Her şey Aslına Döner!

Soğuk savaş yıllarında genç nesiller ’tarihi materyalizm’teziyle inançsızlık girdabında boğulma tehlikesi atlattı Komplo teorileri bir yana insanlık inanç, ırk ve ideolojik açıdan sosyal katmanlara ayrıştırıldı Elit ve ezilen, avam ve havas, zengin ve fakir sınıfları arasındaki uçurumlar derinleştirildi Dolaplar dönüyor, değirmen öğütüyor ve ürettiklerini tüketiyorlardı Hitler, Alman milletinin devamı için en büyük tehlike olarak gördüğü iki başlı (Siyonizm ve Komünizm) ejderhasına karşı savaş ilan etmişti Kendini Rusya’nın esaretindeki Müslümanların hamisi sayan Hitler, Hıristiyan inancının Mesihi olduğunu bile iddia ediyordu
Eskinin firavunları geçen yüzyılda Stalin, Pol Pot, Mussolini veya Hitler adını alıyor, günümüzde yeniden hortluyordu Bencillik, insanoğlunu ’Tanrı’ya kafa tutacak kadar küstahlaştırıyordu ’Benlik’bazen dar çaplı örgütlenmelere bazen de ırk ve sınıf asabiyetine bürünüyor, üçüncü şahısları yönetme hırsıyla gözü dönünce şefkat, hürmet, sevgi, merhamet hislerini tamamen körleştirebiliyor 30 yıl önce duvarlar yıkılırken perdeler de aralandı Vicdan ve bencillik kavgası sahneye farklı sürümüyle çıktı Tüketim kültürüyle beslenen, ihtiraslarla kamçılanan çıkar çatışmaları ise dünyayı fesada verme yarışında hız kesmedi Doğunun içe kapanık mistisizmi ile Batının akıl ve maddeyi ilahlaştıran felsefesi arasında bocalayan insanlık, isteklerinin sınırsızlığı ve yeteneklerin kısırlığı arasında kıskaca alındı, bunalım geçiriyor, depresyon yaşıyor
Sömürge çağının çığırtkanları, Afrika ve Asya’yı köleleştirirken kamuoylarına ilkel toplumlara medeniyet götürdüğü propagandasını yayıyordu Köleler, Komünizmde esir, kapitalizmde robot, liberalizmde gönüllü uşaklığa alıştırıldı Misyonerlik matruşkasının altından çıkar zincirleri örülüyordu Şimdi ’Medeniyetler Çatışması’tezinin arkasında da aynı sömürge düzeni işletiliyor
Afrika’nın kanını emdiler, Ortadoğu’nun petrollerini rezervlerine bağladılar şimdi gözlerini Asya’nın zenginliklerine çevirdiler Medvedev, Obama’ya, “nükleer programı yüzünden İran’a uygulanan yaptırımlara daha sıcak bakabilecekleri” işaretini vermiş Güya ABD, Rusya’nın desteklediği İran’a karşı Polonya, Çek Cumhuriyeti yahut Türkiye’de füze kalkanı kuracaktı Rusya da buna karşılık İran’a S-300 füzeleri satmak için sözleşme imzalamıştı Bu filmi 50 yıl önce de izlemiştik Rusya, Küba’ya SAM füzeleri yerleştirince ABD, Türkiye’ye yerleştirdiği ve rotası SSCB’ye çevrilen nükleer başlıklı 15 Jüpiter füzesini sökerek komşumuzla bizi karşı karşıya getirmişti Dinler, mezhepler, ırklar, kültürel farklılıklar onlar için yalnızca birer bahane Saflıklarından, güçsüzlüklerinden istifadeyle yüzlerce yıldır beraber yaşayan kesimleri insafsızca birbirlerine kırdırır, kan gövdeyi götürünce kurtarıcı olarak yardıma koşar! Menfaatlerine ulaşmak için taciz etmedikleri sinir ucu bırakmazlar İnancın nüansından, ibadetin şekline, tenin renginden, dilin şivesine kadar istismara açmadıkları tek nokta koymazlar Düzeninin devamı için aradaki düşmanlıkların sürmesi, kavgaların kızışması, çatışmaların alevlenmesi gerekmektedir Aralarındaki sorunları kendilerince çözmeye hakları yoktur Sorunlar ancak kanla çözülür Aslında bu bakımdan pek de kınamamak lazım! Batı demokrasisini içsavaşlar ve vahşice kardeş kavgaları temelinde kurmuştu Şimdi tecrübelerini bize dayatıyorlar Tanışmanın, konuşmanın, görüşmenin unsurları olan farklılıklar onların gözünde, madenlere, petrole, ham maddelere açılan kapı kollarıdır Gözleri güçlüyü görür, kulakları küfrü duyar, dilleri dedikoduya döner Güzeli görmez, doğruyu duymaz, sevgiyi söylemez
Oysa Anadolu hamuru, Mevlanalar, Yunus Emreler, Ahmedi Haniler, Hacı Bektaşlar ile yoğrulmuştur Biz, dünyada medeniyetini kansız kurabilen tek medeniyetin varisleriyiz




AHMET ÜNAL