Odunun Yapısı ve çeşitleri |
09-22-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Odunun Yapısı ve çeşitleriOdunun Yapısı ve çeşitleri Bitkilerin kök, gövde ve dalları uç bölgelerdeki hücrelerin çoğalması, yani yeni hücrelerin oluşması sonucu uzar Böylece, çokyıllık bitkiler her baharda biraz daha boy atar Her yeni uzama bölgesi başlangıçta yeşil ve yumuşak olmakla birlikte, sonbahara doğru sertleşerek koruyucu bir kabuk katmanı ile örtülür Bu değişikliğe, büyüme döneminde uzamış bazı hücrelerin çeperlerine odunözü (lignin) denen sert bir bileşiğin toplanması yol açar Odunözüyle dolan hücreler, çeperlerinin kalınlaşıp su geçirgenliğinin azalması sonucu canlılığını yitirerek sertleşir ve uzun iplikçikler halinde bir araya yığışarak odunu meydana getirir Odunun yapısını oluşturan bu iplikçiklerin bir bölümü köklerin topraktan emdiği suyu yapraklara ileten ince borucuklar halindeki odundoku hücreleri, geri kalanlar ise ağacı dik tutan sert liflerdir (bak AĞAÇ; BİTKİ) Ağaçların gövdesi her yıl yalnızca boyuna değil enine de büyür; gövdenin çevresine yeni odun hücreleri eklendikçe gövde giderek kalınlaşır ve güçlenir Bu yeni odun katmanı büyütkendoku denen özel bir hücre halkası tarafından oluşturulur Körpe bir dalın kabuğunu soyacak olursanız alttan, üzeri kaygan bir sıvıyla kaplı, sarımsı yeşil bir katman ortaya çıkar; işte bu, büyütkendoku katmanıdır İlkbaharda ağaçlar ve çalılar hızlı bir büyüme sürecindeyken büyütkendoku gövdede, besisuyunun yukarıya iletilmesinde rol oynayan iri hücreler oluşturur Yaz sonuna doğru ise büyüme giderek yavaşladığından yeni oluşan hücrelerin de boyutu küçülür Bu yüzden ilkbaharda oluşan odun katmanı, sonbaharda oluşana göre daha açık renkli ve daha yumuşaktır Bir biri ardı sıra oluşan daire biçimindeki bu iki katmanın tümüne birden yıllık halka ya da büyüme halkası denir Enine kesilmiş bir ağaç gövdesini incelediğinizde bu halkaları kolayca görebilirsiniz Gövdedeki her halka bir yılı simgelediğinden, halkalar sayılarak ağacın yaşı saptanır Ayrıca, gene bir ağacın yıllık halkalanna bakarak geçmiş yıllardaki iklim koşullarına ilişkin bilgi edinilebilir Çünkü, kurak yıllarda oluşan halkalar bol yağışlı yıllarda oluşanlara göre daha dardır Bilim adamları bu yöntemi kullanarak geçmişteki iklim koşullarını ve eski uygarlıklardan kalma ahşap yapıların yapıldığı tarihi belirleyebilmektedir Hatta fosil ağaç gövdelerinden bile yaşadıkları dönemin iklimine ilişkin ipuçları elde edilmektedir (bak FOSİL) Ağaçlar her yıl hem boyuna hem de enine büyürken, bir yandan da kabuk büyükten dokusu denen bölünebilir hücrelerce yeni kabuk katmanları oluşturulur Ağaç yaşlandıkça ve gövde genişledikçe kabuk çatlayıp yarılmaya başlar Sonuçta ağaçların gövdeleri kırışık bir görünüm alır Enine kesilmiş bir ağaç gövdesinde en dıştan içe doğru sırasıyla kabuk, büyükten doku, odun ve Öz katmanları yer alır Büyükten doku dışında, çıplak gözle de kolaylıkla ayırt edebileceğiniz bu katmanlardan odun katmanı, ortada özodun denen koyu renkli ve sert, dışta diri odun denen açık renkli ve besisuyu içeren iki bölümden oluşur Özodun ağacın yaşamsal işlevlerine katılmayan ölü hücreleri, diri odun ise su iletimi ve besin depolama işlevlerini üstlenmiş canlı hücreleri içerir Gene enine kesilmiş bir gövdede merkezden kabuğa doğru ışınsal olarak yayılan ince çizgicikler görünür; öz ışınları adı verilen bu çizgiciklerin başlıca işlevi odunun hava almasını sağlamaktır Odunlar, sert odunlar ve yumuşak odunlar olarak iki gruba ayrılır Genellikle meşe, gürgen, kayın, kestane, ceviz, dişbudak, karaağaç, huş ağacı, maun ve tik agacı gibi geniş yapraklı ağaçlar sert odunlu; çam, köknar, ladin, servi ve melez gibi iğneyapraklı ağaçlar ise yumuşak odunlu ağaçlardır Ama bu sınıflama, çağrıştırdığının tersine, yalnızca odunların yumuşaklık ve sertliklerine göre değil, odunların yapısındaki hücrelere göre de yapılır Örneğin, tropik bölgelere özgü bir ağaç olan balsa sert odunlular arasında sınıflandırılmakla birlikte, en yumuşak odunlu ağaçlardan biridir Sert odunlulardan, sağlam, dayanıklı ve ince damarlı meşe odunu eskiden ev ve gemi yapımında, günümüzde ise daha çok mobilya ve parke üretiminde; açık renkli, sert dokulu bir odun olan kayın sandalye ayağı, alet sapı ve fırça sırtı gibi çeşitli eşyaların yapımında; sert ve sağlam ceviz odunu ince marangozluk, mobilyacılık ve oymacılıkta; sık dokusu ve kırmızımsı rengiyle bütün sert odunluların en değerlilerinden biri olan maun ise mobilyacılıkta kullanılır İğneyapraklı ağaçların genellikle daha yumuşak olan odunları kesici aletlerle ve ağaç işleme makineleriyle kolaylıkla kesilip biçimlenebilme özelliğine sahiptir Bunlardan en çok sandık, demiryolu traversi, telefon direği, mobilya ve kâğıt yapımında yararlanılır Günümüzde, dünyada kullanılan toplam kereste miktarının yaklaşık yüzde 90'ı yumuşak odunlulardan sağlanır Çünkü yumuşak odunlu ağaçlar çok daha kısa bir sürede ve kolayca yetiştirilip 2030 yıl içinde ürün alınabilir, yani kesime hazır hale gelir Oysa, sert odunlu ağaçlardan 100 yaşından önce kerestelik odun elde etmek neredeyse olanaksızdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Odunun Yapısı ve çeşitleri |
09-22-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Odunun Yapısı ve çeşitleriAğaç ve çalıların gövde ve köklerini oluşturan lifli, sert maddeye odun denir Botanik açısından ise, bitkinin dik durmasını sağlayan ve su iletiminde rol oynayan dokular topluluğu odun olarak adlandırılır Çürümeye karşı dirençli, uzun ömürlü ve dayanıklı bir malzeme olan odundan hem yakacak, hem de kibrit çöpünden gemiye kadar sayısız ürünün yapımında hammadde olarak yararlanılır Odun çok eskiçağlardan beri kullanılmaktadır Tarihöncesi insanları odunu yiyeceklerini pişirmek ve ısınmak için yakacak olarak kullandıkları gibi oklarını, yaylarını ve başka bazı ilkel el aletlerini de odundan yapmışlardır Daha sonraları toprağı ekip biçmeyi öğrenen insanlar saban, kazma, kürek gibi tarım aletlerini ve giderek evlerini de odundan yapmaya başladılar Mobilya gibi çeşitli ev eşyaları ile tekne yapımı ise daha sonraki gelişmelerdir Demir, çelik, beton, plastik gibi, insanlarca üretilmiş bir çok malzemenin geliştirildiği günümüzde bile odundan hâlâ çok çeşitli alanlarda yararlanılır Örneğin, evlerinizin içine şöyle bir göz atacak olursanız kapıların, pencere çerçevelerinin, masa, sandalye ve koltuk gibi ev eşyalarının, hatta yer döşemelerinin odundan yapıldığını görebilirsiniz Alışveriş yaptığınızda aldığınız öteberiyi içine koyduğunuz kese kâğıdı, okuduğunuz gazete ve kitaplar da odun ürünleridir Çünkü kâğıt, parçalanıp ezilerek hamur haline getirilen odundan elde edilir Bundan başka, köylerde ve çiftliklerdeki ambarlar, çitler, at arabaları, deniz ve göl kıyılarındaki iskele ve dalgakıranlar ile maden direkleri, demiryolu traversleri ve telefon direkleri de çoğunlukla odundan yapılır Büyük kentlerde kömür, havagazı, petrol ürünleri ve elektrik yakıt olarak odunun yerini almış olmakla birlikte, odun hâlâ pek çok yörede başlıca yakacaktır Odunun Yapısı ve Çeşitleri Bitkilerin kök, gövde ve dalları uç bölgelerdeki hücrelerin çoğalması, yani yeni hücrelerin oluşması sonucu uzar Böylece, çokyıllık bitkiler her baharda biraz daha boy atar Her yeni uzama bölgesi başlangıçta yeşil ve yumuşak olmakla birlikte, sonbahara doğru sertle-şerek koruyucu bir kabuk katmanı ile örtülür Bu değişikliğe, büyüme döneminde uzamış bazı hücrelerin çeperlerine odunözü (lignin) denen sert bir bileşiğin toplanması yol açar Odunözüyle dolan hücreler, çeperlerinin kalınlaşıp su geçirgenliğinin azalması sonucu canlılığını yitirerek sertleşir ve uzun iplikçikler halinde bir araya yığışarak odunu meydana getirir Odunun yapısını oluşturan bu iplikçiklerin bir bölümü köklerin topraktan emdiği suyu yapraklara ileten ince borucuklar halindeki odundoku hücreleri, geri kalanlar ise ağacı dik tutan sert liflerdir Ağaçların gövdesi her yıl yalnızca boyuna değil enine de büyür; gövdenin çevresine yeni odun hücreleri eklendikçe gövde giderek kalınlaşır ve güçlenir Bu yeni odun katmanı büyütkendoku denen özel bir hücre halkası tarafından oluşturulur Körpe bir dalın kabuğunu soyacak olursanız alttan, üzeri kaygan bir sıvıyla kaplı, sarımsı yeşil bir katman ortaya çıkar; işte bu, büyütkendoku katmanıdır İlkbaharda ağaçlar ve çalılar hızlı bir büyüme sürecindeyken büyütkendoku gövdede, besisuyunun yukarıya iletilmesinde rol oynayan iri hücreler oluşturur Yaz sonuna doğru ise büyüme giderek yavaşladığından yeni oluşan hücrelerin de boyutu küçülür Bu yüzden ilkbaharda oluşan odun katmanı, sonbaharda oluşana göre daha açık renkli ve daha yumuşaktır Bir biri ardı sıra oluşan daire biçimindeki bu iki katmanın tümüne birden yıllık halka ya da büyüme halkası denir Enine kesilmiş bir ağaç gövdesini incelediğinizde bu halkaları kolayca görebilirsiniz Gövdedeki her halka bir yılı simgelediğinden, halkalar sayılarak ağacın yaşı saptanır Ayrıca, gene bir ağacın yıllık halkalarına bakarak geçmiş yıllardaki iklim koşullarına ilişkin bilgi edinilebilir Çünkü, kurak yıllarda oluşan halkalar bol yağışlı yıllarda oluşanlara göre daha dardır Bilim adamları bu yöntemi kullanarak geçmişteki iklim koşullarını ve eski uygarlıklardan kalma ahşap yapıların yapıldığı tarihi belirleyebilmektedir Hatta fosil ağaç gövdelerinden bile yaşadıkları dönemin iklimine ilişkin ipuçları elde edilmektedir Ağaçlar her yıl hem boyuna hem de enine büyürken, bir yandan da kabuk büyütken dokusu denen bölünebilir hücrelerce yeni kabuk katmanları oluşturulur Ağaç yaşlandıkça ve gövde genişledikçe kabuk çatlayıp yarılmaya başlar Sonuçta ağaçların gövdeleri kırışık bir görünüm alır Enine kesilmiş bir ağaç gövdesinde en dıştan içe doğru sırasıyla kabuk, büyütkendoku, odun ve öz katmanları yer alır Büyütken doku dışında, çıplak gözle de kolaylıkla ayırt edebileceğiniz bu katmanlardan odun katmanı, ortada özodun denen koyu renkli ve sert, dışta diriodun denen açık renkli ve besisuyu içeren iki bölümden oluşur Özodun ağacın yaşamsal işlevlerine katılmayan ölü hücreleri, diriodun ise su iletimi ve besin depolama işlevlerini üstlenmiş canlı hücreleri içerir Gene enine kesilmiş bir gövdede merkezden kabuğa doğru ışınsal olarak yayılan ince çizgicikler görünür; öz ışınları adı verilen bu çizgiciklerin başlıca işlevi odunun hava almasını sağlamaktır Odunlar, sert odunlar ve yumuşak odunlar olarak iki gruba ayrılır Genellikle meşe, gürgen, kayın, kestane, ceviz, dişbudak, karaağaç, huşağacı, maun ve tikağacı gibi geniş yapraklı ağaçlar sert odunlu; çam, köknar, ladin, servi ve melez gibi iğneyapraklı ağaçlar ise yumuşak odunlu ağaçlardır Ama bu sınıflama, çağrıştırdığının tersine, yalnızca odunların yumuşaklık ve sertliklerine göre değil, odunların yapısındaki hücrelere göre de yapılır Örneğin, tropik bölgelere özgü bir ağaç olan balsa sert odunlular arasında sınıflandırılmakla birlikte, en yumuşak odunlu ağaçlardan biridir Sert odunlulardan, sağlam, dayanıklı ve ince damarlı meşe odunu eskiden ev ve gemi yapımında, günümüzde ise daha çok mobilya ve parke üretiminde; açık renkli, sert dokulu bir odun olan kayın sandalye ayağı, alet sapı ve fırça sırtı gibi çeşitli eşyaların yapımında; sert ve sağlam ceviz odunu ince marangozluk, mobilyacılık ve oymacılıkta; sık dokusu ve kırmızımsı rengiyle bütün sert odunluların en değerlilerinden biri olan maun ise mobilyacılıkta kullanılır İğneyapraklı ağaçların genellikle daha yumuşak olan odunları kesici aletlerle ve ağaç işleme makineleriyle kolaylıkla kesilip biçimlenebilme özelliğine sahiptir Bunlardan en çok sandık, demiryolu traversi, telefon direği, mobilya ve kâğıt yapımında yararlanılır Günümüzde, dünyada kullanılan toplam kereste miktarının yaklaşık yüzde 90'ı yumuşak odunlulardan sağlanır Çünkü yumuşak odunlu ağaçlar çok daha kısa bir sürede ve kolayca yetiştirilip 20-30 yıl içinde ürün alınabilir, yani kesime hazır hale gelir Oysa, sert odunlu ağaçlardan 100 yaşından önce kerestelik odun elde etmek neredeyse olanaksızdır Odunun Kurutulması ve İşlenmesi Ağaçların kökleri aracılığıyla emdiği su gövdeden yukarıya doğru taşındığından, yeni kesilmiş bir ağacın odununda bol miktarda su bulunur Örneğin, dünyadaki canlıların en büyüğü olan sekoya ağaçlarından tek bir tanesi küçük bir yüzme havuzunu dolduracak kadar su içerir Bu nedenle odunun kullanılmadan önce kurutulması gerekir İyi kurutulmamış bir odundan hazırlanan kereste zamanla çeker, eğrilir, çatlar, yarılır ve kolayca çürür Bunun yanı sıra, yaş odunun işlenmesi de oldukça zordur Kurutma odunun sağlamlığını, sertliğini artırır ve işlendikten sonra aldığı biçimin uzun süre korunmasını sağlar Tüm bu işlemlere karşın, kurutulmuş odunlar bile havadaki nem oranında oluşan değişikliklere bağlı olarak çeker ya da şişer Örneğin, nemli havalarda kapı ve pencerelerin kasalarının şişerek sıkışması ya da uzun süre suyun dışında bekletilen bir kayığın su sızdırması çok sık rastlanan olaylardan birkaçıdır Kerestelerde en sık rastlanan eğrilme ve biçim bozukluğu yıllık halkaların düzelme eğiliminden kaynaklanır Bu yüzden, keresteler genellikle reçine çözeltilerine batırılarak ve ısıyla sertleştirilerek eğilmeleri önlenir Bunun dışında, ıslak ya da nemli odunlarla nemli ve havalandırması kötü ortamlarda bekletilenler mantar ve bakterilerin saldırısına uğrayarak çürür Bu canlılar bazen odunun hücre çeperlerini parçalayarak toz haline gelmeşine neden olurlar Ayrıca, odunlara zarar veren bazı böcekler de vardır Örneğin, ahşap eşyalara yerleşerek delikler açan tahtakurdu bunların en yaygınlarından biridir Gerek mantar gerekse böceklerin zararlı etkileri oduna bazı koruyucu kimyasal maddeler emdirerek, sürerek ya da püskürtülerek önlenir Bu tür maddelerden biri olan kreozot, telefon direği, çit kazığı, iskele ayağı gibi uzun süre ya da sürekli olarak nemli ortamlarda ya da suyun içinde kalan tahta malzemelerin korunmasında yaygın olarak kullanılır Ama kreozot bitkiler için zehirli bir madde olduğundan, bitkilere destek sağlamak amacıyla yararlanılan sırık ya da kazıklarda kullanılmaması gerekir Boya, vernik gibi bazı malzemeler ise, kolayca temizlenebilen düzgün bir yüzey sağlamalarının yanı sıra, odunu çürümekten de korur Odundan Elde Edilen Ürünler Odundan başta kâğıt olmak üzere birçok ürün elde edilir Odun liflerinin çeşitli kimyasal maddelerle çözülerek bazı işlemlerden geçirilmesi yoluyla, plastik üretiminde ucuz ve temel bir hammadde olan odun selülozu elde edilir Eskiden odunözü hiçbir alanda kullanılmayıp atılan sanayi artıklarından biriydi Oysa günümüzde odunun kimyasal yapısının tümüyle çözümlenmesi sonucu odun artıklarının plastik sanayisi için önemli bir hammadde olduğu anlaşılmıştır Odundan çok önemli bir kimyasal madde olan etil alkol ile metil alkol de elde edilebilir Ayrıca, çam ağaçlarından terebentin denen bir madde çıkarılır Terebentin boya, vernik, mum ve cila üretiminde kullanılır Terebentinin damıtma ürünü olan kolofandan ise kâğıt, vernik ve sabun yapımında yararlanılır Odunun yakılmasıyla elde edilen odunkömürü, gazları soğurma özelliğinden ötürü gaz maskelerinde ve vakum aygıtlarının içindeki havanın boşaltılmasında kullanılır |
|