Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
birliği, çözümtürk, dünyada, huzur, için, islâm, ortadoğuda, tek

Ortadoğu'da Ve Dünyada Huzur İçin Tek Çözüm:Türk İslam Birliği

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ortadoğu'da Ve Dünyada Huzur İçin Tek Çözüm:Türk İslam Birliği




ortadoğu'da ve dünyada huzur için tek çözüm:türk islam birliği
Hakkında ortadoğu'da ve dünyada huzur için tek çözüm:türk islam birliği




ORTADOĞU’DA VE DÜNYADA HUZUR İÇİN TEK ÇÖZÜM: TÜRKİYE ÖNCÜLÜĞÜNDE İSLAM BİRLİĞİ

Tarih, İslamiyet'in, Ortadoğu'ya adaletli, hoşgörülü, müşfik bir yönetim tarzı sunan tek inanç sistemi olduğunu göstermektedir

Geçtiğimiz 20 yüzyılın en kanlı ve en huzursuz bölgesi Ortadoğu’da içinde bulunduğumuz günlerde yine kan ve gözyaşı hakim Siz bu satırları okurken Ortadoğu bir kez daha çatışmalara sahne oluyor

Özellikle son zamanlarda yaşanan gelişmeler, kamuoyunda tüm bölgeyi içine alabilecek bir savaşın kapıda olabileceği izlenimini oluşturdu Oysa Ortadoğu toprakları bir zamanlar böyle değildi Aksine, Müslümanların tek bir çatı altında birlik olduğu dönemlerde bu bölgede asırlar süren bir istikrar, barış ve huzur dönemi yaşanmıştı Ortadoğu'da 20 yüzyıla kadar süren istikrarın nedeni, bu topraklarda İslam ahlakının hakim olması ve Müslümanların birliktelikleriydi

Son 1400 yıl içinde Müslümanlar Ortadoğu'ya hep birlik, dayanışma barış ve huzur getirmişlerdi Oysa o dönemden sonra bölgede hasretle beklenen barışın inşa edilebilmesi için bugüne kadar yapılan tüm girişimler hep başarısızlıkla neticelendi Bu yazımızda, bu gerçeğin bazı tarihsel örneklerini ele alacağız

Hz Ömer'in Filistin'e Getirdiği Barış ve Adalet

Filistin tarihindeki en büyük dönüm noktası, 637 yılında bölgenin İslam orduları tarafından fethedilmesiydi Bu fetih, asırlardır savaşlara, sürgünlere, yağma ve katliamlara sahne olan, farklı inançlar arasında sık sık el değiştiren ve değiştirdikçe de yeni vahşetler yaşayan Filistin'e, barış ve huzurun yerleşmesi anlamına geliyordu İslam'ın hakimiyeti, Filistin'de farklı toplumların bir arada yaşayabileceği bir çağın başlangıcı oldu Filistin, Peygamberimiz (sav)'den sonraki ikinci halife olan Hz Ömer tarafından fethedildi Hz Ömer'in Kudüs'e girişi, ardından buradaki farklı toplumlara karşı gösterdiği olağanüstü adalet, olgunluk ve nezaket, başlayan güzel dönemin habercisiydi

Müslümanlarla birlikte Kudüs'e ve tüm Filistin'e "medeniyet" geldi Birbirlerinin kutsal değerlerine saygı göstermeyen, anlayışların yerine, İslam ahlakının adil ve mutedil kültürü hakim oldu Hz Ömer'in fethinden sonra Filistin'de asırlar boyu barış ve huzurlu hayat yaşandı Müslümanlar hiç kimseyi zorla İslamlaştırmaya çalışmadılar, ancak İslam'ın Hak Din olduğunu gören bazı gayrımüslimler kendi rızalarıyla İslamiyet'i seçtiler

Haçlı Seferleri Döneminde Selahaddin Eyyubi’nin Adaleti

Haçlı ordusu, Kudüs'ü kendisine başkent yapmış ve sınırları Filistin'den Antakya'ya kadar uzanan bir Latin Krallığı kurmuştu Ancak Haçlıların Filistin'deki hakimiyetleri çok uzun sürmeyecekti Ortadoğu'daki tüm Müslüman emirliklerini birleştiren Selahaddin Eyyubi, 1187'deki Hıttin Savaşı'nda tüm Haçlı Ordusunu bozguna uğrattı

Selahaddin Eyyubi Hıttin'in hemen ardından Kudüs'e girerek 88 yıldır Haçlı işgali altında olan şehri kurtardı Haçlılar, 88 yıl önce Kudüs'ü aldıklarında içindeki tüm Müslümanları öldürmüşlerdi ve bu yüzden bu sefer de Selahhaddin Eyyubi'nin aynı vahşeti kendilerine yapmasını korkuyla bekliyorlardı Oysa Selahhaddin Eyyubi kenttekilerin hiç birine dokunmadı İngiliz tarihçi Karen Armstrong, Müslümanların bu ikinci Kudüs fethini şöyle anlatır:

“2 Ekim 1187'de Selahaddin ve ordusu Kudüs'e fatihler olarak girdiler; gelecekteki 800 yıl boyunca şehir bir Müslüman kenti olacaktı Selahaddin (katliam yapmamak üzere) önceden Hıristiyanlara verdiği sözü tuttu ve şehri yüksek İslami prensiplere göre aldı” (Karen Armstrong, Holy War, s 185)

Bu gerçek, Selahaddin Eyyubi'den sonraki 7 yüzyıl boyunca, özellikle de Osmanlı döneminde ispatlanmaya devam etti

Osmanlı Halifelerinin Adaletli Yönetimi

1514 yılında Yavuz Sultan Selim'in Kudüs'ü ve civarını fethi ile birlikte, Filistin'de yaklaşık 400 yıl sürecek Osmanlı yönetimi başladı Bu dönem, Osmanlı'nın diğer eyaletlerinde olduğu gibi, Filistin'de de barışı ve istikrarı sağlayacaktı

Ortadoğu’nun bu dönemlerinde Osmanlı'nın kurduğu idarenin Kuran ahlakına uygun olması kuşkusuz önemli bir gerçektir Pek çok tarihçi ve siyaset bilimci de bu gerçeğe dikkat çekmektedir Bunlardan biri de, dünyaca ünlü Ortadoğu uzmanı Prof Dr Edward Said idi Kudüslü Hıristiyan bir aileden gelen ve Amerikan üniversitelerinde çalışmalar yapmış olan Edward Said, kendisiyle yapılan bir röportajında, Ortadoğu'da kalıcı bir barışın inşa edilebilmesi için "Osmanlı Sistemi"ni önermişti Said'in yorumu şöyleydi:

“Osmanlı’nın uyguladığı sistem, şu an sahip olduğumuzdan çok daha insancıl gözükmektedir” (1882000, Ha'aretz Gazetesi; MiddleEastOrg, Ağustos 2000)

İslamiyet’teki Adaletin Kaynağı: Kuran Ahlakı

Osmanlı İmparatorluğu'nun ve diğer Müslüman devletlerin son derece adil ve insancıl yönetimler kurmasının temel nedeni, Kuran'da bu şekilde bir yönetimin emredilmiş olmasıdır Hz Ömer'in, Selahaddin Eyyubi'nin, Osmanlı padişahlarının ve daha nice Müslüman hükümdarın (bugün Batılılar tarafından da kabul ve takdir edilen) bir merhamet, adalet ve kararlılık göstermelerinin nedeni, Yüce Rabbimiz’in Kuran'daki emirlerine olan sadakatleriydi İslam ahlakına uygun yönetim anlayışının temelini oluşturan bu emirlerin bazıları şöyledir:

“Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah, işitendir, görendir” (Nisa Suresi, 58)

“Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır” (Nisa Suresi, 135)

İslam tarihinin adaletli, müşfik, mütevazı ve olgun hükümdarlarla dolu olması, Allah'ın Müslümanlara Kuran'da bildirdiği üstün ahlaktan kaynaklanmaktadır Müslüman bir yönetici Allah'tan korktuğu için, kendisine verilen hiçbir imkan ve iktidar onu dejenere etmez, şımartmaz, kibirlendirip zalimleştirmez

Ortadoğu'da Barış Nasıl Sağlanır?

Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeden çekilmesiyle bitmiş olan “Osmanlı Barışı” bugün hala telafi edilebilmiş değildir Ancak şu anda özellikle Filistin’de barış ve huzurun bir an önce kurulması zorunludur Buradaki yaşama şartları her geçen gün güçleşmekte, yaşanan sıkıntıların dozu giderek artmaktadır Masum bir halkın tüm haklarını elinden alarak ve onları açlığa ve yokluğa mahkum ederek kurulacak bir barış adaletli olmayacaktır Daha da önemlisi böyle bir barış gerçek anlamda bir barış değildir Çünkü böyle bir barış güvenlik ve huzuru hakim kılamaz, tam aksine karmaşa ve kaosun artmasına neden olur Topraklarından çıkarılan tüm insanların razı olacağı bir ortamın hakim olması ise ancak adaletin, eşitliğin ve insan haklarının her yönüyle gözetildiği bir barış planı ile mümkün olabilir

Bölgedeki vahim durumu gazetelerden ve televizyonlardan takip etmek durumunda olan bizler için hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam etmenin sorumluluğu, kuşkusuz büyük olur Bu yüzden bizlerin sorumluluğu, tüm dünyayı Allah'a iman etmeye, din ahlakının getirdiği güzellikleri yaşamaya davet etmek ve Kuran ahlakının karşısında yer alan din düşmanı ideolojilerle fikri bir mücadele yürütmektir

Müslümanlar olarak temennimiz, akan kanların durması ve Ortadoğu'ya barış gelmesidir Allah'ın izniyle barışın gerçekleşmesinin vesilesi ise, Hz Mehdi önderliğinde islam birliğinin kurulması olacaktır

Ortadoğu'da Barışın Tesis Edilmesine Hz Mehdi Vesile Olacaktır

Peygamberimiz (sav)'in Ahir Zamanı anlatan hadislerine genel olarak bakıldığında dikkati çeken ortak nokta, Hz Mehdi çıkıncaya kadar Ortadoğu topraklarında karışıklıkların, fitnelerin ve büyük olayların yaşanacağıdır Bu konuyla ilgili hadislerden biri şu şekildedir:

“Şam’da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir Gökten çağırıcı bir melek ’Hz Mehdi emirinizdir Hz Mehdi Halifenizdir’ demedikçe de fitneler bitmez” (Mustafa Reşit Filizi, Risalet-ül Huruc-ül Hz Mehdi, s 63)

Hz İsa ile birlikte yeryüzünde bulunacak olan Hz Mehdi’nin çıkışı öncesinde Şam bölgesinde büyük karışıklıklar olacağı hadisten anlaşılmaktadır Şam, Arapçada kelime manası olarak ’sol’ anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder Dolayısıyla bu hadis Ortadoğu bölgesinde halen devam eden çatışmaların kimi zaman azalıp kimi zaman artacağına ve ancak Hz Mehdi çıkınca tam anlamıyla sona ereceğine işaret etmektedir Ayrıca, Hz Mehdi’nin çıkışı ile beraber Müslümanların onun etrafında birlik olmasıyla kurulacak İslam Birliği de Allah’ın izniyle bu sorunların tamamının çözümüne vesile olacaktır (En doğrusunu Allah bilir)



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.