10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölmemek İçin Ölüyoruz
Ölmemek için ölüyoruz
Hakkında Ölmemek için ölüyoruz
Seneler önce tanıştığım sevimli bir ihtiyar vardı Ayaküstü sohbetlerimizde mutlaka birşeyler vermeye çalışırdı Birgun notlarımı karıştırırken,ondan aldığım şu dörtlüğe rastladım;
"gafil olma insanoglu,seyir eyle sağı solu
Her canlının toprak sonu,ölümünden şüphen mi var?"
Şu dünyadan bir iz bırakmadan bomboş giden de var,bir söz ile bir fikre saksılık edende  
Bu farklılık nedendir acaba?Niye hepimiz aynı hal üzere olamıyoruz?Uzayip giden soruların bir cevabı da, insanin misafir olduğunun unutulması olsa gerek  Hem de vazifesi çok bir misafir  
Misafir,gitmeye gelendir O halde dünya insan için bir durak ! Sonsuzluğun yanında küçük bir parantez  Bir seydir ama hersey degildir Bir tarladır belki Herkes kabiliyetine göre ne ekmişse,yarın onu biçecektir Böyle tanır,böyle bilirsek ölümü; çekirdeğimizi çürütmez,yarinin baharina bir gül de biz taşımış oluruz  Her çiçek gül degildir O sahtelerin kokusuyla ayrilir Insan da böyle Ismiyle,cismiyle insan olmak yetmiyor Hangi silinmez izi birakmiş,hangi hayirli hizmetin ucundan tutmuş isek,kiymetimizi o tayin ediyor
Ey çekirdegini çürütenler! Bir gün olur,suç sizde derler  
Karanlıkta kalsaydınız,bahara çıkacaktınız Toprağın gecesine yaslanan güller gibi, çok geçmeden güneşe gülecektiniz  Endişeniz neydi! Kaybolmak mı? Yok olmak mı? Hangi gece var ki, sabahi olmamış? Hangi bahar var ki, gül kokmamış?  Bu perdenin arkası da var  Yağmur,firtina ve kar  Hemen ardindan bahar
Zahmetleri rahmetler takip ediyor  
"Ölüm, kabir gibi görünen meşakkatler netice itibariyle saadetlerdir Çünkü,nurani alemlere giden yol kabirden geçer ve en büyük saadetler büyük ve acı felaketlerin neticesidir Mesela; Hazret-i Yusuf, Misir azizliği gibi bir saadete,ancak kardeşleri tarafindan atildigi kuyu ve Zeliha'nin iftirasi uzerine konuldugu hapis yolu ile nail olmustur "
Gelgelelim insan kendini aldatiyor Karanlikta iken aydinlikta zannediyor Gözünün esyayi zor seçebildigi bir aleme aydinlik diyor Günahlar ve gaflet ile örtünen kalin bir duvar, öte alemin nurlarina mani oluyor
Bir tövbe etse, karadan aka geçse, gaflet perdesini yirtsa , hemen yanibasinda ışığı bulacak ve dunyanin bütün gösterişine rağmen, ahirete nisbeten bir zindan hükmünde olduğunu görecek ve belki de bunca inadina gülecek 
Evet biz bir misafiriz Karanliktan aydinliga  
Öyle ise yola devam Bu yol topraktan ve kabirden geçse de korku yok Çünkü bir getiren var Getiren goturuyor Ve bu aciz misafirini huzuruna davet ediyor  Ne çareki güzergah böyle  Herşey payina düşeni alacak
Ruzgar sesimizi, günes gölgemizi, toprak bedenimizi; ama ruhumuz ebedi I
ste muhim olan da bu En kiymetli malimiz o degil mi? Onu bu davetin bir çiçeği, bir hediyesi olarak Rabbimize, yani verene ***ürüyoruz
Ölmemek icin ölüyoruz  
Hangi devlete eli boş gidilir? Ahiret gibi saadete, cennet gibi bir davete, böyle bir hediye gerekir Peygamber Efendimiz(s a v) "Ölum kulun canını Rabbine hediye etmesidir" buyurmuyor mu?
|
|
|