Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, hakkında, misiniz, namaz, tesbihatı, verir

Namaz Tesbihatı Hakkında Bilgi Verir Misiniz?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz Tesbihatı Hakkında Bilgi Verir Misiniz?




Namaz tesbihatı hakkında bilgi verir misiniz?
Hakkında Namaz tesbihatı hakkında bilgi verir misiniz?




Namaz tesbihatı hakkında bilgi verir misiniz?

Tesbihatın nasıl yapılacağı, hangi duâ ve tesbihlerin okunacağı bizzat Peygamberimiz (asm) tarafından tesbit edilmiştir Hz Sevban’dan gelen bir rivayete göre, Resulullah (asm) namazdan çıktığı zaman üç defa istiğfar eder, “Estafirullah” derdi1 Bu istiğfarı “Estafirullahe’l-azîme’l-kerime’llezî lâ İlâhe İllâ hû el-Haylü’l-Kaymûmü ve etûbü İleyh” şeklinde söylemek de mümkündür

Farz ve sünnetleri kılıp tesbihatta, önce Âyetelkürsî, İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okduktan sonra 33 defa “Sübhânallah,” 33 defa “Elhamdülillah” ve 33 defa “Allahü Ekber” denir Sonra da, “Lâ İlâhe İllallahü Vahdehû” duâsı okunur ve duâya geçilir
Hadiste ve diğer fıkıh kitaplarında Âyetelkürsî okunduktan sonra tesbihe ve insanın üzerine üflemek gibi birşey yoktur Ancak Resul-i Ekrem Efendimiz yatağa girmeden önce yukarıda geçen sûreleri okuduktan sonra avucuna üfler, elinin yetiştiği yere kadar bütün vücudunu meshederdi Fakat tesbihat ânında böyle bir durum bulunmamaktadır

Bilindiği gibi, namaz tesbihatı çoklukla tesbihle yapılmaktadır Böylece zikir kelimelerinin sayısı hususunda yanılma ihtimali, eksik veya fazla yapma durumu ortadan kalkmış olmaktadır Ancak bugünkü kullanılan şekilde bir tesbih Asr-ı Saadette yoktu

Peygamberimiz sağ parmaklarının boğumlarıyla tesbih çekerdi2 Ayrıca çakıl taşları ve hurma çekirdekleri ile tesbih kelimelerini sayanları da men etmemiştir

Cennetle müjdelenen on Sahabiden birisi olan Hz Sa’d bin Ebî Vakkas, Resulullah (asm) ile beraber bir kadının yanına gittiklerini, kadının önünde hurma çekirdekleri veya çakıl taşları bulunduğunu ve kadının tesbihi onlarla saydığını bildirdikten sonra, Resul-i Ekremin bu kadının hareketine müdahale etmediğini söylemektedir3

Peygamberimizin bu hareketi sünnetin bir başka nev’i olan takrirî sünnete girmektedir O hareketi hoş karşıladığını göstermektedir Diğer taraftan Hz, Ebû Hüreyre’nin, tesbihini bir ipliği düğümleyerek yaptığı da rivâyet edilmektedir Bugünkü şekliyle kullandığımız tesbih ise ancak Hicrî beşinci asırda yaygın hale gelmiş bulunmaktadır

Abdullah bin Amr ise, “Resulullahın (asm) tesbihi, sağ elinin boğumlarıyla saydığını gördüm”4 demektedir Tesbihleri doğru olarak yapabilecek kimselerin eliyle tesbih çekmesi daha faziletlidir Ama arzu edenler 33’lü veya 99’lu tesbihlerle de bu ibadeti yapabilirler Tesbihi göbekten yukarı veya aşağı tutarak çekmek arasında da bir fark yoktur

Söylenen tesbih miktarlarına gelince; bu hususta değişik rivâyetler vardır Bu rivâyetlerden bir kısmı tesbih miktarlarının 11’er, bir kısmı 25’er, bir kısmı da 10’ar sefer söylenmesi hakkındadır5 Fakat, 3’er defa söylenmesi hakkında rivâyet edilen hadisler daha çoktur Kadı İyaz gibi hadis ve fıkıh uleması bu rivayeti tercih etmiş ve buna göre amel edilmesini uygun görmüşlerdir

Bu mevzudaki hadis-i şeriflerin şerh ve izahında bu sayıların hikmeti hakkında bilgiler verilmektedir Meselâ, İmam Aynî bu hususta şöyle demektedir:
“Zikrin otuz üç adet yapılmasının tavsiye buyurulması, bu sayı üçe çarpıldığı zaman doksan dokuz ettiği içindir Bu miktar ile zikirde bulunan kimse Allah’ı doksan dokuz ismiyle zikretmiş gibi olur

Hadiste belirtilen adetlerden az veya çok tesbih veya tahmidde bulunanların vaad edilen sevaba nâil olup olamayacakları meselesi ise; bir kısım ulemâ istenilen adetten fazla söylendiği zaman, fazlalıklar sevabı gidermez derken, bazı ulemâ da “ziyade veya noksan kasden yapılırsa vaad edilen sevap hâsıl olmaz Çünkü bu adetlerin bir hikmet ve hassası bulunur da adet noksan bırakılmak veya ziyâde edilmek suretiyle bu hikmet ve hassa kaybolur” demektedirler

Bunun için tesbihleri 33’lerden eksik yapmamaya gayret etmeli, 33’ten fazla söylenince de sevap ve hikmeti kayboldu diye endişeye kapılmamalıdır Çünkü, rükû ve secde tesbihlerini 3’ten 7’ye kadar söylemek de müstehaptır Burada esas söylenmesi gereken ve tavsiye edilen 3’er defa söylemek ise de, 5 ve 7 defa söylemek de câiz ve müstehaptır

Namaz tesbihatını tek başına yapmak mümkün olduğu gibi, cemaat halinde îfa etmek de mümkündür

Cemaatle kılınan namazlardan sonra bu tesbih ve duâları müezzinin iştirakiyle cemaat de hep birlikte yapar ki, fazilet ve sevabı bakımından daha güzel ve daha isabetlidir Namaz tesbihatının cemaat halinde yapılmasının sünnette yerinin olup olmadığına gelince, Resul-i Ekrem Efendimiz toplu halde yapılan zikir, duâ ve ibadetleri her seferinde teşvik etmiş; Sahabîlerini toplu halde sohbet eder, zikreder ve ibadet eder halde görürse memnun olmuş ve onlara bazı müjdeler vermiştir

Hz Muâviye’nin rivâyetine göre, birgün Peygamberimiz (asm) SAhabîlerden bir kısmının bir halka teşkil ederek oturduklarını gördü Yanlarına vardı ve sordu:

“Ne maksatla bir araya gelip burada oturdunuz?”

Onlar, “Bize İslâm gibi bir din bahşeden ve bu yolla bizi imtihana tâbi tutan Allah’ı zikretmek ve ona hamdetmek için oturduk” dediler

Peygamberimiz bir defa daha sorup, onlardan yeminli bir cevap aldıktan sonra şöyle buyurdu:

“Sizi suçlamak için yemin ettirdiğimi sanmayın Lâkin şu var ki; bana Cibril geldi, Aziz ve Celîl olan Allah’ın meleklerine karşı sizinle iftihar ettiğini haber verdi”6

Görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz, namazdan sonra olmasa da, herhangi bir vesileyle bir araya gelip zikir ve tesbihle meşgul olan mü’minleri bile medhetmiştir Her ne kadar namaz tesbihatı Peygamberimizin (asm) zamanında cemaat halinde toplu olarak yapılmamış olsa dahi, daha sonraki müçtehid imamlar zamanından itibaren her namaz kılanın rahatlıkla yapabilmesi ve zikrin sevabından mahrum kalmaması için cemaat halinde yapılmasının daha faydalı olacağı esas olarak benimsenmiştir

Cemaatle kılınan namazlardan sonra, cemaatin bulundukları yerden ayrılarak sünneti ve tesbihi mümkünse değişik yerlerde yapmaları müstehaptır İbni Âbidin’de geçen bir rivayete göre, böyle yapmanın sünnet olduğu da söylenir Farzlardan sonra saffı bozmak bütün beş vakit namazlar için bahis mevzuudur Sabah ve ikindi namazı hakkında herhangi bir ayırım gözetilmemiştir Farzdan sonra saffı bozmaktan maksat, namaza sonradan yetişenlerin hâlâ farz kılındığını sanmamaları içindir Farzdan sonra sünnetin değişik mahalde kılınması, cemaatle kılınan namazlarda da müstehaptır Mahşerde, seccade ve yerin namaz kılana şehâdet edeceği rivâyet edilmektedir Bunun için, ne kadar çok yere secde edilirse o kadar mahel insana hüsn-ü şehadet ederler Çünkü öbür âlemde bütün varlıklar şuurludur ve Allah’ın dilemesiyle konuşurlar Farzdan sonra sünneti ve duâyı değişik yerlerde tamamlamak müsait olmadığı takdirde, bulunulan yerde tamamlamanın caiz olacağını belirten görüşler de mevcuttur7

1 Müslim, Müsâfirîn: 135
2 Tirmizî, Daavât: 25
3 Ebû Dâvud, Vitir; 24
4 Tirmizî, Daavât: 24
5 Neseî, Sehv:91-96
6 Müslim, Zikir: 40
7 el-İmam Alâüddin el-Kâsânî Bedâiü’s-Sanâi (Beyrut: Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî, 1402-1982), 1:160; İbni Âbidîn, 1:356
Mehmed Paksu İbadet Hayatımız


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.