Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Marmara Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
paşa, sadullah, yalısı, üsküdar

Sadullah Paşa Yalısı (Üsküdar)

Eski 10-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sadullah Paşa Yalısı (Üsküdar)




Sadullah Paşa Yalısı (Üsküdar)ili Üsküdar ilçesi, Çengelköy’de Kaynana Sokağı’nda bulunan Sadullah Paşa Yalısı’nın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Sadullah Paşa ismini sonradan alan bu yalının ismine Vakıf kayıtlarında ilk kez Sultan I Abdülhamit (1774–1789) zamanında rastlanmıştır Kayıtlardan yalının 1783 yılından önce ölen Darüssaade Ağalarından Çerkez Mehmet Ağa tarafından bütün malı ve mülkü ile birlikte Sultanahmet civarındaki bir türbeye vakfedildiği öğrenilmektedir

Çerkez Mehmet Ağa Hacca giderken Şam’da ölmüş, varisi olmadığı iddia edilmiş, bu nedenle de malına el konmak istenmiştir Bu arada ortaya çıkan varisler açtıkları davayı kazanmış ve yalıyı geri almışlardır Bundan sonra düzenlenen Bostancıbaşı Defterleri ile 1792 tarihli tapu kayıtlarında yalının “Mehmet Ağa kızı ve Sadr-esbah Yusuf Paşa (Koca Yusuf Paşa halilesi Hanife Hatun’un” mülkü olduğu yazılıdır Koca Yusuf Paşa’nın bu yalıda yaşadığı sanılmaktadır Hanife Hatun’un ölümünden sonra yalı oğlu Müderris Mahmut Bey adına kaydedilmiş, daha sonra da Bağdat Valisi olan torunu Hamdi Paşa’ya kalmıştır Hamdi Paşa Padişahın gözünden düşmüş ve İstanbul’a dönmek için bir türlü izin alamamıştır O sırada yalıda oturan Koca Yusuf Paşa’nın kızı Seyyit Ali Paşa’nın dul eşi Hamdi Paşa’nın annesi olan Emine Hanım’ın bir gün kafası kızar ve doğruca Sadrazam Ali Paşa’ya gider Kendisini rıhtımda karşılayan sadrazamdan oğlunun affı için yardımını ister ve şöyle der:

“Ana pir, oğul bir”

Hamdi Paşa’nın annesinin bu dileği padişaha durulur ve Hamdi Paşa affolur Paşanın İstanbul’a dönüşünü kutlamak için yalıda ve arkasındaki koruda o güne kadar görülmemiş bir Çırağan alemi düzenlenir Binlerce çırağanın ışığı geceyi aydınlatır O sırada karşı kıyıdaki Beşiktaş Sarayı’nda bulunan padişah pencereden bu aydınlığı görünce Çengelköy’de yangın olduğunu sanır

Hamdi Paşa ehli zevk sahibi olduğundan yalısında buna benzer pek çok eğlence düzenlemiş, sonunda epeyce borca girmiş, yalı da 1881 yılında Ayaşlı Esat Muhlis Paşa’ya satılmıştır Soyu Hacı Bayram Veli’nin Halifesi Bünyamin Veli’ye kadar dayanan Ayaşlı Esat Muhlis Paşa şair ruhlu bir kişi idi Aynı zamanda da hattattı Edirne, Erzurum, Diyarbakır valiliklerinde bulunan Esat Muhlis Paşa’nın ölümünden sonra oğlu Sadullah Paşa yalının bütün hisselerini diğer vereselerden satın alır Böylece yalı Sadullah Paşa ismi ile tanınır

Sadullah Paşa anılarında; Sultan V Murat’ın tahta çıkışında yalıya bir kayık göndererek kendisini saraya davet ettiğini yazar Saray Mabeyn Başkâtibi ve Berlin sefiri olan Sadullah Paşa Berlin Antlaşması’nı (1878) imzalayan Osmanlı heyetinde bulunmuştur Meşrutiyet yönetiminden yana oluşundan ötürü Hamdi Paşa gibi bir türlü İstanbul’a çağrılmaz ve sürekli Avrupa’da kalır Kaynaklardan öğrenildiğine göre ailesine yazdığı mektuplarda vatan hasretini sürekli dile getirmiştir Hasretini çektiği İstanbul’u ve Boğaziçi’ni bir daha görememiş 1889’da Viyana’da ölmüştür Sadullah Paşa’nın ölümünden sonra eşi Necibe Hanım aklını kaybetmiş yalıda gece gündüz dolaşarak kocasının dönüşünü beklemiştir Yeni evlendiklerinde Sadullah Paşa eşini pembe tül elbise içerisinde görmüş ve bu rengin ona çok yakıştığını söylemişti Bundan ötürü de Necibe Hanım 1917 yılında 80 yaşını aşkın ölene kadar pembe tüller içerisinde paşayı beklemiştir Sonraki yıllarda yalıda oturanlar, üst katta, güneydoğudaki pembe odada Necibe Hanım’ın pembe tüller içerisinde hayalinin dolaştığından söz etmişlerdir

Sadullah Paşa’nın gelini olan Çengelköylü Münevver Ayaşlı “Dersaadet” isimli kitabında yıllarını geçirdiği yalıdan söz ederken yalı ile ilgili ilginç bilgiler de vermiştir:

“Kaderimde Çengelköy ile bağlı bir taraf var… Evlendiğim zaman yine Çengelköy’de evlendim ve Çengelköy’de kayınpederim Sadullah Paşa Yalısında oturdum O zamanlar yalıda ne su, ne elektrik vardı ve oldukça harap idi, fakat fevkalade güzeldi, daha restore edilmemiş ve bütün eski güzelliğini muhafaza ediyordu O zaman bahçesi ikiye bölünüp satılmamıştı, büyük bir havuzu ve adeta küçük bir limanı vardı ki, maalesef burası satılan kısmında kaldı Yalının yerli büyük bir hamamı ve koca koca mermer taşlarla örtülü bir mutfağı ve mutfakta kocaman bir ocağı vardı Burası yemek pişirmekten başka adeta yemek yenecek kadar güzeldi Bu mutfağın üstünde küçük ve kendine mahsus çok şirin birkaç basamakla çıkılır bir daire vardı ki bahçenin harem duvarı ile birleşiyordu Yalının bütün bu kısmı yıktırılınca yalı ile harem bahçesinin duvarı birbirinden ayrıldı ve artık harem duvarının manası kalmadı… Hâlbuki yalının bahçesine büyük bir ahşap kapıdan girilir, koyu yeşil ağaçlar ve taflanlardan geçilir ve nihayet asıl yalının harem kısmına gelinirdi, burada da küçük bir bahçe vardı İki tarafı taflan ve mozaik döşeli dar bir yoldan gidilir ve yalıya gelinirdi Yalının diğer kısmında ise birkaç basamakla çıkılan deniz üstünde harikulade güzel bir yemek odası ve bu yemek odasının altında her şeyi ile hamamı, mutfağı, birkaç odası ile bir daire vardı Bütün bunlar yıkılınca koca yalı hamamsız ve mutfaksız kaldı ve kullanılacak büyük canım odalar mutfak ve hamam haline getirildi

Sadullah Paşa Yalısı 1947 yılında eski büyükelçilerden Seyfullah Esin ve eşi araştırmacı yazar Emel Esin tarafından satın alınmıştır Yalı 1947 yılında TAÇ (Türkiye Anıt Çevre ve Turizm Değerlerini Koruma Vakfı) Vakfı tarafından Y Mimar Turgut Cansever ve Y Mimar Cahşde Tamer tarafından onarılmıştır Emel Esin’den sonra Asil Nadir ve Ayşegül Nadir burada kiracı olarak oturmuşlardır

yüzyılın özelliklerini yansıtmaktadır Yalının planı iki eksen esasına göre simetrik olarak düzenlenmiştir Harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden meydana gelen yalının haremi iki katlı ve kubbeli, ona bitişik selamlığı ise ince uzun tek katlı bir yapıdır Bahçesinde büyük bir havuz, iki katlı ahşap kayıkhane, hamam, mutfak ve bahçe duvarında da bir çeşme vardır Günümüze yalının harem kısmı ile bahçeyi korudan ayıran duvarlar ve bir de çeşme gelebilmiştir

Yalının kuzey yöndeki kapısı eskiden selamlık yönüne açılırdı Kuzeydoğu cephesinde de büyük ocağı ile yüksek tavanlı mutfağı bulunuyordu Üzeri çatı ile kaplı olan ancak içten büyük bir kubbe ile örtülü haremin ikinci katı eli böğründelerle dışarıya taşırılmıştır Dikdörtgen plan şemasının uygulandığı harem kısmında ortadaki sofalar haçvari şekilde genişletilmiş ve dört yöne bakan geniş bir görüş imkânı sağlanmıştır Merkezi sofa alt katta köşeleri pahlanmış bir dikdörtgen şeklinde, üst katta ise beyzi biçimdedir Üst kat sofasının üzerini örten kubbe adeta Orta Asya otağlarını anımsatmaktadır Her iki katta da sofaların köşelerine yerleştirilmiş ikişerden sekiz oda bulunmaktadır Bu odalar mavi, sarı, yeşil ve pembe renklere boyanmıştır Bu odaların pervazlarında Edirne işi bezemelere, kıvrımlı hatlara, kurdelelere, şerit şeklinde halatlara, meyve demetlerine, şemse kompozisyonlarına, odaların tavanlarında Avrupalı ressamların elinden çıkan resimler bulunmaktadır XVIII yüzyıl Türk mimari örneklerini gösteren bu resimler aynı zamanda birer belge niteliğindedir Bu resimlerde Boğaziçi’nden kesitler, Salacak’taki Şerefâbat Sarayı, Sarayburnu ve Topkapı Sarayı da görülmektedir Odaların her birinin bezemesi diğerlerine benzememektedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.