|  | Bu Dereceye Nasıl Kavuştun ( Kıssadan Hisse ) |  | 
|  10-11-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bu Dereceye Nasıl Kavuştun ( Kıssadan Hisse )Bu dereceye nasıl kavuştun ( Kıssadan Hisse ) Hakkında Bu dereceye nasıl kavuştun ( Kıssadan Hisse ) Büyük zatların büyük olmalarına bazı şeyler sebep olmuştur  Dostlarının ısrarları karşısında dikkat ettikleri, prensip edindikleri hususlardan birkaçını bildirmişlerdir  Bunlardan bazılarını, kıymetli eserlerden alarak yazıyoruz: Hazret-i Ebu Bekir’e sordular: Allah için söyle, bu mertebeye ne ile eriştin  Buyurdu ki: Dinimi dünyaya tercih ettim  Ahiret için, Allah rızasını seçtim  Her zaman Allahü teâlânın hakkını üstün tuttum, her işimde sadece Allahü teâlânın rızasını gözettim ve bunun dışına asla çıkmadım   Aynı şekilde Hazret-i Ömer’e sordular  Buyurdu ki: Allahü teâlâ dilerse bir kulunu aziz eder dilerse zelil eder  Bunu hiç unutmadım   Hazret-i Osman’a sordular  Buyurdu ki: Kur'an ve Sünnete uydum  Allahü teâlânın her şeyime vakıf olduğunu hiç unutmadım   Hazret-i Ali de buyurdu ki: Cihad ile eriştim  30 yıl mücahede kılıcı ile ve haşyet zırhıyla ve vera kalkanı ile, taat ve ibadet oku ile, gönül kapısında oturdum  Allahü teâlânın rızasından başka hiçbir şeyi, gönlüme koymadım, hatırıma getirmedim   Hazret-i Lokman buyurdu ki: Emanete riayet, doğru söylemek ve malayaniyi [faydasız sözü] terk edip, bana gerekmeyeni bırakmakla bu dereceye kavuştum  Hazret-i Musa, Hazret-i Hızır’a, (Ledün ilmine nasıl kavuştun?) diye sordu  O da, Günah işlememeye sabretmekle dedi  Kavmi, Hazret-i Musa’ya, (Allahü teâlâ neden razı ise, onu yapalım) dediler  Vahiy geldi: (Benden razı olursanız, sizden razı olurum  ) Allah’tan razı olan, Onun emirlerine uyar ve yasaklarından kaçarak Onun takdirine razı olur, böylece yüksek derecelere kavuşur  İmam-ı Ebu Yusuf’un oğlu ölünce, talebesine, Defin işini siz yapın  Ben hocamın [imam-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin] dersine gidiyorum dedi  Kendisini vefatından sonra rüyada Cennette muhteşem bir hayat sürerken gördüler  Bu ne ihtişam, nasıl kavuştun dediler  O da, İlme, ilim öğrenmeye ve öğretmeye olan sevgim ile buyurdu  Hazret-i Musa, Peygamber efendimizin sahip olduğu makamlardan birinin nurunu görünce, bayılacak hâle geldi, Resulullahın bu dereceye nasıl yükseldiğini sordu  Hak teâlâ buyurdu ki: (Yüksek ahlakı sayesinde bu dereceye kavuştu  Bu ahlak isardır  Ya Musa, ömründe bir kere isar edene, isar ahlakı ile bana kavuşana hesap sormaktan hayâ ederim  ) [İsar, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olana vermektir  ] Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamette, sorgusuz sualsiz uçarak Cennete gidenlere melekler, (Bu dereceye nasıl kavuştunuz) dediler  “İki hasletimiz vardı  Yalnız iken de günah işlemeye utanırdık ve Allahü teâlânın verdiği az rızka razı olurduk” dediler  ) [İbni Hibban] Bayezid-i Bistami hazretleri de, Her yerde Allahü teâlânın gördüğünü ve bildiğini düşünüp, edebe riayet etmekle bu dereceye kavuştum buyurdu  Hazret-i Musa, salih bir zata imrenip, kim olduğu sorunca, Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu zat, şu üç amel ile bu dereceye ulaştı: Hiç haset etmedi, ana-babasına asi olmadı ve söz taşımadı  ) Bahaeddin-i Buhari hazretlerine bu dereceye nasıl kavuştun diye sordular, Resulullah efendimize tâbi olmakla buyurdu   Alaaddin-i Attar hazretleri de buyurdu ki: Hocam Bahaeddin-i Buhari’nin bana tek nasihati vardı: “Alaaddin beni taklit et” buyurmuştu  Bunu yaptım  Onu taklit ettiğim her hususta onun aslına kavuştum   Ebü'l-Abbâs-ı Mürsi hazretleri sohbetlerinde hep; "Hocam Ebül-Hasan-ı Şâzili buyurdu ki, Hocam şöyle anlattı" şeklinde söze başlar, hep hocasından nakiller yapardı  Bir gün biri; "Hep hocanızdan nakil yapıyorsunuz  Hiç kendinizden bir şey söylemiyorsunuz" demesi üzerine buyurdu ki: Ben evden bir şey getirmedim  Ne kazanmışsam dergahta kazandım  Hocamdan öğrendiklerimi "Allahü teâlâ buyurdu ki, Resulü buyurdu ki" veya "Ben diyorum ki" diyerek pek çok şey anlatabilirim  Ama bütün bunları öğrenmeme, bu dereceye yükselmeme vesile olan hocama karşı edebe riayet ederek, hep hocamdan naklederek konuşuyorum  Uygun olan da budur  Hocasından bahsetmeyen, hep ben diye konuşan kimsede hayır yoktur  En iyi âlim, kendinden söyleyen ve kendine bağlayan değil, nakleden, vasıta olandır  Dinimiz nakil dinidir  İman ibadet bilgileri kıyamete kadar aynıdır, değişmez  Nakleden aziz, nakilsiz konuşan rezil olur  Süfyan-ı Sevri hazretleri haramlardan ve şüpheli şeylerden kaçanların başında gelirdi  Edep ve tevazuda benzeri azdı  Dostlarından biri kendisini rüyada görüp, Cennette nurdan kanatlarla uçtuğunu gördü  "Bu dereceye nasıl kavuştun?" dedi  Dine uymakta çok hassas davranmakla buyurdu  Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri, "Bu işe başladığınızda, temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle yüksek dereceye ulaştınız?" diye soranlara buyurdu ki: Temeli doğruluk üzerine attım  Hiç yalan söylemedim  İçim ile dışım bir oldu  Bunun için işlerim hep rast gitti   Habib-i Râi hazretleri, ağaç çanağını bir taşın altına tutar, biri bal, biri süt olmak üzere iki çeşme akmaya başlardı  Oradakiler bu kerameti görünce, Bu dereceye ne ile kavuştun dediler   Muhammed aleyhisselama uymakla buyurdu ve devam etti: Hazret-i Musa’nın kavmi kendisine karşı oldukları halde hâre taşı onlara su verdi  Derecesi Hazret-i Musa’dan yüksek olan Resulullaha uyduktan sonra taş niye süt ve bal vermesin ki? Bişr-i Hâfi hazretleri anlatır:Rüyamda Resulullahı gördüm, bana (Allahü teâlânın seni neden üstün kıldığını biliyor musun?) buyurdu  Ben hayır deyince, (Sünnetime tâbi olman, salihlere hizmet etmen, din kardeşlerine nasihat etmen, Ehl-i beytimi ve Eshabımı sevmen sebebiyle bu dereceye kavuştun) buyurdu  Râbia-i Adviyye hazretlerinin tevekkülü o dereceye ulaşmıştı ki; (Gök tunç olsa, yer demir kesilse, gökten bir damla yağmur düşmese, yerden bir bitki bitmese ve dünyadaki bütün insanlar benim çocuğum olsa, Allahü teâlâya yemin ederim ki onlara nasıl bakacağım düşüncesi kalbime gelmez  Çünkü, Allahü teâlâ hepsinin rızkını vereceğini bildirmiş ve üzerine almıştır) derdi  "Bu yüksek derecelere ne ile kavuştun?" dediklerinde; Beni ilgilendirmeyen her şeyi terk ve ebedi olanın yani Allahü teâlânın dostluğunu istemekle buyurdu  | 
|   | 
|  | 
|  |