Prof. Dr. Sinsi
|
Akyatan Lagünü Hakkında Bilgiler
Akyatan Lagünü Hakkında Bilgiler
İdari olarak Adana ilinin Karataş ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır Adana’ya 48 km mesafededir
Deltadaki göl ve lagünler, Akdeniz’in su düzeylerinin değişmeye başladığı 4 dönemin sonunda (10 000 yıl önce)oluşmaya başlamıştır Akyatan gölünün bulunduğu yerde, deltayı oluşturan nehirlerin yataklarından taşmasıyla geniş bir bataklık oluşmuştu Bataklık, daha sonra dalgaların taşıdığı kumların zamanla kıyıda oluşturduğu kordonla denizden ayrılmış ve bugünkü görünümünü almıştır Tipik bir alüvyal baraj gölüdür
Akyatan gölü, Türkiye’nin en büyük lagün gölüdür Ortalama su seviyesindeki alanı 4 900 hektardır Yaz boyunca gölü besleyen suların azalması ve yüksek buharlaşma nedeniyle göl alanı çok küçülmektedir Suyun çekildiği alanlarda geniş çamur düzlükleri oluşmakta ve yaz sonuna doğru tamamen kurumaktadır

Çamur düzlükleri özellikle gölün batı ve kuzeydoğu kesimlerinde oluşmakta, Kapıköy yakınlarındaki bazı adalar ise karayla birleşmektedir
Göl, güneybatıdan çıkan 2 km lik dar bir kanalla denize bağlanmaktadır Göl sularının yüksek olduğu dönemlerde kanal vasıtasıyla gölden denize, düşük olduğu dönemlerde ise denizden göle doğru su akışı olmaktadır Bu nedenle göl suyundaki tuzluluk mevsimlere göre değişiklik göstermektedir
Kışın ve ilkbaharda, drenaj kanalları ile taşınan sular ve yağışların etkisi ile göl suyu tatlılaşmakta, yazın ise yüksek buharlaşma ve denizden göle olan su girişi nedeniyle tuzluluk artmaktadır Ayrıca, tuzluluk denize bağlantının olduğu kesimde daha yüksek, sızıntı ve drenaj sularının etkili olduğu kuzey kesimlerde ise daha düşüktür
Göl ile deniz arasında yer yer genişliği birkaç km’yi, yüksekliği ise 20 m’yi bulan Türkiye’nin en büyük kumulları yer almaktadır Yer yer birkaç sıra halinde olan kumul tepeleri arasında deniz seviyesinin altında oluklar (çukurlar) bulunmaktadır Bunlar yağışlı dönemlerde suyla dolarlar Ayrıca, kumulların kuzeydoğusunda hiç kurumayan ve ekolojik açıdan önemli tatlısu birikintileri ve bataklıkları vardır
Göl kıyılarında genişlikleri tatlısu sızıntılarına bağlı olarak farklılıklar gösteren bataklık ve sazlık alanlar bulunmaktadır Gölün kuzeyi geniş tarım alanları ile çevrilidir
İŞLEV VE DEĞERLERİ
Deltalar, mikro ve makro floranın yüksek bir üretim düzeyine ulaştığı, dünyanın en verimli doğal alanlarıdır Bu yüksek verimin oluşturduğu yiyecek ağı, başta su kuşları olmak üzere, değişik türden zengin bir yaban hayatının barınmasına ve beslenmesine imkan sağlamaktadır
Deltalar, balıkların yumurta döktüğü, özellikle yavru balıkların beslendiği ve korunduğu alanlardır Yapılan araştırmalar, yediğimiz balıkların üçte ikisinin hayatlarının tamamını yada belirli bir devresini sulak alanlarda geçirdiğini göstermiştir Bu nedenle sulak alanlar, özellikle deltalar balıkçılığın devamlılığı yönünden hayati öneme sahiptirler
Akyatan Lagünü, yaşama ortamlarının çeşitliliği, barındırdığı hayvan ve bitki türleri ile çok sayıda uluslararası öneme sahip sulak alan kriterine sahip bir sulak alan ekosistemidir Kışın Orta Anadolu’daki sulak alanların donması sonucu pek çok sukuşu güneydeki sulak alanlarımızda kışı geçirmektedir Ayrıca, göç yolu üzerinde bulunmasından dolayı göç sırasında değişik türden çok kalabalık kuş gruplarına beslenme ev konaklama imkanı sağlamaktadır Bu durum Akyatan lagününün önemini daha da artırmaktadır
Değişik habitatları, zengin bitki ve hayvan varlığı ile bilimsel çalışmalar için birer açık hava laboratuvarıdır Taban suyunu dengeleme, denizden tuzlu su girişini önleme gibi işlevleriyle bölgenin su rejiminin düzenlenmesine katkı sağlarlar
Tüm bunların yanı sıra, Akyatan lagünü, su ürünleri üretimi ve turizm faaliyetleri gibi imkanlarıyla yöre ekonomisine önemli katkılar sağlayan çok yönlü bir sulak alan ekosistemidir
Güzel manzarası ve barındırdığı yaban hayatı ile kuş gözleme, balık tutma ve avcılık gibi rekreasyonel faaliyetler için de ideal bir ortamdır
FLORA VE VEJETASYON
Yörede, Türk-İran ve Akdeniz bitki coğrafyasının etkisi hakimdir Yaşam ortamlarının çeşitliliği, farklı ekolojik istekleri olan bitki türlerini gelişmesine imkan sağlamıştır Bitkiler açısından en ilginç kesimi, denizle lagünler arasında yer alan kumullar oluşturmaktadır Lagünlerden kumullara çıkıldıkça hakim tür zakkum ve kirpi dikeni görülmektedir Daha içerilerde canavar otu, fare kulağı, fiğ ve yonca yaygındır Çalılık alanlar ise mersin, böğürtlen ve Smilax türlerinden oluşmaktadır Kumul vadiler ise Ophyrus sphegodes, Serapias sp ve Orchis sp ile kaplıdır
1955 yılında kumul stabilizasyonu amacıyla ağaçlandırma çalışmaları başlatılmış ve bugüne kadar yaklaşık 3687 hektar kumul alanı ağaçlandırılmıştır Ağaçlandırmada, okaliptüs, kıbrıs akasyası, yalancı akasya, fıstık çamı, kızıl çam ile selvi kullanılmıştır
Tatlı suyun etkili olduğu alanlarda saz, kamış ile nilüfer ve sarısüsen bulunmaktadır Tuzul su bataklıklarında ılgınlar ile Salicornia sp ve Sueda sp yaygındır Kapıköyü yakınlarındaki adalar Daffodilis narcisusu ile kaplıdır Köylerin çevrelerindeki çayırlarda ise süsen ile akyıldız görülmektedir
FAUNA VE ORNİTOLOJİK ÖNEMİ
Açık su yüzeyleri, sazlıklar, tatlı ve tuzlu bataklıklar, tatlısu birikintileri, gölcükler, geniş kumul ekosistemleri, kumsallar gibi farklı ekolojik karakterlerdeki yaşam ortamları, başta sukuşları olmak üzere değişik türlerden çok zengin bir yaban hayatının barınmasına olanak sağlamaktadır
Göl ile deniz arasındaki geniş kumullar, çalılık alanlar etoburlar takımından birçok memeli için çok uygun yaşama ortamlarıdır Alanda en yaygın görünen tür çakaldır Alanda görünen diğer türler; tilki, yaban kedisi, tavşan ve kirpidir
Göl kıyılarında ve eski nehir kollarının oluşturduğu küçük göllerin bulunduğu yerlerde yaygın olarak kuyruk süren görülmektedir Bölge, türün Asya’daki dağılımının en batı kesimidir Ayrıca, bölgede su samurunun da görüldüğüne dair kayıtlar vardır
|