Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Marmara Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilçesi, kırklarelinin, lüleburgaz, tanıtımı

Kırklarelinin Lüleburgaz İlçesi Tanıtımı

Eski 10-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırklarelinin Lüleburgaz İlçesi Tanıtımı




Kırklarelinin Lüleburgaz İlçesi Tanıtımı

Lüleburgaz, Kırklareli iline bağlı ilçe Nüfusu (2008)98128(merkez)(2008)132912(toplam)İlçein sınırları dahilinde 6 belde 30 köy bulunmaktadır ve Çorlu'dan sonra Trakya'nın 2 en büyük ilçesidir Şehrin nüfusu 2008 yılına göre 98128'dir1973'te 29000 olan nüfusu 1990'da 52384'e, 2000'de 79002'ye, 2007'de 95466'ya çıkmıştır

Yapı

Lüleburgaz , Kırklareli'nin en büyük ve en gelişmiş ilçesidir Kırklareli'nin güneyinde, sanayisi yoğun bir yerdir

Ekonomi

Tarihçe

Lüleburgaz ve civarı Milattan Önce'ki dönemde Trak,Büyük İskender ve Roma hakimiyetine girdiRoma İmparatorluğu'nun bölünme döneminde Bizans egemenliğine giren Lüleburgaz,Osmanlı'nın kuruluş döneminde Osmanlı'nın eline geçti14yüzyıldan 1919'a kadar Osmanlı egemenliğinde kalan Lüleburgaz Kurtuluş Savaşı'nın önemli kongrelerinden Lüleburgaz Kongresine sahne olduSevr Antlaşmasından sonra yöre Yunanlılarca işgal edilmiştiYöre,işgalden ancak Mudanya Mütarekesinden sonra kurtulabildi Halen Kırklareli'ye bağlı bir ilçedirKentin "yazılı tarihçesi" bilgileri az olmakla birlikte, Prof Arif Müfid Mansel'in araştırmalarına kadar da ciddi arkeolojik bir çalışma yoktur 1936'da Türk Tarih Kurumu adına Prof Arif Müfid Mansel'in yaptığı arkeolojik kazılarda bölge tarihine ışık tutacak ipuçlarına rastlanmıştır Buna göre Trakya kültürü, Ege ve Balkan kültürleriyle ilişkilidir İlk Tunç Çağı'na ait buluntular, bölgenin Ege kültürleriyle ilişkisinin varlığını ortaya koymaktadır Yine yakın tarihte (1981) yapılan kazılarda elde edilen bulgular, bölgede kalkotik dönemin yaşandığını ve Balkanlar-Kuzey Anadolu kültürleriyle ilişkilerin varlığını gösterir İÖ 2000'lerde Balkanlarda yaşayan Traklar, kuzeybatıdan İlliryalıların baskısı ile göçe zorlanmış ve Anadolu'ya doğru göç başlamıştır Göç sonucunda bazı Trak kavimlerinin "Trakya" adı verdikleri bölgede kalmaları, bir bölümünün Anadolu'ya göçmeleri ile Anadolu, Türk kabilelerininin yerleşim yeri olmuştur Trakya ismi Traklardan gelmektedir İÖ VI yy'a kadar Trak kabilelerin yerleşim yeri olan bu bölgenin bu tarihten itibaren yönetimi de değişmiştir İÖ 558 Yunan, VI yy'dan itibaren Pers IV yy Makedon ve İÖ I yy'da Roma egemenliğine giren Trakya, Roma'nın doğu toprakları sayılırdı Roma İmparatorluğu İ S 395'te Theodosius döneminde ikiye ayrıldı 490-518 dönemlerinde bölgede Bizansın kendi iç çatışmaları yaşandı 540'lı yıllarda Hunlar, 590'larda Avarlar Balkanları yağmaladılar 626'da Avarların tekrar saldırısına uğrayan Trakya, büyük karışıklıklar yaşadı Bölgede 760-924 arasında Bulgar-Bizans çatışmaları vardı 1064'te Konanların saldırılarına maruz kalan Uzlar Trakya'yı istila ettiler 1122'de Bizans-Peçenek çatışmalarında tutsak alınan pek çok Peçenek, Bizans tarafından Trakya'ya yerleştirildi Trakya, 1190 tarihinde Haçlı Seferleri ile istilalara uğradı 1192'de bugünkü Lüleburgaz ve çevresinde gerçekleşen Bizans-Haçlı savaşında Bizans yenildi Haçlı seferleri sırasında 1204'teki yenilgiyle Trakya Latinlerin egemenliğine girdi Tam anlamıyla sömürünün yaşandığı bu dönemden sonra 1264'te Bulgar ve Tatar saldırılarıyla sarsılan bölge, Katalon askerleri ve Türk askerlerinin (1304-1305) baskısını yaşadı Bizans İmparatorluğu'nun çöküşünün hızlandığı bu dönemde İmparator Anolronikos yaklaşık 10-15 yıl tahtta kalmayı başardı; ancak Trakya'daki mücadele durmadı Bizansın taht mücadeleleri, Trakya topraklarındaki egemenliğini iyice zayıflattı Bu dönemdeki Bizans-Osmanlı ilişkileri, Trakya'nın Osmanlılar tarafından fethini kolaylaştırmıştır I Murad döneminde fethedilen Lüleburgaz, 1879'a kadar Vize sancağına bağlı kalmıştır Bölge, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda ağır bir işgal geçirdi Lüleburgaz Ruslar tarafından işgal edildi Berlin Antlaşmasıyla işgalden kurtulan Trakya, yoğun göç hareketleriyle karşılaştı 20 yy başlarında Osmanlı Devleti'nin yaşadığı bunalımlar bölgede işgallere, direnişlere, göçlere yol açtı 1912'de patlak veren Balkan Savaşları; siyasi çalkantılar içindeki Osmanlı Devleti'nin I Dünya Savaşı öncesinde savunmasız ve hazırlıksız yakalanmasına ve ağır bir yenilgi almasına neden oldu 1912'de başlayan saldırıların birincisini Osmanlı ağır kayıplarla kapattı 1912 yılının 26-27-28-29 Ekim'inde Lüleburgaz'da yaşanan Balkan Muharebeleri, savaşın en kanlı çatışmalarıdır Bulgarlar Çatalca'ya kadar dayanırlar Avrupa devletlerinin araya girmesi ile Londra Konferansı yapılır Daha sonra I Balkan Savaşı'nda kaybedilen bu topraklar geri alınacaktır Lüleburgaz, Mondros Mütarekesi'ne kadar siyasal sorunlarla karşılaşmadı; ancak I Dünya Savaşı ve Mondros Ateşkesi ile ağır sorunlar yaşandı Birinci Dünya Savaşı yıllarında hemen hemen tüm itilaf devletlerinin Trakya'ya ilişkin hesapları vardı İngiltere, Fransa ve Rusya birbirlerini kollayan siyasetler içindeydiler 1917 Rus Devrimi ile Çarlık Rusyası'nın devre dışı kalması, Yunanistan'ı yeni bir güç olarak ortaya çıkarmıştı Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla birlikte İtilaf Devletleri, Trakya'da adım adım denetim kurmaya başladılar Mütakere'nin beşinci gününde bir Fransız alayı; Uzunköprü, Sirkeci, Kırklareli demiryolunu işgal etti Bu işgal uzun sürmedi 14 Ocak 1919'da bu kez Yunan askerleri tren yolu hattını ve istasyonları işgal ettiler Daha sonra işgal yavaş yavaş yaygınlaşmaya başladı İtilaf devletlerinin Paris Barış Konferansı çalışmalarını yaptığı sırasında, Trakya Paşaeli Cemiyeti de çalışmalarını hızlandırmış, 5 büyük kongre toplayarak halkı bağımsızlık için mücadeleye çağırmıştır San Remo Konferansı ile Trakya Yunanistan'a bırakılmış, 20 Temmuzdan itibaren de kasaba ve köylerimiz işgal edilmeye başlanmıştır Altı günlük çarpışmadan sonra bölgenin tamamı işgal altına girmiştir Lüleburgaz'a Yunan askeri 22 Temmuz 1920'de girmiştir Özellikle Lüleburgaz Kongresi'nde etkili olan Lüleburgazlı yurtseverler, büyük baskı ve işkence görmüşler ve 2 yıl sürecek bir zulüm yaşanmıştır Resmi bina ve evraklara el konmuş, yüzlerce hayvan alınmış, tonlarca tahıl zaptedilmiş; ölüm, tecavüz, sürgün ve işkence günlük hayatın bir parçası olmuştur Lüleburgaz ve Edirne arasındaki bütün köyler yağmalanıp tahrip edilmiş, işyerleri talan edilerek halkın ileri gelenleri tutuklanıp sürgüne gönderilmiştir Bu baskı ve zulüm karşısında Trakyalılar, coğrafi koşullardan yararlanarak İğneada, Demirköy, Saray, Çerkezköy, Vize, Pınarhisar, Kırklareli, Muratlı civarında silahlı milis kuvvetleri ile Yunan askerlerine, Rum ve Ermeni çetelerine karşı aylarca başarılı bir mücadele verdiler Direnişleriyle Yunan askerinin bir bölümünün Anadolu'ya geçmesini önleyerek Batı Cephesi'nde güçlenmelerini engellediler ve ulusal mücadeleye önemli katkılar sağladılar Sakarya Savaşı'ndan sonra başlayan ve 30 Ağustos 1922 zaferiyle sonuçlanan askeri başarılar, sömürgecileri Türk Devleti ile 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması'nı imzalamaya zorlamıştır Yapılan ateşkes gereği 22 Ekim 1922'de Yunan askerleri Lüleburgaz'dan çekilmişler ve kent Fransız askeri birliklerine teslim edilmiştir Cumhuriyet sonrasında çok partili siyasal yaşama geçinceye kadar Lüleburgaz'da yerel yönetimde CHP'li adaylar Belediye Başkanlıkları ve Meclis Üyelikleri görevlerinde bulundular Çok partili siyasal düzene geçişten sonra farklı siyasal partililerin yerel yönetimde görev aldıklarını görürüz Şevket Ödül, Zühtü Akın, Hasan Tahsin Uzun, Mehmet Ali Ceylan, Feyzullah Çarıkçı, Mehmet Dedeoğlu, Cemal Özbilen, Ahmet Sezai Özbek, Gürcan Ersin Kırklareli Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Lüleburgaz'dan seçilen milletvekillerimizdir Naci Arı ve Ali Alkan ise 1960'tan sonraki dönemde Kırklareli'ni Senato'da temsil eden Lüleburgazlı senatörler olmuşlardır Cumhuriyet'le birlikte tarım, hayvancılık, ticaret ve sanayi; Lüleburgaz'da uygun bir gelişme olanağı bularak 2000'li yıllarda Lüleburgaz'ı Trakya'nın sanayi ve ticaret kenti durumuna getirmiştir

Coğrafyası

Lüleburgaz Kırklareli İli’nin güneyinde yer almakta olup, doğusunda Tekirdağ İlinin Saray ve Çorlu İlçeleri, batısında Kırklareli ili Babaeski İlçesi, kuzeyinde Kırklareli ili Pınarhisar İlçesi ve güneyinde ise Tekirdağ ilinin Hayrabolu ve Muratlı İlçeleri ile çevrilmiştir Kırklareli İli’nin en büyük yerleşim yeri olan İlçenin toplam alanı (1370) hektar olup, İlçe merkezinin denizden yüksekliği (30) metredir İklim genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ile yağışlı ve soğuktur Genellikle kışın Balkanlardan gelen soğuk hava akımlarından etkilenmektedir

Lüleburgaz’ın toplam nüfusu 2000 yılı kesin nüfus tespit sonuçlarına göre (117606) kişidir Bunun (79002) ‘si ilçe merkezinde, (38604)’i ise belde ve köylerdedir Bu nüfusun (%55)’i erkek, (%45)’i kadındır 1997 yılı nüfus sayımına göre 2000 yılı nüfusu İlçe genelinde (96) artış göstermiştir Merkez nüfusu 3 yılda (% 129), belde ve köylerde ise (%3,5) artış göstermiştir Nüfus artış oranı ülke genelinin çok üzerinde olup, artış genellikle diğer bölgelerden ve köylerden şehre yoğun göçten kaynaklanmaktadır

Folklör

Dere Geliyor Dere , Ah Tren Kara Tren şarkısı lüleburgaz yöresine aittir



Alıntı Yaparak Cevapla

Kırklarelinin Lüleburgaz İlçesi Tanıtımı

Eski 10-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırklarelinin Lüleburgaz İlçesi Tanıtımı




Kırklareli Lüleburgaz İlçesi

Lüleburgaz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 93060 olup, 52384’ü ilçe merkezinde, 40676’sı köylerde yaşamaktadır Merkez bucağına bağlı 23, Büyükkarıştıran bucağına bağlı 11 köyü vardır Yüzölçümü 984 km2 olup nüfus yoğunluğu 95’tir İlçe topraklarının hemen hemen tamâmı düzdür Başlıca akarsular, Ergene Irmağı, Kaynarlı ve Lüleburgaz dereleridir Lüleburgaz Deresi üzerinde Sulama gâyeli bir gölet vardır

Ekonomisi tarım ve sanâyiye dayalıdır Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, ayçiçeği, arpa, yulaf, üzüm, elma, erik ve baklagillerdir Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır Peynir, nebati yağ, un, döküm, tuğla, boya ve cam fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır

İlçe merkezi Ergene havzasının ortalarında ve hafif dalgalı bir alanda kurulmuştur Edirne-İstanbul karayolu ilçenin içinden Sirkeci-Edirne demiryolu ise 8 km güneyinden geçer İl merkezine 61 km mesâfededir Askerî birliklerin olması, ilçenin gelişmesinde büyük rol oynamıştır Nüfus bakımından ilin en büyük ilçesidir Belediyesi Cumhuriyetten önce kurulmuştur


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.