Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilişkileri, nesne, teorisi

Nesne İlişkileri Teorisi Nedir

Eski 10-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nesne İlişkileri Teorisi Nedir




Nesne ilişkileri teorisi nedir

Nesne ilişkileri teorisi hakkında bilgi



Kuramın gelişimi

Karl Abraham’ın psikoseksüel gelişimi; oral, anal, oidipal (fallik) ve latans olarak dönemlere ayırması, psikanalizi Oedipus Kompleksi’nin tekelinden kurtarmış ve psikolojik gelişime bütüncül bir yaklaşıNesne ilişkileri teorisi nedirmın ortaya çıkması açısından bir zemin sağlamıştır Psikopatolojilerin etiolojileri açısından da kuramsal yaklaşımların

genişletilmesi bir zorunluluk olarak belirmişti Sigmund Freud’un oidipal dönemdeki örselenmelerin ürünü olan konversiyon histerisi ile ilgili incelemeleri son derece zengindi,ne var ki, paranoya üzerine yazdıkları ise o denli yoksuldu Freud’un psikanalizi, Heinz Kohut’un sonradan belirteceği gibi, kendilik yapıları görece iyi durumda olan vakaları ele aldığı için, psikozlar söz konusu olduğunda bocalıyordu İşte bu noktada, Melanie Klein’ın oral dönemi – ya da “paranoid konum”u – temel alan kuramı, psikozların ve buna ek olarak çağımızın psikopatolojileri olan kişilik bozukluklarının açıklanmasını kolaylaştırdı

Psikotikler niçin tüm dünyayı karşılarına alıyor ya da niçin büyüklük sanrılarınaNesne ilişkileri teorisi nedir

kapılıp kendilerini tümgüçlü figürler olarak algılıyor ya da vice versa tümgüçlü figürlerce zulme uğradıklarına inanıyorlardı? Nesne ilişkileri kuramı, bunu oral dönemdeki “çocuksu bağımlılık”la açıkladı Buna göre, bebek doğduktan sonra da annesine olan bağımlılığını sürdürür Bebeğin anneye olan mutlak bağımlılığı – ki Margaret Mahler bunun altını özellikle çiziyor – annenin en ufak ihmalinin bebeğe fiziksel ve ruhsal olarak büyük zararlar vermesine yol açar Bu mutlak bağımlılık nedeniyle, bebeğin biricik nesnesi olan anne onun için tümgüçlü figürdür ve belirli nedenlerle bu nesneyle olan ilişki aksarsa, bebek bu aksaklıkları tümgüçlü nesnesi tarafından zulmedilme olarak algılayacaktır Anne bakımının önemi, böylece kuramsal olarak da temellendirilmiştir Donald W Winnicott, bu evreye ilişkin ayrıntılı betimlemelere girişerek nesne ilişkileri kuramını pediatriye uyarlamıştır

Freud’dan sonra Anna Freud ve Melanie Klein, farklı Nesne ilişkileri teorisi nedir

biçimlerde de olsa, Alfred Adler’i izleyerek çocuk psikolojisi ve buna bağlı olarak ego psikolojisine yöneldiler Ama Anna Freud’la çatışan Klein; Heinz Hartmann, Erik Erikson gibi ego psikologlarından da farklı bir yol izliyordu Ne var ki, Klein’ın yaklaşımı da henüz psikolojinin sosyal boyutunu ortaya çıkarmaya aday olan nesne ilişkileri kuramına hak ettiğini verebilmiş değildi Klein, Freud’un ortaya koyduğu ego-id diyalektiğinin etkisinden kurtulamadığı için kuramındaki potansiyelleri harekete geçirememişti Harry Guntrip’in belirttiği gibi bunun gerçekleşmesi WRonald DFairbairn’in revizyonu ile olmuştur

Nesne ilişkileri kuramı, dinamik bir analize dayanır Diğer ego psikologlarının yaklaşımları ise statiktir; ego’nun nasıl biçimlendiğinden çok psikoseksüel gelişme şemasının oral, anal, fallik, latans vs aşamalarında ego ile idin ilişkilerini inceler Belki Fairbairn’in dinamik bir analizi ortaya koyabilmesi Freud’un id-ego-süperego şeklindeki metapsikolojik sınıflandırmasına sadık kalmamasından ileri gelmektedir

Klein-sonrası nesne ilişkileri kuramı, gerçekleştirdiği büyük evrime karşın “dürtü”leri ve onların merkezi olan “içgüdüleri” analizden çıkararak büyük bir boşluğa neden olmuştur Buna karşın çıkan Otto Kernberg, Kleincı ve Freudcu yaklaşımların kuramsal sentezine gider Böylece ne dürtüler, ne de bireyin ruhsal aygıtlarını kuran nesne ilişkileri analizden dışlanmış olur

Kuramın Temel Varsayımları

Klein, teoriyi ilk olarak öne sürdüğünde, analizin konusu salt bebek ile anne memesi arasındaki ilişkilerdi Bu durum da - özellikle Guntrip'te görüldüğü gibi - insan psikolojisinin tüm yapı taşlarının geri dönülmez biçimde oral aşamada ya da Klein'in deyimiyle "paranoid-depresif" aşamada kurulduğu türünden deterministik bir yaklaşıma yol açmıştı Fairbairn, küçük ama etkili bir revizyonda bulundu: Ona göre oral aşamanın ilk evresinde bebek için yalnızca meme, ikinci evrede ise memesi olan anne vardı Birinci aşamada saplanıp kalanlar, insanlarla gerçekçi ilişkiler kuramamak gibi şizoid özellikler göstermekteydi Winnicott ise Oyun ve Gerçeklik isimli eserinde "meme"nin bir jargon olduğunu ve nesne ilişkileri ile kastedilenin anne ile çocuk arasındaki bütün ilişkiler olduğunu belirtiyordu

Fairbairn'in klasik Abrahamcı şemayı reddederek yalnızca oral aşamayı önemli görmesinin iki nedeni vardır:

1- Bebek, doğumundan itibaren anneye karşı "çocuksu bağımlılık" (infantile dependence) içerisindedir Anne bu durumda çocuğun bakıma muhtaç olması nedeniyle çocuk için tümgüçlü figürdür Annenin bebeğin gereksinimleriyle ne kadar uyum içerisinde olduğu çocuksu bağımlılık nedeniyle sonraki aşamalarda oral aşama denli önemli olmayacaktır Çünkü çocuk, diğer aşamalarda anneye bu denli bağımlı olmayacaktır Demek ki, çocuğun kişilik yapısının en temel öğeleri oral aşamada yalnızca anne tarafından kurulmaktadır

2- Fairbairn, sonraki aşamaları şöyle çürütmektedir: a- Anal aşamanın nesnesi olarak belirlenen dışkı bir nesne değildir b- Oidipal aşamadaki anne-çocuk ilişkisi, fanteziden ibarettir ve bu fantezi oral aşamadaki gerçek ilişkiden türetilmiştir

Kuram, salt çocuksu bağımlılıkla ilgilendiği için, psikodinamik gelişimin tek koşulu da bu bağımlılığın aşılması olarak belirlenmiştir Psikopatolojiler, bu bağımlılığın ya zamanından önce aşılmasından ya da bağımlılığın sürdürülmesinden kaynaklanmaktadır Çocuğun bağımlılığı zamanında aşabilmesi ise annenin bakımına bağlıdır Anne bebeğin gereksinimleriyle en uygun biçimde ilgilenebilmişse gelişim de sağlıklı bir biçimde gelişecektir Eğer annenin bakımı bebeğe yeterli doyumu sağlayamadıysa, çocuk da bu aşamaya saplanıp kalacaktır

Oral aşamaya saplanıp kalmanın en belirgin özelliği de bu aşamaya ilişkin ilkel nesne ilişkilerinin korunmasıdır Bu aşamada bebek için nesne düşünsel olarak "iyi" ve "kötü" olarak ikiye ayrılmıştır Bebeğin egosu henüz zayıf olduğu için nesnesinin aynı zamanda "kötü" olduğunu da kabul edemez Bebek için tek nesne budur, bu nedenle maddi ve manevi varlığını sağlayan nesnenin doğal olarak "kötü" olmasına katlanamaz Erken oral aşamada birbirinden ayrı iki nesne tasarımı söz konusuyken, geç oral aşamada bebek, annesi yeterli bakımı sayesinde egosu yeterince güç kazandığında, iki ayrı nesne yerine "iyi" ve "kötü"nün sentezi olan bir nesne tasarımı geliştirir

Erken oral aşamada saplanıp kalan kişiler, diğer ilişkilerinde de insanları "iyi" ve "kötü" olarak sınıflandıracaklardır Bu davranış biçimi sınır kişilik bozuklukluğunda görülen en önemli tanı ölçütüdür Aynı zamanda bu kişiliklerde birlikte oldukları insanlara yönelik "oral yapışkanlık" da erken oral aşamada saplanıp kaldıklarına ilişkin bir göstergedir İnsanlara sanki onlar biricik nesneleriymiş gibi davranırlar

Klein, bebeğin doğuştan getirdiği saldırganlığın kendisine ait olduğuna katlanamadığı için yansıtmalı özdeşim denilen bir savunma mekanizması ile "kötü" yönlerini nesnesine yansıttığını/yüklediğini söyler Böylece kendisi tamamiyle "iyi" kalabilecektir Yansıtmalı özdeşimde çocuk, idealize ettiği, tamamıyla iyi olarak gördüğü kişi de olmaya çalışır ve bunu kendinde yansıtmaya çalışacaktır Bu aşamaya saplanıp kalma, "kötü" bir dünyada yaşamaya ilişkin negatif paranoid sanrıların gelişimine neden olur Sınır kişilikler de yansıtmalı Nesne ilişkileri teorisi nedir

özdeşime başvurmayı sürdürürler İlişkilerindeki bağımlılığın nedeni kendi "kötü" yönlerini birlikte oldukları kişilere yansıtarak "iyi" kalma çabasıdır Bu nedenle sınır kişiliklerde kimlik dağınıklığı görülür Kendiliklerini bu bölünme nedeniyle gerekli biçimde kavrayamazlar Oral aşamada bebeğin kendiliği ile nesnesi arasında da kesin bir ayrım yoktur Bu nedenle nesnenin bölünmesi, aynı zamanda kendiliğin de ikiye bölünmesi anlamına gelir Sınır durumlarda bebek, "kötü" yönlerini nesneye terkederek kendi egosunu nesnesinden ayırır Ne var ki, bu düşünsel olarak gerçekleştiği ve "kötü" yönleri halen ona ait olduğu için, bu yönleri sonraki ilişkilerinde de yansıtmak zorunda kalır

"Paranoid -şizoid" ve "depresif" dönemler

Bebeğin ilk üç ayı Klein”nin deyişiyle “paranoid-şizoid” evredir Bu evrede bebek içindeki saldırgan dürtüleri (haseti) azaltabilmek için dışarıdaki nesnelere (anneye) yansıtır Dışarıdaki kötü nesnelerden kaçınabilmek için ise şizoid savunma mekanizmalarını kullanırÜç-altı ay arası ise geçilen dönem “depresif epizottur”Bu evrede bebeğin içinde ayırdığı iyi ve kötü nesne (meme) birleşirBu birleşme “erken ben’in” isteği ile olurZira artık ben,iyi ve kötü nesnelerin birleşmesinden doğacak zararı kaldırabilecek kapasiteye gelmiştirBebeğin içindeki kötü nesneye ait saldırgan dürtüler iyi nesneye hücum eder ve bu durum bebekte suçluluk hisleri uyandırırBu duruma “ambivalans” yani “çift değerlik” denirBebek, suçluluk hislerinin bir sonucu olarak “depresif” dönem içine girerİyi ve kötü nesneler arasındaki etkileşim sonucu saldırgan dürtüler nötralize olur ve sevgi nesnesi bebeğin gelişiminde önemli bir dayanak olacak şekilde kuvvet kazanırNesne bütünselliğe ve gerçekçi bir bakış açısına kavuşurken ,iyi ve kötü şeklinde yüklenmiş aşırılıklardan kurtulur

Klein,Freud’un Oidipus kompleksini de yaşamın ilk yılına taşırErkek bebek için anneden ayrılma babanın bir bütün olarak sevgi ve nefret nesnesi olarak kaybedilmek istenmemesindendirFreud’un savladığı gibi sadece ensestiyöz arzulara ceza olarak gelmesinden korkulan hadım edilme tehdidinden kaynaklanmazÜst ben oluşumu da Oidipial dönemi takip ederek gerçekleşirBu üst ben bebeğin saldırgan duygularının kuvveti oranında güçlü ve hükmedici olacaktır Kadınların penis hasedinin temelinde anne memesine karşı duyulan haset ve kıskançlığın yattığını da yine Klein yazmaktadır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.