10-03-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Tango
tango
Eski Yunanda her bir Tanrı için ayrı danslar vardı Mısırlılar Tanrıların dans ettiğine, Hintliler dansın Tanrının ihsanı olduğuna inanırlardı Kutsal varlıklara yakarmak için dans edilen günlerden binlerce yıl sonra 1880′lerde Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yeniden doğan, kadınlar uğruna düelloda ölen erkekler için yeraltında gizlice çalinan tango göçmenlerin dansı müziğiymiş önceleri Fakat 20 yüzyılın başlarında ilk kez Paris’te dinlenince herkesi büyülemiş Tangonun en moda olduğu yıllar I Dünya savaşı sonrasıdır
1913′te Amerikayıda sarmış Ritim ve sözleriyle başkaldıran bir neslin ifade biçimi   Büyük ümitlerle göç edilen bir vatanda aradığını bulamayan, geçmişini özleyen milyonlarca insanın duygularının estetik bir anlatımı  Kısacası toplumca ifade olmuş tango   Tangonun cazibesi ve stili diğer danslardan biraz daha farlıklıdır, birbirinden uzaktalar, bedenleri dimdik, kadın bacaklarını saran fileli çorap ve derin yırtmaçlı eteğiyle meydan okumaya hazır, karşısındaki ise smokinli bir erkek ansızın bando neondan yükselen nağmelerle birlikte, birbirlerine doğru yürüyor ve kenetleniyorlar ve ardından küçük adımlarla başlayan dans ve ardından hızlanıyor  Tutku, öfke, şiddet, hüzün hepsi müzikle birleşiyor  İşte tüm bu duyguları aynı anda yaşatan dans başlıyor …
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|