Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cadılar

Cadılar

Eski 08-20-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Cadılar



Cadılar






Cadılar Kimdir?

Genellikle kadın olarak düşünüler cadılara inanış, özellikle Ortaçağ Avrupa’ sında pek yaygındı Cadılar çeşitli inanışlarda geceleri dirilip insanlara kötülük yaptığına inanılan ölü olarak tanımlanır Papa Innocent VIII Cadı olaylarını inceletmek üzere papazlardan oluşan bir kurul oluşturur Bu kurulun hazırladığı rapor XV yy’ ın inanç tarihi için çok önemli bir belgedir Cadı Tokmağı (La Malleus Maleficarum, 1487) yayımlanan bu raporda söylendiğine göre, aşırı cinsel istek duyan kimi yaşlı kadınlar geceleri cadılık etmekteymişler, veya bu yaşlı kadınlar, insanlar arasında yaşayan ve gündüzleri niteliklerini belli etmeyip geceleyin cadılık eden yaşayan ölüler (hortlak) mış





Büyücülük yapanların da bu cadılar olduğuna inanılmış ve cadı deyimi büyücü anlamına da kullanılmıştır Hıristiyanlık tarihinde büyücü avcıları gibi cadı avcıları da ünlüdür Cadı sayılıp yakılanların sayısının milyonları aştığı tarihte yazılıdır Bir insanın cadı olup olmadığını anlamak için Hıristiyan dünyasında yapılan işlemler çok ilginçtir Örneğin, vaftiz suyuna atılıp da batmayanlar, vaftiz suyunun onları istemediği gerekçesiyle cadı sayılmışlardır Cadı inancı, ilk insan topluluklarından başlayıp günümüzde bile sürüp gitmekte olan çok yaygın olan bir boş inançtır Mağaralarda bulunan ilk cadı resimlerinin İÖ 30000 yıllarından kalma olduğu düşünülmektedir Bir ölünün hangi sebeplerle cadılaştığı da ayrı bir inanç konusudur Örneğin, eski Türk’ler bir ölünün üstünden kedi atlarsa o ölünün cadılaşacağına inanmışlardır


Günümüzde cadılar doğa tabanlı bir inanç sisteminin temsilcileri olarak yer alırlar Bu açıdan bakıldığında bütün cadılar birbirinin aynı inanç sistemini takip etmezler Onların inanç sistemleri ya da gelenekleri genelde kendi toplumlarının kültürlerini yansıtır Ve yine bir çoğu, çoktanrıcılık inancına bağlıdır Bunlar genelde, bağlı oldukları kültürlerin tanrı veya tanrıçalarıdır
Cadı diye tabir ettiğimiz bu kişilerden kimileri inanç sistemlerini kendileri yürütürken, bir kısmı da Coven denilen gruplar içinde yürütürler Onların deneyim ve bilgi birikimleri nesilden nesile, hep aynı çekirdek grup içinde birbirlerine miras olarak geçer







Cadılar ve Engizisyon

Sinemaya da aktarılan Umberto Eco’ nun Gülün Adı adlı romanının yedinci bölümünde rahip Jorge, Kilisenin felsefesini şu sözlerle dile getirir: “Kilise Kanununun adı Tanrı Korkusudur Halk devamlı korkmalıdır ki Tanrının gölgesi olan Kilise ayakta kalabilsin
Bu sözler aynı zamanda Engizisyonun temelini de oluşturur Engizisyon bu amaçla kurulmuş ve görevini de yıllar boyunca acımasızca yerine getirmiştir Engizisyon’ un en çok hışmına uğrayanlarsa cadılardır Aslında cadılığın kökünde, Avrupa’ ya kuzeyden gelen barbar kavimlerin doğaya ve bilinmeyene olan tutkusunu bastırarak halkı batıl inançlarla korkutmak isteyen Kilise’ ye karşı bir protesto vardır Bu protesto en çok İngiltere adasında kendisini göstermiş ve halkın yoğun tepkisiyle buraya Engizisyon girememiştir Günümüzde bu Witch kültü, batı Avrupa’ da Hıristiyanlığa karşı pagan dinlerin yeniden ayaklanışı anlamındadır




Murray’ in 1921′ de yayınlanan The Witch-Cult in Western Europe adlı araştırmasında, cadılarla cinler arasındaki bağlantı şöyle tanımlanmıştır: “Bir zamanlar Avrupa’ da yaşayan cüce ırktan çok az elle tutulur bakiye kalmıştır günümüze Ama bu ırk cinler ve perilerle ilgili birçok hikayede varlığını koruyabildi Her yedi sende bir insanı kurban etmelerinden başka bunların dini inançları ve gelenekleriyle ilgili bir bilgimiz yok Cadıların, bu periler olarak bilinen ırk ile güçlü bir bağlantısı olduğu kesindir Tahminimce üç yüz yıl öncesine kadar, peri ırkına bağlı gelenekler devam etmiştir ve bu gelenekleri sürdürenlere de cadı (Witch) denmiştir


Fakat, Engizisyon papazları böyle düşünmemişlerdir Cadılıkla suçlanan kişinin içine girdiği varsayılan cinleri çıkarmak için önce ellerini ayaklarını mengenelerle sıkıştırıyor, sonra kollarından ve bacaklarından geriyor ve sonunda cadının iyice kurtulabilmesi için onu bir direğe bağlayarak diri diri yakıyorlardı Cadılıkla suçlanmak için de öyle olağanüstü bir sebebe gerek yoktu Örneğin birinin yüzünde, kolunda veya kaba etinde belirgin bir beni veya ten lekesi varsa bu işaret o kişinin Şeytan’ la işbirliği yaptığına kesin bir kanıt sayılırdı Ormanda biraz fazla dolaşıp yabani bitkileri toplayarak sebze çorbası yapan kadınlar da emri altındaki cinlere ziyafet vermekle suçlanıp alelacele Engizisyon heyetinin karşısına çıkarılıyorlardı Eğer bir kadın kilisedeki ayin sırasında esnerse, kutsal sözleri duyan içindeki cinin kaçmak için ağzından çıkmaya çalıştığı düşünülürdü


Cinlere karışan genç kızlarla ilgili ilginç bir olay da 1692 yılında, ABD’ nin Massachusetts eyaletinin Salem kasabasında meydana gelmiştir Ann Putnam, Marry Wadden ve diğer kızların garip iddialarla ortalığı ayağa kaldırmaları sonucunda, bir tür Engizisyon mahkemesi kuruldu ve yobazlar kısa zamanda kasabada dehşet verici bir cadı avına giriştiler Yıllar sonra her şeyin bir düzmece olduğu anlaşıldığında ise çoktan iş işten geçmişti


1487 yılında yazılan bir kitapta cadıların nasıl meydana çıkarılacağı ve cinlerle ilişki kurduklarını itiraf etmeleri için hangi işkencelerin yapılacağı geniş bir şekilde anlatılmaktadır Malleus Maleficarum (Cadıların Balyozu) adlı bu üç ciltlik eserin “Acaba cinler kendi başlarına kötülük yapabilirler mi, yoksa illaki bir cadının yardımına mı gerek duyarlar?” adlı bölümünde şu görüşe varılır;


“Tanrı’ nın kulları olmaksızın da cinlerin etkisi vardır Ama, bir yerde cinler faaliyet gösterecekse, orada mutlaka kendilerine yardım etsin diye birisini bulup kandırırlar ve onun vasıtasıyla kötülüklerini daha etkili bir biçimde yayarlar Bu yüzden, cinlerle ilgili bir olaya tanık olan iyi bir Katolik, çevresindekileri dikkatlice incelemeli ve kimin cadı olduğunu tahmin edip yetkililere hemen bildirmelidir


Yazar, nedense aklını kadınlara fazlasıyla takmıştı Cadıların kesinlikle kadınların içinden çıktığına inanıyordu 1631 yılında yazılan Cautio Criminalis adlı eserde ise bütün bu kepazeliklerin din adına yapılmasının utandırıcı olduğu belirtilmekteydi Bir dedikodu yüzünden cadı diye damgalanan kadınları çırılçıplak soyup en mahrem yerlerine kadar inceledikten sonra öldüresiye işkence yapmanın ilahi adaletle bir ilgisi olmadığı da bu kitapta savunulmaktadır


Cadılık ve Bilim

1664 de Robert Hunt başta olmak üzere bir çok bilimci cadılığa ilgi duymaya başladılar Barış savcısı olan Robert Hunt cadılık üzerine eline geçirdiği bütün belgeleri o dönem arkadaşı olan Glanvill`e gönderir Glanvill bu eserleri “Cadılık ve cadılar üzerine felsefi düşünmeler” adı altında yayınlar Esere duyulan ilgi o kadar büyüktür ki eser 4 baskı yapar


Bu ve daha değişik eserlerle “ruhların ülkesi” araştırılmaya başlanır Glanvill yaptığı bir takım araştırmalar sonucu şu kanıya varır; “Biz aslında yaşadığımız dünya hakkında hiç bir şey bilmiyoruz sadece deneyler ve bazı olgular dışında” “Bilimciler olarak doğalcıların (Die Naturalisten) söylediklerine kulak vermeliyiz, yoksa ruhların dünyasını araştıramayız! Onların söyledikleri bin göz ve bin kulakla ispatlanmıştır!”


Bu düşüncelere karşı çıkan John Webster tüm bunların “tanrının şeytana atıfta bulunduğu şeyler” olduğunu söyler Oysa “Der Hexenkult”un (Cadı) yazarı psikolog Starhawk cadılığın patriarkal toplumların çok öncesinde var olduğunu söyler
Bu inancın kökleri hıristiyanlıktan, müslümanlıktan ve yahudi inancından çok daha öncelere dayanır


Efsanelere göre bu inanç Avrupa’da buzul dönemi sonrası başlamıştır Yani tahminen otuzbeşbin yıl civarındadır Starhawk`ın “eski din” olarak adlandırdığı cadılık inancı geleneksel ruhu itibarıyle Amerikan yerlilerinin veya (Arktis) deki şamanizme yakındır Bu inancın ne kutsal bir kitabı ne dini kuralları ne de dogmaları vardır Cadı inancı öğretilerini doğadan edinir ilhamını ise güneşin, ayın ve yıldızların hareketinden, kuşların uçuşundan ,agaçların yavaş büyümesinden ve mevsimlerin değişmesinden alır Cadı inancının savunucuları bilgilerini, dilden ziyade resimlerle anlatıyorlardı Batı dünyasında şeytana tapanlar olarak nitelenen cadıların, cadı inancının, şeytan düşüncesi olmadan çok daha önce olduğunu söylerler


Webster bir yandan cadılığın şeytanlık olduğunu söylerken diğer yandan Eski Ahit’te cadılıkla ilgili hiç bir şey olmadığını söyler Yani cadıların ve cadılığın şeytanla bağlantısını gösterebilecek hiç bir şey Eski Ahit’te yer almıyor Bu sözleri onu barız bir biçimde ele veriyor Bir yandan cadılığı hıristiyanlığın lanetlediğini gösterirken diğer taraftan bu konuyla ilgili kutsal kitapta hiç bir şeye rastlanmadığını söylüyordu Simyacı bilim ise erotik cinsellik ve bilim arasında yakın bir ilişkinin olduğunu deneysel ve spiritüel bir yolla bilgiye ulaşılabileceğini söylüyordu Fakat buna rağmen “doğaya ölçülü davranamadılar” Cünkü kadını yücelttikleri kadarda aşağıladılar da Bugünkü noktadan hareket edilip bilim tarihi eleştirisi yapıldığında rasyonel bilimin temsilcilerinin cadı avıyla her hangi bir ilişkisi olmadığı düşünülebilinir, fakat Fox-Keller 17 yüzyılın bilimadamlarının “erkek bilimi” kurabilmek için cadı inancını savunan bilimadamlarını saf dışı bıraktığını söyler


Bunlardan Glanvill ve More simyacılar için bile çok radikal ve tehlikeliydiler, çünkü onlar sadece dinsel ve politik olarak radikal değildiler aynı zamanda kadının tanrı huzurunda eşitliğini savunduklarından dolayı “eril bilim” için bir tehlike oluşturuyorlardı Cok güçlü olduğuna inanılan cadılar, ciddi bir korku oluşturdular 17 yüzyıl cinsellik perspektifinde cadılık, cinselliğin dizginlerinden kopması olarak görülüyordu Hatta ta 1486 da Malleus Maleficarum “Cadı Çekici”adlı kitabında cadılar hakkında şunları söylemektedir; “bütün cadılık etle bağlantılı olan zevkten kaynaklanıyor, bu zevk kadınların bir türlü doyamadıkları şeydir Bundan dolayı bütün zevklerini tatmin etmek için şeytanla bağlantı kurarlar” Fakat bu sözlerden iki yüzyıl sonra bile hala cadılar, kadınların cinsel gücünü ifade ediyor ve toplum icin bir tehlike oluşturuyorlardı


17 yüzyılda cadılık en yüksek noktasına varmıştı dolayısıyla dişi cinsellikte en yüksek noktasına varmış oluyordu Dönemin dramalarında da(The White Devil-Beyaz Seytan- Antonius ve Cleopatra) cinsiyet ve cinsellikle yakından ilgilenildiği görülür İngiltere de cadılığın sosyal gelişmelere önemli derecede damgasını vurduğunu söyleyebiliriz




Sebt Günü ve Kutlamalari

Hz Musa’ ya bildirilen On Emir’ den biri olan, Yahudilerin dinlenmek zorunda oldukları haftanın yedinci günü literatürlerde “Şabbat” olarak adlandırılır Bu ayrıca büyücülerin Şeytan’ ın başkanlığında yaptıkları varsayılan gece oturumlarının da adıdır Günümüzde ise bu kelime Sebt olarak değiştirilmiştir


Sebt gününün devamlılığı hakkında değişken düşünceler vardır ama cadılığı kanıtlanmış biri 10000 civarı bir katılım olduğunu söylemiştir Rivayete göre cadılar sebt gününe, vücutlarına havada uçmalarını sağlayacak özel bir krem sürerek ya da şeytanın sağladığı keçi, köpek veya oğlak gibi bir hayvanla giderlermiş Bu konuda en bilinen ve ünlü yerler Almanya’da Harz dağlarındaki Brocken kasabası, Rusya’da Kiev yakınlarındaki Bald dağları, İsveç’te Blocula, Fransa’da Auvergne’ de Département du Puy-de-Dôme’dır Alışılmış tarihler olarak ise May Day arifesi (30 Nisan), ve All Hallows Eve (31 Ekim), ve 2 Şubat kış, 23 Haziran ilkbahar, 1 Ağustos yaz, 21 Aralık sonbahar mevsim festivalleri bilinir


Araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılan Sebt günündeki olaylar Şeytan’a sihirli şurup içirmek, onu kuyruğunun altından öpmek, dans etmek, ziyafet vermek, gelişigüzel eğlenmek ve ayinler şeklindedir


Sabbath Ayinleri

17 yy Fransa, Ingiltere ve Amerika’sinda büyücülük ve cadilar hakkinda bilinen en önemli sey Sabbath ayinleridir Sabbath ayinleri gece yarisina dogru baslar ve ün isimadan sona eredi Yer olarak dört yol agzi , koruluk, açik kirlar, bazen de terkedilmis kliseler seçilirdi Haftanin hangi günü olursa olsun, cumartesi disinda ayin yapmak mümkündüYeni ay ve dolunayda yapilan ayinler önem tasirdi


Senenin iki günü büyük ayin için ayrilmisti: 31 Aralik (Allhallous Eve) ve 30 Nisan (Walpurgisnacht) mevsimlerinin baslangicida ayri olarak kutlanirdi: Kis 2 Subat, bahar 23 Haziran, Yaz 1 Agustos,sonbahar 12 Aralikta Ayrica 3 Mayis ve 1 Kasim günleri de önemli sayilirdiAyine katilacak cadi önce hazirligini yapar, “uçmak için gerekli merhemi” vücuduna sürerdi Bu merhemin hazirlanisi hakkinda çesitli iddialar vardir Hemen her reçetede “bogularak öldürülmüs bir bebegin kazanda kaynatilmasiyla elde edilen yagli sividan” bahsedilmekte Engizisyonda alinan bazi itiraflardan alinan sonuca göre, önce, 1 yasini doldurmamis bir insan yavrusunun topuklari kesilerek kani bir kapta toplanir, sonra ceseti bir kazanda kaynatilirmis


Kanin içine yabani havuç, bildircin otu, besparmak otu,köpek üzümü ve is karistirilir, sonra bu karisim kazana atilarak yagin içinde eritilirmisMeydana gelen merhemi de, çiplak vücutlarina derileri kizarincaya kadar sivarlarmisAyrica uçmak için kullanilan diger bir ilaçta Belladona’dir Bütün bu otlarin içindeki toksin maddeler deri yoluyla kana karistiginda kalbin atisini ve tansiyonu etkileyerek cinnete sebep olmaktadirBildircin otuinun ilavesi ise, kisiyi hareketsiz birakmakta ve halüsinasyona elverisli hale getirmektedir Bu karisimi vücuduna sivayan cadilar, fizik olarak hiçbir yere uçmuyorlardi


Kana karisan merhemin etkisiyle kendilerinden geçerek kaskati bir halde yataga uzanip kalirlardi Fakat, isin ilginç yani, bu islemi yapan her cadi kendine geldiginde yol süpürgesine binip uçtugunu yada seytanin armagani olan bir keçiye, koça veya köpege binip uçtugunu, diger cadilarla birlikte Sabbath ayinine katildigini söylemekteydiÜstelik birbirinden haberi olmaksizin, ayine katilan her cadi,genellikle ayni seyi anlatmistiAyinin yapildigi yerde toplanan cadilar, kimine göre 50-100 kisiydi, kimine göre ise binlerce Ama her ayinde, esas figür seytandi Yari teke, yari insan görünümünde,normalin üstünde bir cüsseye sahip, insan görünümünde bir yaratikti bu


Tahtinda oturur ve cadilar toplandiktan sonra ayini baslatirdi Cadilar arasi evlenmeler, bu ise yeni baslayanlarin seytan tarafindan vaftizi, cadilarin seytan için getirdikleri hediyelerin sunulmasi bu sirada yapilirdi Evlenme vaftiz ve anlasmalar, seytanin kirmizi kitabi içine yazilir, cadinin kani ile imzalanirdi Daha sonra cadilar bir hürmet ifadesi olarak sirasiyla seytanin ardini öperlerdi Bu olaylar sirasinda sirt sirta oturmak, bacaklari havaya dikip basi topraga ekerek konusmak, en çok uygulanan garipliklerdiBu yola yeni giren cadi adayi, önce haçin üstüne basip hristiyanligi reddeder, ardindan seytanin vaftiziyle cadilik ismini kazanirdi


Yapacagi anlasmaya göre seytana her hafta bir çocuk veya bir insan kurban edecegine veya su kadar insani hasta edecegine dair yeminederdi Bu anlasma hükümleri kirmizi kitaba yzildiktan sonra cadi adayi seytanin ardini öperek sadakatini göstermis oludu Bu arada seytan da ona önce sürünecegi merhemin reçetesini verir, daha sonra da büyücülük için gerekli seyleri ögretirdi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.