Bilecik Evleri |
10-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilecik EvleriBilecik Evleri Bilecik evleri Batı Anadolu evlerinin tipik örneklerini bir araya getirmiştir Evlerin plan düzenleri iki ve üç katlı olup girişlerde taşlık ve bunun çevresinde kiler, mutfak, çamaşırhane gibi bölümler yer almıştır İkinci ve üçüncü katlarda ise bir sofanın çevresinde odalar yer almıştırOdaları genelde dikdörtgen pencereler aydınlatır ve çoğu kez kafeslere yer verilmiştir iBunların çevresinde duvara dayalı sedirler yerleştirilmiştir Ayrıca odalarda yüklüklere, dolaplara yer verilmiştir Üst örtüyü oluşturan tavanlar çoğu kez kalem işleri veya manzara resimleri ile bezenmiştirÜst örtüyü ise kırma veya düz çatılar oluşturmuştur Bilecik evlerinin en iyi korunmuş örnekleri Osmaneli ilçesindedir Osmaneli evleri bahçe içerisinde veya birbirlerine bitişik olarak sokak boyunca sıralanmışlardır Zemin katın üzerinde iki kata yer verilmiştir Çoğu örneklerde birinci katların cephesi zemin katları ile aynı düzendedir Üst kat cephelerinde baş oda denilen oda yola doğru çıkıntı yapar ve bu odalar alttan çıkmalarla desteklenir Ev köşe başında ise çıkmalar yan sokakta da devam der Üst kat cepheleri eşit boyutlarda üç bölüme ayrılır Bunlardan ortadaki bölüm zemin katlarla aynı düzeydedir Yalnızca bunlar köşelerde ise iki yana da çıkma yapar ve çıkma ve konsollarla desteklenir Osmaneli evleri çatı ile örtülü olup çatı altları ahşap kirişlerle desteklenirSaçaklar her evde ayrı bir görünümdedir Çoğu kez de bunlar bezemesiz ve çıplak bırakılmıştır Yalnızca çatının sofa üzerine rastlayan bölümü üçgen bir alınlık şeklinde olup çeşitli bezemelerle süslenmiştir Evlerin girişinde, arkasında veya bahçesinde kümes, ağıl, tandır, aşhane ve helalara yer verilmiştir Bahçenin bir köşesine de gölgelikli bir oturma yeri yapılmıştır Osmaneli’nde evler içerisinde yaşayanların sosyal konumlarına göre ayrıcalık göstermezler Osmaneli’ndeki Muhtar Evi varlıklı bir aileye aittir Bu ev dış sofalı plan tipine göre yapılmıştır ve ahşap payandalara dayanan çıkmaları,renkli camlarla bezenmiş alçı tepe pencereleri, bezemeli ahşap tavanları ile dikkat çekici bir örnektir |
Bilecik Evleri |
10-13-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilecik EvleriBilecik Cami ve Mescitleri Osman Gazi Camisi (Merkez) Eski Bilecik’in Kuzey batısında,dik yamaçlı iki tepenin oluşturduğu bir vadi içerisinde yer alan Osman Gazi Camisi,Vakıf kayıtlarından anlaşıldığına göre Orhan Gazi tarafından babası Osman Gazi adına yaptırılmıştır Bilecik’in Yunan işgali sırsında yakılan caminin kuzey duvarı, avlu duvarlarının bir bölümü ile minaresi günümüze gelebilmiştir Bu caminin dikdörtgen planlı ve üzerinin de çatı ile örtülü olduğu bilinmektedir Mimari yönden önemli bir cami olmamakla beraber, tarihi yönden üzerinde durulacak bir eserdir Kare kaideli tuğla gövdeli silindirik minaresi ahşap minberi vardı Bunlardan ahşap minberin XIXyüzyılın sonlarında İstanbul’a götürüldüğü biliniyorsa da nerede olduğu tespit edilememiştir Orhan Gazi Camisi (Merkez) güneyin de dik yamaçlı bir kayalık vadide bulunan Orhan Gazi Camisi’nin XIVyüzyılın başlarında Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır Büyük olasılıkla caminin yapım tarihi 1331’dir Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup kaba taştan yapılmış,ibadet mekanını bir bölümünü ahşap çatı,orta kısmını da kubbe örtmektedir Kubbenin üzeri kurşun kaplı olduğundan ötürü de halk arasında Kurşunlu Cami olarak tanınmıştırKuzey duvarının sağ tarafında eski sıva tabakaların altından bir tamir kitabesi bulunmaktadır: Bu Selviyi olsun deyu diktim bir tarihte Sene 1229 (1813) da her kim beni yad edesu ruhuna bir fatiha ihsan ede Ve inna el Gayüfül Haç İbrahim Bin Abdülselim İbadet mekanı kubbeli kısmın örttüğü bölümler sivri kemerlerle genişletilerek dört eyvanlı Osmanlı Erken Dönem plan şemasına uydurulmuştur Bu kemerler aynı zamanda kubbenin ağırlığını taşımaktadır Mihrap basit bir niş halindedir Caminin bugünkü minareleri 1882 yılındaki fotoğraflarından anlaşılmaktadır Günümüze yalnızca düzgün olmayan bir kaide üzerinde yükselen, yuvarlak gövdeli iki minaresi gelebilmiştir Son cemaat yeri yakın tarihlerde yapılmış ,yapı ile uyum sağlayamamıştır Emirler Camisi (Merkez) Bilecik’in doğusunda, Emirler Mahallesinde bulunan bu caminin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir XIXyüzyılda yapıldığı sanılan bu cami de Bilecik’in Yunan işgali sırasında yakılmıştır Caminin orijinal durumu ile çok az kalıntı günümüze gelebilmiştir Moloz taştan yapılmış olan cami duvarlarında ağaç hatıllar kullanılmıştır Basit bir mihrabı ve minberi bulunmaktadır Duvarları üzerine oturtulmuş minare kaidesi üzerinde on altı köşeli gövdesi bulunmaktadır Karacalar Camisi Minaresi (Merkez) Bilecik Emirler Mahallesinde bulunan Karacalar Camisinden günümüze yalnızca minaresi gelebilmiştir Bu caminin ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber günümüze ulaşan bazı kalıntılarından ve minaresinden XIVyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Büyük olasılıkla bu cami kesme taştan ve dikdörtgen planlı idi üzeri kubbe ile örtülü bulunuyordu Minare kesme taş kaide üzerine tuğladan olup, minare gövdesi altta ve üstte birer bilezik ile sınırlanmıştır Köprülü Mehmet Paşa Camisi (Vezirhan) Bilecik, Vezirhan’da olan bu camiyi Köprülü Mehmet Paşa 1665’de yaptırmıştır Mimar Sinan eseri olduğu ileri sürülen caminin bu iddiayı kesinleştirecek bir belgeye rastlanmamıştır Cami dikdörtgen planlı olup, 1730 X 1860 m ölçüsünde, kesme taştan yapılmıştır Üzeri kırma çatı ile örtülüdür Kuzey kenarında birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlı altı sütunlu beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yeri ile ibadet mekanı kırma bir çatı ile örtülmüştür İbadet mekanı sonraki devirlerde yapılmış ahşap bir tavanla örtülmüştür İbadet mekanı yan duvarlarda ikişer, mihrap duvarında iki sıra halinde yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır Mihrabı basit olmasına rağmen rozetler, stalaktitlerle süslü minberinin sanat tarihi yönünden güzel bir görünümü vardır Kuzeybatı köşesindeki kesme taştan minaresi 1965 yılında yenilenmiştir Mihal Bey Camisi (Gölpazarı) Bilecik Gölpazarı’ndaki Mihal Bey Camisi XIVyüzyılda Mihal Bey tarafından yaptırılmıştır Cami 12 x 10 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, küçük bir yapıdır Çeşitli dönemlerde yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir Moloz taştan olan caminin önündeki son cemaat yeri ibadet mekanına katılmıştır Caminin mimarisinde ve bezemesinde sanat tarihi yönünden önemli unsurlara rastlanmamaktadır Kasımlar Köyü Camisi (Gölpazarı) Gölpazarı’nın l5 km güney batısında Kasımlar Köyü’nde bulunan Kasımlar Köyü Camisinin ne zaman ve kimin tarafından kurulduğu bilinmemektedir XVII-XVIIIyüzyıla ait olduğu sanılan cami 1840 X 1000 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Kaba moloz taştan yapılan caminin önüne sonraki devirlerde bir son cemaat yeri eklenmiştir İbadet mekanında iki ahşap sütunun desteklediği kadınlar mahfeli bulunmakta olup, yarım silindirik mihrap özellik taşımamaktadır İç mekana iki sıra halinde dikdörtgen, üsttekiler de alçı şebekeli pencerelerle aydınlatılmıştır Yalnızca ahşap tavanın süsleyen boyalı nakışların ileri düzeyde bir işçiliği vardır Ertuğrul Gazi Mescidi (Söğüt) Söğüt’ün batısında küçük bir tepenin eteğinde bulunan Ertuğrul Gazi Mescidi, Ertuğrul Gazi zamanında yapılmışsa da günümüze ulaşan yapı orijinal değildir XIXyüzyıl sonlarında Hacı Hüseyin isimli bir kişi tarafından yeniden yapılırcasına onarılmıştır Cami 9610 X 610 m ölçüsünde kare planlı, kubbeli bir yapıdır Kuzeyindeki son cemaat yerine iki yanında yuvarlak kemerli iki penceresi olan bir kapıdan içerisine girilmektedir İbadet mekanında mimari ve sanat tarihi yönünden hiçbir özellik bulunmamaktadır Minare beden duvarları üzerinde, silindirik gövdelidir |
Bilecik Evleri |
10-13-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilecik EvleriÇelebi Mehmet Camisi (Söğüt) Söğüt Çarşısında, Hükümet Konağının karşısında bulunan Çelebi Mehmet Camisi, Çelebi Sultan Mehmet döneminde XIVyüzyılda yaptırılmıştır Günümüze yalnızca minaresi orijinal olarak gelebilmiştir Bugünkü camiyi Sultan IIAbdülhamit devrinde Üsep Kalfa yapmıştır Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri dört sütunun taşıdığı on iki kubbe ile örtülmüştür Böylece Osmanlı mimarisindeki ulu cami plan tipinde bir eserdir Ancak caminin Çelebi Mehmet zamanındaki ilk yapılışında tek kubbeli olduğu sanılmaktadır Caminin kuzey, doğu ve batısında beşer basamakla çıkılan üç kapısı bulunmaktadır Doğu ve batı kapısında iki sütunlu sundurmalar vardır İbadet mekanı dört sütunun taşıdığı ve yuvarlak kemerlerle birbirlerine bağlanan kubbeleri taşımaktadır Bunlardan orta kubbe diğerlerinden daha yüksek olup burada ulu cami plan tipi aynen uygulanmıştır Bu kubbelerin içerisi XIXyüzyıl alem işleriyle bezenmiştir Ancak süsleme sanatı yönünden bu bezemenin özelliği bulunmamaktadır Kuzey batı kenarına camiye bitişik olarak kaide ve pabuç kısmı kesme taştan, gövdesi tuğladan minaresi bulunmaktadır Rüstem Paşa Camisi (Osmaneli) Osmaneli’nde Rüstem Paşa Camisi,Sadrazam Rüstem Paşa tarafından l527’de yaptırılmıştır Bu caminin Mimar Sinan eseri olduğu ileri sürülmüşse de, Mimar Sinan’ın yapmış olduğu camiler arasında bu yapının ismi geçmemektedir Büyük olasılıkla Mimar Sinan üslubunu benimsemiş bir mimar tarafından yapılmıştır Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap tavan ve çatı ile örtülmüştür Kesme taştan caminin önünde altı sütunun taşıdığı ve birbirlerine sivri kemerlerle bağlanmış revaklı bir son cemaat yeri bulunmaktadır Camiye giriş büyük bir niş içersindedir Bunun iki yanında da birer küçük mihrap vardır Ahşap tavanlı ibadet mekanının kuzeyinde dört sütunun taşıdığı ahşap bir mahfil bulunmaktadır Mihrap ve minberi oldukça basit olup mihrap ve pencere arasında Kabe tasvirli, XVIIyüzyıla ait bir çini pano yerleştirilmiştir Kırgıllı Camisi (Osmaneli) Hamidi Hatun ve Şaban Ağa tarafından inşaatına başlanmıştır Tavan kısımları tamamlanmadan, banilerinin ölümleri üzerine inşaat yarıda kalmıştır Hacı Mustafa Ağa tarafından tamamlanarak ibadete açılmıştır Ertuğrulgazi Gazi Mescidi ( Kuyulu Mescit) (Söğüt) Ertuğrul Gazi aşiretiyle birlikte Söğüt’e geldiğinde Aktopraklı mevkiine yerleşmiştir Söğüt Çayı kenarındaki mescit, küçük, bahçe içerisinde bir ibadet yeridir Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir Kare planında tek kubbeli ve minaresi bulunan mescidin kuzeyinde, son cemaat yeri vardır Bahçesinde günümüzde üstü kapatılmış olan bir de su kuyusu bulunmaktadır Kuyulu Mescit adı da buradan gelmektedir Mescit mekan ve plan olarak özelliğini korumakla birlikte zaman içerisinde büyük bir değişikliğe uğramıştır Balaban Cami (Söğüt) Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey tarafından 1300 yılından sonra yaptırıldığı bilinmektedir Önünde bir çeşmesi bulunan cami tek minarelidir Cami mekan ve plan özelliklerini korumuş ancak yapılan onarımlarla orijinalliğini kaybetmiştir Çelebi Sultan Mehmet Camisi (Söğüt) Çelebi Sultan Mehmet tarafından 1414-1420 yılları arasında yaptırılmıştır Dikdörtgen planı, bir büyük ana kubbe ve on bir küçük kubbesi, bir minaresi kuzey,doğu ve batı taraflarından üç giriş kapısı olan bir camidir İç mekanın aydınlanması için kubbe üzerine, Erken Osmanlı Dönemi camilerinde görülen aydınlanma feneri konulmuştur Ana kubbe dört taş sütun üzerine oturtulmuştur Kubbeler ve iç mekan son devir işlemeleri ile süslenmiştir Bu cami ”Çarşı Cami” diye de bilinmektedir Cami IIAbdülhamit döneminde büyük bir onarımdan geçirilmiş olup, bugünkü görünümü daha çok bu döneme aittir Geçmişte büyük bir vakfiyesi olduğu söylenen cami, Söğüt’ün merkezinde olup, avlusundaki ulu çınarlarla geçmişi günümüze taşımaktadır |
Bilecik Evleri |
10-13-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilecik EvleriHamidiye Cami ( Çifte Minareli Cami) (Söğüt) Abdülhamit l790 da yaptırmıştır Cami kare planlı olup ibadet mekanı, kemerlerin taşıdığı büyük ve tek bir kubbe ile örtülmüştür Kuzey yönündeki son cemaat yeri Neo-Klasik üslupta olup hafif sivri kemerli bir kapıdan içeriye girilmektedir İbadet mekanı iki sıralı pencerelerle aydınlatılmıştır Bunlardan alt sıradakiler Neo-Klasik üslupta ,üst sıradakiler de Arap üslubundadırBu bakımdan XIXyüzyılın ikinci yarısında mimari de görülen üslup karmaşası burada da karımıza çıkmaktadır Ayrıca pencereler arasında yapıldığı dönemin çinileri ile pencereler birbirinden ayrılmıştır Bezeme XIXyüzyıl üslubunda bitkiseldir Caminin kesme taştan iki minaresi bulunduğundan ötürü de halk arasında bu camiye çifte minareli cami ismi yakıştırılmıştır Kasımpaşa Camisi (Bozöyük) Bozöyük merkezinde bulunan Bozöyük Kasımpaşa Camisi’ni Sadrazam Kasım Paşa 1525-1528 yıllarında Mimar Sinan’a yaptırmıştır Klasik Osmanlı mimarisinde tek kubbeli camiler gurubu içerisindeki cami, kare planlı olup üzeri çokgen kasnaklı, pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür Kesme taştan beden duvarları iki kademe halinde yükselmekte silmeli bir saçak kısmı ile son bulmaktadır Kuzey kısmında dört sütunun taşıdığı, çokgen kasnaklı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır İbadet mekanı girişin ve diğer kenarlardaki ikişer bunların üzerinde alçı şebekeli üçer, kasnakta da sekiz yuvarlak pencere bulunmakta olup, toplam sekiz pencere ile aydınlatılmıştır Mihrap beyaz mermerdendirÜst kısmında palmetli bir bezeme bulunmaktadır Beş köşeli mihrap stalaktitli olarak sona ermektedir Minber beyaz mermerdendir Caminin içerisi XVIyüzyıl çinileri ile bezenmiştir Bu çinilerde sır altı tekniğinde lacivert, sarı, yeşil, mavi sarı renklerde palmet ve rumili kompozisyonlara yer verilmiştir Kalem işleri orijinal olup kiremit kırmızısı, lacivert, sarı, beyaz renklerde çeşitli motifler, rozetler, hatayiler, kıvrık dallardan oluşan kompozisyonlar birbirini izlemektedir Ayrıca kündekari tekniğinde pencere kapaklarında yer yer fildişi kakmalar da dikkati çekmektedir Doğu duvarındaki mermer vaaz kürsüsü, müezzin mahfili de XVIyüzyıl Osmanlı Sanatını yansıtmaktadır Caminin kare, taş kaidesi üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır |
|