10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Zaman Olur Ki Fakirlik Küfre Yaklaşır - Futuhul Gayb
Zaman Olur ki Fakirlik Küfre Yaklaşır - Futuhul Gayb
Hakkında Zaman Olur ki Fakirlik Küfre Yaklaşır - Futuhul Gayb
Zaman Olur ki Fakirlik Küfre Yaklaşır
Allah´a mutlaka kul olmak isteyen ona iyi inanır Ve her işini O´na teslim eder O kul, bilir ki, rızık babında Allah kefildir Yine okul kanaat getirmiştir ki, kendine ulaşan iyi bir iş, ilâhi fermandan habersiz değildir Her hangi bir fena hal de kaderi ilâhinin iktizasıdır
Bilhassa şu ilâhi vade kopmaz bağlılığı vardır:
- Bir kimse Allah´ın emirlerine bağlı olur ve ondan korkarsa, ona güç yollar kolay olur Bilmediği yerden rızık kapıları açılır Kendisine tam tevekkül edene Allah yeter
İman sahibi daima bu ayeti okur ve manasına göre ruhi inşirah duyar Bolluk devrinde bunu böyle bilir Zaman olur, hikmet icabı bir imtihan belirince derhal sızlanmağa başlar, ağlar, feryad ederse bu hal onun tam bir iman sahibi olmadığını gösterir O kimse bilmez ki, kader-i ilâhi ağlamakla, sızlamakla şekil değiştirmez O zavallının bu acıklı hali Peygamber S A efendimizin:
- Fakirlik zaman olur ki küfre yaklaşır
Hadis-i şerifinin manasına girer
İman sahibi, hangi felaket olursa olsun, sarsılmaz ve maneviyatını bozmaz İyi inanmıştır ki: Herşey muvakkattır Dünya muvakkat olduğu gibi, onun imtihan devresi de muvakkattır Yine kalbini Allah´a bağlayan bilir ki: Allah istediği an kimseden belayı kaldırır Bu Allah´ın lütfudur Bir gün gelir, kendisinin de imtihan devresi biter; afiyet ve bolluğa kavuşur Daima şükreder Hamd eder Sena eder ve bu hal, Allah´a kavuşuncaya kadar sürer  
Bu haller gösterir ki, ilâhi imtihanlar iki yönden tecelli eder Biri; iman sahibinin imanını arttırmak, diğeri ise; zayıf imanlının maneviyatını bozmak Şayet o zayıf imanlı tahammül gösterirse imanı kuvvet bulur
Allah bütün kullarına bir çok yönden bela verir Bu belalar çoğunun felaketine sebep olur Kul, o devrelerde Allah´a tam bağlanmaz, durmadan itiraz eder Allah-ü Taâlâ´yı (haşa) töhmet altına sokmak ister, söver, sayarsa   Bu onun ebedi küfrüne sebep olur ve böylece dünyası ve ahireti berbatlaşır Hakka kavuştuğu zaman ilâhi rahmetten herkesin nasibi olur; ama onun olmaz Çünkü Rabbı ona darılmıştır İşte Peygamber efendimiz bu hale işaret ederek şöyle buyurmuştur:
- Kıyamet gününde en nasibsiz olan, dünyada fakir, ahirette cehennem azabına düçar olandır
Bu halden Allah´a sığınırız Çünkü bu hal felakettir Peygamber efendimiz bu fakirlikten Allah´a sığınmıştır
İkinci şahsa gelince: O, hakkıyla inanmıştır Allah ın birliğine ve O nun yapacağı her türlü eza ve cefaya razıdır Zahirde cefa gibi görünen her halin bir nimet olduğunu iyi bilir Onda tam bir kanaat vardır ki, sevgili kullara kavuşmak için onlar gibi yaşamak lazım Peygamberlere varis olmak için, onların çektiği gibi cefakar olmak gerek Düşünür: Hangi alim, hangi fazıl, hangi hakîm, hangi büyük ve nihayet hangi derviş ve hangi bende cefadan, hangi efendi zordan hâli kaldı   
Ama, ne olursa olsun Allah´a dayanan herkes kurtulur O´na inanmış olan her imanlı dar zamanında daha geniş olur İlâhi kement onların boynundadır Sabır dağları onları içine almıştır Çünkü imanları kuvvetlidir Çünkü kadere razıdırlar
Bu sabır ve imandır ki; onu her an şükür yoluna sevkeder Herşeye muvafakat, kaza ve kadere ve ilâhi hikmete mebni olduğunu sezdiği her şeye boyun eğer Bu yüzden ilâhi rahmetin en büyüğüne erer Gündüzleri onun için bir nur kaynağı, geceler ise bir rahmet sofrası olur Dışı hoş, içi boştur Bu halde devam eder, tâ, Allah´a kavuşuncaya kadar  Hâdi Allah´tır
|
|
|