Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efendimizin, namazı, peygamber, sas

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı




Peygamber (sas) Efendimizin Namazı
Hakkında Peygamber (sas) Efendimizin Namazı




Peygamber (sas) Efendimizin Namazı
"Nebiler Sultanı'nın güzel vasıflarını,
hiç durmadan devamlı olarak şerh etsem,
yüzlerce kıyamet geçer de yine bitmez"
Mevlana
Sevgili Peygamberimiz hiç günahı olmadığı halde, gündüzleri; devlet, millet ve din işlerini yürütüyor, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar namaz kılmakla meşgul oluyordu Böylece rabbinin ihsan ve ikram ettiği nimetlerin şükrünü edaya ve onun rızasını tahsile çalışıyordu Hâsılı, korku, hastalık, sefer, sıkıntı ve zorluklar hiçbir şey onun namaz kılmasına mani olmuyordu
Mirac'da beş vakit namazın farz kılınmasından itibaren iki cihan Güneşi Efendimiz ömürlerinin sonuna kadar namazı hiç terk etmemişlerdir Vefatlarına yakın hasta olduklarında, Hz Ali ve Hz Abbas -radıyallahü anhümâ-'nın koltuğuna girerek cemaate devam etmiş, ashabına ve ümmetine namazın ehemmiyetini, devam lüzumunu ve şiddetli hastalık halinde bile hiçbir suretle asla terki câiz olmayacağını fiilen talim ve irşat buyurmuşlardır
Hz Aişe (ra) anlatıyor: Rasulullah bizimle konuşur, biz de onunla konuşurduk Ama namaz vakti gelince sanki bizi tanımıyor gibi bir hale gelir, bütün varlığıyla Allah'a yönelirdi (Fezail-i A'mal s 303)
Sahabe-i Kiram, Rasulullah -sallallahü aleyhi ve sellem-'e:
"- Fetih suresinde Allah Teala, sizi tamamen bağışladığı bildirmiştir Öyleyse neden böylesine uzun ve ebedi bir ibadet yapıyorsunuz? dediklerinde, Fahr-ı Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem-:
"- Allah'a şükreden bir kul neden ben olmayayım?" diye cevap vermiştir
Bir Hadis-i Şerifte bildirildiğine göre; Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem- namaz kılarken, mübarek göğsünden sürekli el değirmenin sesi gibi hıçkırıklı ağlama sesi gelirdi
Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-'in namazda göğsünden tencere tokurtusuna benzeyen tarzda sesler gelirdi (İbn-i Mace, Mukaddime, 3)
Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-' Validemizin anlattığına göre, Hazret-i Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar uzun müddet teheccüde devam ederlerdi Durumdan müteessir olan muhterem zevcesi:
"-Ey Allah'ın resûlü, geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde niçin böyle yapıyorsun?" diye sorunca;
"-Ey Âişe! Rabbime çok şükreden bir kul olmayayım mı?" karşılığını vermiştir (Buhari, Teheccüd, 6)
Hazret-i Ata -radıyallahü Anh- şöyle anlatmıştır Hazret-i Aişe -radıyallahü Anhâ-'ya :
"-Allah Resulünden şahit olduğun en şaşırtıcı hadiseyi bize haber ver" dedim Hazret-i Aişe ağladı ve dedi ki:
"- Onun hangi hali şaşırtıcı değildi ki Bir gece geldi Benimle beraber yatağa girdi Tenim tenine değdi ve sonra dedi ki:
"-Ey Ebû Bekir'in kızı, bırak beni! Rabbime ibadet edeyim" Ben dedim ki:
"-Senin yanında olmayı seviyorum, fakat senin arzuna uymayı tercih ederim"
Kendisine izin verdim, kalktı, su ibriğine gitti, abdest aldı Suyu çok dökerek israf etmedi sonra namaza durdu, ağlamaya başladı Öyle ki, göz yaşları, mübarek göğsüne doğru aktı sonra rükûa gitti, gene ağladı sonra secdeye gitti, gene ağladı sonra başını secdeden kaldırdı, gene ağladı Bu ağlaması sabaha kadar devam etti Sabah namazı vakti Bilal geldi Ezan okudu Ben o zaman dedim ki:
"-Ey Allah'ın rasûlü! Seni ağlatan sebep nedir? Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetti Buyurdular ki:
"-Şükreden bir kul olmayayım mı? Bu şükrü ben neden yapmayayım?" (Sâdık Dânâ, Altınoluk sohbetleri, C1, s 193)
Fahr-ı Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimizin, ahir ömürlerinde ruhi saadetlerini teslim ederken yaptığı son nasihati, namaza dikkat etmek hususunda olup; bu, ondan rivayet edilen son Hadis-i Şeriftir Hazret-i Enes -radıyallahü anh- anlatıyor:
"Rasûlullah Aleyhissalâtü Vesselama ölüm geldiği vakit, can çelişirken yaptığı vasiyetin hepsi:
"-Namaz(ı ihmal etmeyin) ve sağ ellerinizin sahip oldukları (nın yani kölelerinizin hukukuna riayet edin!) demek olmuştur" (Prof Dr İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, c 17, s 338)
Bir kimseye en çok sevdiği insanlardan birinin geldiği müjdelendiğinde nasıl sevinir ve kendinden geçerse; Allâh Rasûlü de namaza duracağı zaman, bu sevinçten yüzlerce kat fazlasıyla sevinç ve coşkunluk duymaktaydı Rabbine karşı huşû ve tevâzûun zirvesine çıkar ve O'na yalvarıp yakarmaktan ayrı bir kulluk zevki alırdı Bir defâsında Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- namazı şöyle târif buyurdular:
"Namaz ikişer ikişer kılınır Her iki rek'atta bir teşehhüd vardır Namaz huşû duymak ve temeskün (tezellül) izhâr etmektir Ellerini, içleri yüzüne dönük olarak Yüce Rabbine kaldırırsın ve Yâ Rabb! Yâ Rabb! Yâ Rab! diye yalvarırsın Kim bunu yapmazsa namazı ek------" (Tirmizî, Salât, 166) Yani namaz kulun Yaratanı karşısında aczini ve za'fını idrak ederek muhtaçlığını arz etmesi ve gönülden gelen feryatlarla iç âleminde kıyâmetler koparması, tazarrû ve niyazda bulunmasıdır
Müslümanlar kendilerine farz olan beş vakit namazı kılarlardı, halbuki Rasûl-i Ekrem fazla olarak kuşluk, işrak, teheccüd gibi nâfile namazlar da kılardı Bütün müslümanlar her gün üzerlerine farz olan on yedi rek'at farz namazı kılarlarken, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- geceli gündüzlü günde farz ve nâfile olarak 50-60 rek'at namaz kılardı Bu namazlarda Allâh'a muhabbet manası Rasûlullâh'ın kalbindeki her şeyden ve her manadan daha üstündü Rükûu uzatırdı, o derece ki uzaktan bakan onu secdeye kapanmayı unuttu zannederdi
Huzeyfe -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor: Bir gece Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile berâber namaza durdum Bakara sûresini okumaya başladı Ben içimden:
- Yüzüncü ayete varınca rukûya varır, dedim Yüzüncü ayete geldikten sonra da okumasını sürdürdü
Ben: - Herhalde bu sûre ile iki rekat kılacak, diye zihnimden geçirdim Okumasına devam etti Sûreyi bitirince rükûa varır, diye düşündüm Sonra Nisâ sûresini okumaya başladı Bitirince Âl-i İmrân sûresini okumaya başladı Ağır ağır okuyordu Tesbih âyetleri geldiğinde 'sübhânallâh' diyor, dua âyeti geldiğinde duâ ediyor, istiâze ayeti geldiğinde de Allâh'a sığınıyordu Sonra rükûa vardı 'Sübhâne Rabbiye'l-Azîm' demeye başladı Rükûu da kıyâmı kadar sürdü Sonra 'Semiallâhu limen hamideh Rabbenâ leke'l-hamd' diyerek (doğruldu) Rükûda durduğuna yakın bir müddet kıyamda durdu Sonra secdeye vardı Secdede 'Sübhâne Rabbiye'l-A'lâ' diyordu Secdesi de kıyâmına yakın uzunlukta idi (Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 203)
Vahyin başlangıcından itibaren namazını Beytullah'ın avlusunda kendisine düşman olan, insafsızca eza ve cefâ eden müşriklerin gözünün önünde kılardı Namazda iken müşriklerden bazıları üzerine hücum etmişti de onlardan korkup da namazını bile bırakmamıştı Savaş esnasında iki tarafın kuvvetleri karşılaşıp da kılıç seslerinin şakırdadığı, mızrakların vızıldadığı, kalplerin hızla çarptığı bir zamanda dahî namaz vakti geldiğinde, namazı kılmak için müslümanlar saf saf olurlar, önde Peygamberleri imam olurdu
Ebû Hureyre radıyallâhu anh anlatıyor: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir sefer esnâsında
Dacnân ile Usfan arasında konaklamıştı Müşrikler:
- Onların bir namazları vardır ki onlar için babalarından ve evlatlarından çok daha kıymetlidir Bu namaz ikindi namazıdır Hazırlığınızı yapın, üzerlerine toptan bir kerede çullanın!'' dediler
Cebrail aleyhisselam, Resulullah -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a gelerek ashabını iki kısma ayırmasını, onlardan bir grupla namaz kılarken diğer grubun geri tarafta ayakta beklemesini, tedbirli olmalarını ve silahlarını beraberlerinde almalarını, birinci gruba bir rek'at kıldırmasını, bu kısmın birinci rekatten sonra geri çekilmesini, arkadaki grubun öne ilerlemesini, bu yeni gruba da bir rek 'at kıldırmasını, böylece her bir grubun Resulullah'la birlikte birer rek'atlerinin olmasını, Resulullah'ın da böylece iki rek'at kılmış olmasını emretti (Tirmizî, Tefsîr, 4 (3035)
Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem-'in âllâh'ın huzûruna durma iştiyâkı o kadar yüksekti ki savaşlarda sâdece farz namazları kılmakla yetinmez, geceleri sabahlara kadar doya doya ibâdet iklimini yudumlardı Nitekim Ali -radıyallâhu anh- Bedir Gazvesi'ni anlatırken şöyle demektedir:
- Bedir günü aramızda Mikdâd'dan başka süvâri yoktu İyi biliyorum, o zaman Allâh Rasûlü hâric hepimiz uyumuştuk Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- ise sabaha kadar bir ağaç altında namaz kılıp ağlamıştı
İşte onun Alâh'a bağlılığı böyleydi Namazlarını dâima vaktinde kılmıştır Hatta vefat ettikleri hastalıklarının en şiddetli ânlarında dahî, bile bile namazı geçirmemişti Bu hastalığı o kadar çok şiddetlenmişti ki kuvvet ve tâkatten kesilmişti Öğle ve ikindide iki kişinin yardımıyla odasından çıkarak mescide kadar vardı ve namazı cemaatle kıldı Ölüm acıları içinde kıvranmasına rağmen ümmetinin en çok istifâde edeceği husûsları hatırlatmaktan geri durmamış ve son sözleri: "Namaz! Namaz! Mâlik olduğunuz (köleler) hakkında Allâh'tan korkun!" olmuştu (Ebû Dâvûd, Edeb, 133)
Sevgili Peygamberimiz'in son nefesinde dahî hatırlatmayı lüzûmlu bulduğu mevzûlar herhalde insanın kulluk vazîfesi için en ehemmiyetli noktalar olmalıdır Birincisi kulu Hâlıkına ve mahbûbuna ençok yaklaştıran, İslam'ın direği namaz, ikincisi de insanı cehennem çukurlarına yuvarlanmaktan koruyacak olan, zayıflara, Rabbimiz'in emânet olarak emrimize vediği işçilere ve kadınlara güzel muâmele
Birgün Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ashâbı ile birlikte mescidde namaz vaktini beklerken adamın biri kalktı ve:
-Yâ Rasûlallâh! Ben bir günah işledim, dedi Rasûl-i Ekrem adama cevap vermedi Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- namazını bitirdikten sonra aynı adam yine kalktı ve önceki sözünü tekrarladı Peygamberimiz sordu:
- "Sen şu namazı bizimle kılmadın mı? Ve onun için güzelce abdest almadın mı?"
Adam: - Evet yâ Rasulullah! dedi Rasûl-i Ekrem (sav) bu defa:
- "İşte o namaz işlediğin günaha keffâret olur", buyurdu (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, I, 301)
Rasûl-i Ekrem Efendimiz'in kötülüklerden ve çirkinliklerden koruyacağını ve daha önce işlenmiş günahlara keffâret olacağını bildirdiği namazı O'nun kıldığı şekilde ve o şuur içerisinde kılmak gerekmektedir Aksi takdirde en mühim faydaları ihtivâ eden namaz hayâtımızda hiçbir değişikliğe sebep olamaz ve biz içinde bulunduğumuz günah bataklıkları ve çirkinlikler içerisinde ebedî hüsrâna doğru yüzüp gideriz
İnsanların en hayırlısının ömrü uzun ve ameli güzel olan kimse olduğunu bildiren Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve selem-, kısacık dünyâ hayâtında kalbini bütünüyle Allâh'a vererek olabildiğince çok namaz kılmaya çalışmıştır Namaz için her fırsatı değerlendirirdi Herhangi bir şey kendisini üzecek olursa hemen namaza koşardı (Ebû Dâvûd, Salât, 312) Cennette kendisi ile birlikte olma aşkı ile yanıp kavrulan sahâbîsine, bu arzûsunun gerçekleşmesi için duâ etmeyi kabul ettikten sonra, onun da çok secde ederek kendisine yardımcı olmasını istemişti Ebu Hureyre -radıyallâhu anh- anlatıyor: Rasûlullâh'ın sağlığında Kudâa kabilesinin Beliyy boyuna mensup iki zât birlikte İslam'a girmişlerdi Bilâhare birisi şehid düşmüş, diğeri de bir sene daha yaşayıp öyle ölmüştü Talha bin Ubeydullah:
- Rüyamda, bir sene sonra vefât edenin şehid düşenden daha önce cennete girdiğini gördüm ve hayret ettim, diye anlattı Sabah olunca Talhâ'nın bu rüyâsı ben veya bir başkası tarafında
Rasûlullâh'a anlatıldı Rasul-i Ekrem Efendimiz:
- "O, şehit olandan sonra ramazan orucunu tutmadı mı, bir senede altı bin şu kadar rekat namaz kılmadı mı? (O halde ikisi arasında bu kadar fark olacak!)" buyurdu (Ahmed bin Hanbel, Müsned, II, 333)
Hayâtını İslam'ı en güzel bir şekilde tebliğ etmeye ve ashâbını ilâhî bir terbiye ile yetiştirmeye adamış olan Habîb-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm- Efendimiz, insanlar için huzûr kaynağı olan bu namazın bütün insanlar tarafından en güzel bir şekilde kılınmasını isterdi Mute gazâsına gitmek üzere hazırlanan Abdullah bin Revâha, Peygamberimiz'in yanına geldi Gül yüzüne hasret kalacağı Efendisi ile vedâlaştıktan sonra:
- Yâ Rasûlallâh! Bana ezberleyeceğim ve aklımdan hiç çıkarmayacağım bir şey tavsiye buyur, dedi
Peygamber Efendimiz:
- "Sen yarın Allâh'a pek az secde edilen bir ülkeye varacaksın Orada secdeleri, namazları çoğalt" buyurdu Abdullah bin Revâha:
- Yâ Rasûlallâh! Bana nasihatini artır! dedi Sevgili Peygamberimiz bu defâ:
- "Allâh'ı dâimâ zikr et! Çünkü Allâh'ı zikir, umduğuna ermende sana yardımcı olur!" buyurdu (Vâkidî- Megâzî, II, 758)
Allâhu zü'l-celâl Hazretleri Rasûlüne şöyle emretmişti:
"Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla devam et Biz senden bir rızık istemiyoruz Biz seni rızıklandırırız ve akıbet takvânındır" (Tâ-hâ/20, 132)
Bu nedenle Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- de ashâbına ve bütün insanlara namaz üzerinde hassasiyetle durmalarını ve bu husûsta sabırlı olmalarını emrederdi Kendisini Peygamber Efendimiz'in halîfesi olarak telakkî eden Osmanlı sultânı VI Mehmed Reşâd'ın, saraydaki hanedan çocuklarını yetiştirmek üzere "muallime-i selâtin" (sultan hocası) tayin ettiği Safiye Hanım'a ilk iradesi şu olmuştur:
"Namaz kılmayanlara, oruç tutmayanlara yedirdiğim tuz ve ekmeği haram ediyorum Bu iradem hoca hanım tarafından talebe şehzade ve hanım sultanlara söylensin" (Ünüvar, Safiye; Saray Hatıralarım, İstanbul, 1964, s 21)
Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem-'in namaz ibâdeti üzerinde hassâsiyetle durduğunu gören ve bütün varlıklarını onun izinde yürüyebilmek için fedâ eden ashâb-ı kirâm hazerâtı da namaza durduklarında kendilerini kaybederler ve Allâh'ı en yakınlarında bulurlardı Huzûr-ı İlâhîde okumaya başladığı bir sûreyi yarıda bırakmak istemeyen ve bir an da olsa alacağı feyz uğruna bütün ömrünü fedâ eden ashâba âit olan şu hâtıralar ne kadar dehşet vericidir:
Zâtü'r-Rikâ gazvesinde Peygamber Efendimiz Ammâr bin Yâsir ile Abbâd bin Bişr'i kendi istekleri üzerine bir konak mahallinde gece için muhâfız olarak tensib etmişti Ammâr gecenin ilk vaktinde istirahat etmeyi tercih ettiği için uyudu Abbâd bin Bişr de kalktı ve namaz kılmaya başladı O sırada bir müşrik geldi Bir karaltı görünce gözcü olduğunu anladı ve hemen bir ok attı Abbâd'ın vücûduna isâbet etti Abbâd oku çıkardı Adam ikinci ve üçüncü kez ok atıp isâbet ettirdi Her defâsında da Abbâd ayakta sâbit durarak okları çekip çıkarıyordu Rükû ve secdesini yaptıktan sonra arkadaşını uyandırarak:
- Kalk! ben yaralandım, dedi Ammâr sıçrayıp kalktı Müşrik ikisini görünce arkadaşını uyardığını anladı ve kaçtı Ammâr, Abbâd'ın kanlar içinde olduğunu görünce:
- Sübhânallâh! İlk oku attığında beni uyandırsaydın ya! dedi Abbâd ise namaza olan aşk ve şevkini gösteren şu muhteşem cevâbı verdi:
- Bir sûre okuyordum, onu bitirmeden namazı bozmak istemedim Ama okları peşpeşe atınca namazı tamamlayıp seni uyandırdım Allâh'a yemin ederim ki Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'in korunmasını emrettiği bu gediği kaybetme endişesi olmasaydı, sûreyi yarıda bırakarak namazı kesmektense ölmeyi tercîh ederdim (Bkz Ahmed bin Hanbel, Müsned, III, 343-344)
Yaratanının emir ve isteklerini henüz duymamış olan diğer insanlara da en son ilâhî dinin ulaşabilmesi için kendisine tevdî edilen vazîfeyi ihmâl korkusu olmasa bu sahâbîyi Rabbinin huzûrundan ayırabilecek hiçbir kuvvet bulunmamaktadır Ne var ki, umûmun istifâdesini düşünüyor olması kendi zevk ve lezzetini yarıda kesmesini gerektirmiştir Çünkü İslam müntesiplerinden, ferdîlikten ziyâde içtimâî olmalarını istemektedir
Misver bin Mahreme -radıyallâhu anh-, ashâbın namaza atfettikleri ehemmiyeti gösteren diğer bir ibretli hâdiseyi şöyle anlatıyor: Ömer bin Hattab radıyallâhu anh hançerlendiğinde, zaman zaman baygınlık geçiriyordu Bir keresinde yanına girdiğimde üstüne bir örtü örtmüşler, kendinden geçmiş vaziyette yatıyordu Yanındakilere:
- Kendisini nasıl buluyorsunuz? diye sordum
- Gördüğün gibi (baygın) dediler
- Namaza çağırdınız mı? Eğer yaşıyorsa onu namazdan başka bir şey korkutup uyandıramaz, dedim Bu ikazım üzerine oradakiler:
- Ey Mü'minlerin Emîri Namaz! Namaz kılındı! dediler Hemen uyandı ve:
- Öyle mi? Vallahi namazı terkedenin İslam'dan payı yoktur, dedi Kalktı, yarasından kan fışkıra fışkıra namaz kıldı (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, I, 295; İbn-i Sa'd, III, 35)
Allâh'ın emri herşeyden azizdi Mal ve can onun yanında bir hiç mesâbesindeydi Toplumun bütün fertleri bu şuuru yakalamış ve namazın ibâdet hayâtının mihverini teşkil ettiğini kavramıştı Sıhhat için ruhsat verilmiş olmasına rağmen hakîkat karşısındaki anlayış ve kabulleri sebebiyle azîmeti tercih etmek onlar için daha doğru idi Müseyyib bin Râfî anlatıyor:
Abdullah bin Abbas -radıyallâhu anh-'ın gözlerine perde inince bir kimse geldi ve:
- Eğer yedi gün hiç kalkmadan sırtüstü yatmaya dayanabilirsen ve bu arada namazlarını îmâ ile kılmayı kabul edersen seni tedâvî edebilirim İnşaallâh şifâ bulursun, dedi
İbn-i Abbas, Hz Âişe ile Ebû Hureyre'ye ve daha başka sahâbîlere haber gönderip mes'eleyi sordurdu Hepsi de:
- Ya bu süre zarfında ölürsen namaz hususunda yöneltilecek soru karşısında ne cevap verirsin? dediler
Bu cevaplar üzerine İbn-i Abbas -radıyallâhu anh- gözünü tedâvî ettirmekten vazgeçti (Hâkim, Müstedrek, III, 629, 6319)
Bir kudsî hadîste; "Namazı benimle kulum arasında ikiye böldüm: Kulum için de istediği verilecektir" buyurulmuştur Bu va'd gereğince usûlüne göre kılınan namazda, gönlü başka taraflara kaydırmadan okunan Fatiha'da çok müjdeli ilhamlar vardır Gözde nûr, gönülde mânevî bir sürür hasıl olur Namaz, insanın dâimâ Allâh'ı düşündüğü, O'ndan bir an bile gâfil olmadığı ihsân haline yükselmesinin yolunu gösterir Bütün hareket, söz ve düşüncelerinde Yüce Yaratanını düşünün bir insan kâmil bir mü'min olma vasfını kazanmış olur
Peygamber Efendimiz'in Medîne'yi teşriflerinde onu görmek için yanına gelen ve gül yüzünü görür görmez "Vallâhi bu yüz yalancı olamaz" diyerek hakîkatı haykıran Yahudî âlimi Abdullâh bin Selâm -radıyallâhu anh-, mübârek ağızlarından ilk olarak "Birbirinize selâm veriniz! Birbirinize ikrâmda bulununuz! Akrabânızın haklarını gözetiniz! Gece herkes uyurken namaz kılınız Bunları yaparak selâmetle Cennet'e giriniz" (Tirmizi, Kıyamet, 42) sözlerini işittiğini söylemektedir Herkesin uyuduğu bir vakitte veya çoğu kimsenin muvaffak olamadığı bir şekilde Allâh'a yönelmek hiç şüphesiz cennetin yollarını kolaylaştıran en mühim âmildir
İbn-i Ömer -radıyallâhu anh- şöyle anlatmaktadır: Hz Peygamberin sağlığında rüya gören bir kimse onu Peygamberimiz'e anlatırlardı, ben de bir rüya görmeyi ve onu Hz Peygamber'e anlatmayı çok isterdim O zaman bekar bir delikanlı idim ve mescidde uyurdum Bir defasında rüyamda iki melek beni cehenneme götürdüler Baktım ki, o kuyu duvarı gibi örülmüş olup kuyununki gibi iki boynuzu vardı; o da ne, orada kendilerini tanıdığım insanlar da vardı Ben şöyle haykırdım: "Cehennemden Allah'a sığınırım! Cehennemden Allah'a sığınırım!" O sırada bir başka melek diğer iki meleğe katıldı ve bana şöyla dedi: "Korkutulmayacaksın!"
Abdullah ibni Amr ibni Âs -radıyallâhu anhümâ-'ya da Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle tavsiyede bulunmuştu:
- "Abdullah! Falan adam gibi olma! Çünkü o, gece ibâdetine devâm ederken artık kalkmaz oldu" (Buhârî, Teheccüd, 19; Müslim, Sıyâm, 185) Hayırlı bir ibâdete başladıktan ve onun feyzini aldıktan sonra terk etmek Allâh ve Rasûlünün tasvîb edeceği bir şey değildir elbette O güzel hasleti daha da geliştirmek ve artırmak gerekmektedir
Gece ibâdeti, insanın gündüz hayâtının bereketli ve feyizli geçmesinin temel şartıdır Gündüz yapacağı işlerin ve hizmetlerin semereli olabilmesi teheccüd vaktinde kalbin doldurulmasına bağlıdır Cenâb-ı Hak, Rasûl-i Ekrem Efendimiz'e emrederken şöyle buyurmaktadır:
"Ey örtünen (Peygamber!) Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl) Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt Veya bunu artır ve yavaş yavaş güzel güzel tertil ile Kur'ân oku Çünkü biz, senin üzerine ağır, (sorumluluk gerektiren) bir söz indireceğiz Çünkü gece kalkışı hem daha etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır" (el-Müzzemmil/73, 1-7)
Kendisini söz konusu olduğunda kimsenin dayanamayacağı kadar ağırlığa ve meşakkate katlanan Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem-, ümmetine tavsiyede bulunurken engin bir merhamet ve şefkât âbidesi olurdu "Allâh Teâlâ'nın en çok beğendiği namaz Dâvûd aleyhisselâm'ın namazı, Allâh Teâlâ'nın en çok beğendiği oruç da yine Dâvûd aleyhisselâm'ın orucudur Dâvûd aleyhisselâm gecenin ilk yarısında uyur, üçte birinde namaz kılardı Gecenin altıda birinde yine uyurdu Bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı" (Buhârî, Teheccüd, 7; Enbiyâ, 37, 38) buyurarak insanların sıkıntıya düşmemelerini isterdi Bununla birlikte bütün geceyi uyku ile geçirmeye de hiç razı olmazlardı
Nitekim Resulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in yanında bir adamın zikri geçti ve sabaha kadar uyuduğu, namaz kılmadığı söylendiğinde Aleyhi's-salâtü ve's-selâm- Efendimiz:
- "Bu adamın kulağına şeytan bevletmiştir" buyurmuşlardır (Buhari, Teheccüd 13, Bed'u'l-Halk 11)
Uzun geceleri uyku ile geçiren gaflet ehlinin durumunu tasvir ve hakîkaten teheccüde kalkmak isteyenlere de yol gösterme sadedinde Rasûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Biriniz uyuyunca ensesine şeytan üç düğüm atar Her düğümü atarken, düğüm yerine eliyle vurarak 'üzerine uzun bir gece olsun, yat, uyu' der Adam uyanır ve Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür ve böylece canlı ve hoş bir halet-i ruhiye ile sabaha erer Aksi halde habis ruhlu (içi kararmış) ve uyuşuk bir halde sabahlar" (Buhari, Teheccud 12, Bed'u'l-Halk 11; Muslim, Musafirin 207)
Teheccüd namazı ve geceleri ihyâ etmenin maddî ve mânevî faydasını dost düşman herkes kabul etmiş ve itirâfta bulunmuştur Gece ibâdetinin bu faydalarını ifâde eden şu misaller ne kadar ibret vericidir:
Yermük savaşında iki ordu birbirlerine yaklaşınca, Rum askerî komutanı, bir Arap câsusu, İslam askerlerinin durumunu tedkîkle görevlendirir Adam dönüp gelince:
- Durumları nasıl? Ne yapıyorlar? diye sorar Câsus da gördüklerini şöyle anlatır:
- Onlar geceleri râhip, gündüzleri süvâri bir millet! (Gecenin büyük bir kısmını ibâdetle geçiriyorlar)
Kendi aralarında birbirlerinin kölesi gibi iken başkalarına karşı aslan kesiliyorlar Konuştuklarında doğruyu söylüyorlar ve vaadde bulunduklarında sözlerini yerine getiriyorlar Meliklerinin oğlu birşey çalsa muhakkak elini kesiyorlar, zinâ etse hakkı ikâme için onu recmediyorlar
Bunun üzerine komutan şu cevâbı verir:
- Şâyet doğru söylüyorsan yerin altında olmak, onlarla yerin üstünde karşılaşmaktan daha hayırlıdır(Taberî, Târih, II, 347)
İbn-i İshak da şunları nakleder:
Hiçbir düşman savaşlarda Rasûlullâh Efendimiz'in ashâbına karşı üstün gelemiyordu Aynı şekilde müslümanlara yenilen Hırakl, askerlerine hiddetle:
- Yazıklar olsun size! Şu savaştığınız kavim nasıl insanlardır? Onlar da sizin gibi beşer değiller mi? diye sordu
- Evet, dediler
- Peki siz mi çoksunuz yoksa onlar mı?
- Evet Efendim biz her hususta onlardan kat kat üstünüz
- O halde size ne oluyor ki onlarla her karşılaştığınızda hezîmete uğruyorsunuz? diye sorduğunda Rum büyüklerinden bir bilge ihtiyar şu tesbitlerde bulunur:
- Çünkü onlar, geceleri kıyâmda ibâdetle geçiriyorlar, gündüzleri oruç tutuyorlar, ahdlerini yerine getiriyorlar, iyiliği emredip kötülükten sakındırıyorlar ve aralarında herşeylerini paylaşıyorlar Ve bir de şunun için yeniliyoruz ki; biz içki içiyor, zinâ yapıyor, haramlar içinde yüzüyor, ahdimizi bozuyor, gasbediyor ve zulümde bulunuyoruz Allâh'ın gadabını celbedecek şeyleri emredip, râzı olduğu şeyleri yasaklıyoruz ve yeryüzünde fesâd çıkarıyoruz Bu cevap üzerine Hirakl:
- Sen gerçekten doğruyu söyledin, dedi (İbn-i Asâkîr, Târîhu Dımeşk, II, 97)
Gece kalkıp Allâh'a ibâdet eden mü'minlere, kalkamadıkları günler için de kendilerine mükâfaat verilecektir Çünkü onların niyetleri samîmî idi ve teheccüde kalkma düşüncesi ile uyumuşlardı Bu durumu Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle müjdeler:
"(Mûtad olarak) geceleyin namaz kılan bir kimse, uykunun galebe çalmasıyla (bir gece uyuyakalsa ve namazını kılamasa) Allâh Teâlâ Hazretleri onun namazının sevâbını yine de yazar Uykusu da kendisine (Allâh tarafından ikram edilen) bir sadakâdır (İmam-ı Mâlik, Muvatta', Salâtu'l-Leyl, 1



Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı






Peygamber Efendimizin Namaz Kılışı

Peygamber Efendimizin (asm) namaz kılışı öylesine muhteşemdi ki, onu tasvir etmekten insanlar aciz kalırdı

HZ PEYGAMBER IN NAMAZ KILMA SEKLI

KABE'YE YÖNELMEK

"Hz Peygamber (SAV), farz veya nafile namazlar için, namaza kalktigi zaman, Kabe'ye yönelir Kabeye yönelmeyi emr ederdi Bu sebeple, namazini güzel kilmayan birine söyle buyurdu: "Namaza kalktigin zaman, abdesti tam al, sonra kibleye yönelerek tekbir al"Buhari,müslüm

"Hz Peygamber (SAV), seferde iken nafile namazlari ve vitir namazini binegi üzerinde kilar binegi, onu sark ve garb hangi yöne dogru yöneltirse o tarafa dogru kilardi"Buhari,müslüm

Bu konuda Allah Telâlâ söyle buyuruyor "Ne tarafa dönerseniz, Allah'in yüzü oradadir" (el-Bakara,2/115)

"Hz Peygamber (SAV), bazen devesi üzerinde nafile namaz kilmak isteyince, onu da kibleye dogru yöneltip öyle tekbir alirdi, daha sonra binegi ne tarafa yönelirse o sekilde kilmaya devam ederdi"ebu davud
"HzPeygamb er (S A V) binegi üzerinde basi ile ima ederek rüku' ve secde yapar, secdeyi ruku'dan daha fazla egilerek yapardi" Ahmed b Hanbel ve Tirmizi (Tirmizi onu sahih kabul eder)

"Hz Peygamber (S AV) farz namazlari kilmak isledigi zaman, devesinden iner namazi öyle kilardi"- Buharî ve Ahmed b Hanbel

Siddetli korku zamanlari nda kilinan namaza gelince, Hz Peygamber (SAV) bu namazi ümmetine yaya giderken ayakta; binekli iseler, kibleye, yahut kible disina yönelerek kilmalari ni mesru' kildi"Buharî ve Müslim

ve söyle buyurdu: "Ordular bir birine girdigi zaman, namaz ancak, tekbir almak, ve bas ile isarette bulunmakt an ibarettir "Buharî ve Müslim'in isnadi ile Beyhakî

Hz Peygamber (SAV), yîne:"Dogu ile bati arasi kibledir" buyurdu-- Tirmizi ve Hâkim nakletmis ve sahih oldugunu söytemislerdir Ben de irvaul-Galilde (292) tahriç ettim

Câbir (RA) söyle dedi: "Biz Resululla h ile birlikle bir yolculukt a yahut askerî bir birlikte bulunuyor duk Bu esnada hava bulutland i Kibleyi arastirdi k, fakat kible konusunda farkli görüslere sahip olduk Herkes namazini tek basina kildi, içimizden biri, yerini belirleme miz için, önüne bir çizgi çiziyordu Sabah olunca, o çizgiye baktik ki, kibleye ters bir yöne dogru namaz kilmisiz Durumu Hz Peygamber e söyledik Bize namazin iadesini emretmedi Ve "Namaziniz caizdir" buyurdu Dârekutnî, Hâkim, Beyhakî, Tirmizi, Ibn Mace, Taberanî Bu hadis "Irva"da da zikr edilmisti r (296)

"Resululla h (SAV) "Yüzünün göge çevrildigini görüyoruz Simdi seni hosnut olacagin bir kibleye döndürüyoruz Artik namazda yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir",(el-Bakara2/144) âyeti indirilme den önce, Kabe önünde oldugu halde, yüzünü Kudüs'e dogru çeviriyordu Âyet inince, Kabe'ye yöneldi Bir ara Küba'da halk sabah namazini kilarken, onlara bir kimse gelerek söyle dedi: Bu gece, Resululla n"(SAV)'e bir âyet indi ve Kâ'be'ye dogru yönelmesi emredildi Siz de hemen Kabe'ye yöneliniz"Bunun üzerine, Sam'a dogru yönelmis bulunan halk, imamlari ile birlikte yönleri kibleye gelinceye kadar döndüler"*Buhari, Müslim, Ahmed, Serraç, Taberanî (3/108/2), ibn Sa'd, (243) el-irva (290)

NAMAZ'DA KIYAM

Hz Peygamber (SAV), Allah Teâlâ'nin "Gönülden boyun egerek Allah için namaza kalkin" (el-Bakara,2/238) emrine uyarak farz ve nafile namazlari ayakla kilardi Fakat, seferde nafileler i binek üzerinde kilardiS iddetli korku zamanlari nda (savasta), yukarida geçtigi gibi, ayak üzerinde, ya da binekli olarak namaz kilmalari ni ümmetine mesru' kildi Bu husus Allah Teâlâ'nin "Namazlara ve orta namaza devam edin', "Gönülden boyun egerek Allah için namaza kalkin Eger korkarsan iz, yaya yahut binekte iken kilin Güvene erisince, bilmedikl erinizi size Ögrettigi gibi, Allah'i anin" (el-Bakara,2/238) ayetleriy le ilgilidir

"Resululla h (SAV), ölümüne neden olan hastaligi nda namazlari oturarak kildi"*Tirmizi bu hadis Için "Sahih" demistir

Bundan önce de bir defasinda namazi böyle kilmisti :Hz Peygamber hastalanm is, cemaat da onun arkasinda ayakta namaz kilmisti Onlara oturmalar ini isaret etti, onlar da oturdular Namazdan çikinca söyle buyurdu: Az önce, siz nerede ise iranlilar in ve Rumlarin yaptigi gibi yapiyordu nuz Onlar, krallari otururken ayakla dururlar Siz böyle yapmayin Imam ancak kendisine uyulmasi için tâyin edilmisti r, îmam rüku' edince siz de rüku' edin; rüku'dan basini kaldirinc a siz de kaldirin Imam oturarak namaz kilinca, siz de birlikte oturarak namaz kilin"'Müslim ve diger kaynaklar

Hastalari n Oturarak Namaz Kilmalari

Imran b Husayn (RA) söyle demistir "Bende basur hastaligi vardi Durumu Resululla h (SAV)'e sordum Buyurdu ki; namazi ayakta kil bunu yapamazsa n oturarak kil Buna da gücün yetmezse, yan yatarak kilBuharî, Ebû Dâvud ve Ahmed b Hanbel

Yine Imran söyle demistir: "Oturarak namaz kilan bir kimsenin hükmünü Hz Peygamber'e sordum Buyurdu ki; ayakta namaz kilmak daha faziletli dir Oturarak namaz kilan kimse, ayakta kilanin yari sevabini alir Bir kimse (Bir rivayete göre, yatarak) namaz kilarsa, ayakta namaz kilanin yari sevabini alir" Bu namazdan hastanin namazi kast edilmisti r Enes (RA) da söyle demistir "Resululla h (SAV), hastalikt an dolayi oturarak namaz kilan bir grup insanin bulundugu yere çikti ve oturanin namazi ayakta kilanin namazinin yarisina denktir" buyurdu1 9- Ahmed b Hanbel, Ibn Mâce saglam bir isnatla rivayet ettiler


Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı






"Hz Peygamber {SAV) bir hastayi ziyareti esnasinda onu yastigi üzerinde namaz, kilarken gördü Yastigi kaldirip atti Bu sefer hasta namaz kilmak için bir tahta aldi Resululla h (SAV) onu da kaldirip attiktan sonra buyurdu ki: Gücün yeterse namazini toprak üzerinde kil Degilse isaretle kil ve secdeni rükuundan biraz daha fazla egilerek yap"Taberani,Bezzar

Gemide Namaz Kilmak

"Hz Peygamber'e, gemide namaz, kilmanin hükmü soruldugu nda söyle buyurdu: Gemide iken namazi ayakla kil Bogulmakt an korkarsan o baska"-Bezzar 68

"Hz Peygamber in yasi ilerleyin ce, üzerine yaslanmak için namazgahi nda bir dayanak edindi"Hakim Hakim ve Zehebî "Sahih" demislerd ir

Gece Namazini Ayakta ve Oturarak Kilmak

"Hz Peygamber (SAV) bazi geceler, ayakta uzun süre namaz kilar, bazi gecelerde de oturarak uzun süre namaz kilardi Kiraati ayakta yapinca, rüku'u da ayakta yapar; oturarak kiraat yaptigi zaman ise, rüku'u da oturarak yapardi"Müslim ve Ebû Dâvud

"Yine Hz Peygamber, bazi zamanlar, oturarak namaz kilar; kiraati oturarak yapar; geride otuz yahut kirk âyci kalinca ayaga kalkar; bunlari ayakta okur; sonra rüku' ve secdesini yapardi Ikinci rekâtta da bunun gibi yapardi" Buhari ve Müslim

"Hz Peygamber iyice yaslandig i zaman, hayatinin son dönemlerinde sünnet namazlari oturarak kilardi Bu durum vefatinda n bir gün Öncesine raslamakt aydi" Müslim ve Ahmed b Hanbel

"Hz Peygamber bazen de bagdas kurarak namaz kilardi" Nesaî ve Ibn Huzeyme (Sahih (1/107/2); el-Makdisî, Sünen (80/1, Hâkim Sahih demis Zehebî de ona katilmist ir
AYAKKABIL ARLA NAMAZ KILMAK

"Hz Peygamber (SAV) bazen yalinayak, bazen de ayakkabil arla namaza dururdu"Ebû Dâvud ve Ibn Mace, Bu mütevatîr bir hadistir Tahavî de böyle demistir

bunu Ümmeti için de mubah kilarak söyle buyurdu: "Sizden biri, namaz kilarken ayakkabil arini giysin, yahut da bunlari çikararak ayaklan arasina koysun; baskalari na eziyette bulunmasi n'" Ebû Dâvud

"Hz Peygamber, bazen ayakkabi ile namaz kilma konusunda daha tekitli konusarak söyle buyururdu: "Yahudiler in yaptiklar inin aksini yapin Zira onlar ne ayakkabi, ne de mestleri ile namaz kilarlar"Ebu Davud

"Hz Peygamber (S AV) bazen de namazda iken ayaklarin dan ayakkabil arini çikarir, sonra namaza o sekilde devam ederdi"Ebu Davud

Nitekim Ebû Saîd el-Hudrî de söyle demistir:
"Hz Peygamber (SAV) bir gün bize namaz kildirdi Namazin bir kismim kilinca ayakkabil arim çikarip sol tarafina koydu Cemaat bunu görünce, onlar da ayakkabil arini çikardilar Namazi bitirince, Resululla h (SAV) buyurdu ki; size ne oluyor ki, ayakkabil arinizi çikardiniz? Söyle cevap verdiler BIz senin ayakkabil arini çikarip attigini görünce, ayakkabil arimizi çikarip attik Bunun üzerine Hz Peygamber buyurdu ki; Cebrail (AS) bana gelerek, ayakkabil arda pislik oldugunu haber verdi Bunun üzerine ben de onlari çikarip attim Sizden biri camiye geldigi zaman ayakkabil arina baksin Eger onlarda bir pistik görürse, silsin ve ayakkabil arla namaz kilsin"Ebu Davud

"Hz Peygamber (SAV), namazda ayakkabil arini çikarinca, onlari sol tarafina koyar"32 ve söyle buyururdu: "Sizden bîri namaz kilarken ayakkabil arim sagina koymasin Baskasini n sagina gelecek sekilde soluna da koymasin Eger solunda biri bulunmazs a, o takdirde soluna koysun Solunda biri varsa o zaman ayaklari arasina koysun"Ebu Davud,Nesei

MINBER ÜZERiNDE NAMAZ KILMAK

"Bir defasinda Resululla h (SAV) minber üzerinde (Bir rivayette üç basamakli minber üzerinde) namaz kilmisti Minber Üzerinde kiyam yapti; tekbir aldi; cemaat da arkasinda tekbir aldilar Sonra Hz Peygamber minber üzerindeyken, rüku'a gitti, sonra rüku'dan basini kaldirdi ve geri inerek minberin dibinde secde yapti, ikinci rekâtta da ayni sekilde yapti Namazi bu sekilde bitirdikt en sonra cemaata karsi dönerek söyle buyurdu: "Ey cemaat! Bana uymaniz ve nasil namaz kildigimi ögrenmeniz için böyle yaptim" Buhari, Mislim Ibn Sa'd (1/253) Bkz el-Irvâ"545



Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber (S.A.S.) Efendimizin Namazı






NAMAZDA SÜTRENlN LÜZUMU

Hz Peygamber (SAV), namazda sütreye yakin durur, sütte ile kendisi arasinda üç arsinlik bir mesafe bulunurdu Buhari ve Ahmed b Hanbel

Secde yeri ile sütre arasinda ise; bir koyun geçecek kadar bir mesafe bulunurdu "Buhari ve Müslim

Hz Peygamber yine söyle buyururdu: Sütresiz namaz kilma, önünden herhangi bir kimsenin geçmesine müsaade etme Eger geçmek isterse, onunla mücadele et Çünkü seytan onunla beraberdi r" Ibn Huzeyme, (Sahih", 1/93/1) saglamca bjr senet ile
Yine Resullah (SAV) söyle buyuruyor Sizden biri, sütreye dogru namaz kilarsa, ona yaklassin da seytan onun namazini kesmesin"Ebû Davud ve Bezzar

Bazen Resululla h (SAV) kendi mescidind e, namaz kilmak için, arastirir ve direk arkasinda namaz kilardi"A Hanbel

Resululla h (SAV) sütre olabilece k herhangi bir seyin bulunmadi gi bir boslukta namaz kilarken, kendi önüne bir kargi diker ve ona dogru namaz kilar, cemaat da arkasinda kilardi"Buharî, Müslim ve ibn Mâce

Bazen de binegini önünde yan sekilde durdurur, ona dogru namaz kilardi"Buharî ve Ahmed

Deve agillarin da namaz kilmak böyle degildir Buharî ve Ahmed

Çünkü Hz Peygamber buralarda namaz kilmayi yasaklami stir "Bazen de binegin semerini alir, onu kibleye gelecek sekilde ve arkasina durarak namaz kilardi"
"Hz Peygamber (SAV) yine söyle buyururdu: Sizden biri, önüne koyacak semerin arka kasi kadar bir sütre bulunca ona dogru namazini kilsin Sütrenin arkasinda n geçenlere aldiris etmesin" Müslüm

Bir defasinda da Resululla h (SAV) bir agaca dogru namaz kildi "Bazen de Hz Âise(RA)'n üzeri örtülü olarak yattigi divana dogru namaz kilardi"Buhari

Hz Peygamber (SAV), sütre ile kendisi arasindan hiçbir seyin geçmesine müsaade etmezdi Bir defa namaz kilarken, önünden bir koyun geçmek isterken onunla adetâ yarisarak öne geçti ve karnini duvara yapistird i Koyun ise Hz Peygamber'in arkasinda n geçmek zorunda kaldi" lbn Huzeyme"Sahih'inde(1/95/l);Taberânî(3/140/3); Hâkim Sahih demis, Zehebî de ona katilmist ir

Hz Peygamber (SAV) bir defasinda farz namaz kiliyorke n yumrugunu sikti Namazi bitirince cemaat: Yâ Resululla h! Namazda bir sey mi oldu? dediler Hz Peygamber de: Hayir, dedi ve söyle devam etti: Seytan önümden geçmek istedi Ben de onu yakalayip bogdum, öyle ki, dilinin soguklugu nu ellerimde hissettim Allah'a yemin ederim ki,kardesim Süleyman (AS) benden önce davranmas aydi, seytan mescidin direkleri nden birine baglanir, Medine çocuklari da onun etrafinda dolanirdi Kiblesi ile kendi arasina herhangi bir kimsenin girmesine mani olabiliyo rsa olsun"Ahmed,Darekutni

Yine Resululla h (SAV,) buyuruyor ki;sifcden biri kendisini insanlard an gizleyen bir seye karsi namaz kilarken, birisi önünden geçmek istese unu gögsünden itsin Gücü yettiginc e iki defa engel olmaya çalissin Sayet israr ederse, onunla mücadele etsin Çünkü o seytandir "Buharî, Müslim, ibn Huzeyme'den baska bir rivayet için Bkz (1/94/1)

Yine Hz Peygamber buyuruyor ki; namaz kilanin önünden geçen kisi bunun ne kadar günah oldugunu bilseydi, kirk gün beklerdi de onun önünden geçmezdi" Buhari, Müslim, ibn Huzeyme'den baska bir rivayet için Bkz (1/94/1)

NAMAZI KESEN SEYLER

Peygamber Efendimiz bu konuda söyle buyuruyor "önünde semerin arka kasi gibi bir sütre bulunmaya n kimsenin namazini; hayizli kadin (Yani baliga olan kadin Buluga eren kadin),, esek, ve siyah köpek geçtigi zaman keser "Ebû Zer (R A) diyor ki; "Yâ Resûlellah! Siyahin beyazdan farki ne?" diye sordum Söyle cevap verdi: "Siyah köpek seytandir "Müslim Ebu Dâvud ve ibn Huzeyme (1/95/2)



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.