Şengül Şirin
|
Cevap : Trabzon İmparatorluğu
TRABZON İMPARATORLUĞU TARİHİ*
İMPARATORLUK ÖNCESİ DÖNEM
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Trabzon şehri Eusebius’a (Chronica, apud Migne, P L , XXVİİ,355) göre M Ö 756 yılında kurulmuştur ki bu tarih Roma’nın 3 yıl Byzantium’un bir asır önündedir Roma İmparatorluğu’na M Ö 63/64 yılında serbest şehir olarak, M S 64 yılında ise tam anlamıyla katılmıştır 9 yüzyılda bir Ortodoks metropolit ve piskopos, 14 yüzyılda ise Katolik ve Gregoryen Ermeni piskoposları mevki sahibi olmuşlardır 9 yüzyılda “Chaldia”nın merkezi, 1204 yılında “tüm Anadolu’nun, tüm İberya’nın ve denizaşırı toprakların” İmparatoru’nun başkenti, 1461’de Osmanlı’nın Trabzon Vilayetinin merkezi, 1918’de ise kısa bir süre için “ Karadeniz Rum Cumhuriyet’inin” illegal başkenti olmuştu
Xenophon (Anabasis, İV,8; V,3) On binlerle bölgeyi ziyaretinde, bize Trabzon’un Sinop’un bir kolonisi olduğunu söyler
Sinop, Milet’e göçen Atinalıların kolonisidir Bessarion (Encomium,xiii,150)ve Kritoboulos (Pausanias, vii,27) da masa şeklindeki bu şehir halkının Attic orijinli olduğundan bahseder
Trabzon Sinop’a vergi veriyordu Roma ile Mithridates’in mücadelesinde galip gelen tarafa yaklaşmış, Roma döneminde’de özgür ve ayrıcalıklı bir şehir olarak kalmıştı(Eugenikos, apud Tafel, Eustathii Opuscula, p 371; Pliny, Hist Nat ,vi,4)
Nero’nun Ermenistan seferinde Roma ordusu burada konaklamıştı Hadrian zamanında Trabzon liman kenti haline getirilir (Arrian, Scripta Minora, 86,87,98) ve Roma ticari mallarının Asya’ya açıldığı bir kapı haline gelir
İki olay şehir ticaretini sekteye uğratır Septimus Severus ile Pescennius Niger arasındaki iç savaş ve Valerian dönemindeki Goth istilası
Zosimus’a (i,33) göreTrabzon, iki tarafı surlarla çevrili büyük ve kalabalık bir şehirdir ve 10 000′in üzerinde savaşçıya sahip bir garnizon tarafından korunmaktadır Buna rağmen Goth’lar tembel ve sarhoş savaşçıları aşıp şehri istila eder bir çok esir alırlar Tapınakları, binaları şehri güzelleştiren herşeyi yıkarlar Trabzon bir nesil boyunca yıkıntı halinde kalır Şehir buna rağmen terkedilmez kendini toplar Yarım yüzyıl sonra Ammianus Marcellinus (xxii, şehrin pekde silik olmadığını bildirir Bir süre sonra lokal otonimi kaybedilir Buraya Constantine’in emrinde bir Roma prokonsülü atanır ( Zosimos,ii,33)
Hristiyanlık Hellen dünyasına buradan yayılır Söylentilere göre Diocletian zamanında zamanında Trabzonda Hristiyanlık ilk şeditlerini vermiştir: Eugenios, Canidius, Valrian ve Aquila Bunlardan St Eugenios şehrin koruyucu azizi ilan edilmiştir Onun Trabzon’a hakim Boztepe’deki Mithra heykelini yıktığına zamanla hristiyanlaşan halk tarafından methiyeler düzülmüştür Justinian’ın şehre su kemerileri inşa ettiği dönemlere adı büyük şehit olarak anılmaktaydı (Procopios, De Edificiis, iii,7)
Constantin’in bu bölgeyi sorumluluğuna verdiği yeğeni Hannibalianus m s 914 tarihinde “Altınbaş bakire” kilisesini yaptırır Bir tarihsel yalnışlık yoksa St Anna kilisesinin 20 yıl önce restore edildiği biliniyor (Bull Corr hell , xix,421, 433)
Trabzon Justinian’ın İran savaşlarında doğal olarak stratejik pozisyondadır St Basil kilisesinde general Belisarius’un bir portresi vardır Bu general Barnabas ve Sophoronios adlıiki Atinalı rahipin kurduğu Sümela manastırını retore ettirmiştir
Bizans İmparatoru Leo Isaurian zamanında, Bizans İmparatorluğu “thema” adı verilen yönetim birimlerine bölünmüş ve Trabzon Chaldia adlı 8 themanın merkezi olmuştu ( Constantine Porphyrogenitus, iii, 30, 208)
Selçukların 1071 yılında ki zaferi ve Anadoluya yayılmaları üzerine şehrin surları güçlendirilmişti Bu kritik dönemde Theodore Gabras adlı bir yerli lider şehri işgalden kurtardı Gabras Trabzon tarihindeki karanlık noktalardan biridir Birdenbire oratay çıkan ve yenilemeyen lidere Anna Comnena (Ed Teubner ii, 23, 121,163) bile hayrandır Onun İstanbuldaki etkisinden çekinen 1 Alexios onu hükümetine dahil eder ve Gabras’ın oğlu Gregory ile bir prensesi evlendirirerek kan bağı kurar Bu arada Theodore Trabzon’a yönelik Gürcü akınlarını da karşı koyar 1139′da Bizans İmparatoru 2 John, Theodore’nin haleflerinden Constantine Gabras’a Trabzon’u acımasızca yönettiği için askeri sefer düzenler Nedendir bilinmez ama bu seferden vazgeçilir İstanbul’un Latinler tarafından işgaline dek Gabras ailesinin Trabzonda hakimiyeti devam eder

KURULUŞ
Daha önce Karadeniz bölgesinde (Ünye – Oinaion) vali olan ve bir dönem Bizans tahtını elinde tutan Komnenosların sonuncusu olan maceraperest Andronikos Komnenos’un (1183-1185) ayaklanan Bizans halkı tarafindan tahtan indirilip yerine Angelos hanedanından İsaakios II’nin (1185-1195) geçmesinden sonra Andronikos Komnenos ve
kör olan büyük oğlu Manuel vahşi bir şekilde öldürülmüştü Manuel’in hapsedilen Aleksius ve David adındaki iki küçük çocuğu halaları olan Gürcitan Kraliçesi Thamar tarafından hapisten kaçırtılmıştı Thamar çocuklarla birlikte Bizansın mücevher hazinesini de götürmeye muvaffak olmuştu
Bu olaydan sonra Gürcüstan sahillerine giden iki kardeşten büyüğü olan Aleksi 4 yaşında idi Kargaşalık ve isyanların devam ettiği İstanbul 17 Temmuz 1203 tarihinde Haçlılar tarafından işgal edilerek Aleksius IV tahta geçirilmişti Fakat 1204 Ocak’ında İstanbul halkı isyan ederek Aleksius IV ’yu öldürmüş ve tahta babasının damadı V Murtzuphlos’u geçirmişti Bu olaydan sonra kendi aralarında anlaşan Haçlılar 13 Nisan 1204′te şehre saldırarak üç gün şehri yağmayıp İstanbul’da bir Latin devleti kuralar
İstanbul’da bir Latin devleti kurulmasından sonra Bizans tahtının varisleri ve asilzadeler İstanbul’dan kaçarak sığındıkları bölgelerde yerli halkın desteği ile Bizans’ınn devamı sayılan devletler kurmuştu Bunların birisi Thedore Laskaris’ın (Deli Theodore) İznik’te (Nicea) kurduğu devletti
Bu olay yaşanmadan kısa bir sure önce Komnenos hanedanını varisleri olan Aleksi ve enerjik kardeşi David sığındıkları Gürcü Kraliçesi Büyük Thamar’ın (1184-1212) sağladığı bir ordu ve yerli paralı askerler ile Doğu Karadeniz sahillerinde ortaya çıkmış ve 1204 Nisan’ında Trabzon’u ele geçirmişlerdi Aleksi kendisisni tüm Paflagonya’nın efendisi ilan etmiş ve “Büyük Komnenoslar” şatafatlı adıyla en uzun ömürlü Grek hanedanı olacak 257 yılllık serüveni başlatmıştı
Büyük kardeş Aleksius Trabzon’da hükümdarlığını ilan ederken küçük olan David sahil boyunca ilerleyerek Samsun ve Sinop’tan sonra Karadeniz Ereğlisini de ele geçirmiş, fakat Thedore Laskaris tarafından daha ileri gitmesine mani olunmuştu İstanbul’daki Latinlerin de desteğini alan Laskaris Amasra ve Ereğli’yi geri alarak Komnenosları Sinop’un batısından atmıştı
Bu dönemde Selçuklular liderleri 1 Key Kavus önderliğinde devreye girdi ve 1214′de David’i Sinop önlerinde ele geçirip şehri aldılar Daha sonra yüksek bir kurtarmalık karşılığı serbest bırakılan David , Alexios ile yıllık vergi ödeme, sefer zamanı Selçuklu ordusuna asker gönderme şartlarını içeren bir anlaşma yapılır(Papadopulos- Kerameus, Fontes, i,131)
Sinop’un Türkmenlerin eline geçmesiyle Trabzon’un, Nicea ile ilişkisi kesilmiştir Trabzon’un dış politikası Gürcistan ve Iconum ile sınırlanmıştı Bununla birlikte başkent Trabzon ele geçirilmeyecek kadar güçlüdür Mükemmel iklimi, meyve bahçeleri, mükemmel su kaynakları ve sınırsız ormanlarından sağlanan kereste kaynaklarıyla göz kamaştırıcıydı Joannes Eugenikos Trabzon için “tüm Asya’nın gözündeki elma” diyecek ve yerlilerinin St Eugenios tarafından korunduğuna inanacaktır (Laus Trapezuntis, apud Tafel, Eustathii Opuscula, 370)
18 yıllık saltanattan sonra Alexio 1 1222 de ölür Yeğeni Andronikos Gidon tahtı devralır Gidon veya Gidos lakabı “gardiyan” anlamındadır ve yeni imparator deli Theodore’un generallerinden biridir
YÜKSELME DEVRİ
Genç İmparator kurnaz ve şavaş meydanalarında tecrübelidir Buna rağmen daha imparatorluğunun ikinci yılında başkenti tehlikeli bir kuşatma geçirecektir Vergi taşıyan bir gemisi fırtına nedeniyle Sinop limanına düşer Key Kubad’ın oğlu Melik gemiye ve paraya el koyar yolcu ve mürettabatı esir eder Andronikos haberi alınca donanmasını Sinop’a gönderir, gemiyi ve esirleri kurtarır, parayı geri alır
Melik sayısız askeri ile karadan Trabzon üzerine yürür Trabzonlular St Eugenios kilisesine giderek koruyucu azizlerine dua ederler Şiddetli çatışmalar sırasında Melik St Eugenios kilisesinin yıkılması emrini verir Tüm saldırılar püskürtülür Andronikos, Melik’i davet eder barış yapmak istediğini söyler Kuşatmaya ait notlar Trabzon metropoliti Joannes Lazaropoulos tarafından 14 yüzyılın ikinci yarısında not edilmiştir Melik, kahinlerini çağırarak şehre ne zaman saldırması gerektiğini sorar Gece yarısı yaptığı bir saldırıda ani bir fırtına çıkar ve şiddetli yağmur yağar
Yağmur ve seller nedeni ile dağılan Selçuklu ordusu dağlara doğru çekilirken, Melik Gıyaseddin Keyhüsrev, Maçka’lı köylüler tarafından yakalanarak Trabzon’a getirilir Andronikos ona iyi davranmış ve asker nezaretinde Sultana göndermişti Melik, bu konukseverlikten çok hoşlanmış ve Andronikos’a hediye ve St Eugenios kilisesine para göndermişti Bu para ile St Eugenios zenginleşmiş ve “Altın Başlı Bakire” olarak tanınmıştı Trabzon bu zaferden sonra Selçuklu Sultanı’nın hizmetine asker göndermek, vergi ve hediye vermek yüzünden kurtulmuştu (Papadopulos- Kerameus, Fontes, i, 30-31,76, 116-32; Panaretos, ch 2)
Trabzon’un bağımsızlığı çok uzun sürmedi Khwaizm (?) Şahı Celalettin Gürcistan’ı işgal edince Selçuklu Sultanıyla Asyanın batısında hakimiyet için rakip olur ve Trabzon’a komşu olur Trabzon’un Selçuklular ve Celalettin arasında nötral kalması mümkün değildir 1230 yılında Celalettin Aklat ‘da yenilir ve ordusundan kaçanlar Trabzon’a sığınır (Abul-Pharajius, Historia Orientalis,314) Trabzon savaşta kaybeden tarafta yer almıştır buda Melik ile arasını açmıştır Sultana 200 mızraklı veya 1000 adam haraç karşılığında vermesi karşılığı durum tatlıya bağlanır
Bu arada Moğollar Gürcistan, İberya ve Laz bölgesini ele geçirmişler, Trabzon’a yaklaşmışlar, Savastopoli Grek hakimiyetinden çıkmış, bağımsız bir krallık olmuştu (Bessarion, Encomium,xiii,177,184)
1235 yılında Andronikondan sonra tahta 1 John kısa süreli tahta geçti İkini oğlu 1 Manuel lakabı “büyük kumandan” ve “talihli”ydi Selçukluların, Moğollarla olan savaşında Trabzon’lu mızraklı askerler Selçukluların yanında dövüştüler
1 Manuel (1238 – 1263) döneminden bir sikke, solda ön yüzde 1 Manuel, sağdaki arka yüzde St Eugenios
Selçuklular’ın 1243′te Kösedağ’da Moğollara yenilmesinden sonra Moğollara tabi olan Trabzon Kralları 1256′dan itibaren Moğolların batıdaki varisi olan İlhanlılarla da iyi ilişkiler geliştirmişler, İlhanlı başkenti olan Tebriz ile yapılan ticaret ile iyiyce zenginleşmişlerdi 14 yy başlarında bu ticaret Trabzon’da bulunan bir konsul tarafindan idare edilen Ceneviz kolonisinin eline geçmişti Bu dönemde Trabzon’da Cenevizlilerden başka Venedikli tüccarların oluşturduğu bir koloni daha vardı ve her iki grup da özellikle İmparator Aleksius II (1297-1330) zamanında birçok imtiyaz elde etmişlerdi
1258 yılında Bağdat’ın Hülagü tarafından yıkılmasından sonra Trabzondan doğudan gelen malların batıya ihraç edilmesi oranı arttı Bu dönemde Trabzon paraları Gürcistanda dolaşıyordu Bunlarda ön yüzünde imparatorun arka yüzünde genellikle St Eugenios’un bazende Altın başlı bakire Meryemin elinde bebek İsayı tuttuğu nun resmi vardı (Wroth, Catalogue of coins of the Vandals, etc, pp 1XXVİİ-1XXİX, 230-57)
1 Manuel’in 1263′deki ölümünden sonra yerine Trazonlu bir asilzadenin kızı olan Anna Xyloe’den olan büyük oğlu 2 Andronikos geçti Bu devre ait önemli bir kayıt yok Trabzon’un gösterişli bir ticaret kenti olmaya devam etti 1261 yılında Constantinapole kendini toplayabilmiş, Latin etkisinden kurtulmuştu İmparator 8 Michael kendini Roma İmparatoru ilan etmişti Trabzon İmparatoru’nu ise “Laz hükümdarı” olarak görüyordu (Nikephoros Gregoras,i, 149) Trabzon bu döneme kadar Bizans İmparatorluğuna ait sembol ve simgeleri kullanıyordu bu yüzden Constantiapol ile sorun çıkmıştı
2 Alexios,İberya 1 Andronikos zamanında kaybedilmiş olmasına rağmen, ünvanını “tüm doğu, İberya ve denizaşırı illerin imparatoru” ve iki başlı Bizans kartalı yerine bugün Ayasofya müzesinin giriş kapısının üstünde görebileceğimiz tek başlı kartal sembolünü kullanmaya başladı 8 Michael’in kızıyla gayriresmi evli olan Mogol lideri Abakha ile ilişkilerini geliştirdi ve bu iş 1265 de Hülagü’nün ölümüne kadar devam tti Gürcü Kralı David 1282 de Constantinapolü kuşattı fakat eli boş geri döndü Bu arada İmparator’un kızkardeşi Theodora imparatoriçe olarak (Wroth, 1xxx 277;Pl xxxviii,1) tahta geçti
2 Alexios döneminde Türkmenler imparatorluğun ikinci şehri Giresun’a sızmaya başladılar 1302 yılında Türkmenlerin çoğu öldürüldü yada kovuldu ve burada büyük bir kale yaptırıldı Bir diğer düşman ise uzun zaman önce trabzona yerleşmiş Cenevizlilerdi 1319 tarihinde Venediklilerlede bir ticaret anlaşması imzalandı Venediklilerden de Cenevizlilerin verdiği oranda vergi alınacaktı Onlara da kilise, ambar ve ev inşaası çin yer verildi
1323 yılında Sinop’lu bir Türk amirali bir Ceneviz galyonunu hileyle yemeğe davet edip , yemekten sonra gemiyi soyup mürettabatını öldürmüştü Sadece üç kişi kaçabildi (G Villani, Historie Fiorentine, apud Muratori, xiii, 542; C Stellae, Annales Genuenses, ib, xvii, 1051) Batıda Türk tehlikesinin artması üzerine Alexio şehrin batısına yeni duvar ördürmüştü, bunu 1324 tarihli iki kitabeden öğreniyoruz (Fallmerayer, Original- Fragmente,i, 132-33)
II John (1280 – 1297) döneminden bir sikke; ön yüzde St Eugenios elinde uzun bir haç tutuyor arka yüzde, 2 John
Bu dönemde Trabzon adı İtalya’da çok iyi bilinmekteydi Papa XXII John’un 1329 tarihli mektubu” Trabzon’un muhteşem imparatoru” diye başlıyor (Wadding, Annales Minorum, vii,100 f Adann 1329 n xi) 3 Mayıs 1330′da 2 Alexios ölür Resmi hatip cenaze töreninde yaptığı konuşmada “tüm evrenin onun yaptığı işleri bildiğini,altından bir dili, ilahi bir sesi olduğunu, kılıcının İberya’da mucizeler yarattığını Abhaz ordularını titrettiğini, kalabalık Hazarları şaşırttığını, Perslileri bozguna uğrattığını (burada Giresun ve batısındaki Türkmenleri kastediyor olmalı, Türkmenler Karadeniz’e İran üzerinden girdiğinden bu şekilde adlandırılmış olmalılar ki William Miller’de Trabzon İmparatorluğu adlı kitabında Parantez içinde Giresun Türkmenleri olduklarını belirtmiş W Müller, Trebizond sf 40 ) ve onların gururlarını yokettiğini” söyler (Papadopulos-Kerameus,i, 421-30)
İÇ SAVAŞLAR DÖNEMİ
1330-1390
2 Alexios’un 4 oğlu ve 2 kızı vardı En büyük oğlu 3 Andronikos, 2 kardeşini öldürdü, diğer ise kardeşi Constantinapol’e kaçtı Hükümdarlığı ancak 20 ay sürdü, yerine geçen 28 yaşındaki oğlu ise sadece 8 ay tahta kalabildi Bu karışık dönemde Türkmen şefi Bayram Bey, Melekler manastırı yakınlarına kadar gelmiş, ancak püskürtülmesi çok sayıda asker ve at kaybına mal olmuştu
1306 tarihli bir kitabede adı geçen Tzanichities ve Kamachenos adlı iki yerli ailenin güç kazandığı ve ikatidarı zorladığı günlerdir Bu dönem ülkenin yönetiminden, dini konulardaki anlaşmazlıklara kadar iki hizip gurup ortaya çıkmış ve çatışmaya başlamışlardır Mezokahaldi’ler denilen Pontus aristokrasi iktidarda söz sahibi olmak için Scholar’lar ise Bizans sarayının çevresi Bizans partisi Constantinapole’de yaşıyan 2 Alexios’un ikinci oğlu Basil’i davet eder Daha sonra imparatoriçe İrene tahta geçecektir Bu dönemde Türkmen saldırıları artacaktır Şeyh Hasan Trabzona ani bir saldırı düzenler ve Boztepede savaş cereyan ederken şiddetli yağmur ve fırtına başlar Türkmenler bozguna uğrara ve liderlerinden biri öldürülür Buna ek olarak birde güneş tutulunca, halk bu tabiat olayını batıl inanca bağlı olarak hükümdarın kötülüğüne yorar, saray önüne toplanıp sarayı taşlarlar
İrene iki oğlu Alexios ve Kalo Ioannes’i Constantinapole gönderir Trabzon halkı Bizanslı Kraliçeyi devirmek için bir ayaklanma düzenlerler İrene umutsuzlukla, Trabzon metropolitine bir mektup gönderir İmparatorluk iki politik cepheye bölünmüştür Kraliçe karşıtlarının başı Sebastos Tzanichites imparatorluğun en güçlü adamıdır Constantine Doranites , Kabastai ailesinden bir soyludur Her iki ailede William Miller’in deyimiyle milliyetçi yerlilerdir, 18 yüzyılda ortaya çıkacak merkez karşıtı taşra partileri çizgisindedirler (W Miller, Trebizond, The Last Greek Empire p 47) İmpartorluk taraftarları da birleşirler 2 haziranda grand dük John büyük bir orduyla yerli isyancıları dağıtır Tzanichites ve diğer asiller Limnia’ya götürülür ve bir yıl sonra idam edilirler
Türkmenler 1341 yılında tekrar saldırırlar, şehir alevler içinde kalır Yarım yanmış vücutlar ve kaldırılamayan cesetlerden dolayı salgın hastalık başlar O dönemeki Trabzon metropoliti Andreas Libadenos’un notlarıyla, Trabzon Metropolitliği arşivinde kayıtlar mevcuttur (Bessarion, Encomium, xiii,192)
2 Alexios nin kızı ve Basil’in kardeşi Anna Anachoutlu Türkmen akınından ve yangının sönmesinden sonra Laz savaşçıların desteğiyle tacı zorla ele geçirir ve 17 temmuz 1341 de Laz ülkesinin yeni imparatoriçesi olur Lazların iktidarı ele geçirmesinden sonra Scholarioler boş durmayacaktır 2 Alexios’un kardeşi Michael 30 temmuz 341 de 2-3 gemi eşliğinde ve Niketas ve Gregorios gibi Scholar liderleriyle Constantinapoleden Trabzon’a gelir
Akşam Trabzon soyluları ve Metropolit Akakios onu Lord’ları olarak gördüklerini söyler ve bağlılık yemini ederler İmparatoriçede boş durmaz aynı akşam Laz’lar Skolarlar’ın gemilerini yağmalar ve refakatçilerin çoğunu öldürürler Ertesi gün bir tekneyle Michael Ünye’ye kaçar Bu tür iç savaşlardan faydalanan Türkmenler yağma amaçlı akınlarını fazla direniş görmeden gerçekleştirmektedirler
Michael’e eşlik eden Niketas ve Gregorios’de bir Venedik kalyonu ile Constantinapol’e kaçarlar, İmparatoriçe Annayla tekrar görüşme ricasında bulunup bu sefer Michael’in 20 yaşındaki oğlu Johnuda alarak 3 Ceneviz kalyonu kiralayıp Trabzona giderler Scholar’ın desteğiyle halk hükümete karşı ayaklanınca İtalyan tayfalar kendilerini şehrin hakimi bulurlar 4 Eylün 1432’de 3 John Altın Baş kilisesinde taç giyer ve Lazların gücü kırılır
1346 da Türkmenler Trabzon’un kasabalarından Ünye’yi ele geçirirler Eylül 1347de ise Trabzonda veba salgını başlar ve 7 ay sürer Floransalı yazar Villani kent içinde beş kişiden birinin sağ kaldığını yazar (Historie Florentine, apud Muratori,RIS,xiii,964) Üstüne birde deprem olunca Trabzon iyice güçsüzleşir
1348 de bir başka Türkmen saldırısı dağlarda yaşıyan Tzanların yardımıyla üç günlük bir savaştan sonra püskürtülür Hemen ardından bu sefer Cenevizlilerle çatışılır Bir kaç yıl önce Trabzonlular tarafından hırpalanan Cenevizliler 1348 de İmparatorluğun ikinci şehri Giresun’a saldırıp yakarlar Mayıs 1349 da 2 ceneviz kalyonu iyice cüretlerini arttırıp Caffa’daki üslerinden İmparatorluğun başkentine saldırır Trabzon limanındaki küçük bir galyonla savaşır ve Latinler savaşı kazanıp bu galyonu yakarlar Rumlarda intikamlarını Trabzondaki Ceneviz kolonisini yağmalayıp alırlar 6 hafta sonra 3 ceneviz kalyonu daha gelince, uzun tartışmalardan sonra barışma kararı alınır Cenevizlilere eski imtiyazları verilerek1316 yılındaki anlaşma yenilenir
Aynı yıl yaşlı Michael tahttan feragat edince yerine 40 yıl hüküm sürecek olan 3 Alexios geçer Annesi ve Trabzon metropoliti John Lazaropoulos ona yardım edeceklerdir
3 Alexios 21 ocak 1350 de St Eugenios’ta taç giyer Bu dönemde iç savaş hala devam etmektedir Ocak 1352 de nakliyat işi yapan taşra Lordu John Tzanichites, Tzanicha’nın merkez kalesini ele geçirir
İmparatorluk hanedanı evlilik yoluyla dış ilişkilerini güçlendirmek ister ve İmparatorun güzeller güzeli kız kardeşi Maria’yı Akkoyunlu ların şefi Fahrettin Kutlubey’e verir Bu arada Venedikle Ceneviz savaş halindedir Bu savaş, Trabzon limanında Venediklerin Ceneviz gemilerini yakmalarıyla Trabzona’da yansır
Güneyde Hacı Ömer’in liderliğinde Maçka bölgesine Türkmen akınları olmaya başlamıştır Trabzon hükümeti müslüman beylere yada oğullarına kız vererek akrabalık yoluyla ilişkileri düzletmek ister Kutlubey’e 1352de verilen Maria’dan başka, Hacı Ömer’in oğlu Süleyman Bey’e, Erzurum emirine, Limnia emirine, Kutlubeyin oğluna prensesler verilir Bu yolla oluşan akrabalıklarda kayınbiraderlerin birbirleriyle savaşmıyacağı düşünülüyordu Hatta beşinci prenses’te Gürcü Kralı 6 Bagratla evlendirilmiştir (Lady Koulkan) Yine de müslüman komşular atkın ve yağmadan vazgeçmeyecektir 1361 yılında Bayburt emiri Maçka’ya saldırır başarısız ve bir kuşatma yapar 1370 yılında Alexios Türkmenleri Trabzon çevresinden uzaklaştırır 1380 yılında savaşçı Tzanlar üzerine gider ve iç isyanı bastırır 20 mart 1390 tarihinde 41 yıllık bir saltanattan sonra ölür Halefi 4 John anısına bir anıt diker Günümüzde Altın başlı bakire kilisesinin arkasında görülebilen bu anıta müslüman Trabzon’lular “hoşoğlan” adını takmışlar Fatih Sultan Mehmet’e Trabzon’un anahtarını veren kişi olduğuna inanmışlardır Hatta eski Türkçe kitabede şehre ilk ateş eden askerin Hoşoğlan olduğu yazılıydı
4 John döneminden bir sikke Ön yüzde (solda) St Eugenios elinde bir haç tutarak yürüyor, arka yüzde İmparator John bir at üzerinde tasvir edilmiş
İMPARATORLUĞUN YIKILMASI
1390-1458
3 Manuel’in hükümdarlığı Timur’un Anadolu’ya girdiği ve Türkleri Ankara savaşında yendiği döneme denk düşer Manuel’in tahta çıkmasından bir yıl önce Yıldırım Beyazıd Sırp İmparatorunu Kosova’da yenmişti Yıldırım Samsun’uda ele geçirmişti ve doğuya ilerlemek niyetindeydi Bu dönemde Timur’un 1402′de Ankara savaşında Beyazıd’ı yenmesi Manuel’i korkularından kurtarmıştır Trabzon İmparatoru Timur’un emrine yirmi kalyonluk donanmasını vermek istemişti ve kendi kuvvetleriyle Timur’a katılıp Osmanlıya karşı savaşmayı umuyordu (W Miller Trebizond sayfa 72) Bununla birlikte Trabzon imparatorunun savaşta yer aldığına dair herhangi bir kanıt yoktur Moğol ordusu zaferinin ardından sınırlarını Giresun’a kadar genişletti Bavarian (Bavyeralı) Johann Schiltberger, bu dönemde Timur’a esir düşmüştür Anılarında Trabzon’dan “Tarbesanda krallığı” olarak bahsetmekte, onun meyva bahçeleri ve üzüm bağları ile dolu küçük fakat sıkı korunan bir ülke olduğundan bahsetmekte ve şöyle devam etmektedir “Koreson (Kerasunt-Giresun) Lazia denen yukarıdaki krallığa bağlı meyva ve üzüm dolu Rumların yaşadığı bir yerdir” (The Bondage and travels of Johann Schiltberger,41,43-pp 86,89,ed Munich) Timur, Trabzon’u yeğeni Mirza Halil’e ayırır
Bu dönem Nisan 1404′de Clajivo 3 Henry’nin elçisi olarak Trabzon üzerinden Timur’un Semerkanttaki sarayına gider Trabzon İmparatoru hakkında şunları yazar: “Bu imparator, Timur Bey ve diğer komşu Türklere haraç verir Konstantinapol İmparatoru’nun bir akrabası ile evlidir (Pjilanthronepos’un kızı Anna Gürcü karısının 1395′de ölmesinden sonra evlenmiştir) Oğluda Konstantinapollu bir asilin kızıyla evlidir (Theodore Cantacuzene) ve iki kızı vardır ” Timur Clajivo’nun ziyaretinden sonraki yıl ölür ve Moğol İmparatorluğu çöker Venedikle ilişkiler gayet iyidir 1391 yılında bir anlaşma ile resmi vergilerin azaltılmasına dair bir imtiyaz verilir ve 1319 anlaşması tekrar onaylanır Bu dönemde Manuel’in Venediğe tamir için bir çan ve saat gönderdiğini ve Trabzon’un Venedikte elçiliği olduğunu biliyoruz (W Miller sayfa 77) Ceneviz ile ilişkiler bu kadar sıcak değildi Manuel 5 Mart 1412′de ölür ve Theoskepastos manastırına gömülür
1404 yılında Timur’a giden İspanyol elçi Klavijonun verdiği malumata göre Trabzon’da Kaleden başka biri Cenevizlilere diğeri de Venediklilere ait iki kule vardı Bu dönemden sonra Trabzon’la Cenevizliler arsında bazı sorunlar çiktığını biliyoruz Aleksius IV (1417-1429) zamanında Cenevizler üç kalyonla Trabzon donanmasını yenmiş bir manastırı ele geçirerek silah deposu yapmıştı 1418′de Aleksius IV Cenevizlilere harp tazminatı olarak 4 yıl boyunca şarap va fındık vermeyi kabul etmek zorunda kalmış fakat daha önce tahrib edilmiş bulunan Cenevizlilere ait kulenin onarılmasına müsaade edilmemişti Bunun üzerine Kefe’deki Ceneviz konsulü bütün Cenevizlilerin Trabzon’u terk etmesi ve Trabzon’la olan ticaretin durdurulmasını isteyince bu şatonun onarımına başlanmış ve yeni bir savaş çıkması önlenmişti 1428 yılında Cenoa Antonio de Allegro’yu sözün tutulup tutulmadığını görmesi için Trabzon’a göndermişti
1451 baharında Trabzon’a tarihçi ve diplomat olan Phrantzes gelir Onu Konstantine İmparatoru, kendisine bir eş bulması için göndermiştir Elçi yolda 2 Murat’ın öldüğünü öğrenir Trabzon’a vardığında İmparator haberi sevinçle dinler Buna rağmen deneyimli diplomat endişelidir:
“Haberi duyduğumda dilim tutuldu ve sevdiğim birisini kaybetmiş kadar üzüldüm… Efendim Bu iyi bir haber değildir Çünkü eski sultan yaşlıydı yeni sultan (2 Mehmet) ise gençtir ve çocukluğundan beri hristiyanların düşmanıdır Yemin ederim ki tüm Rumları ve hristiyanları yokedecektir…” (W Miller sf 86) 2 yıl sonra Osmanlı sultanı Konstantinapol’ü ele geçirir
Osmanlılar’ın Trabzon’u ilk ele geçirme tesebbüsü babasi Aleksius IV ’yu öldürerek tahti eline geçiren Kalo loannes (1429-1458) zamaninda olmustur Osmanli tahtindaki II Murat donanmayi Trabzon uzerine göturerek sehri ele geçirmeye çalisir Karadeniz’e çikan Osmanli donanmasi Trabzon önlerine gelmiş karaya asker çıkartarak sehri kusatmis fakat alamamıştı Şehrin cıvarını yağmalayıp esirler aldıktan sonra buradan ayrılan donanma daha sonra Kırım sahillerine yönelmis fakat çıkan bir fırtına nedeniyle Ereğli sahili civarında bir çok gemisi batmış perişan bir vaziyette geri dönmüstü Yerine geçen oglu II Mehmet, Istanbul’un fethinden sonra Bizans ileri gelenlerinden bir kisminin Trabzon’a sığınması ve Trabzon Krallarının kendilerini Bizans’in tek varisi görmeleri üzerine Trabzon meselesini uygun bir zamanda çözmeyi kafasina koymustu
Bu sirada Safevi Seyhi Cüneyt, Suriye’den kaçmak zorunda kalinca Kelkit suyu havzasina gelerek Canik daglarindaki Türkmenler arasinda büyük bir propaganda faaliyetine baslamis, destekçisi Niksar emiri Taceddinoglu Mehmet Bey ile çevresine topladigi 4-5 bin kadar kuvvetle 1456 yilindaTrabzon üzerine yürümüstü Amaci Trabzon sehri ve etrafindaki bazi kasaba ve köylerden mütesekkil ve iç karisiklik yasayan Trabzon İmparatorluğu’nun başkenti Trabzon’u ele geçirip kendi devletini kurmakti
Kalo İoannes Seyh Cüneyt’i Akçabaat’in batisindaki Akçakale de karsilamisti Kendisi donanma ile sahilden ilerlerken, kara ordusuna da Mesohaldia prensi Pansebastos Alexandder komuta ediyordu Meliares’e yerlesen Seyh Cüneyt kuvvetleri Kapanion bogazinda Trabzonun kara ordusuna saldirir Donanma yardim için denizden asker çikartmaya tesebbüs ettigi bir sirada çikan firtina nedeniyle sahilden uzaklasmak zorunda kalir Bu durumda cesaret alan Seyh Cüneyt kuvvetleri taarruza geçerek Pansebastos’u ogullari ile birlikte öldürmüs ve çok sayida esir alarak Trabzon kuvvetlerini dagıtmıştı
Bu zaferden sonra sehrin surlarina kadar ilerleyen Seyh Cüneyt esirler arasinda bulunan sarayın imparator ve baş arabacısı Mavrokostas’i surlar önünde astirmisti Seyhin Trabzon’a yürümesi Trabzon için tam bir felaket olmus sehirde çikan bir yangin nedeniyle halkin çogu sehri terk ederek kaçmisti Sehirde imparatorla birlikte sayilari elli kadar olan muhafizlar vardi Seyh bu durumdaki sehri üç gün süren saldirilarina ragmen alamamis saglam kale duvarlarini asamamisti
Şeyhin Trabzon üzerine yürüdügü sirada Fatih Sivas ve hudut beylerbeyi olan Hizir Bey’e emir vererek Trabzon üzerine gitmesini emretmisti Hizir Bey’in üzerine geldigini anlayan Seyh Cüneyt derhal kusatmayi kaldrmis ve Torul’a çekilmis, birkaç defa saldirdigi Torul Kalesi’ni ele geçiremeyince Kelkit bölgesinden Uzun Hasan’a gitmisti Bu olaydan sonra Trabzon krali ile 2000 altin vergi ödenmesi ve anlasmanin Fatih’e onaylatilip verginin ödenmesi durumunda serbest birakmak üzere rehineler alinmasi sarti ile anlasma imzalayan Hizir Bey geri dönmüstü
Trabzon kralı Kalo Ioannes bir yandan kardesi David’i Fatih’e gönderip anlasmanin şartlarini yerine getirmeye çalisirken diger yandan da Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan’a elçiler gönderip onun destegini istemisti Varilan anlasma geregince kizi Thedorayı, Uzun Hasan’a vermeyi kabul eden Kalo Ioannes, Gürcü Krali ve Karamanoglu ile de temasa geçmis Fatih’e karsi bir ittifak olusturmaya çalisiyordu Fakat bunlari gerceklestirmeye firsat bulamadan 1458′de öldü Oğlunun yasi çok küçük oldugu için yerine kardesi David (1458-1461) geçti Bu arada Osmanlıya verilen haraç 3 000 altına çıkmıştı (Doukas, 246,265,314; Crusius, Turco-Grecia,91; Chalkokondyles, 416,461,466-67) Bu aşamada Tabzon’unn bağımsızlığı pratik olarak sona ermişti Kardesinin izinden yürüyen David kizkardesi lady Theodora’yı Uzun Hasan’la evlendirmisti 4 John’un kızkardeşi o kadar güzeldi ki bir Venedikli gezgin şunları yazmış: “Herkes daha güzel bir kadın olamıyacağı görüşünde, İran’a kadar olan her yerde onun gzüelliği konuşuluyor Uzun Hasan’da bu genç kıza aşık ve John’un elçisine eğer ladyle evlenirse servetini vereceğini ve Osmanlılara karşı Trabzon’u koruyacağını söylüyor” (Ramusio, Delle Navigationi et Viaggi, ii, 84; Chalkokondyles, 490)
YIKILIŞ
1458-1461
John, iki kızınıda evlendirmiş ve 4 yaşındaki oğlu Alexios’la kalmıştı 1458 yılında ölmüştür Yeni Trabzon İmparatoru David yaklaşan sonu görmüş ve batıdan yardım istemiştir Zamanın en büyük güçlerinden Burgundy Dükü philip’e 22 Nisan 1459 tarihinde bir mektup yazmış ve Türklere karşı bir kutsal birlik oluşturmayı önermiştir Trabzon’lu Alighieri 14 kasım 1460′da Avrupa turuna çıkarak bu fikri olgunlaşırmayı denemiştir dahası olumlu cevapda almıştır ama bu birlik gerçekleşemeden Trabzon düşecektir 1461 nisanında Fatih, çeşitli kaynaklara göre 100- 300 arasında gemiden oluşan donanmasını Trabzon’u denizden kuşatmak için gönderir
Sultan , sefere çıkarken Gelibolu beyi Hasim (Kasım?) ve Yakup beyleride yanına alır 22 haziran 1461 tarihinde Hala İstanbul’da olduğunu İskender bey’e saraydan yazdığı bir mektuptan öğreniyoruz (Barletius, De Vita…Georgi Castrioti, pp, cccxi-xiii) Mudanya’dan Bursaya giderken ordusu iyice toparlanır 60 000 atlı ve 80 000 den fazla yaya Trabzon çevresinde korku yaratır
David, halkına dokunulmaması karşılığında teslim olmayı kabul eder Altın başlı Meryem Kilise’si , Fatih Cami adıyla, Trabzon’un koruyucu azizi St Eugenios Kilise’si yeni Cuma adıyla camiye çevrilir Venedik dökümalarına göre şehir 26 Ekim 1461’de ele geçirilmiştir 2 Mehmet David, çocuklarını, akrabalarını ve asilleri, hazineciyi, filozof Amoiroutzes’i bir gemiye bindirip istanbula gönderir Sultan, David’in kardeşi Alexander’in güzel dul karısı Maria Gattilusio’yu kendi haremine alır Şehir nüfusu üç bölüme ayrılır: hizmetçi ve iç oğlanları, İstanbula gönderilecek kolonistler, Trabzon’da duvarların dışında kalmasına izin verlenler
Şehir içi ve çevresinden 1500 genç seçilir ve 800 tanesi yeniçeri yapılır Yeniçeri olamayanların kaderi bilinmiyor (W Miller sf 106) Donanma komutanı Gelibolu beyi Hasim, 400 adamıyla beraber Trabzon’a yönetici olarak atanır İstanbul’a varan Sultan, David’in Edirne’de ikamet etmesini ister David, Rum cemaatinden ayrılmak istememektedir David’in kız yeğeni ve Hasan’ın karısı bir mektup yazar Mektupta davidin oğullarından birinin yada yeğeni Alexios’un kendisine gönderilmesini ister Bu mektup Fatih’in eline geçince kendine bir komplo yapıldığından şüphelenir ve 26 Mart 1463 de Davidin hapsedilmesini emreder ve zincirlettirir 1 Kasım 1463 tarihinde David, üç oğlu ve erkek yeğenin kafası kesilir (Chalkokondyles, 497-98) Spandugio ise David, sekiz oğlu ve onaltı yaşındaki kızına İslam’a geçmeleri yada ölmeleri teklif edildiği, kabul etmemeleri üzerine, David ve yedi oğlunun kafasının kesildiği, bir tanesinin İslam yapıldığını yazıyor
ORTAÇAĞ VE SONRASI AVRUPASINDA TRABZON İMPARATORLUĞU İMAJI
Hanedanın yıkılmasından sonra bazı anıtlar ve fresk ve kitabeler kalmıştır 1914 yılında bir Rus gezgin duvarlarda bir kitabe bulur 1903 yılında Papamichalopoulos koca saraydan imparatoriçe’nin odası denilen tek bir odanın geriye kaldığını yazmaktaydı Trabzon 1916’da Rus işgali altındayken, Uspensky de geriye neler kaldığını görmek için şehri gezer ve not alır 3 Alexios’un altın boğaları Sümela manastırında saklanmakta olduğunu, Trabzon kitabesini (şu anda Moskova halk kütüphanesinde) ve imparatorların bastırdığı sikkeleri görür David mührü bulunan tek imparatordur, Theaskopastos manasıtınında bir mührü vardır Mücehverli haçlar,  v s Kaynağı hem hristiyan hemde müslümanlara dayanan bir söylentiye göre, Maçka dağlarında yaşıyan hristiyan köylüler, Müslümanlar cuma günü namaz kılarken şehri geri almak için ayaklanmışlardır Ayaklanma başarısız olmuş ve saldırganlar hipodromda idam edilmişlerdir Bu yüzden buraya “Gavur düzlüğü” adı verilmiştir
Trabzon 18 nisan 1916 Rus’lar alana kadar Türk yönetiminde kalmış , Rusya’da 1917 Devrimi olmasından sonra Rus ordusu çekilince, Türk ordusu şehre 24 şubat 1918’de tekrar girmiştir Ocak 1923 de hristiyan Rum nüfusu ülkeden atılmıştır
İmparatorluğun ünü batı edebiyatında yerini almıştır Cervantes bir kahramanının en azından Trabzon İmparatorluğunun tacına sahip olacak kadar yürekli olduğunu yazar (Don Quixote, pt, ch, i) Rabelais kahramanı Picrochole (Piedmont Kralı) na “Trabzon İmparatoru olmak istiyorum” sözünü söyletir Perez Galdos “Episodes Nationales” adlı eserinden birinde Trabzon’u anlatır İtalyan yazar Giovanni Abmrogio Marini’nin romanlarıondan birinin ilham kaynağıdır Il Caoandro ilk 1640 da basılmıştır 1641 de Il Caoandro Sconosciuto adında, 1651 de ilavelerle Il Caoandro Fedele olmuş 1656 yeni lavelerle başka versiyonu basılmış 1668 de da Fransızca’ya çevrilmiştir Bununla birlikte Trabzon kraliçesi imgesi, fantastik ve şairane isimler altında Batı sanatında yerini almıştır: “Trabzon İmparatoriçesi Tigrinda, Trabzon İmparatoru’nun oğlu Caloandro, Constantinapol İmparatoru Leonilda, Türkmen prensi Sufar” gibi karakterlerle İtalyan hikayelerinde rol almışlardır
Alman ve Yunan şairleride şiirlerinde Trabzon’a yer vermiştir Frankenin Trabzon İmparatoriçesinin kötü kaderini anlatan “son imparatoriçe” adlı bir şiiri, Langmann’ın “Trabzon prensesi” adlı oyunu vardır M Melanides’in Trabzon trajedisini anlatan “hain papaz” adlı oyunu , P Triantaphyllides’in “kaçaklar” adlı oyunu vardı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|