![]() |
Hz Muhammed 'İn Gördüğü Rüyalar Ne Anlama Gelir? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hz Muhammed 'İn Gördüğü Rüyalar Ne Anlama Gelir?Hz Muhammed 'in Gördüğü Rüyalar ne Anlama Gelir? Semüre İbnu Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sık sık: "Sizden bir rüya gören yok mu?" diye sorardı Görenler de, O'na Allah'ın dilediği kadar anlatırlardı Bir sabah bize yine sordu: " Sizden bir rüya gören yok mu ?" Kendisine: "- Bizden kimse bir Şey görmedi!" dediler Bunun üzerine: " Ama ben gördüm" dedi ve anlattı: "Bu gece bana iki kişi geldi Beni alıp haydi yürü! dediler Yürüdüm Yatan bir adamın yanına geldik Yanıda biri, elinde bir kaya olduğu halde başucunda duruyordu Bazan bu kayayı başına indirip onunla başını yarıyordu, taş da sağa sola yuvarlanıp gidiyordu Adam taşı takip ediyor ve tekrar alıyordu Ama, başı eskisi gibi iyileşinceye kadar vurmuyordu İyileştikten sonra tekrar indiriyor, önceki yaptıklarını aynen yeniliyordu Beni getirenlere: - Sübhânallah ! nedir bu ? dedim Dinlemeyip: - Yürü! Yürü! dediler Yürüdük, sırtüstü uzanmış birinin yanına geldik Bunun da yanında, elinde demir kancalar bulunan biri duruyordu Adamın bir yüzüne gelip, çengeli takıp yüzünün yarısını ensesine kadar soyuyordu Burnu, gözü enseye kadar soyuluyordu Sonra öbür tarafına geçip, aynı şekilde diğer yüzünün derisini de ensesine kadar soyuyordu Bu da, yüz derileri iyileşip eskisi gibi sıhhate kavuşuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar önce yaptıklarını yapmaya başlıyordu Ben burada da: - Sübhanallah, nedir bu? dedim Cevap vermeyip: - Yürü ! Yürü ! dediler Beraberce yürüdük Fırın gibi bir yere geldik İçinden birtakım gürültüler, sesler geliyordu Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yalıyordu Bu alev onlara ulaşınca çığlık koparıyorlardı Ben yine dayanamayıp: - Bunlar kimdir? diye sordum Bana cevap vermeyip: - Yürü ! Yürü ! dediler Beraberce yürüdük Kan gibi kırmızı bir nehir kenarına geldik Nehirde yüzen bir adam vardı Nehir kenarında da yanında bir çok taş bulunan bir adam duruyordu Adam bir müddet yüzüp kıyıya doğru yanaşınca yanında taşlar bulunan kıyıdaki adam geliyor, öbürü ağzını açıyor bu da ona bir taş atıp kovalıyordu Adam bir müddet yüzdükten sonra geri dönüp adama doğru yine yaklaşıyordu Her dönüşünde ağzını açıyor, kıyıdaki de ona bir taş atıyordu Ben yine dayanamayıp: - Bu nedir? diye sordum Cevap vermeyip yine: - Yürü ! Yürü ! dediler Beraberce yürüdük Çok çirkin görünüşlü bir adamın yanına geldik Böylesi çirkin kimseyi görmemişsindir Bunun yanında bir ateş vardı Adam ateşi tutuşturup etrafında dönüyordu Ben yine: - Bu nedir? diye sordum Cevap vermeyip: - Yürü ! Yürü ! dediler Beraberce yürüdük İri iri ağaçları olan bir bahçeye geldik İçerisinde her çeşit bahar çiçekleri vardı Bu bahçenin içinde çok uzun boylu bir adam vardı Semaya yükselen başını neredeyse göremiyordum Etrafında çok sayıda çocuklar vardı Ben yine: - Bunlar kimdir? dedim Cevap vermeyip: - Yürü ! Yürü ! dediler Beraberce yürüdük Ulu bir ağacın yanına geldik Ne bundan daha büyük, ne de daha güzel bir ağàç hiç görmedim Arkadaşlarım: - Ağaca çık ! dediler Beraberce çıkmaya başladık Altun ve gümüş tuğlalarla yapılmış bir şehre doğru yükselmeye başladık Derken şehrin kapısına geldik Kapıyı çalıp açmalarını istedik Açtılar ve beraberce girdik Bizi bir kısım insanlar karşıladı Bunlar yaratılışça bir yarısı çok güzel, diğer yarısı da çok çirkin kimselerdir Sanki böylesine güzellik, böylesine çirkinlik görmemişsindir Arkadaşlarım onlara: - Gidin şu nehire banın! dediler Meğerse orada açıkta bir nehir varmış Suyu sanki sâfi süttü, bembeyaz Gidip içine banıp çıktılar Çirkinlikleri tamamen gitmiş olark geri geldiler İki tarafları da en güzel şekli almıştı |
![]() |
![]() |
|