Kyzikos Erdek – Bandırma
Bandırma’nın 5 km
kuzeybatısında, Kapıdağ yarımadasını ana karaya bağlayan, dar ve alçak kıstağın kuzey doğusundadır
Burası İlk Çağ’da karaya yakın bir ada konumunda idi
3000 yıllık bir tarihin, gizemli vadilerin, şelalelerle süslü derelerin ve akvaryumu andıran koyların izini sürmek için yol alıyoruz
Bir zamanlar Kyzikos Antik Şehri’nin kurulu olduğu yarımadada Hadrianus Tapınağı, Collesium kadar görkemli amphi tiyatro, Kirazlı Manastırı ve eski Rum köyleri tur boyu bizi geçmişe götürecek tarihi kalıntılardan bazıları
Arktonnesas denilen ada Hellence “Ayı Adası” anlamındadır
Kyzkos isminin Hellen dilinde anlamı olmadığı gibi kökeni de bilinmemektedir
Kyzikos ile ilgili araştırmalara XV

yüzyılda başlanmıştır

Nitekim İtalyan tüccar ve araştırmacı Ankonalı Cyriacos, burada gördüğü, ancak günümüze çok azı gelebilmiş kalıntılardan söz etmiştir

Onu izleyen yıllarda ise diğer gezginler kentle ilgili hiçbir bilgi vermemişlerdir

XVIII-XIX

yüzyıllarda Avrupalı gezginler
Kyzikos’a gelmişlerse de yalnızca Hadrianus mabedi ile ilgilenmişlerdir

C

Texier de tiyatronun ayakta kalmış kemer ayaklarının çizimlerini yapmıştır

Perrot,1862’de yayınlanan Galatia ve Bithynia seyahatnamesinde
Kyzikos’un günümüze ışık tutan plânı ve bazı kalıntılarını çizmiştir

Onları Rustafsaell ve Hasluck’un çalışmaları izlemiştir

Arkaik dönemde (M

Ö

479 öncesi) burada Dolionez denilen bir topluluk yaşıyordu

Bununla beraber kentin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu da açıklık kazanamamıştır
Kyzikos’un ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamakla beraber M

Ö

756’da Miletos’dan gelenlerin kenti ele geçirdiği bilinmektedir

Miletoslu göçmenlerin yönetiminde, çevrenin önemli bir balıkçılık ve ticaret merkezi olmuş, Karadeniz kentleriyle yapılan ticarette üs konumunu yüklenmiştir

Ord

Prof

Dr

Ekrem Akurgal’ın burada yaptığı kazılarda Geç Geometrik dönem keramiklerinin bulunduğu kentin M

Ö

VII

yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olduğunu ortaya koymuştur

Ancak kent konumuna Miletoslular zamanında erişmiştir
Perslere karşı başlatılan ayaklanmada Miletosluların yanında olmamışlardır

İsyanı bastırmak için yola çıkan Pers donanmasını, onlar gelmeden önce Daskleion kentindeki satrap Olbares ile anlaşarak onlara bağımlılığını bildirmişlerdir

Bu nedenle de
Kyzikos, diğer kentler gibi yakılıp yıkılmaktan kurtulmuştur

M

Ö

498’de Atina’nın egemenliğine girdiğini Xenophon’dan öğreniyoruz

M

Ö

281 de Kunupedion savaşının ardından Seleukos Krallığının eline geçmiştir
Kyzikos’un Pergamon Krallığı ile olan ilişkileri de bu dönemde başlamıştır

Pergamon Krallığının vasiyet yoluyla Roma’ya katılmasından sonra da Bergama’ya bağlı bir Roma eyaleti konumuna girmiştir

Kısa bir süre sonra bağımsızlık hakkını elde etmiştir

Ancak M

Ö

I

yüzyılın ikinci yarısında Roma’nın doğu ülkeleri komutanı Antonius’un donanmasını hazırlaması isteğini kabul etmemiş, bunun sonucu olarak da bağımsızlığını kaybetmiştir

İmparator Hadrianus döneminde (M

S

117-138) önemli bir kültür merkezi olmuştur

İmparator M

Ö

124’de
Kyzikos’a gelmiş, kısa süre sonra da İmparatorluğun kültürünü benimseyen kentler arasına girmiştir

Bu nedenle Roma’nın ekonomik desteğini kazanmış, kentte yeni eserler yapılmaya başlanmıştır
Doğu Roma İmparatoru Constantinus’un, Byzantionu başkent yapmasıyla birlikte
Kyzikos’lu bilginler oraya göçmüşlerdir

Ne var ki,Byzantion’un deniz ticaret merkezi oluşu
Kyzikos’u ekonomik yönden çöküntüye uğratmıştır

Arap akınları, 943 depremi kente zarar vermiştir

Nikaia piskoposluğunun güçlenmesinden ötürü
Kyzikos’da oraya bağlanmıştır

Bunun ardından 23 Eylül 1063 depremi kenti tümüyle yıkmış, halk da Artaka’ya (
Erdek) göçmüş ve bir daha da eski günlerine dönememiştir
Kyzikos’dan günümüze ulaşan kalıntıların başında Hadrianus Mabedi gelmektedir

Mabedin yapımına Hadrianus döneminde başlanmış,Marcus Aurellius döneminde (M

S

161-180) tamamlanmıştır
Kyzikos’un güneybatısındaki mabet kentin geçirdiği depremlerden etkilenmiş,taşları çeşitli yapılarda kullanılmak üzere yerlerinden sökülmüştür

Günümüze mabetten yalnızca çevresindeki terasları destekleyen bir kemer ve tonozlu temelleri gelebilmiştir
Anconalı Cyriacus da mabedin 33 sütununu ve üst yapısının ayakta olduğunu gördüğünü belirtmiştir
Kyzikos tiyatrosu, kent surlarından bazı kalıntılar dikkati çekerse de bunların pek fazla bir önemi bulunmamaktadır

Roma döneminde içerisinde gladyatör gösterileri ile vahşi hayvan mücadelelerinin yapıldığı amfitiyatro Hamamlı ve Çeltikçi köyleri arasındaki bir dere yatağındadır

M

S

124 depremi kentteki birçok yapı gibi burasını da yıkmıştır

Kentin nekropolü Edincik yolu üzerindedir
Kyzikos kalıntıları İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile
Erdek Açık Hava Müzesindedir

İstanbul Arkeoloji Müzesi Arkaik dönem eserlerinin sergilendiği salonda bir erkek torsosu ile dans eden figürler,
Erdek’te ise asma dalı ve üzüm salkımları kabartmaları ile bezenmiş sütun parçası dikkati çekmektedir
Kyzikos’un nümizmatik alanında da ayrı bir önemi vardır
Kyzikos,Perslerin M

Ö

V-IV yüzyıllarda elektron stater basma izni verdiği birkaç kentten birisi olmuştur