Tarsus - Mersin Doğal Ve Tarihi Yerleri |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarsus - Mersin Doğal Ve Tarihi YerleriTarsus - Mersin Gözlükule Höyüğündeki araştırmalar sonucu Tarsus'daki yerleşimin Neolitik Çağdan Son Tunç Çağı'na kadar kesintisiz olarak sürdüğü saptandı Yöreye MÖ 7 ve 6 yy'larda geldiği sanılan Yunanlılar'm, burada eski bir yerleşimle karşılaştıkları biliniyor Ancak kentin ilk kuruluşu hakkında bilgiler yetersizdir Yaygın bir söylenceye göre kent, Asur Kralı Sardanapal tarafından kuruldu Önceleri Tarsos adıyla anılan yerleşmeye, sonraları Latince Tarsus denildi ve bu ad zamanımıza kadar bozulmadan geldi Kent, daha sonra Persler'in eline geçti ve Kilikia Satraplığı'nın merkezi oldu MÖ 333'te Büyük İskender, Darius III ile savaşmak üzere Toroslar'dan geçerek Tarsus'a indi ve kenti ele geçirdi İskender'in ölümünden sonra kent Seleukoslar'ın yönetimine geçti MÖ 66'da Kilikia bir Roma eyaleti olunca, Tarsus da bu eyaletin merkezi olarak Roma'ya bağlandı Roma Komutanı Marcus Antonius ile Kleopatra'nın Tarsus Çayı yoluyla kente gelmeleri de yerleşmenin ilgi çekici tarihi özelliklerindendir Kent, Hıristiyanlığın kurucularından Aziz Paulus'un doğduğu yer olarak da Hıristiyan tarihi bakımından önem taşır Kentin tarihi, Müslümanlık'ın ortaya çıkışıyla yeni bir döneme girer 637'de Araplar'ın egemenliğine giren Tarsus onarıldı ve Bizans sınırında bir sınır yerleşmesi (uç kent) olarak önem kazandı Emeviler ve Abbasiler döneminde Bizanslılarla Araplar arasında birçok kez el değiştiren kent, 965'te Bizanslılar'ın, 1082'de Selçukluların, 1097'dede Haçlılar'm eline geçti Bu dönemde Antakya Prensliği'ne bağlanan kentin, 1133'te Ermeni prenslerinden Levon'un egemenliğine girdiği bilinirTarsus, 13 yy'dan sonra Memluklar'ın ve zaman zaman da Ramazanoğulları ve Dulkadiroğulları beyliklerinin yönetiminde kaldı 1516'da Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan kentin yönetimi Ramazanoğulları'na verildi Eski Cami: İçindeki Ermenice yazıtlardan, 1102'de Kral Oşin'in oğullarıtarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır Ramazanoğulları'ndan Şehabettin Ahmet Bey zamanında yazıtları kaldırılıp minare eklenerek camiye çevrildi Ulu Cami (Makam Camisi): Ramazanoğulları'ndan İbrahim Bey tarafından 1579'da yaptırılan caminin iç mekanı iki sıra sütunla 3 bölüme ayrılmaktadır Minberinin mermer korkuluklarında hatai ve rumi süslemeler vardır Doğusuna bitişik türbede Şit Peygamber, Lokman Hekim, Halife Memun ve güneydeki türbede Bilal-i Habeşi'nin gömütleri bulunmaktadır Şahmaran Hamamı: Tarsus ilçe merkezindeki hamam, 8 bin yıllık bir geçmişe sahip olup şimdi bile kullanılmaktadır Hamamın mermer duvarlarında hiç çıkmayan kırmızı lekeler vardır Bunların, Tarsus Kralı Tacianus'un hastalığına iyi geleceği ümidiyle, yılanlar padişahı Şahmaran'ın başının kesildiği sırada duvarlara sıçrayan kan lekeleri olduğuna inanılır Bu efsaneyi anlatan iki bin yıllık paralar bulunmuştur Tarsus Müzesi: Yöredeki buluntular uzun süre belediye binasında ya da okullarda sergilendi 1972'de onarılan Mehmet Efendi Medresesi müze haline getirilince, yöredeki etnografik ve arkeolojik yapıtlar burada toplandı Ancak bölgedeki önemli buluntuların, çeşitli ve ilgi çekici mozaiklerin çoğu Hatay ve Adana müzelerindedir Kleopatra Kapısı: Eski Tarsus'u çevreleyen üç dizi surun Bağ, Deniz ve Adana adlı üç kapısından biridir Kleopatra, Tarsus'a Deniz Kapısı'ndan girdiği için kapı onun adıyla anılır Donuktaş: Kentin güneydoğusunda Tekke Mahallesindeki dikdörtgen planlı, görkemli yapının işlevi bilinmemektedir |
|