Kaçkar'a Kaçmak |
08-17-2009 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Kaçkar'a KaçmakGüneş bulunduğumuz yarım küreyi kaç kez aydınlattı acaba Kaç damla bir derya oldu yeryüzünde Rivayet edilir ki Bir Osmanlı şehzadesi Fırtına deresinin ağaç yongaları taşıdığını görüp bu derenin ardı şen bakın bakalım kimler yaşar demiş Derenin kenarındaki Ardaşen ilçesi ismini buradan almış Fırtına havzasından iç kesimlere doğru ilerlediğimizde sap yamaçlı dağlar birbirine yaklaşarak vadiyi daraltır Dorukları 3000 m Geçen dağların yamaçlarında yüzyıllık muhteşem konaklar Kaçkar'a kaçanların ilk fark ettikleri güzellilerden biri… Karlar kaç bahara yenik düştü düşlerimin ülkesinde Kara kayalı dik başlarını sakladıkları ak karlar kaç yolcuyu alıkoydu yolundan Hangi umutlar aşılmaz vadileri dik yamaçları mahmur konaklara dönüştürdü bu vadide Kimler bu insanlar, 21 yüzyılda anakentlerde dışı sıvasız evlerde yaşayanlardan neleri faklı ki; bu gün başımızı kaldırıp bakarken yorulduğumuz yamaçlarda insan hayalini zorlayan konaklar yapmışlar Nasıl bir sabır, granit kayaları bu düzgünlükte yontu da harçsız çimentosuz üst üste koydu Yetmiş seksen sene önce yanan konakların diş duvarlar bile yıkılmadan günümüze kadar ayakta kaldı O günün şartları ile yapılabilen konakları bu gün bizler restore etmekte bile güçlük çekiyoruz ___ Alçakgönüllülüklerini, sabırlarını ve sessizliklerini herkes kendisine göre yorumladı Gürcü, Ermeni, Hamat; dediler Onlarsa binlerce yıldır aynı yerde aynı dili kullanıp aynı millete ait oldular Bu gün ay yıldızın altında toplanan Türk ulusuna Hemşinliler 1071 öncesi Müslümanlığı seçen Türklerdir Hemşin de dedemden dinlediğim, unutamadığım hikâyeler var belleğimde bu gün bile hayatımı düzenlerken örnek aldığım Çocukluğumda Dedemin şömineli odasında kılınırdı teravih namazları, Cemaat gelmeden oda hazırlanır şömine yakılır yastıklar sedirlerden toplanırdı; biz çocuklar saf tutanların arkasında oturur namazı izlerdik böyle hazırlığın yapıldığı bir akşam dedeme sordum Dede bizim dinimizin adı ne… Dedem bana “Atalarımız tüm hak dinleri izledi, hep doğu kaldılar; şimdi son hak dininin emirleri ile Allaha dua ederiz, bütün ehlikitaplara inananlar kardeştir oğlum dedi O zaman tüm inançları hoş görü ile yüzlerce yıl bir arada tutan Osmanlı imparatorluğunu; atalarımı daha iyi anlayabildim Hemşin de sisli yüksek dağlarda yaşayan insanların arasındaki görünmez bağı vardır Hemşin de birbirinden uzakta ve dağların yamaçlarındaki tüm köyler birbirini tanır birbirinden haberdardır Hürmet ve samimiyet senden önce temsil ettiğin aileyedir, sen o ailenin ismini söylediğinde yaşlılar çok rahat bir şekilde anneni babanı dedeni hatırlayıp sana hal hatır sorarlar Toprakları modern tarıma elverişli olmayan Hemşin de tarım asırlar boyunca insanın gücüne muhtaç olmuş Önceleri arpa yulaf sonraları da mısır yöre insanının tarlasına ektiği gıdası olmuş… Bol yağmurlu yörede sadece konaklar değil, köprüler mezar taşları ve tüm gelenekler Hemşinlileri kendi saflarına çekmeğe çalışanlara inat buram, buram tarih ve buram, buram Türklük Müslümanlık kokar Peki, yaşayan tüm dokularında bu kadar öz benliğini haykıran yöreye neden bu kadar yakıştırmalar yapılmaktadır Ben Hemşinliyim ve itiraf edeyim ki Hemşin in neresinde olursam olayım kendimi evimdeki kadar rahat hissederim Yani benim bilmediğim ya da benden gizlenebilecek bir gerçek asla olmaz Şimdi sizinle son zamanlarda yurt dışında bile moda olan Kaçkarlara birlikte kaçalım isterseniz belki bu yakıştırmaların sebebini bir nebze anlarız Son yıllarda orta doğudan özellikle İsrail den bölgeye büyük ilgi var Bu ilgiyi bölgenin güzelliği insanların hoşgörüsü kadar etkileyen bir şey daha var Hemşin evlerindeki Davut yıldızı, ya da diğer ismi ile mührü Süleyman Bu yıldızı herkes inancına göre yorumlayabilir tabii ama bir Hemşinli olarak benim yorumum atamdan dedemden öğrendiğim gibidir O yaşayan her canlının dilinden anlayan Süleyman peygamberin müdürüdür ve bu bina onun korumasına emanettir Ve bu gün dünyada terörü durdurmak isteyenlere yine dedemin bir lafını söylemek isterim Atalarımız tüm hak dinleri izledi hep doğu kaldılar şimdi son hak dininin emirleri ile Allaha dua ederiz, bizim için tüm vahi inenler kardeştir… Saklayacağınız şeyleri yapmayın, yapacağınız şeyleri saklamayın insanlar kurtuluşunuz buradadır Tam 30 yıldır Kaçkar dağlarında kışın kayağa giderim benim çocuklarımda yürümeğe Kaçkar in karlarında başladılar Buralardaki yaylaların tarihi binlerce yılla ölçülendirilir Yörede çay tarımı ile birlikte zayıflayan yaylacılık geleneği yerini yazlık ev anlayışına bıraktı Yüzlerce yıllık yayla evleri son yıllarda tüm dünyadan konuklar ağırlamağa başladı Kayak tesislerinin olmadığından uzun yıllardır tur kayağı denilen ve tırmanmakta kullanılan kayaklar la bizler Kaçkarlarda kayak yaparız, Oysa çoğumuz Kaçkarlarda kayak yapıldığını bir Avusturyalı Kaçkarlarda kaymağa başladığında fark edebildi Bazen kendi gücüne ve güzelliklerine bu kadar yabancılaşmış başka bir ülke var mıdır yeryüzünde diye düşünürüm Zamanı önce yıla sonra mevsimlere sonrada diğer parçalara bölmüş insan; bunu yaparken kendi kısacık ömründe yapabileceklerinin çapını hesaplamak istemiş olmalı Bizlerin ömrü sınırlı olabilir, mal mülk gibi varlıkların yanı sıra hayallerimizi de mirasçılarımıza devredebilirsek sanırım o zaman geçmişimizle birlikte geleceğimize de sahip olacağız; aksı takdirde bu gün bulunduğumuz yerde gelecekte bizim mirasçılarımız olmayabilir Kaçkar dağlarına kaçanların en çok kullandıkları kapı Ayder Yaylasıdır Bu gün yayla ve yaylacılıkla ilgisi sadece geçmişi bilenlerin hafızalarındaki hikâyelerde kurulabilir Ayder den Kaçkarlara uzayan Kavrun vadisi Karadeniz tarafından Kaçkar dağlarının zirvesine giden en kestirme rotadır, Yukarı Kavrun yaylası da Kaçkar dağlarına olan talep nedeni ile giderek yaylacılıktan pansiyonculuğa geçmektedir Kaçkarların Karadeniz’e bakan yamaçları genellikle sislerin egemenliği altındadır bu nedenle yanında küresel pozisyon belirleme cihazı olmayanlar için her an kaybolma riski vardır Sislerin de güzel tarafı yok değil, mesela yazın insanların sıcaktan bunaldığı sırada siz soğuktan üşüyebilirsiniz Kaçkar in denize açılan kapısı olan Fırtına vadisinde hemen, hemen her tepesinde sislerle buluşabilirsiniz, ancak sislerin nerede oturduğunu merak ederseniz bu yer kesinlikle Pokut ve sal yaylalarıdır Bir günde dört mevsime tanık olabilir bulutların doğup büyüyüp yağmur oluşuna sadece birkaç saat içinde tanık olabilirsiniz Bu yaylalar tüm heybetleri ile Çamlıhemşin in üzerine dikilen tepenin ucundadır Yaylalara üç yolla ulaşmak mümkün Bu üç yol Ayder ve Elevit vadilerinden Kaçkar dağlarına ulaşmak istemeyenlere bulunmaz güzellikte ve değerde bir rota sunar Şenyüva dan yeni yapılan araba yolunu saymazsam Üç yol ağzında da Habak, Konaklar ortan gibi bölgenin evlerini yakından görebilecekleri eski ve otantik köyler var Üç ayrı yol Paşortü denilen sırtta buluşup teke iner, Bu yaya yolu tercih edenlerin kamp bilgisi ve kendilerine yetecek yiyecek stoklarının olması gerekir çünkü bir zamanlar bu yolda katıp kervanlarına hizmet veren hanlar artık yoktur Bir zamanlar yürümekten hendek olmuş yalanız patikalar tepeye ulaştığında az önce buradaydım diyen sislerden kalan su zerrecikleri ayakkabılarınızı ıslatmağa başlar Ortalama 2000 metre yükseklikte üç saatlik tarihi taş döşeli yol yorum ve tereddüde gerek bırakmadan Hazindağ yaylasına ulaşır Çevrede görülen her şey bir masalın parçaları gibidir, insanların sadece birkaç ay kalmak için inşa ettikleri evleri görünce köylerdeki konakları daha iyi anlaşılır oluyor Ve taş işçiliğinin son noktası olan Samıstal yaylası sisle birlikte Sisin içinde gölgeleri kalmış birkaç inatçı yaylacı dışında bu yaylayı pek kimse ziyaret etmiyor Ormana uzak evler granit taşlar yontularak inşa edilmiş Virane kalan evlerin etrafını iki insan boyunda ısırganlar kaplamış Çocukluğumun en güzel yazları bu yaylada yüzlerce arkadaş arasında geçti, şimdi sadece bir iki çocuk ve geçmişi özleyen birkaç yaylacı yaylayı şen tutmağa çalışıyor Bazı evlerin çatıları çökmüş çürüyor bazıları ise ilk günkü gibi zamana direniyor Zirveye doğru olan yolculuğumuzu sürdürüyoruz Akşamı bir zamanlar ineklerime çobanlık yaptığım Memiş Efendi dağında karşılayacağım Kaçkar in doruğuna yaklaşırken orman kuşağı yaylaları oldukça uzağımızda kaldılar Buralarda sisi uzun - uzun anlatmaya gerek yok, sadece yılın 365 günün 366 gününde sislerle kucak kucağa yaşar insan Aslında bunlar sis te değildir, bizim seyrettiğimiz üstümüzden geçen bulutların ta kendisidir ve buradaki adı dumandır Erzurum Rize il sınırlarının buluştuğu Yesiget boğazında ispir tarafından gelip Çamlıhemşin yaylalarına meyve satmağa giden son çerçiler… Palovit, Karmik, Hacıvanak, Samistal gibi birkaç yayla hala bu çerçilerden alışveriş yapar Yolculukları Gidiş dönüş dört gün ile bir hafta arasında sürebilir Bulutları vadileri doldurmuş olarak görmüyorsanız Doğu karedeniz sıra dağlarının denize paralel uzayan sırtlarından birine ulaşmışsınız ve güney yamaçlarına bakıyorsunuz demektir Kuzeyin sislere güneyin güneşe teslim olduğu bir akşam dilber düzünde kamp yaptık Sabahleyin Kaçkar’ın en büyük buzul gölünün yanından zirve tırmanışı başlıyor, gölün bazı yerlerinin derinliği 60 metreyi geçiyor Geçip geldiğimiz yemyeşil ormanlardan çiçekli çayırlardan burada nasibimize hiç pay düşmemiş Üç saatlik yolu dört iklimle noktaladık yazın ortası ama zirvede kar yağıyor Dünyada korunması gereken önemli tabiat varlıklarından biridir Kaçkarlar ve benim ülkemdedir; daha da güzeli benim köyümdür Kaçkarlar Cemal GÜLAS
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|