Amel Defterleri Soldan Verilenler |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Amel Defterleri Soldan VerilenlerAmel defterleri soldan verilenler Hakkında Amel defterleri soldan verilenler Amel defterleri soldan verilenler Vakia suresi (41-56) 41- Defterleri soldan verilenler vay gele başlarına! 42- Onlar gözeneklerine işleyen kavurucu bir rüzgar önünde ve kaynar su içinde, 43- Kara ve boğucu bir dumanın gölgesi altındadırlar 44- Ne serinliği ve ne de okşayıcılığı var 45- Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı 46- Büyük günahı (Allah'a ortak koşmaya) işlemekte ısrar ediyorlardı 47- "Ölüp toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz yeniden mi diriltileceğiz?" 48- "Eski atalarımız da mı?" diyorlardı 49- De ki: "Öncekiler de, sonrakiler de" 50- "Belirlenmiş bir gününün randevusunda bir araya getirileceklerdir" 51- Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar, 52- Size kesinlikle Zakkum ağacının meyvası yedirilecektir 53- Onunla karınlarınız doldurulacaktır 54- Üzerine de kaynar su içeceksiniz 55- Onu, içtikçe susayan develer gibi içeceksiniz 56- Onlar hesap günü işte böyle ağırlanacaklardır Defterlerisağdan verilenlerin "gölgeleri kesintisiz" ve "suları gürül gürülakışlı" iken buna karşılık defterleri soldanverilenler "Gözeneklerineişleyen, kavurucu bir rüzgar önünde ve kaynar su içindedirler; Neserinliği ve ne de okşayışı olmayan kara ve boğucu bir dumanın gölgesialtındadırlar" Burada da gölge var Fakat bu gölge "kara ve boğucu birdumanın gölgesi"dir Buna gölge denmesi alay ve istihza amacı iledir Ogölgenin "serinliği ve okşayışı" yoktur Bu sözde gölge, içinegirenlerin nefeslerini tıkayan, genizlerini yakan bir zifirikaranlıktır Bu nefes kesici baskı, adamların davranışlarına uygundüşen bir cezadır "Çünkü onlar varlık içinde azıtmışlardı: ' Bu nefeskesici baskı o azgınlar için kim bilir ne can yakıcıdır! Yine onlar"Büyük günahı (Allah'a ortak koşma suçunu) işlemekte ısrarediyorlardı" Ayetin orjinalinde geçen ve sözcük anlamı ile "sözündencaymak" demek olan "hıns" sözcüğü burada suç anlamına gelir Sözüedilen suç, Allah'a ortak koşma suçudur Bu sözcük aracılığı ileadamların verdikleri sözü bozduklarına değinilmek isteniyor Verdiklerisözden maksat, yüce Allah'ın kendisine inanacakları, birliğinionaylayacakları yolunda fıtratlarından almış olduğu taahhüttür Ayrıcabu adamlar "Ölüp toprak ve kemik yığını olduktan sonra biz yeniden midiriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?" Diyorlardı" " Evetyapıyorlardı, ediyorlardı Sanki adamların içinde bu ayetlerle muhatapoldukları dünya sanki arkada kalmış, sona ermiş, geçmiş olmuşSanki şuanda bu sahne ve burada tasvir edilen azap yaşanıyor Ayetin üslububize bu izlenimi veriyor Çünkü dünyanın tüm ömrü bir göz kırpma süresikadar ve asıl içinde yaşadığımız zaman, ölümden sonra varacağımızalemdir, ahirettir Burada tam yeri gelmişken Kur'an, dünyaya dönerek inkarcıların yukardaki sözlerine cevap veriyor Okuyalım: "De ki: `Öncekiler de, sonrakiler de belirlenmiş bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir" O gün şu anda içinde bulunduğunuz, sahnelerini seyrettiğiniz, bol tanıklı gündür Birsonraki ayette yine inkarcılara dönülerek onları bekleyen akıbetinanlatılmasına devam ediliyor, yapılan tasvirlerle azgınlarınçarpılacakları azabın tablosu tamamlanıyor Okuyalım: "Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar, size kesinlikle zakkum ağacının meyvası yedirilecektir" Zakkumağacının ne olduğunu hiç kimse bilmiyor Ona ilişkin tek bilgimizşudur: Yüce Allah, başka bir surede bu ağacın tomurcuklarının şeytanınbaşına benzediğini belirtiyor Gerçi hiç kimse şeytanın başınıgörmemiştir Fakat sadece sözü bile insana çok şeyler anlatıyorÜstelik "zakkum" sözcüğü, tırmalayıcı ses yapısı aracılığı ile insanınzihninde yapışkan, sert, tırmalayıcı batıcı bir imaj uyandırıyorİnsanbu sözcüğü telaffuz ederken avuçlarının, hatta gırtlağınıntırmalandığını hissediyor Zakkum ağacı, defterleri sağdan verilecekolanlara sunulacak olan "dikensiz sedir ağaçları" ile "meyva yüklü muzağaçları"nın karşılığıdır Zakkumağacının meyvaları şeytan başı gibi olmalarına rağmen bu inkarcılar"onunla karınlarını dolduracaklardır" Çünkü çok açtırlar, çektiklerisıkıntı dayanılır gibi değildir Bu dikenli acı meyva adamları hemensuya doğru koşturuyor Gırtlaklarını yumuşatma ve karınlarınınhararetini söndürme ihtiyacını doğuruyor "Üzerine de kaynar suiçeceksiniz" Hemen suya yumulurlar "Onu içtikçe susayan develer gibiiçeceksiniz" Susuzluk nöbetine tutulan, bir türlü suya kanmayandevelere döneceklerdir "Onlar hesap günü işte böyleağırlanacaklardır" "Ağırlanma" dinlenmeyi, rahatlamayı ve huzuruçağrıştırır Fakat defterleri soldan verileceklerin ağırlanmalarıböylesine huzursuz ve rahatsız edici olacaktır İşte onların o günküağırlanmaları böyle olacaktır Hani o kuşku ile karşıladıkları, sorukonusu yaptıkları ve hakkında Kur'an'ın verdiği bilgilerionaylamadıkları gün Üstelik yüce Allah`a ortak koşuyorlar, O'nun bubol tanıklı güne ilişkin tehdidini umursamıyorlardı Kimi insanları alçaltırken kimilerini yükseltecek olan kıyamet gününün akibetlerinin ve yeni değerlerinin gösterisi burada noktalanıyor Aynızamanda surenin ilk bölümü de sona eriyor |
|
|
|