![]() |
Burçlar Islam Alimlerinin Görüşleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Burçlar Islam Alimlerinin Görüşleriislam alimlerinin görüşleri "BURÇLAR" TASAVVUF EHLİNİN GÖRÜŞLERİ Önce Tasavvufun en önde gelen simâlarından Muhyiddin A'râbî'nin âlemin ve burçların oluşu hakkındaki görüşlerini dinleyelim özetle; Fütuhatı Mekkîye isimli eserinden; MUHYİDDİN A'RABİ DİYOR Kİ: «Hakk Teâlâ, kendinde bir şey yok iken, mevcûdiyet sıfatıyla sıfatlanmıştır ![]() ![]() Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz: «Allah vardı ve onunla beraber hiç bir şey yoktu ![]() Buyurmuşlardı ![]() Hakk Teâlâ kendi nefsi ve hüviyeti yönünden bilinmez; bu bilinmezlik ve görünmezlik keyfiyetine de İLİM denmiştir ![]() Hakk Teâlâ'nın evvelki şekli, buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır ![]() ![]() ![]() İşte bu ilk duman da Rahman'ın Zâhir adı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() İlimde mevcût olan bu sıfatlara da makûlât dendi ![]() ![]() ![]() ![]() Buna da «Levhi Mahfuz» veya «Zâti Tabiat» denildi ![]() ![]() Rükünler boyutunda ateş-hava-su-toprak; cisimler âleminde Sıcaklık, rutubet, soğukluk, kuruluk; Canlılar düzeyinde de kan, safra, sevda, balgam denilir ![]() Bundan sonra «akl-ı evvel» çehresini o dumâna çevirerek, kendisinden neler kaldığını görmek istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() «Şunu da bil ki, Hakk Teâlâ daha evvelce anlattığımız kürsü içinde şeffaf dairevi bir cisim yaratmıştır ![]() ![]() Bu burçlar toprak, su, hava, ateş gibi unsurlardan olup, tıpkı dünya ehlinin unsurlarına benzer ![]() Hakk Teâlâ her bir burçta cennet ehlinden bir melâikeyi orada iskân ettirir ![]() ![]() ![]() Gerçek olarak âlemimizin öncülüğünü bu 12 burçta bulunan 12 melâike yapmaktadır ![]() ![]() ![]() Konaklar üçtür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu anda bize cennet gibi gelen dünyamız âhıret günü itibariyle ateşe döneceği için Berzahta bu dört menzilin hükmü altındadır ![]() ![]() Bunlardan Koç, Aslan, Yay aynı mizaç ve mertebededir ![]() Boğa, Başak ve Oğlak başka mertebede ve aynı mizaçtadır ![]() İkizler, Terazi ve Kova başka mertebe ve aynı mizaçtadır ![]() Nihayet Yengeç, Akrep ve Balık başka mertebede ve aynı mizaçtadır ![]() ![]() Dünyanınki ise Yengeç burcudur ![]() Berzah âlemi ise Başak burcunun hüküm ve etkisi altındadır ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hakk Teâlâ oniki burcun mümessili olan her bir melaikeye otuz ilim hazinesi vermiştir ![]() ![]() Cennet ve Cehennem ehline nezaret hakkı da bu 12 burca verilmiştir ![]() ![]() Cennetlerdeki meydana getirişlerden tutun da; yemek ve içmek, nikâh ve hareket, değişiklik ve şehvet gibi şeyler hepsi o hazinelerden inen 12 burcun temsilcileri eliyle ve Allâh'ın izniyle olur ![]() ![]() İnsanın âhıret neşeti berzah neşeti gibidir ![]() ![]() Mükevkep felek cennetin tabanı, atlas felekte cennetin semâsıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En azametli burçlar da hava tabiatlı İkizler, Terazi ve Kova burçlarıdır ![]() Dünyâ ve dünyâ semâsı içindeki aydan sonra ikinci semâda Merkür, üçüncü semâda Venüs, dördüncü semâda Güneş, beşinci semâda Mars, altıncı semâda Jüpiter, yedinci semâda da Satürn vardır ![]() Bu gezegenlerin her biri meydana geldikten sonraki zaman içinde, burçlardaki hazineler bu gezegenlere melâikeler tarafından indirildiler ve bütün bu uydulardaki rükûnlere tesir etmeye başladılar ![]() Zaman, tümüyle izafî bir şey olup gerçek varlığı yoktur ![]() ![]() Allah her semâyı imâr edecek ruh âlemleri ve melâikeler yaratmıştır ![]() İnsanlardan evvel, Allah yeryüzünde ateşten yaratılmış olan cinleri var kılmıştı ![]() Dünyâdan ayrıldıktan sonra, artık uyku diye bir şey yoktur ![]() ![]() Mükevkep felek ateşe döndüğünde, bu feleğin içi Mukaar yâni sonsuz ateş derinliği olduğundan cehennem adını almıştır ![]() Sırat ise, arzımızın üstünden mükevkep felek doğrultusunda ve belirli bir yükseklikte cennet surları dışındaki geniş ve çimenli alana doğru kurulur ![]() Dünyâda insan bir hayâldir ![]() Bugün evi denen bu yerler kıyâmet günü Cehennem evi haline gelecektir ![]() Evet, Hazreti Muhammed Aleyhi's-selâm’ın getirdiği İslâm Dinini en iyi anlayanlardan biri olan Muhyiddini A'rabî'den bu konuda size naklettiğimiz cümleler şimdilik bu kadar ![]() İBRAHİM HAKKI ERZURUMİ DİYOR Kİ: Zamanın Gavs-ı A'zâm’ı ve Kutbul Aktabı olarak bilinen büyük âlim, mütefekkir ve mutasavvıf İbrahim Hakkı Erzurumî de Burçlar ve tesirleri hakkında bakın neler demiş: «Zuhal (Satürn) yıldızın tabiatı gayet soğuk ve kurudur ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşılık Zühre (Venüs) gezegenine bakmak da surûr ve safâ getirir demişlerdir ![]() Zuhal yıldızına ahmaklık, cehalet, korkaklık, cimrilik, kin, yalan, levm, tembellik ve geç anlama gibi huylar izafe edilmiştir ![]() ![]() Zuhal Çarşamba gecesine ve Cumartesi gününe hâkim bulunmuştur ![]() Bu gibi bilgileri her gezegen için anlatan İbrahim Hakkı Erzurumî bu arada çeşitli hadîslerde geçen «beş yüz yıllık yol» tabiri için de şu izâhı yapmaktadır: «Heyeti İslam'da göklerin ve yerlerin büyüklük ve uzaklıklarını beşer yüz yıllık yol ile tarif etmekten maksat büyüklüklerinde mübalağadan kinayedir, yoksa bu esas ölçüleri değildir ![]() Bu şiirinde yıldızların olaylar üzerindeki tesirlerini şu satırlarla ifâde eder ![]() ![]() «Ve sonra Hakkı der, ilm-i felek sırrını a’yân ettim Otuz beyt içinde Nahs ve Sa’d saatlerini beyân ettim ![]() İki âlemde bir bildim müessir Zât-ı Mevlâ’yı Fakat sebeplere bağlanmış ednâyı hem alâyı ![]() Eğer bilmek dilersen olduğun saat ne saattır Hangi yıldız hükmeder, ol dem nuhusat ya seadettir ![]() Dünyâ üzerindeki oluşumların sebeplerinin yıldızlar olduğunu, ancak bu sebepleri meydana getirenin de Allahü Teâlâ olduğunu böylece tespit eden Erzurumî, Ayın tesirleri hakkında da özetle şunları söylemekte: «Denizlerdeki med-cezir olaylarında ay baş müsebbibdir ![]() Ayın ilk on beş gününde sıcaklık ve rutubet çok olduğundan damarlar kan ile dolup insan ve hayvan bedenleri kuvvet bulur ![]() Dolunaydan sonra soğuk ve kuruluğun ağır basmasıyla ihtilatı erba bedenin derinliklerinde bulunmakla damarlarda kan azalıp, büyüme ve gelişme az olur ![]() ![]() Arabî ayların ilk yarısında hastalanan kolay kurtulurken, ikinci yarıda hastalananlar güç sıhhat bulurlar ![]() Ayın ilk yarısında canlıların beyin dokuları ziyade olup, ikinci yarısında azalma olur Mehtapda insan aya karşı uyusa veya çok otursa, bedenine gevşeklik ve tembellik gelip, baş ağrısı ve nezle olabilir ![]() Mehtapda hayvan eti kalsa az zamanda tadı ve kokusu değişir ![]() İlk yarıda balıklar su yüzüne yakın olup yağlı ve güçlü iken, ikinci yarıda dibe kaçıp güçleri ve yağları azalır ![]() İlk yarıda haşerat yeryüzünde daha çoğalır ve yırtıcılar canlıları yemeye daha heveskâr olur ![]() ![]() Ayın ilk yarısında dikilen ağaçlar çabuk büyür ve çok gelişir; ikinci yarıda ise dikilen ağaçlar zayıf olur veya kurur ![]() Ayın çeşitli burçlarda doğuşunun hangi sahalarda getireceği faydalar hakkında da özetle şunları söylemekte «MARİFETNAME» sahibi ![]() «Ay; Koç burcunda doğduğunda her işe başlamayı güzel say; Boğada olduğunda evlen, ticaret yap, bina yap; İkizlerde doğduğunda gayrımenkul al, ilim oku; Yengeçte iken haberleşmeye değer ver, müshil kullan, seyahate çık; Aslanda iken ihtiyaçlarını, giderecek kişiye arzet, ziraat, tamir ve hacamat yap; Başakta iken yeni giy, dostlarla sohbet et ve ibâdete ağırlık ver; Terazide iken alış-veriş yap, sohbet eyle, Kur'ân dinle, devâlı nesneleri iç; Akreb burcunda iken, temizlen, arın, yanlızlığa çekil, sükût edip iç âlemine dön; Yay burcunda iken kan aldır, hamam ve traşı iyi say; Oğlak burcunda iken kuyu kaz, toprakla uğraş, alış-verişi iyi say; Kova burcuna geldiğinde vasıtalı olarak seyahate çık güzel yerleri gez; Balık burcunda iken de deniz seyahati iyidir, ortaklık ticareti iyi olur ![]() Mârifetnâme'de, Gezegenlerin tesirinin hakikatı bahsinde Beşinci nevî de özetle şöyle demektedir İbrahim Hakkı Hazretleri: «Yıldızlar meleklerin elinde mecbur ve muztardır ![]() ![]() ![]() Güneş sıcak ve kurudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oniki burçda oniki melek vardır yedi gezegen gece gündüz o burçların kapılarında dolaşıp hizmet ederler!" Bu konuyu daha detaylı olarak anlatan İbrahim Hakkı konuları geniş boyutlu görmek gerektiğini de belirterek tek bir bilimle çözülemiyeceğine işaret ederek şöyle der: «Bu hakikatı bu şekilde idrâk etmek ne tıb ilmiyle, ne Hikmeti tabiî ile ve ne de ahkâm-ı nücum-astroloji hükümleri-ile hasıl olur ![]() ![]() ![]() Günün hangi saatlerinde hangi işlerin yapılmasının uygun olacağını dahi astrolojik tesirlere bağlı olarak açıklıyan Erzurum'lu ibrahim Hakkı, bu konuda da şöyle der: «Otuz beyt içinde nahs ve sa'd-menfi ve müspet saatleri beyân ettim ![]() İki âlemde bir bildim müessir zâtı Mevlâyı Fakat sebeplere bağlamış ednâyı hem â'lâyı Eğer bilmek dilersen olduğun saat ne saattır Hangi yıldız hükmeder ol dem nühuset ya seadettir ![]() Bu arada günün hangi saatine hangi yıldızın radyasyonu güçlüdür bunun hesabının nasıl yapılacağını öğreten beyitleri yazan Hakkı daha sonra şöyle der: "Saat zamanlarını bir bir yedi gezegene ver gel ![]() Olduğun vakte hangi gezegen gelirse hâkim onu bil Zuhaldir -satürn- nahsı ekber saati hem ağır olurmuş Yeri yedinci felektir bina yap başlama hiç iş Mübârek müşteridir -Jüpiter- sa'di ekber saatini hoş bil Bey ve şira, tezvic edip her şugle ol mail ![]() Cihan Merihe -mars- mahkûm olduğu saat hiç iş etme Çünkü nahs-ı esgardır kan aldır kimseye gitme ![]() Mübârek şems-güneş-hükmünde, taleb kıl cümle yârânı Yeri dördüncü felektir ziyâret eyle sultanıZühre -venüs- sa'di esgardır o saat ictima eyle ![]() Sohbet ve tatlı söz et güzel ses istimâ eyle ![]() Nakş, et, hesab etmek olur mergub Kamer -ay- sa'd oldu bu gökte o saatte sefer hoştur Ticaret, şirket, haber ve mektub göndermek hoştur ![]() Yedi seyyare ahkâmı bu tertib üzere kanundur ![]() Gel ey Hakkı bil o Hakk'ı, cümle hüküm O'nundur ![]() Bedenin terkibi bahsinin ikinci fasıl, üçüncü nevi'nde ise Erzurum'lu İbrahim Hakkı Hazretleri şu görüşü anlatır: «Allahü Teâlâ'nın kudreti ile, ulvî ecramın -planetlerin ve burçların- süflî cisimlerde -maddî yapılarda- çeşit çeşit tesirleri daimî olduğundan, bütün halkın şekil, hâl, ahlâk ve tavrı henüz ana rahminde nutfe iken rast gelen baht ve tali'leri tesirlerinden meydana gelmiştir ![]() Ana rahmine nutfe vâhi olduğu saatte, baba ve ******n tâlileri hangi işte ise, o, mutfenin zâtına tesirle nakşıbend, yâni işlenmiş olur ![]() Meselâ saâdeti, şekâveti, anlayışlı, ahmâk, bahil cömert, korkak, yiğit, sevgi, düşmanlık hırs kanâat, himmet ve alçaklık, fakirlik ve zenginlik, rahat ve rahatsızlık, yaşama ve yaşamama, ceml ve kemâl, kelâl ve melâl her ne hal üzere ise, o nutfenin zâtına tali olur ![]() Çünkü o nutfe ceninin cisminin levh-i mahfûzdur ![]() ![]() O halde, saîd olan, o saâdetini annesi karnında bulmuştur ![]() ![]() Nitekim Habîb-i Ekrem (s ![]() ![]() Said o kimsedir ki, annesi karnında said olmuş; şakî o kimsedir ki, annesi karnında şakî olmuştur! ![]() ![]() Herkesin Tâli'nin tesirini remz ve işaret ile duyurmuştur ![]() Halkın bütün şekil, sıfat ve mizaçları felekî vaziyetler gereğince rahîmlerde ayrı olunca, ecelî müsemmaları da mizaçlarına göre orada muhtelif takdir olunmuştur ![]() Aslına sadık kalarak günümüz Türkçesine «Mârifetnâme»yi kazandıran Bedir Kitabevi'nin basmış olduğu nüshalarda nakletmiş olduğumuz bölümleri daha detaylı olarak okuyabilir inceleyebilirsiniz ![]() ![]() Mevzûu daha fazla uzatmamak gayesiyle, Muhteremi İmam Azîz bin Muhammed Nesefî hazretlerinin yazmış olduğu «Zübdetül Hakaik» adlı eserinden alıntılar yapmayacağım ![]() ![]() ![]() ![]() İnşâallâh Muhyiddin A'rabî Hazretlerinin «Fütûhatı Mekkiye» adlı eseri de orijinaline sadık kalınarak Türkçeye kazandırılabilse ![]() ![]() __________________
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|