Gözleri Yıkamalı Başka Şekilde Görmeli |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gözleri Yıkamalı Başka Şekilde GörmeliGözleri yıkamalı başka şekilde görmeli Hakkında Gözleri yıkamalı başka şekilde görmeli GÖZLERİ YIKAMALI BAŞKA ŞEKİLDE GÖRMELİ Efendimiz, Ömer e diyordu ki: Ben sana herkesten daha sevimli olmadıkça iman etmiş sayılmazsın! Ayet de diyordu ki: İman edenler Allah ı daha şiddetle sever! Bilindiği gibi aşk kelimesinin bir anlamı da sevgide ölçüyü aşmak, sınırın ötesine geçmek demektir Her aşk, sevginin dozu çoğaltılmış drajeleridir Bu yüzden her sevgi aşka olamaz; ama aşk mutlaka damıtılmış sevgidir Arifler katında aşka düşen kişinin dört hali vardır: Kabz (tutukluk, sıkıştırılmışlık hissi ve hesaba çekme), bast ( açıklık; zihnin açık, gönlün şen olması), sekr ( sarhoşluk, kayıtlardan ve alakalardan kurtulup yalnızca sevgi ile oluş, onda kendini yitiriş hali) ve sahv (ayıklık, kendinden geçen aşığın yeniden kendine gelmesi) Âşık kabz halindeyken bir türlü davranır, bast halindeyken bir türlü Sekr halindeyken bir türlü konuşur da, sahv halinde belki konuşmayı bile istemez Aşkın en aşkın ve taşkın hali sekrdir Sekr halinde âşık ne yaptığını da ne söylediğini de bilmez Burada bilinçsizlik değil, iradesizlik söz konusudur Belki önce kâmil, ardından vasl ve nihayet fani olmuş bir aşığın özle ve özenilesi hali söz konusudur İşte bu yüzden sekr halindeki aşığa yaptıklarından ve söylediklerinden dolayı sorgu sual caiz olmaz Sarhoşa yalpalama denilebilir mi Belki neden içki içip sarhoş oldun, denilebilir Çünkü sarhoş olduktan sonra kişi kendine hâkim değildir Bilakis aşk ona hâkimdir Aşkın hâkimiyeti insanı sekre sürüklediği gibi, irade de aşkı giderip kişiyi sahv haline döndürür Aşk sekr halindeyken ağızdan çıkan şath (şathiye, paradoksal söylemler, görünüşte küfür ve saçmalık gibi görünen ama yorumlandığı vakit derin anlamları olan sözler) yüzünden sorguya çekilemeyeceği gibi sahv halinde iken de bu söylediğini yalanlamaz Çünkü bunlar aşığı değil bizzat aşkın çıkarımları, sevgide aşırı gitmenin sonuçlarıdır Öyle ki bu ileri gidiş, aşığı maşukta kaybeder, seven ile seveni aynileştirir Seven kendisini sevilende yok edince sevilenin kimliğine bürünür İşte Hallac ın Enelhakk demesi de, Bistami nin Subhani ma azama şani demesi de, hatta Nesime ye atfedilen Leyse fi cübbeti illa llah sözü de, Yunus un Ete kemiğe büründü/Yunus diye göründü dizeleri de bu bakımdan hor görülemez, bu sözlerinden dolayı bu âşıklar sorgulanamaz Belki onlara sorulması gereken soru neden böyle söylediniz değil de neden sırrı açığa vurdunuz biçiminde olmalıdır Çünkü aşk içinde sır gerektir ki, hakikat yolunu göstersin Bu açıdan bakıldığında, onarlın bu sözleri ile La ilahe ill-Allah demek arasında bir fark bulunmaz Ama eğer aynı sözleri sahv halinde iken söylemiş olurlarsa o vakit küfürleri icap eder Nitekim Hallac ın Enelhakk sözü Firavun unun ağzından da çıkmıştır; ama bu defa Ben Hakk ım! yerine Ben Tanrıyım! anlamına bürünmüştür Bütün bunlardan sonra düşünmek ve görmek lazımdır ki, seven de sevilen de yalnızca O dur Sevindirir diye de ummamız işte ondan! İSKENDER PALA |
|