![]() |
Şeriat Nasıl Gelir Ve Nasıl Yaşanır |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şeriat Nasıl Gelir Ve Nasıl YaşanırŞeriat nasıl gelir ve nasıl yaşanır Hakkında Şeriat nasıl gelir ve nasıl yaşanır Şeriat nasıl gelir ve nasıl yaşanır? Doğru islamiyeti ve İslam layık doğruluğu anlatmak ve yaşamak zorundayız ![]() Birisiyle karşılaşıyorsunuz ![]() ![]() Bir başkasıyla görüşüyorsunuz ![]() ![]() Bu iki farklı adam hakkındaki kanaatiniz aynı oluyor: Bunlar şeriatı bilmiyorlar! Şeriat ne demektir? Şeriat: “Din”, “Allah’ın emri”, “İlâhî emir ve yasaklar” gibi mânâlara geliyor Bir çekirdeğe ağaç olma kâbiliyeti yükleyen, onu meyve verebilecek şekilde programlayan Allah, bu gayenin tahakkukunu birtakım şartlara bağlamış ![]() ![]() İnsanın mahiyeti de o çekirdek gibi ![]() ![]() Akıl, O’nun koyduğu sınırlar içinde düşündüğü takdirde, mârifetullaha eriyor ![]() ![]() Sevgi, korku, şefkat, merhamet gibi hislerden, göze, kulağa, ele, ayağa kadar her şey ancak Allah’ın emir dairesinde çalışmaları hâlinde terakki ediyor, ulvîleşiyor ve ulvî âlemlere yöneliyorlar ![]() ![]() ![]() Hakk’a ermenin ve hakikati bulmanın yolunu, Yunus’umuz ne güzel özetler: Şeriat, tarikat yoldur varana, Hakikat meyvesi andan içerü ![]() Yola girmeden, menzile erişilemez ![]() ![]() Tarikat, nâfile ibadetlerin simgesi ![]() ![]() ![]() ![]() Kısacası, hakikate ulaşmak için öncelikle İlâhî emirlere harfiyen riayet etmek ve bu vadide kalbini daha sağlam, ruhunu daha güçlü kılmak için de nâfile ibadetlere devam etmek gerek ![]() Büyük müceddid İmam-ı Rabbani’yi dinleyelim: “Dilin yalan söylememesi ve doğru konuşması şeriattır ![]() ![]() Büyük İmamın bu güzel misalinden şunu anlamıyor muyuz? Doğru sözlü olmak, Allah’ın razı olduğu güzel bir ahlâk, yâni hakikat ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük imamın bu ifadelerinden hakikate ermenin, bu mutlu neticeye kavuşmanın tarikatsız da olabileceği anlaşılıyor ![]() ![]() ![]() Burada bir tasavvuf tahlili yapmak istemiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dinin temeli, şeriatın esası, insanın yaratılışına dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsana gelince o, hilkat tablosunda apayrı bir manzara sergiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan ihtiyar ve irade sahibi bir varlık ![]() ![]() ![]() ![]() Bu iradenin önüne teklif çıkarılmış, bu iradenin önüne imtihan çıkarılmış ve netice itibariyle bu iradenin önüne cennet ve cehennem çıkarılmış ![]() İşte, şeriat insan iradesinin Allah’ın razı olduğu sahalarda dolaşmasını emreden ve O’nun razı olmadığı sahalardan kaçınmasını ikaz eden bir emir ve yasaklar zinciri ![]() ![]() İnsan iradesinin önünde iki ayrı saha var ![]() ![]() ![]() ![]() Şeriat üzerinde yapılan münakaşaların daha çok bu ikinci grupta merkezleştiğini görüyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her emir gibi bunlara riayet etmeyen de mesul olmakta ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmî hükümler şu üç ana gruba ayrılırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ibadetlerin şeklinde, vaktinde, miktarında farklılıklar var, ama ibadeti emretmeyen, ahlâkı emretmeyen bir hak din göstermek mümkün değil ![]() ![]() Şunu özellikle ifade etmek isteriz: İnsanın yaratılış gayesi, bütün dinlerde müşterek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda yapılan tartışmalarda, muhatabı olan mü’mini İslâm’ın bir kısım emirlerini kabul etmiyormuş gibi göstermek ve onu insafsızca tenkit etmek, tek kelimeyle zulüm olur ![]() ![]() DEVAMI VAR |
![]() |
![]() |
![]() |
Şeriat Nasıl Gelir Ve Nasıl Yaşanır |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şeriat Nasıl Gelir Ve Nasıl YaşanırBütün insanları fakir bir ülke hayal ediniz ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın temel hükümleri, hangi beldede olursa olsun, ferdin uymak zorunda olduğu İlâhî emirlerdir ![]() Devlet yönetimiyle ilgili hükümler de İlâhîdir, onlara inanmak da her mü’mine farzdır; ama onların uygulanmasından sorumlu değildir ![]() “Şeriatta; yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir ![]() ![]() ![]() İslâmî hükümler hakkında getirilen bir sınıflandırmayı da burada nakletmek isterim ![]() ![]() ![]() ![]() Hırsızlık ederse eli kesilir, birisine zina iftirasında bulunursa cezalandırılır ![]() ![]() ![]() Halbuki bu iddia asıl kendileri hakkında geçerli oluyor ![]() ![]() Namazın her rekâtında Fâtiha’yı okuyan ve Rabbinden “sırat-ı müstakime” hidayet talebinde bulunan bir mü’minin, çok dikkatli olması gerek ![]() ![]() Bu noktada düşülen iki aşırılığa kısaca temas edeceğiz: Bazı insanlar, bu asırda İslâmî hükümlerle hükmetmenin mümkün olmadığını iddia ederken, diğerleri de İslâm hükümleriyle hükmetmeyen herkesi, niyetlerine bakmaksızın, hemen küfürle itham ediyorlar ![]() ![]() ![]() Önce birinci yanılmadan söz etmek isteriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın temel şartlarının ihmale uğradığı, ferdî ve ailevî hayatın yanlış esaslar üzerine bina edildiği bir cemiyette, sadece muamelât ve ceza hükümlerinin tatbiki fazla bir fayda sağlamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Şeriatın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine bir misal vermek isterim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmî kardeşliğin son derece zayıfladığı, kişinin kendi öz kardeşine oyunlar oynadığı, tuzaklar kurduğu, devlet malının acımasızca yağmalandığı bir cemiyette, İslâm’ın faiz yasağı icra edilemiyorsa, kabahat o bozulan bünyenindir; ilâcın, yahut gıdanın değil ![]() Gelelim, istikamet sınırlarını aşan ikinci iddiaya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İman gibi küfürde de niyet ve irade şartı vardır ![]() ![]() ![]() Bunu ancak, büyük günah işleyenin kâfir olduğuna hükmeden “Haricîler”, yahut böyle bir kimsenin imanla küfür arasında kalacağını savunan “Mûtezile” iddia edebilir ![]() ![]() Çok dikkatli olmamız gerekiyor ![]() |
![]() |
![]() |
|