Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
namazın, nelerdir, üstünlükleri

Namazın Üstünlükleri Nelerdir?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazın Üstünlükleri Nelerdir?




Namazın Üstünlükleri Nelerdir?
Hakkında Namazın Üstünlükleri Nelerdir?




Namazın Üstünlükleri Nelerdir?

NAMAZIN ÜSTÜNLÜKLERİ

İmâm-ı Rabbânî “rahmetullahi aleyh” (Mektûbât) kitâbının birinci cild, ikiyüzaltmışbirinci mektûbunda buyuruyor ki:

Şurası muhakkak olarak bilinmelidir ki, namaz, İslâmın beş şartından ikincisidir Bütün ibâdetleri kendisinde toplamıştır İslâmın beşte bir parçası ise de, bu toplayıcılığından dolayı, yalnız başına müslümânlık demek olmuştur İnsanı, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işlerin birincisi olmuştur Âlemlerin Efendisi ve Peygamberlerin “aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vesselâm” en üstünü olana mi’râc gecesi, Cennette nasîb olan rü’yet şerefi dünyaya indikten sonra, dünyanın hâline uygun olarak, kendisine yalnız namazda müyesser olmuştur Bunun içindir ki: (Namaz mü’minlerin mi’râcıdır) buyurulmuştur Bir hadîs-i şerîfte, (İnsanın Allahü teâlâya en yakın olması namazdadır) buyurulmuştur Onun yolunda, tam izinde giden büyüklere o rü’yet devletinden, bu dünyada büyük pay, yalnız namazda olmaktadır Evet, bu dünyada Allahü teâlâyı görmek mümkün değildir Dünya buna elverişli değildir Fakat, ona tâbi olan büyüklere, namaz kılarken rü’yetten birşeyler nasîb olmaktadır Namaz kılmağı emir buyurmasaydı, maksadın, gayenin güzel yüzünden perdeyi kim kaldırırdı? Aşıklar ma’şûku nasıl bulurdu? Namaz, üzüntülü rûhlara lezzet vericidir Namaz, hastaların, rahat vericisidir Rûhun gıdâsı namazdır Kalbin şifâsı namazdır (Ey Bilâl, beni ferahlandır!) diye ezan okumasını emr eden hadîs-i şerîf, bunu göstermekte, (Namaz, kalbimin neş’esi, gözümün bebeğidir) hadîs-i şerîfi, bu arzûyu işâret etmektedir Namazın hakikatını anlamış olan bir kâmil, namaza durunca, sanki bu dünyadan çıkıp âhiret hayatına girer ve âhirete mahsûs olan ni’metlerden bir şeylere kavuşur Bu ni’met, yalnız bu ümmete mahsûstur Peygamberlerine tâbi olmak sâyesinde buna kavuşurlar Çünkü bunların Peygamberi “sallallahü aleyhi ve sellem”, Mi’râc gecesi dünyadan çıkıp, âhirete gitti Cennete girdi ve rü’yet saâdeti, ni’meti ile şereflendi Yâ Rabbî! Sen o büyük Peygambere “sallallahü aleyhi ve sellem” bizim tarafımızdan Onun büyüklüğüne yakışan iyilikleri ihsân eyle! Bütün Peygamberlere de, “alâ nebiyyîna ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” hayırlar, iyilikler ver ki, onlar insanları seni tanımağa ve rızâna kavuşmağa çağırmış ve beğendiğin yolu göstermişlerdir

Namazların hepsinde hâsıl olan lezzetten, nefse bir pay yoktur İnsan bu tadı duyarken, nefsi inlemekte, feryât etmektedir Yâ Rabbî! Bu ne büyük rütbedir! Bizim gibi, rûhları hasta olanların bu sözleri duyması da büyük ni’met, hakîkî seâdettir

İyi biliniz ki, dünyâda namazın rütbesi, derecesi, âhirette Allahü teâlâyı görmenin yüksekliği gibidir Dünyâda insanın Allahü teâlâya en yakın bulunduğu zaman, namaz kıldığı zamandır Âhirette en yakın olduğu da, rü’yet, ya’nî Allahü teâlâyı gördüğü zamandır Dünyadaki bütün ibâdetler insanı namaz kılabilecek bir hâle getirmek içindir Asıl maksat, namaz kılmaktır Se’âdet-i ebediyyeye ve sonsuz ni’metlere kavuşmak ancak namaz kılmakla elde edilir

Namaz, bütün ibâdetlerden ve orucdan kıymetlidir Namaz vardır ki, kırık kalbleri zevkle doldurur Namaz vardır ki, günâhları yok eder İnsanı kötülükden korur Hadîs-i şerîfde, (Namaz, kalbimin neş’esi ve sevinç kaynağıdır) buyuruldu Namaz, üzüntülü ruhlara lezzet verir Namaz, rûhun gıdasıdır Namaz, kalbin şifâsıdır

Namaz şartlarına uygun kılırsa kötülüklerden uzak tutar Kur’ân-ı kerîmde, Ankebût sûresi, kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Kusursuz kılınan bir namaz, insanı pis, çirkin işleri işlemekten korur) buyurulmaktadır

Namaza dururken, “Allahü Ekber” demek, (Allahü teâlânın, hiçbir mahlûkun ibâdetine muhtâc olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyâcı olmadığını, insanların namazlarının, ona faydası olmıyacağını) bildirmektedir Namaz içindeki tekbîrler ise, (Allahü teâlâya karşı yakışır bir ibâdet yapmağa, liyakat ve gücümüz olmadığını) gösterir Rükû’daki tesbîhlerde de bu ma’na bulunduğu için, rükû’dan sonra, tekbîr emr olunmadı Halbuki secde tesbîhlerinden sonra emr olundu Çünkü secde tevâzu’ ve aşağılığın en ziyâdesi ve zillet ve küçüklüğün son derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkıyla, tam ibâdet etmiş sanılır Bu düşünceden korunmak için, secdelerde yatıp kalkarken, tekbîr söylemek sünnet olduğu gibi, secde tesbîhlerinde “a’lâ” demek emr olundu Namaz mü’minin mîracı olduğu için, namazın sonunda Peygamber Efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” mi’râc gecesinde söylemekle şereflendiği kelimeleri, ya’nî Ettehıyyâtüyü okumak emr olundu O halde namaz kılan bir kimse, namazı kendine mi’râc yapmalı Allahü teâlâya yakınlığının nihâyetini namazda aramalıdır

Peygamberimiz “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” buyurdu ki, (İnsanın, Rabbine en yakın olduğu zaman namaz kıldığı zamandır) Namaz kılan bir kimse, Rabbi ile konuşmakta, Ona yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan başka herşeyin, hiç olduğunu görmektedir Bunun için, namazda korku, dehşet, ürkmek hâsıl olacağından, teselli ve rahat bulması için, namazın sonunda, iki defa selâm vermesi emr buyuruldu

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerîfte, (Farz namazdan sonra 33 tesbîh, 33 tahmîd, 33 tekbîr ve bir de tehlîl) emir etmiştir Bunun sebebi, namazdaki kusûrlar tesbîh ile örtülür Lâyık olan, tam ibâdet yapılamadığı bildirilir “Tahmîd” ile, namaz kılmakla şereflenmenin, Onun yardımı ve erişdirmesi ile olduğu bilinerek, bu büyük ni’mete şükür edilir, hamd edilir “Tekbîr” ederek de, Ondan başka ibâdete lâyık kimse olmadığı bildirilir

Namaz, şartlarına ve edeblerine uygun olarak kılınıp ve yapılan kusûrlar da böylece örtülüp, namazı nasîb ettiğine de şükür edip, ibâdete başka hiç kimsenin hakkı olmadığı, kalbinden temiz ve hâlis olarak, kelime-i tevhîd ile, bildirilince, bu namaz kabûl olunabilir Bu kimse, namaz kılanlardan ve kurtuluculardan olur Yâ Rabbî! Peygamberlerinin en üstünü hürmeti için “aleyhi ve alâ âlihimüssalevâtü vetteslîmât” bizleri namaz kılan ve kurtulan, mes’ûd kullarından eyle! Âmîn

Namazın hikmetleri

Müslüman, namazı Allahü teâlânın emri olduğu için kılar Rabbimizin emrlerinde birçok hikmet, fayda vardır Yasaklarında da birçok zararların olduğu muhakkaktır Bu fayda ve zararların bir kısmı bugün tıp mütehassıslarınca tesbit edilmiş durumdadır İslâmiyyetin sağlığa verdiği önemi, hiçbir din ve düşünce vermemiştir Dînimiz, ibâdetlerin en üstünü olan namazı, ömrümüzün sonuna kadar kılmayı emr etmiştir Namaz kılan, sağlık için olan faydalarına da elbette kavuşur Namazın sağlık yönünden sağladığı faydalardan bazıları şunlardır:

1- Namazda yapılan hareketler yavaş olduğundan kalbi yormaz ve günün muhtelif saatlerinde olduğu için insanı devamlı dinç tutar

2- Günde başını seksen defa yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak fazla kan ulaşır Bu yüzden beyin hücreleri iyice beslendiğinden hâfıza ve şahsiyet bozukluklarına, namaz kılanlarda çok daha az rastlanır Bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçirirler Bugün tıpta “demans senil” denilen bunama hastalığına uğramazlar

3- Namaz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip-doğrulmakdan ötürü daha kuvvetli kan deveranına mâlik olur Bu sebeple göz içi tansiyonunda artma olmaz ve gözün ön kısmındaki sıvının devamlı değişmesi temin edilmiş olur Gözü “katarakt” veya “karasu” hastalığından korur

4- Namaz kılmakdaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların iyi karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti yapmamasına, pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına yardımcı olacağı gibi, kabızlığın giderilmesinde de rolü büyüktür Böbreğin ve idrar yollarının iyice çalkalanmasından, böbrekte taş teşekkülünün önlenmesine ve mesanenin boşalmasına da yardımcı olmaktadır

5- Beş vakit kılınan namazdaki ritmik hareketler, günlük hayatta çalıştırılamıyan adale ve eklemleri çalıştırarak, artroz ve kireçlenme gibi eklem hastalıklarını ve adale tutulmalarını önler

6- Vücut sağlığı için temizlik muhakkak lâzımdır Abdest ve gusül, hem maddi, hem de manevî bir temizliktir İşte namaz, temizliğin tâ kendisidir Zirâ hem bedenî, hem de rûhî temizlik olmadan namaz olmaz Abdest ve gusül bedenî temizliği sağlar İbâdet görevini yerine getiren bir kimse, rûhen dinlenmiş, temizlenmiş olur

7- Koruyucu hekimlikte, muayyen zamanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir Namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vakitlerdir

8- Uykuyu tanzim eden önemli unsur namazdır Hattâ vücûtta biriken statik (durgun) elektriklenme, secde yapmakla topraklama yapılmış olur Böylece vücut tekrar zindeliğe kavuşur

Namazın bu faydalarına kavuşmak için, namazı vaktinde kılmakla birlikte, temizliğe, çok yimemeğe ve yinilen gıdaların temiz, helâl olmasına da dikkat edilmesi de lâzımdır

Namazın önemi

Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz var idi Yâni her ümmet mutlaka namaz kılardı Kimisi sabah, kimisi öğle, kimisi akşam, kimisi yatsı namazı kılardı Hepsinin kıldığı, bir araya toplanarak bize farz edildi

Namaz kılmak, îmânın şartı değil ise de, namazın farz olduğuna inanmak, îmânın şartıdır Mükellef olan yâni âkıl ve bâlig olan her müslümanın, hergün beş vakit namaz kılması "Farz-ı ayn"dır Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde, açıkça bildirilmiştir

Yedi yaşındaki çocuğa, namaz kılmasını emretmek, on yaşında kılmaz ise, zorla kıldırmak lazımdır Resûlullah efendimiz, Eshâbına:

- Birinin evi önünde nehir olsa, hergün beş kere bu nehirde yıkansa, üzerinde kir kalır mı? diye sordu Eshâbı:

- Hayır, yâ Resûlallah! dediler

Bunun üzerine Peygamber efendimiz:

- İşte, beş vakit namazı kılanların da, böyle küçük günâhları affolunur, buyurdu

Namazla ilgili diğer hadîs-i şerîflerden birkaçı da şöyle:

(Namaz dinin direği, her hayrın anahtarıdır)

(Kıyâmette kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet namazdır Namaz düzgün ise, diğer ameller kabûl edilir Namaz düzgün değilse, hiçbir amel kabûl edilmez)

Ebû Bekr-i Sıddîk hazretleri buyurdu ki:

"Beş namaz vakitleri gelince, melekler der ki; Ey Âdemoğulları, kalkınız! İnsanları yakmak için hâzırlanmış olan ateşi namaz kılarak söndürünüz"

Tembellikle namaz kılmayıp fakat, her namaz vaktinde namaz kılmadığı için üzülen, kâfir olmaz, ancak büyük günâh işlemiş olur Hadîs imâmları, söz birliği ile bildiriyor ki, "Bir namazı vaktinde amden kılmıyan, yâni namaz vakti geçerken, namaz kılmadığı için üzülmeyen, kâfir olur veya ölürken îmânsız gider" Yâ namazı, hâtırına bile getirmiyenler, namazı vazîfe tanımıyanlar ne olur? Büyüklerden biri şeytana dedi ki:

- Senin gibi mel'ûn olmak istiyen, ne yapmalıdır? İblîs sevinip:

- Benim gibi olmak istiyen, namaza ehemmiyyet vermez ve doğru, yalan, herşeye yemîn eder, yâni çok yemîn eder! dedi O kimse de:

- Şeytan gibi mel'un olmak istemiyen hiçbir namazını bırakmamalı ve herşeye yemîn de etmemelidir, dedi

Din büyüklerimiz buyurmuşlar ki:

Beş şeyi yapmıyan, beş şeyden mahrûm olur:

1- Malının zekâtını vermeyen, malının hayrını görmez

2- Uşrunu vermeyenin, tarlasında, kazancında bereket kalmaz

3- Sadaka vermeyenin, vücudunda sıhhat kalmaz

4- Duâ etmeyen, arzûsuna kavuşamaz

5- Namaz vakti gelince, kılmak istemeyen, son nefeste kelime-i şehâdet getiremez

Görülüyor ki, farz namazı kılmamak, îmânsız gitmeğe sebep olmaktadır Namaza devam, kalbin nûrlanmasına ve saadet-i ebediyyeye yâni sonsuz saadete kavuşmaya vesîledir Peygamberimiz (Namaz nûrdur) buyurdu Yâni, dünyada kalbi parlatır Âhırette sırâtı aydınlatır



Alıntı Yaparak Cevapla

Namazın Üstünlükleri Nelerdir?

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazın Üstünlükleri Nelerdir?






Namaz, kötülüklerden uzaklaştırır

Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek, O'nun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır Bunu anlayan kimse, hep iyilik yapar Hiç kötülük yapamaz Şartlarına uygun olarak kılınan namaz insanı kötülüklerden uzaklaştırır Nefsine uyanın namazı sahîh olsa da, bu meyveleri veremez Hergün beş kere, Rabbinin huzûrunda olduğuna niyet eden kimsenin kalbi ihlâs ile dolar

Namazda yapılması emrolunan her hareket, kalbe ve bedene faydalar sağlamaktadır Câmilerde cemâ'at ile namaz kılmak, müslümanların kalblerini birbirlerine bağlar Birbirlerinin kardeşleri olduklarını anlarlar

İbâdetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran yararlı şey, namazdır Peygamberimiz, (Namaz dînin direğidir Namaz kılan kimse, dînini kuvvetlendirir Namaz kılmayan, elbette dînini yıkar) buyurdu

Namazı doğru olarak kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin, kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur

Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Doğru kılınan namaz, insanı fahşâdan ve münkerden her hâlükârda uzaklaştırır) buyuruldu

İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir Görünüşte namazdır Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, bildiği kadarını yapmayı elden bırakmamalıdır

Büyüklerimiz, (Birşeyin hepsi yapılamazsa, azını da elden kaçırmamalıdır) buyurdu

Sonsuz ihsân sâhibi olan Rabbimiz, görünüşü hakîkat olarak kabûl edebilir

Böyle bozuk namaz kılacağına, hiç kılma dememelidir Bu sözü din düşmanları çıkarmıştır Böyle bozuk kılacağına doğru kıl demelidir Bu inceliği iyi anlamalıdır

Namazları cemâ'at ile ve huşû' ve hudû' ile kılmalıdır Çünkü, insanı dünyada ve âhırette felâketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namazdır Mü'minûn sûresinin başındaki âyet-i kerîmede meâlen, (Mü'minler her hâlükârda kurtulacaktır Onlar, namazlarını huşû' ile kılanlardır) buyuruldu

Gençlerin ibâdet etmeleri, namaz kılmaları daha kıymetlidir Çünkü, nefislerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibâdet etmek istememesine karşı gelmektedirler

Kur'ân-ı kerîmin birçok yerinde namaz kılmak emredilmektedir Ba'zı sinsi din düşmanlarının, câhil müslümanlara, "Sana namazı bağışladım Artık kılma!" yahud "Allahın ve Peygamberin emrettiği namaz, herkesin yaptığı, yatıp kalkmak ve belli şeyleri okumak değildir Allahın ismini zikretmek ve O'nun büyüklüğünü düşünmek demektir" demelerine aldanmamalıdır

Namaz kılmak ölünceye kadar her müslümana farz-ı ayndır Bu şekilde inanmıyan dinden çıkmış olur Namaz, ibâdetlerin en kıymetlisidir Namaz, İslâm dîninin direklerinden en önemlisidir Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibâdet etmeleri için, namazı farz etti Nisâ sûresinin yüzüçüncü âyet-i kerimesinde meâlen; namazın mü'minler üzerine, vakitleri belirli bir farz olduğu bildirilmektedir

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Namaz, dînin direğidir Namaz kılan dînini yapmış olur Namaz kılmıyan dînini yıkmış olur)

Seher vakti kılınan namaz

Namaz kişinin sığınağı, sıkıntıda olanların, en büyük yardımcısıdır Çok önceleri, Horasan ilinin çok âdil, iyi kalbli bir vâlisi vardı Adı, Abdullah bin Tahir Bu vâlinin jandarmaları birgün bir kaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı Hâdisenin olduğu sırada Hiratlı bir demirci de Nişabur'a gitmişti Bir zaman sonra evine dönerken, yolu Horasan'dan geçiyordu Kaçan hırsız olduğunu zannederek, yakaladılar bunu Diğer hırsızlarla vâlinin huzûruna çıkardılar Vâli:

- Hepsini hapsedin! dedi

Bu suçu olmayan demirci, hapishanede, seher vakti abdest alıp, iki rek'at namaz kıldı Ellerini uzatıp:

"Yâ Rabbî! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!" diye duâ etti

Bu mazlûm demirci böyle yalvarırken, vâli evinde uyuyordu Uyurken dört kuvvetli kimsenin gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uyandı uykudan Bu rü'yâdan çok korktu Hemen kalkıp, abdest aldı Namaz kıldı iki rek'at Tevbe istiğfar edip, tekrar uyudu Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı Kendisinde bir mazlûmun âhı olduğunu anladı Hırsızlar hatırına geldi Acaba içlerinde suçsuz olanlar mı vardı?

Vâli hemen hapishane müdürünü çağırtıp sordu:

- Acaba bu gece hapishanede suçsuz birisi kalmış mı?

- Bunu bilemem efendim Yalnız biri namaz kılıyor, çok duâ ediyor Gözyaşları döküyor

- Hemen o adamı buraya getir!

Demirciyi vâlinin huzûruna getirdiler Vâli hâlini sorup, durumu anladı Ve dedi ki:

- Sizden özür diliyorum Hakkını helâl et ve şu bin gümüş hediyemi kabûl et Ayrıca herhangi bir arzun olunca bana gel!

- Ben hakkımı helâl ettim Verdiğiniz hediyeyi de kabûl ettim Fakat, işimi dileğimi senden istemeğe gelemem

- Niçin gelemezsiniz?

- Çünkü benim gibi bir fakir için senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına söylemek kulluğa yakışır mı hiç? Namazlardan sonra ettiğim duâlarla beni nice sıkıntılardan kurtardı Nice muradıma kavuşturdu Nasıl olur da başkasına sığınırım?

Tabiî ki, namazın insanı sıkıntıdan kurtarması için şartlarına uygun ve Cenâb-ı Hakka tam bir tevekkül içinde kılınması şarttır Allaha tam bir teslimiyet şeklinde kılınmalıdır Gerçekten, insan sıkıntıya düştüğünde hemen abdest almalı, namaz kılmalı, Kur'ân-ı kerîm okumalıdır Tecrübeyle sabittir ki, böyle yapanların çok kere, sıkıntılarının hafiflediği görülmüştür Fakat, kılınan namazın şartlarına uygun olması lâzımdır Şartlarına tam uyulmadan kılınan namaz, insanı namaz kılma borcundan kurtarır ise de, vadedilen büyük sevaplara kavuşturmaz Peygamber aleyhisselâm bir gün:

- En büyük hırsız, namazından çalan kimsedir, buyurdu

- Yâ Resûlallah! Bir kimse kendi namazından nasıl çalar? diye sordular eshâbdan O zaman buyurdu ki:

- Namazın rükü'unu ve secdelerini tamam yapmamakla Rükü'da ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz durmayan kimsenin namazını Allahü teâlâ kabûl etmez


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.