![]() |
Kanaat Eden Rahat Olur |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanaat Eden Rahat OlurKanaat Eden Rahat Olur Hakkında Kanaat Eden Rahat Olur Kanaat demek, bir hırkaya razı olup tenbel oturmak demek değildir ![]() ![]() Dinimizde zaruret miktarında kazanmak için çalışmak farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kimsenin her günkü halinden memnun olması, her halinde Allahü teâlâya şükretmesi, bu kimsenin kanaat sahibi olduğunu gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanaat, bitmez tükenmez bir hazinedir ![]() ![]() ![]() ![]() Rıza demek, Allahü teâlâdan gelen her şeye razı olmak demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, kazandığına kanaat etmeli, Allahü teâlânın taksimine razı olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, bir gün, Ebu Hüreyre hazretlerine hitaben buyurdu ki: (Ya Eba Hüreyre! Vera sahibi ol! İnsanların en abidi olursun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eshab-ı kiramın ileri gelenlerinden Ebu Sa’id Hudri hazretleri anlatır: “Bir gün annem beni Resulullah efendimizden bazı şeyler istemem için gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şumeyt bin Aclan hazretleri buyurdu ki: "Her gün ömrünün bir kısmı gitmekte, sen ise buna üzülmüyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’lebe bin Ebi Hatıb, Ensardan idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa'di-i Şirazi hazretleri; "Hak teâlânın lütuf ve ihsan buyurduğu bahta ve rızka kanaat etmeyen kimse, Rabbini bilmemiş ve Ona itaat etmemiş olur ![]() ![]() Netice olarak Zünnun-i Mısri hazretlerinin buyurduğu gibi: “Kanaat eden rahat bulur, üstün olur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kanaat Eden Rahat Olur |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kanaat Eden Rahat OlurKısmete razı olmak ne demektir ve bunun ölçüsü nedir? -------------------------------------------------------------------------------- Kısmete rıza, ilâhî taktirden kendisine düşen paydan memnun olmak demektir ![]() ![]() Nur Külliyatı'ndan konuyla ilgili bir tespit ve değerlendirme: “Evet mevcudatın hiçbir cihette Vâcib-ül Vücud’a karşı hakları yoktur ve hak dava edemezler; belki hakları, daima şükür ve hamd ile, verdiği vücud mertebelerinin hakkını eda etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Meselâ madenler diyemezler: “niçin nebatî olmadık?” Şekva edemezler; belki vücud-u madenîye mazhar oldukları için hakları fâtırına şükrandır ![]() ![]() ![]() ![]() “Ey insan-ı müştekî! Sen madum kalmadın, vücud nimetini giydin, hayatı tattın, camid kalmadın, hayvan olmadın, İslâmiyet nimetini buldun, dalalette kalmadın, sıhhat ve selâmet nimetini gördün ve hâkeza ![]() ![]() ![]() Vücut, varlık mânâsına geliyor; zıddı ise adem, yani yokluk ![]() ![]() ![]() ![]() Cansızla yarı canlı arasındaki mesafe de sonsuz ![]() ![]() ![]() ![]() İnsana gelince, onunla hayvan arasında o kadar büyük bir mesafe var ki, bir insana “hayvan” demek hakaret telâkki ediliyor; isterse o hayvan bülbül olsun, kanarya olsun, ceylan olsun ![]() ![]() Şıklara devam edelim: Çoğu zaman denize girme imkânı bulamayan insan ve denizden hiç çıkmayan balık ![]() ![]() ![]() ![]() Her nefis, böyle bir tercih sorusunu saçma bulur ve “İnsanlık olmayınca dünyanın hiçbir zevkini, sefasını istemem ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten de öyle değil mi? Bir hayvanın, “Niçin insan olmadım?” diye şikayet edebilmesi için şöyle bir varsayımdan yola çıkılması gerekiyor: Daha dünya kurulmadan insanla hayvan bir imtihana tâbi tutulmuş olacaklar ![]() ![]() ![]() Böyle bir imtihana kimse girmiş değil ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|