bu araştırma sonuç olarak işçiler ve denetçileri (supervisor) arasındaki ilişkinin önemini işaret etmektedir Çalışma ortamında oluşan gruplar, resmi olamayan tarzda bir sosyal kontrol sistemi kurarak, her bir işçinin ürettiği ürün miktarını sabit tutmaktadırlar İşçilerin gelirleri, yaptıkları üretimin seviyesine bağlı olmasına rağmen, üretimlerini kısıtlamakta ve sınırlamaktadırlar (Mayo, 1946) Bu bulgular üretim artışının sadece iş yerlerindeki donanıma bağlı olmadığını, özellikle sosyal ilişkilerin gelir artışından daha etkili olduğunu ortaya koymaktadır Halbuki Taylor’un ‘bilimsel yönetim’ (scientific management) kavramına göre işçinin üretimdeki ana motivasyonu gelir artışıdır (Taylor, 1964)
Endüstriyel dönemde daha rasyonel ücret politikalarının uygulanmasıyla üretim artışının sağlandığı söylenmektedir Bizce, bu etki daha ziyade dolaylı olmaktadır Ücret artışı daha iyi bir sosyal çevre sağlamakta ve bu da üretimi teşvik etmektedir Gelir artışını sürdürmek ve böylece daha yüksek standartlarda sosyal hayat sağlamak şeklindeki bir motivasyon iş yerlerindeki üretime yansıyabilir Esas faktör iş yerlerindeki sosyal unsur, başka bir deyişle insan ilişkileridir İşçi sadece bir iş gurubunun üyesi değil, mesleki, ailevi, iktisadî veya siyasi başka grupların da üyesidir Çalışma sosyolojisinde insan ilişkileri ekolü işçiyi böyle bir sosyal çerçeve içinde ele almaktadır Bu nedenlerle işyerlerindeki işçilerin tutumları işveren, teknoloji veya ücret gibi belli başlı faktörlerin tek başlarına belirleyiciliklerinden uzaktır
İş hayatı top yekün sosyal ilişkilerin bir göstergesidir Burada müşahede edilen tüm faktörlerin kompleks ilişkileri söz konusudur Bir yandan üretime yeni bir teknoloji katılırken öte yandan çalışanın iş ortamındaki sosyal ilişkileri değişmektedir Çalışma ortamındaki teknolojik unsurlar tüm endüstrilere, ekonomik sektörlere, hatta milli sınırların ötesine yayılmaktadır Yerel ticari ilişkiler ya da uluslararası anlaşmalar bir yerdeki mevcut çalışma şartlarını düzenlemekte ve diğer bölgelere yaymaktadır ([CB6] Castaneda, 1993, s 14-17) Böylece endüstri ilişkilerinde söz konusu olan problemler de hemen her yerde görülebilmektedir Üretim yüksek teknoloji ürünlerine doğru kaydıkça, iktisadî ve sosyal yapılanma da buna göre değişmektedir ([CB7] Templeman, 1993, s 48-51) Konumuzla ilgili bir başka dal olan Organizasyon Sosyolojisi, formal ve informal organizasyonal yapılar arasındaki ilişkileri incelemektedir İş yerlerinde bilgisayarların kullanımıyla bu yapılarda önemli değişmeler olmuştur Buradaki ana konu sosyal çatışmadır Sosyal aktörler gelişmeyi kontrol için birbirleriyle çatışmaktadırlar Acaba nasıl bir değişme olmaktadır, nasıl bir toplum yapısı vardır, ne tür problemlerle karşılaşılmaktadır ve beklenmeyen yeniliklerle karşılaşıldığında nelere önem verilmelidir? Bu noktada konumuz açısından endüstri ilişkileri çerçevesinde cevabı aranacak soru, çatışmada bilgisayarların iş yerlerinde bulunmasının rolünün ne olduğudur İşlerin bilgisayar tarafından yürütülmesiyle bireyin kontrolü giderek azalmakta, karar verme sistemlerinin dışına itilmekte, yalnızlaşmakta ve önemsizleşmekte, ve sonuç olarak da üretim artması gereken ölçüde artmamaktadır Aşağıdaki bölümlerde bu cevap tartışılmaktadır
Postendüstriyel Toplumda Endüstri İlişkilerini Etkileyecek Ne Tür Değişmeler Olmaktadır?
Endüstri toplumunda insan veya makine yönetimli bir iş hayatı söz konusudur Günümüzde ise daha ziyade bilgisayar yönetimli bir çalışma hayatına geçilmiştir İleri teknolojinin iş hayatında kullanılması, çalışanlarda da yüksek derecede yeni vasıfların aranmasına neden olmaktadır ([CB8] Newsweek, s 46-8) Bu müşahede zımnen endüstri ilişkilerinde de postmodern bir dönemin kabul edildiğini göstermektedir Postendüstriyel toplumlarda iş sektöründe, teknolojide ve sosyal sınıflarda temel değişmeler görülmektedir Lyotard’a (1984) göre, postendüstriyel dönemde genel olarak, profesyonellerin ve teknik sınıfın öneminin artması şeklinde mesleki değişmeler, mal üretiminden hizmet üretimine geçiş şeklinde ekonomik değişmeler, entelektüel teknolojinin geniş bir şekilde yayılmasıyla da karar vermede değişmeler olmaktadır
Bell ise bu dönemin önemli özellikleri olarak toplumu şekillendiren ve buluşların kaynağı olan teorik bilginin merkezileşmesini göstermektedir Ayrıca eski işçi sınıfı ortadan kalkmakta, yeni işçi sınıfı profesyonel, idari ve teknik elemanlardan müteşekkil olarak ortaya çıkmaktadır (Bell, 1976, s 174) Birkaç yüzyıldan beri endüstri toplumlarındaki sınıf kavramı mülkiyet ilişkilerinin terimleriyle tanımlanmaktadır Emek gücünü satanlar ve bunu satın alanlar arasındaki çatışma olarak sınıf meseleleri gündeme getirilmektedir Bu dönemdeki işçi sınıfı politikaları mevcut sistemin tamamen değiştirilmesine yada bu sistem içindeki gücün paylaşılmasına yöneliktir Ancak ileri endüstri toplumlarındaki işçi hareketlerinde çok önemli değişmeler olmuştur Bunlardan ilki, işçi hareketlerinin ana gayesinin çalışma şartlarının kontrolü üzerinde daha etkili olmayı istemesidir Diğeri ise, mülkiyetin rolünün azaldığı ve esas olarak teknik yeterliğin yeni bir kriter olarak alındığı bir sınıf belirleyiciliğine doğru toplumun yapısal olarak değişmesidir (Bell, 1980, s 203-4) Böylece Bell’e göre bilgi ve beceri, sınıf aidiyetini, sınıf yapısını ve genel olarak da toplum yapısını belirleyen bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır Bourdieu[CB9] , yeni sınıf yapısını, bilimsel ve entelektüel hareketler de dahil olmak üzere tüm sosyal hareketlerin temeli olarak düşünmektedir (Bourdieu, 1990, s 75-82) Bütün bunlara bağlı olarak yüksek eğitimli bir toplum söz konusudur ([CB10] Gergen, 1992, s 83) Eski toplum maddi ve pratik bilgi üzerinde işlerken, yenisi üniversitelerde, araştırma merkezlerinde yada yeni tür iş yerlerinde geliştirilen, maddi olmayan ve teorik bilgiye bağlıdır Bu dönemde bilim adamlarından, profesyonellerden ve bilgi kurumlarından oluşan ‘bilgi sınıfının’ önemi artmaktadır
|