Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Köşe Yazıları

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
araplar, cephede, ettiler, isyan, orucu, türkler, yasakladılar

Araplar 'Türkler Cephede Orucu Yasakladılar' Diye Isyan Ettiler

Eski 09-04-2009   #1
delishhhh
Varsayılan

Araplar 'Türkler Cephede Orucu Yasakladılar' Diye Isyan Ettiler



Cihad" gayrimüslimlere karşı girişilen savaşların adıdır Savaş senelerinde, ateş hattındaki askerin muharebe gücünün azalmaması için oruç tutmaması istenir, bu maksatla fetvalar alınır ve "Cihada katılan askerin üzerinden dini vecibeler kalkmıştır" denirdi Asırlar boyunca uygulanan bu kuralı Birinci Dünya Savaşı yıllarında Enver Paşa da tatbik etmiş ama o sırada bize karşı isyan bayrağını açmış olan Mekke Şerifi Hüseyin, Paşa'nın emirlerini tahrif ederek işi "Türkler orucu bile yasakladılar Onlara karşı cihad etmek, her Müslüman'a farzdır" haline getirip bize cihad ilân etmişti
CEPHEDEKİ askere Ramazan geldiğinde 'oruç tutturmamak, Türkler'de eski bir gelenekti Ateş hattındaki askerin muharebe gücünün azalmaması için oruç tutmaması istenir ve bu maksatla fetvalar alınır, savaşın "cihad" olduğu söylenerek cihada katılan askerin üzerinden dini vecibelerin kalktığı duyuruldu Askeri ikna etmek için ordunun başında sefere çıkan padişahlar bile Ramazan'da gündüz vakti herkesin gözü önünde çeşit çeşit yemekler yerler ve böylelikle "Düşmana karşı cihad edenlerden oruç mükellefiyeti kalkmıştır" mesajını verirlerdi
Biz, imparatorluğun parlak devirlerinde uygulanan bu kuralı asırlar sonra, Birinci Dünya Savaşı yıllarında da denemeye kalktık ama bu defa yüzümüze gözümüze bulaştırdık
İttihad ve Terakki'nin iktidarda bulunduğu Birinci Dünya Savaşı sırasında "başkumandan vekili" olan Enver Paşa da eski geleneğe uyarak savaşan askerin oruç tutmasını engellemek istemişti Paşa, Ramazan aylarında cephelere gönderdiği emirnamelerde, cephedekilerin oruç tutmalarında dini bir mecburiyet bulunmadığını hatırlatmış ve kumandanlara "Oruçlu asker savaşamaz, dolayısıyla oruç tutulmasına mani olun ve gerekirse yasaklayın" demişti
O günlerde Arap Yarımadası karmakarışıktı ve Mekke Şerifi Hüseyin'in başlattığı isyan bütün şiddetiyle devam ediyordu Enver Paşa'nın emirnameleri Hüseyin'in de eline geçti ve Mekke'nin isyancı emiri, dini bakımdan son derece doğru olan bu kararı inanılmaz şekilde tahrif etti 1916'nın 26 Haziran ve 10 Eylül günlerinde Arap dünyasına hitaben yayınladığı isyan bildirilerinde Enver Paşa'nın emrini de kullandı ve işi "Türkler orucu bile yasakladılar Onlara karşı cihad etmek, her Müslüman'a farzdır" haline getirdi
Askerin oruç tutmaması konusu Şerif Hüseyin'in bildirilerinde "Yaptıklarını kâfi görmeyen İttihadçılar, İslam'ın beş şartından biri olan oruç tutmayı da ortadan kaldırmak istediler Mekke'de, Medine'de ve Şam'da bulunan askerlere Ramazan ayında oruç tutmamaları emredildi Bütün Müslümanların yanısıra yabancılar da bu durumun şahididir İşte bu yüzden, İslam dünyasındaki bütün kardeşlerimi bu yıkıcı, bozguncu, aptal ve alçak kişilere itaat etmemeye çağırıyorum Allah'a itaat etmeyenlere itaat edilmez!" cümleleriyle yeralacak ve Hüseyin daha sonra hiç sıkılmadan "Türkler, Kâbe'yi bombaladılar" yalanını ortaya atmaktan da çekinmeyecekti
Şerif Hüseyin'in isyanını İngiliz casusu Lawrens'in dağıttığı altınlar sağlamıştı Arap çöllerinde savaşan onbinlerce Türk askeri, Hüseyin'in ilân ettiği "cihad" yüzünden arkadan hançerlenerek can verdi Hüseyin, savaştan sonra önce krallığını, derken hilâfetini ilân etti Ama halifeliğini kendisine bağlı birkaç kabile dışında kimseler tanımadı, talihi tersine döndü ve tahtını 1924'te Suudi Arabistan'ın şimdiki hâkimi olan Suudi hanedanının kurucusu İbn-i Suud'a terkedip Kıbrıs'a kaçmak ve sürgünde ölmek zorunda kaldı

HATTIN ÜSTADLARI
Kâmil Akdik (1861 -1941)
20 yüzyılın Hafız Osman'ı derecesinde usta bir sanatkâr olan Ahmet Kâmil Akdik, İstanbulludur
İlk yazı derslerini, ilköğrenimi sırasında Süleyman adında bir hattattan aldı Genç yaşında Dahiliye Muhasebesi'ne memur olarak girdi Bir müddet sonra büyük sanatkâr Sami Efendi'den de ders alarak dört yıl sonra sülüs, nesih ve celî sülüs yazılardan icazet sahibi oldu Daha sonra Divan-ı Hümayun Mühimme Kalemi'nde vazife gördü Bu arada Sami Efendi'den tuğra ile beraber divanî ve celî divanî yazılarını öğrendi ve Sami Efendi'nin emekli olması üzerine hocasının memuriyetine tayin edildi
1914'te Bab-ı Ali'de açılan Hattat Mektebi'nde, bugün Galatasaray Lisesi olan Galatasaray Sultanîsi'nde ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler verdi Hilyeleri, kıt'aları ve levhaları hususi koleksiyonlarda bulunan hattatın, davet üzerine gittiği Kahire'de de eserleri vardır
Kâmil Akdik'in bu nefis levhasında, Kadr Suresi yazılıdır


MURAT BARDAKÇI

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.