Prof. Dr. Sinsi
|
Marmara Bölgesinin Gelenek Ve Görenekleri Hakkında Bilgi
Marmara Bölgesi Gelenek Ve Görenekleri
Kız isteme Söz Kesme Geleneği
Kız evinde erkekler oğlanın mesleğini, iyi ve kötü alışkanlıklarını belli etmeden araştırırlar İyi olduğuna kanaat getirilirse oğlan evine bir gün verirler Kız istemek için oğlanın ailesinden, akrabalarından, iş arkadaşlarından çevrede saygınlığı ile tanınan kişilerden oluşan bir grupla kızı istemek üzere kız evine giderler
Gelinlik kız her birinin elini öperek,”hoş geldiniz” der Kadınlar bir daha da erkek misafirlerinin yanına çıkmazlar Yalnız kız arada bir şeker, kolonya, çay, kahve v b ikram etmek üzere odaya girip çıkar Gelinlik kızın üzerinde en güzel elbisesi vardır Erkekler selamlaşıp hatır sorduktan sonra tanışırlar, sohbet ederler Bir süre sonra sedirde oturan erkek evinden bir kişi ayağa kalkarak “haydin başlayalım” diyerek odanın ortasına gelir Bunun üzerine kız evinden bir kişi kalkarak karşısına geçer Bunlar kız ve erkek evinin en yakın akrabalarıdır Önceden seçilirler Bunlar, nişan, takı, karşılıklı hediyeler, eşyalar ve baba hakkı (başlık parası) konusunda konuşup anlaşırlar
Baba hakkı son yıllarda çok azalmıştır Baba hakkının temelinde ekonomi ve evlilik kurumuna saygı yatmaktadır Baba hakkıyla kızın ailesine düğün masraflarına katkı, evlenme yoluyla evden ayrılan işgücünü ve ekonomik güçlüğü karşılamak amaçlamaktadır
Kızın verilmesi kesinleşince söz kesilir Kız evi söz bohçası verir Düğün için kız tarafına, terlik, çorap, ayakkabı, tuvalet takımı, nişan elbisesi ve çeyiz eksiklerini tamamlamak için patiska v b verilir Oğlan tarafı da evlerindeki kişi sayısı kadar, yakın akrabalar dahil bohça ister
Söz kesiminde erkek tarafı kıza grep, çorap, elbiselik kumaş, terlik v b olan bohça verir Kız tarafı da söz bohçasını, mendil, gömlek, kravat, çorap, v b söz kesti alameti olarak koyar Bohçalar karşılıklı verilince söz kesilmiş olur Odada bulunanlar kız ve oğlan babasını “Hayırlı uğurlu olsun “ v b şeklinde iyi dilek ve temennilerde bulunurlar Kız tarafından birisi lokum ve şeker ikram eder Müstakbel gelin odada bulunan herkesin elini öper, kızın eline bir miktar para verilir Nişan günü tespit edilerek dağılırlar
Nişan
Nişan evliliğe atılan ilk adımdır Bu törenle kız ve oğlanın evlenme istekleri çevreye duyurulmuş olur Nişan kız evinde yapılır Nişan günü kız evi oğlan evi tarafından istenilen bohçaları yanında bir tepsi nişan tatlısını oğlan evine gönderir Oğlan evi nişan tatlısını nişan alameti olarak konu komşu, akrabaya dağıtır Kız ve oğlan tarafının ve köy halkının hazır bulunduğu bir bahçede nişan töreni yapılır Yüzükler bu törende takılarak gençlerin nişanları ilan edilir Köy halkı bu törenlere büyük ilgi gösterir Daha sonra düğün günü kararlaştırılır
Düğün
Düğünler bazen salı günü başlayıp pazar günü sona erer Bu düğünler “perşembe düğünü” ve “pazar düğünü” olarak adlandırılır Köylerde daha çok pazar düğünü yapılmaktadır Düğüne cuma gecesi kız evinde, cumartesi günü oğlan evinde başlanır Düğüne komşular, akrabalar ve köylüler katılır Oğlan evine yakın bir yerde komşu evinde veya bir kahve ocağına giderek düğünü kutlarlar çay kahve içilir
Kadınlar hediyeleriyle birlikte düğün evine giderler Kız evinde ve erkek evinde cümbüş vardır Kızlar rengarenk elbiseleri pırıl pırıl parlayan oyalı grepleriyle maniler, türküler söyleyip oynarlar
Köyde delikanlılar oynayan kızları 30-40 metre öteden seyrederler Kızlara yaklaşıp laf atmak hoş karşılanmaz Eğlenceler kızlarla delikanlıların karşılıklı bakışmaları, kızların delikanlıların imalı maniler söylemesiyle sürer
Çeyiz Götürme - Çeyiz Gösterme
Kız evinin düğün tarihinden önce çeyiz adı verilen bir takım eşyaları hazırlayıp alması adettir Düğünden bir müddet önce damat ve gelin kendi yakınlarından bir kaç kişiyle giyecek ve ev eşyası almak için alışverişe çıkarlar Buna “ çeyiz düzme” denir
Bu arada gelinlik alınır veya diktirilir Kızın çeyizi tamamlanınca konu komşuya gösterilir Çeyiz düğüne bir hafta kala veya alay gününde damat evine davul zurna eşliğinde bayraklagötürülür Tekirdağ'da çeyiz taşınırken sandığın üzerine oturma adedi vardır Bahşiş alınmadan kalkılmaz Çeyiz oğlan evinde duvarlara asılır, masalar üzerinde sergilenir Bu hazırlık tamamlanınca düğüne bir kaç gün kala adına “okuyucu” , “fike” veya “yiğitbaşı” adı verilen genellikle fakir ve dul bir kadın komşuları, hısım akrabayı ve diğer köylüleri tek tek gelin hamamı, hamam gecesi, ana kınası ve kız kınası için çağırır Okuyucu kadının sepetinde yaşlılar için kına, gençler için kırmızı kurdeleyle bağlı tel bulunur Köyün yaşlı kadınlarına birer fincan kına verir Genç kızlar kız kınası için yapılacak olan peksimet yapımı için kız evine çağırır Okuyucu kadına çağırdığı evlerden mendil, havlu, kumaş, para ve yiyecek gibi şeyler verir Köy kahyası da muhtelif yerlerde bağırarak düğüne davet eder
Gelin Hamamı
Köyün kadınları hamama çağırılır Hamam parasını oğlan evi verir Hamamda türküler söylenir, maniler atılır, tef eşliğinde oynanır Gelinin arkadaşları gelinle oynarlar Hamam sonrası kız evi yemek verir Bu yemekte özellikle yufka böreği yapılır Pirinç çorbası, dolma ve aşure v b ikram edilir
Hamam Gecesi
Bu gece hamama gelen kadınlar arasında yapılan bir eğlencedir Gelin kız en güzel elbisesini giyer Genç kızlar darbuka çalar, mani söyler Oynarken gelinin başına hamam tası konur Bunun içine para atılır Toplanan bu paralar tellaklara bahşiş olarak verilir
Kına Gecesi (Ana Kınası)
Tekirdağ'da kına adedi çok yaygındır Kına yakılırken gelinin ve güveyin avucuna konan para kısmet içindir Onları ömür boyu kötülüklerden koruyacağına inanılır Geline kına yakılırken başına al örtmesi al basmasından korunmak içindir Kötülük ve dan korunmak için gelinin yüzü örtülür
Tekirdağ'da genellikle cuma günü gecesi kız evinde ana kınasını kutlamak için toplanırlar Konuklar gelin evinin en yakın komşuları, akrabalarıdır Bazen kınaya oğlan tarafından kızlar da gelirler Mevsim yazsa dışarıda, kışsa içeride toplanırlar Gelin kına gecesinde gelinlik giymez Ya nişan elbisesini yada başka bir elbise giyer Gelin kızın başı mum çiçekleriyle süslenir Bazen kına gecesi için ince çalgı tabir edilen keman, cümbüş, darbukadan oluşan çalgıcılar tutulur Çalgıcı tutulmazsa kızların çaldığı darbuka eşliğinde, türküler söylenir, oyunlar oynanır
Kına yakılmadan önce genç kızlar çeşitli kılıklara girerek oyun çıkarırlar Mani atışırlar Kına gecesinin son saatlerine doğru geline kına yakılır Kına yakılacağı zaman gelini bir sandalyeye oturtup yüzünü kırmızı greple örterler Gelin bu sırada ağlamaya başlar Eğer ağlamazsa kınanır, ayıplanır Gelinin kınasını yengeler yakar Kına yakmadan önce gelinin omzuna bir mendil koyarlar Gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakarlar Gelinin ellerini, gelinin çeyiz sandığından çıkarılan oyalı kına bezleriyle sararlar Kına yakılırken kızlar kına vurma türküsünü söylerler Eğer gelin uzak bir yere gidiyorsa kına yakılırken hasretliği, gurbetliği anlatan türküler söylenir Gelini kına için bağlanmış elleriyle oynatırlar Kına yakılırken para yapıştırırlar veya gelinin avucuna para koyarlar Gelinin arkadaşları gelinin yanında kalarak, sabaha kadar eğlenirler, hiç uyumazlar
Güneş doğmadan önce çalgılar alınarak, köy içinde yakın bir çeşmeye gidilir Gelinin annesi ve babası genç kızlara gelinin kınasını yıkatırlar Gelinin avucundan çıkan paraların bir kısmını arkadaşlarına verirler, bir kısmını ise gelinin sandığına ve damadın cebine kısmeti açılsın diye koyarlar
|