Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuk, diş, ergenlik, göz, kekemelik, sağlığı, sorunları, sorunlarıhavale, tembelliği

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



ÜYELİK >>>



Astımın iki ayrı özelliği vardır Bunlardan birincisi alerjik olup olmamasıdır Çocukluk çağı astımında % 50-80 arasında alerji saptanır Ancak astımın asıl önemli olan astımlı çocuğun küçük ve orta çaplı bronşlarında mikrobik olmayan kronik iltihaba bağlı bir aşırı duyarlılık reaksiyonu vardır

Bu bronş her çevresel uyarana (en sık nezle, grip gibi viral enfeksiyonlar ve ayrıca sigara dumanı, ısı değişiklikler, …) hızlı bir bronş kasılması ile cevap verir Ancak bu iltihabı olayın mutlaka alerjik olması gerekmez Eğer bir çocuğa yapılan alerji deri testleri veya kan testleri ile saptanmış bir alerjen varsa ve bu klinik bulgularla uyumlu ise alerjik astımdan bahsedilir Belki “alerjik bronşit” de denilebilir ancak bu astım tanımı için kullanılacak yeterli bir terim değildir Maalesef bir çok çocuk hekimi bunu kullanmaktadır



Buraya kadar anlatıldığı gibi hırıltılı nefes alıp vermesi olan bir çocuk mutlaka hekime başvurmalıdır Bu tabiki acil bir başvuru olacaktır İlk atak tedavi edildikten sonra 3 yaş altındaki bir çocuk için bronşiolit ön planda söz konusudur Bu yaş grubunda eğer 3 kez ve üstünde hırıltılı nefes alma atağı olan yada bir atağı 2 haftadan fazla sürmüş olan çocuklar mutlaka bir çocuk alerji veya çocuk göğüs hastalıkları uzmanınca görülmelidir Ancak yineleme söz konusu değilse bu hasta bir çocuk uzmanı tarafından izlenebilir Bu yaş grubundaki hırıltılı nefes alma atakları çoğunlukla selim seyirlidir ve geçer 3 yaş üstünde başlayan hırıltılar ise daha çok tekrarlama ve uzun süre devam eğilimindedir Hele 6 yaş ve üstünde hırıltılı nefes alma yakınması varsa astım olasılığı en yüksek olan çocukları oluşturur Bu nedenle 3-6 yaşa arasında başlayan hırıltılı nefes alma yakınmalarında şiddetle astım ayrılmalıdır Tabiki aynı hırıltılı nefes almaya neden olan bir çok durum vardır ki bu nedenle çocuk alerji yada çocuk göğüs uzmanına başvuru önerilir Çocuğun tüm hastalıkları ve gelişimi erişkinden farklı olduğu için yenidoğan döneminden 17 yaş bitimine kadar tüm çocuklar çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanınca görülmelidir Hastalık konusunda tam bir teşhis koymak içinse çocuk alerji yada çocuk göğüs uzmanına hasta çocuk hekimi tarafında gönderilmelidir Çünki doğru teşhis, uygun tedavi, uygun ilaç kullanım tekniği, düzenli izlem ve bunları sağlamak için yapılacak aile eğitimi hastalığın akibetini şüphesiz biçimde iyi yöne sevk edecektir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Ateşli Çocuğa Duş Aldırmayın

Ateşlenen çocuğa yaptırılan soğuk duşun beyindeki ateşi yükselttiğini biliyor muydunuz? Çocuklarda görülen ateşin düşürülmesi için öncelikle çocuğun günlük elbiseleri çıkarılarak, ince bir giysiyle bırakılması gerektiği ifade edildi Ilık su ile yıkamak veya ılık suyla ıslatılmış pamukla vücudu silmenin yararlı olabileceği ancak, soğuk duş ya da alkol uygulamasının yapılmaması gerektiğinin altı çizildi Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı Doç Dr Kürşad Aydın, özellikle 6 ay ile 3 yaş arası çocuklarda görülen yüksek ateşin, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, ateşli havaleye neden olabileceğini belirtti

Ailelerin, çocuklarında görülen ateşlenmeyi önemsemesi gerektiğini ifade eden Doç Dr Aydın, “100 çocuktan 2 ile 5’i ateşli havale geçirir Ancak yakın akrabalarda ateşli havale görülen kişi, bebeğini önceden muayene ettirip tedbirini almalıdır” dedi

Çocuklarda görülen ateşin düşürülmesi için öncelikle çocuğun günlük elbiseleri çıkarılarak, ince bir giysiyle bırakılması gerektiğini ifade eden Doç Dr Aydın, şunları kaydetti:

“Oda sıcaklığı 18-20 derece olmalıdır Koltuk altı ateşi 38 derecenin üzerinde ise hemen ateş düşürücü şurup verilmelidir Ateş düşmediği takdirde, 4-6 saat arayla yeniden ateş düşürücü şurup verilebilir Havale için en riskli dönem olan 6 ay 3 yaş arası çocuk bulunan evlerde, ateş düşürücü şurup eksik edilmemelidir Ilık su ile yıkamak veya ılık suyla ıslatılmış pamukla vücudu silmek yararlı olabilir Ancak, soğuk duş, alkol uygulaması yapılmamalıdır

Soğuk duş, vücudun dış kısımlarındaki kanın beyne akım etmesine ve beyindeki ateşin daha da yükselmesine neden olur Bu önlemlere rağmen ateşin düşmemesi durumunda, bebek en yakın sağlık kuruluşuna götürülüp çocuk hekimine muayene ettirilmelidir

Çocukların Dişleri Neden Çürüyor?

Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle çürümeye daha yatkınlardır, daha kolay ve hızlı çürürler
Çocuklar, çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar Olayı ancak dayanılamayacak kadar ağrı olmasında fark ederler ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir

Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler Çocuğun el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu diş fırçalama alışkanlığını belirler
Özellikle annelerin sıklıkla yaptığı bir hata da emzik ya da biberonu şeker, reçel vb gibi gıdalara batırarak çocuklara vermeleri veya uyku aralarında şekerli süt, meyve suyu gibi gıdalara alıştırmalarıdır Böylece beslenme düzensizliğinden dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir

Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı yada ilaç henüz geliştirilemedi Ancak, çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmaktadır, bunlardan birisi; "fissür örtücü" dediğimiz malzemedir Diş çürükleri genellikle azı ve küçükazı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen oluklarda başlar Bahsettiğimiz malzemeyle olukların üzeri kapatılıp, o bölgeye mikrop, yemek artığı vs nin sızması engellenerek çürük başlaması önlenir Bu işlem, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçükazı dişlerine de uygulanabilir
Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır Dişlere yüzeysel florür uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır
Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır Bunların yanında aşağıdaki gibi bir görüntü, hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara yol açmaktadır

Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar
Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir
Süt dişlerindeki çürükler ; ağrı ile çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir Ayrıca bu çürükler süt dişlerinin çok erken kaybına neden olabilir
Çocuklarda dişlerin zarar gördüğü kazalarda zaman kaybetmeden müdahalede bulunulmalıdır Doğru tanı konması çok önemlidir Bunun için hekiminiz size, kazanın ne zaman ve nerede olduğunu, darbenin ne taraftan geldiğini, kaza sonrası baygınlık, kusma, hafıza kaybı vb olup olmadığını soracaktır Verilen bilgiler doğrultusunda en doğru tedavi uygulanabilecektir
Çocuklardaki diş yaralanmaları, bazen kalıcı dişin tamamıyla yuvasından ayrılmasına sebep olabilir Bu durumda çıkan diş ile birlikte acilen dişhekiminize gitmelisiniz Bu esnada diş, bir bardak sütün içinde, eğer süt mevcut değilse, temiz bir su içinde muhafaza edilmelidir
Bebeklerde ağız bakımı
Bebeklerin, en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı, kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir
Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır
Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir Parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2 – 2,5 yaşına kadar izin verilebilir Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılarak 3 – 6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka giderilmelidir
Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa (bu durum uykuda daha iyi anlaşılır) muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır
Çocuklarda diş fırçalama ne zaman başlamalıdır?
Bebek 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur
Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur
Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir Bu nedenle fırçalamadan sonra Anne-Babanın kontrolü iyi olur
Çocuklar için nasıl bir diş fırçası seçilmeli?
Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçaları kullanılmalıdır Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değildir Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz Fırça kılları aşınır aşınmaz (Ortalama 6 ay) mutlaka değiştirilmelidir

Çocuğuma dişlerini günde kaç kez fırçalatmalıyım?
Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir Her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Televizyon ve Çocuk

Televizyon günümüzün en önemli iletişim araçları arasında yer almaktadır Eğitici, öğretici olmasının yanı sıra, eğlendirici özelliğiyle de ilgi çekmektedir Televizyonun etkileri nasıl ve ne derecede kullanıldığı ile ilişkilidir Önemli olan televizyonun seyredilmemesi değildir Anne-babanın çocuğa kısa süreli ve denetimli televizyon izletmesi, doğru ve uygun programlar seçerek çocuğu bu programları izlemesi için yönlendirmesi çok önemlidir
Çocuğa Olumlu Televizyon İzleme Alışkanlığı Kazandırmak İçin Yapılabilecekler

* Çocuğun televizyon karşısında geçirdiği süre günde en fazla 1-2 saati aşmamalıdır Çocuk üç yaşından küçükse izleme süresi 20 dakikayı geçmemesi daha uygundur
* Anne-baba çocuğun televizyon izlemesi konusunda bir plan yapmalıdır Bu planda çocukla bir günde kaç saat, bir haftada kaç gün, hangi programları izleyeceği konularında birlikte karar almalıdır
* Televizyon planlanan programa uygun olarak açılmalı, program bittiğinde kapatılarak, çocukla program hakkında konuşulmalıdır Bu yaklaşım çocuğun izlediklerinden daha çok faydalanmasına yardımcı olacaktır
* Anne-baba televizyonu çocukla birlikte seyretmelidir Çocuğu bilinçli bir televizyon izleyicisi yapmak için, programın içeriği ile ilgili bazı temel bilgileri verip, çocuğun sorduğu sorulara cevap vermelidir
* Çocuğa izlediğinin yalnızca bir film, hikaye olduğu anlatılmalıdır Örneğin: Süpermen'in gerçekte uçmadığı, rol gereği uçtuğu söylenmelidir
* Anne-baba çocuğun televizyon seyredip, seyretmemesine programın ya da çizgi filmin çocuğa uygun olup, olmadığına kendileri karar vermelidir Çocuk için uygun olmayan programı neden izlememesi gerektiği çocuğa açıklanmalıdır
* Sürekli kanal değiştirmek küçük yaştaki çocuğun konsantrasyonunu bozduğu için anne-baba, çocuğun sürekli kanal değiştirmemesine dikkat etmeli, kendileri de bu davranışı yapmaktan kaçınmalıdır
* Televizyon ortak seyredilebilecek bir odaya konulmalıdır Evdeki diğer odalara televizyon (özellikle yatak odasına) konulmamasına dikkat edilmelidir Televizyon konulan odadaki eşyalar televizyonu merkez yapmayacak şekilde düzenlenmelidir
* Çocuğa televizyon seyrettirilmesi veya seyrettirilmemesi ödül ya da ceza olarak kullanılmamalıdır
* Anne ev işeriyle uğraşırken çocuğu televizyondan başka uğraşlarla ilgilenmesi için yönlendirmelidir
* Anne-baba çocuğun televizyon seyretmesi yerine, arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, oyun oynaması, resim yapması, spor yapması, kitap okuması, şarkı söylemesi gibi ev içi ve ev dışı aktiviteleri desteklemelidir Çocuk bu aktivitelere yönlendiğinde övülmeli, taktir edilmelidir
* Anne-baba televizyonu, çocuğun uslu durması, ağlamaması için kullanmamalıdır
* Anne-baba çocuğun reklamlarda görüp, istediği ancak ona uygun olmayan maddelerin neden alınamayacağını çocuğa anlatmalıdır
* Anne-baba çocuğa ne şekilde televizyon seyretmesi gerektiği konusunda açıklama yapmalı, sürekli yüz üstü ya da çok yakından izlemesinin sağlığa zararlı olacağını anlatmalıdır
* Anne-baba televizyon seyretme konusunda fikir birliğiyle hareket ederek, tutarlı olmalıdır
* Anne-baba televizyon seyretmek yerine kitap okuyarak, müzik dinleyerek, spor yaparak bir hobi ile ilgilenerek, çocuğa bu konuda iyi bir örnek olmalıdır

Uygun Olarak İzletilmeyen Televizyonun Çocuk Üzerindeki Olumsuz Etkileri

* Televizyon çocuğu şiddete yöneltebilir Çocuk şiddeti günlük yaşamın bir parçası olarak kabullenebilir Problem çözmede şiddeti çözüm yolu olarak kullanabilir
* Televizyondaki programların bir çoğunda konuşma dili sıkça yanlış, argo ve yabancı kelimelere özentili olarak kullanıldığı için, çocuğun dil gelişimi olumsuz etkilenebilir
* Çocuk televizyonu tek başına izlediğinde, televizyonun sunduğu her şeyi gerçekmiş gibi kabul edebilir Televizyona soru soramadığı için bu durum çocuğun bir süre sonra düşünmesini, eleştirmesini engelleyebilir
* Çocuğun aşırı televizyon izlemesi, kitap okuma, spor yapma, müzik dinleme, resim yapma, arkadaşlarıyla oyun oynama gibi olumlu faaliyetlerden, hatta yemek yemekten bile alıkoyabilir
* Çocuğun televizyon karşısında uzun süre kalması, çevreyle ilgisini azaltabilir, konuşmasında gecikmeye neden olabilir
* Çocuğun televizyon karşısında uzun süre kalması, yatma saatini geciktirip, çocuğun uyku problemi yaşamasına sebep olabilir
* Çocuğun televizyon karşısında uzun süre kalması, hareketsizleşmesi sonucunda şişmanlamasına ve sürekli yorgunluk hissetmesine neden olabilir
* Uzun süre yere yüzükoyun yatıp, dirseklerini yere dayayarak kıpırdamadan televizyon seyreden çocuk, eklem rahatsızlıklarına yakalanabilir
* Tüketime ve para harcamaya özendiren reklamlar, çocuğun reklamda gördüğü yiyecekleri, oyuncakları istemesine neden olabilir Bu istekler, aileye ekonomik açıdan zarar verebilir

Çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde önemli bir etkiye sahip olan televizyonun denetimli olarak seyrettirilmesinin olumlu, gelişi güzel seyrettirilmesinin ise olumsuz etkileri vardır Özellikle anne-baba televizyon seyretme konusunda çocuğa iyi bir model olmalıdır Anne-baba sürekli televizyon izleme yerine, çocukla ilgilenir, ona sevgisini gösterirse, çocukla aralarındaki bağın güçlenmesini sağlayacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocuğunuzda dikkat eksikliği var mı?

Çocuğu okula yollayan anne,baba her şey normal zannederken günün birinde okuldan bir telefon alır ve okula çağrılır Nörolog Doç Dr Serdar Dağ, Mynet okurları için yazdı
Ana okulunda ve büyük çoğunluklada ilkokul birinci sınıfta çocuğun öğretmeni veya rehberlik öğretmeni tarafından fark edilen dikkat eksikliği, çocuğun annesini, babasını, öğretmenini ve en çokta çocuğun kendisini etkileyen psikolojisini ve güven duygusunu bozan bir durumdur
Çocuğu okula yollayan anne,baba her şey normal zannederken günün birinde okuldan bir telefon alır ve okula çağrılır Okulda anneye ve babaya;çocuğun dikkat eksikliği olduğu derslere kendini veremediği,yerinde duramadığı, kelimeleri ve heceleri yazamadığı, arkadaşlarına göre yazısının çok geri olduğu vs söylenir
Bazen de, ebeveynlere çocuklarında dikkat eksikliğinin yanı sıra,hiperaktivitenin olduğu çocuğun yerinde duramadığı daima taşkınlık yaptığı söylenir
Her iki durumda da; çocukların doktor ve eğitmenlerden yardım alması önerilirAnne ve babalar bu durun karşısında şoke olurlar ve bu durumu kabullenmekte zorlanırlar Özellikle çocukta yalnızca dikkat eksikliği varsa,çocuk hiperaktif değilse;bu durumun kabullenmesi zorlaşır Bundan sonra ne yapılması gerekir? Bu anne babalar için en önemli soru ve sorundur Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin çözümü anne babanın okuldaki öğretmeni ve uzman doktoru koordineli çalışmasına ve dayanışmasına bağlıdır Bu üçlü gruptan birisinin ihmalkarlığı çocuğun tedavisini olumsuz etkiler
Öncelikle; çocukta herhangi bir beyin ve sinir hastalığının olmadığı uzman bir hekim tarafından kanıtlanmalıdır Bazı epilepsi türleri (sara hastalığı) doğumda oluşan ve fark edilemeyen beyin hasarları,bazı metobolik hastalıklar vs dikkat eksikliğine neden olur Gerekliği görülen tüm tetkikler yapılarak çocukta dikkat eksikliğine neden olabilecek herhangi bir hastalığın olmadığı kanıtlanmalıdır Çocukta altta yatan bir hastalığın olmadığı kanıtlandıktan sonra; çocukta ne tür bir dikkat eksikliği olduğu anlaşılmalıdır
Çocuklarda görülen dikkat eksikliği türlerini şu şekilde sıralayabiliriz
1 Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip;
2 Dikkat eksikliği hiperaktivite (aşırı hareketlilik) ile beraber görüldüğü tip
3 Dikkat eksikliği,hiperaktivite ve dürtüselliğin bir arada görüldüğü tip
Bu kavramları kısaca özetlemek gerekirse;
Dikkat eksikliği; Dikkatini ayrıntılara verememe, okul ödevlerinde,derslerde ve diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapma, dikkatin dağılması verilen işin ve görevin tamamlanmaması, dış uyaranlara dikkatin hemen dağılması, kendisiyle konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi hissedilmesi belirtilerini içerir

Bu çocuklarda takıntılarda çok olurBelli eşyalara bağımlı olurlar Tüm bunlara rağmen bu çocukların zekaları NORMAL dir Dikkat eksikliği olan bu çocukların sezgileri genellikle çok gelişmiştir Sıra dışı olaylardan hoşlanırlar Düzenli ortamlara ihtiyaç duyarlar Dikkat eksikliği olan çocuklardaki en büyük sorunlardan bir taneside ERTELEME dir İstemedikleri olayları özellikle ders çalışmayı devamlı ertelerler
Yukarıda çok kısa bahsettiğim belirtiler dikkat eksikliğinde sorulan belirtilerdir Çocuğun durumunu iyi gözlemlemek, doğru tedavi ve eğitimle bu sorun kesinlikle çözülürDoktor tavsiyesiyle ilaç tedavisi, aile ve okul işbirliği ve gerekirse özel eğitimle sorun kontrol altına alınır Dikkat eksikliği tedavisinde en etkili yöntemlerden biride yapmaktır Spor yapmak, enerjinin fazlasını kullanmayı,dikkati toplamayı arttırır
Çocuklarda dikkat eksikliği olan anne babalar durumu kabullenmeli, doğru tanı koydurup,üstlerine düşen görevleri yerine getirmelidir

Nörolog Doç Dr Serdar Dağ

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



ERGENLİK

Ergenlik yaşamın büyük değişimler içeren en zorlu dönemidir

Çocukluktan erişkinliğe geçiş süreci olan ergenlik, buluğ ile başlayıp (erkeklerde ortalama 13, kızlarda ortalama 11 yaş) erişkinliğe kadar sürer Erişkinliğin yaşı kültürden kültüre değişmekle birlikte, kişinin ailesinden bağımsız bir yaşam sürebildiği yaş olarak belirtilir

Bu süreçte ergen (=genç) sürekli değişim ve büyüme içindedir Fiziksel özelliklerdeki çok çabuk ve belirgin değişim büyüme hormonlarındaki salgılamanın yoğun artışı ile ilintilidir Hormon değişimleri buluğdan birkaç sene önce başlar Hypophysis cerebri'nin (pituitar bezi) anterior lob tarafından salgılanan büyüme hormonu buluğdan itibaren ortalama iki sene içinde boyu oldukça hızla uzatarak neredeyse erişkin boy seviyesine getirir Bu büyüme kızlarda erkeklerden daha önce oluşur Bu kızların erkeklerden daha erken cinsel olgunluğa eriştiğinin göstergesidir Kızlar cinsel olgunluğa menstrasyon (adet görme), erkekler de meni üretimi ile girerler Bu gelişimi yöneten ana hormonlar erkeklerde androjen, kızlarda ise östrojendir Bu hormonlar aynı zamanda cinsel gelişim ile ilintili olan erkeklerde yüz, vücut ve pübik tüylerinin gelişmesine, ses kalınlaşmasına; kızlarda ise pübik ve vücut tüylerinin ve göğüslerin büyümesine ve kalçaların genişlemesine neden olur Fiziksel değişiklikler fizyolojik uyum ile bağlantılıdır Araştırmalar erken olgunlaşanların geç olgunlaşanlardan daha iyi uyum sağladığını göstermektedir

Bu süreçte gençlerin duygudurumlarının salgılanmaya başlayan hormonlar nedeniyle oldukça karmaşık, değişken olduğu, gençlerin de kırılgan ve/veya saldırgan olduğu genel geçer bir gerçektir

Oluşan bu fiziksel değişimler, cinsel dürtünün yükselişinde de çok önemli bir rol oynar Ancak cinsel dürtünün doyurulmasının halen birçok kültürde tabu olması ve cinsellikle ilgili bilgilenmenin halen çok minimal olması nedeniyle, özellikle bizim gibi konservatif toplumlarda kızlarda genellikle oral fonksiyonlarda artış (çok konuşma, çok yemek yeme, sigara alışkanlığı - sigara alışkanlığındaki sosyal faktörler - vb), erkeklerde de genellikle saldırganlığın yükselmesi

çok yaygındır

Ergenlik, duygudurumda da yoğun baskıların yaşandığı bir süreçtir Ancak duygusal baskı baş edilemeyecek bir durum olmamasına rağmen kültürel yaklaşımlarla çok bağlantılıdır

Entellektüel fonksiyonlarda ergenlikte büyük değişimler olmaz Karmaşık problemlerin çözüm becerisi yavaş yavaş gelişir Bu gelişim alınan öğrenimle doğru orantılıdır

Ergenliğin bağımlı bir çocuktan bağımsız bir erişkinliğe ulaşmak için en önemli yaşam süreci

olduğu bir gerçektir

Erikson ergenlik sürecini etkin positif ego kimliğinin son oluşum aşaması olarak görür ve böylece geleceğin, bilinçli bir yaşam planının parçasına dönüştüğünü ifade eder

Ergenlik yaşamdaki dönüm noktasıdır Bu dönemle, gelecek yeni bir biçim alır Bu süreç büyüme için çok büyük önem taşıyan pozitif özalgılamayı besler

Çoğunlukla gördüğümüz tablo bu süreçte ebeveynlerin ve öğretmenlerin hazırlıksız olduğu ve ergeni bu sürece sağlıklı biçimde bilgilendirerek hazırlayamadıklarıdır

Bu süreçte gençler farklı düşünüp farklı hissederler Aile dışındaki arkadaş ilişkileri sıklaşır ve yakınlaşır Aile ilişkilerinde de değişimler yaşanır Gençlerin gözünde aileleri artık 'en önemli' olmaktan çıkar ve aile dışındaki yaşam hızlanır Gençlerin kendi görüşleri geliştikçe aile içi çatışmalar başlar Bu süreçte telefon görüşmeleri gençlerin önemli bir sosyallik aracıdır Yıllar geçip teknoloji ilerledikçe, telefonun yerini 'chat'ler ve ‘sms’ler almıştır Tüm bunlar aileleri sinirlendirebilir; ancak unutulmamalıdır ki, bu iletişim araçları gençlerin kendilerini tanımaları ve ailelerinden farklı kişilerle sosyal ilişki içine girmeleri için çok önemli adımlardır Bu süreçte giyim, dış görüntü ve özellikle markalar önem kazanır Gençler, bu elemanları kendilerini arkadaşlarının içinde ifade etmek için tercih ederler

Bu süreçte gençler gelişkin bir özkimliğe uygun davranmak yerine dış faktörlere göre hareket ederler

Gittikçe ailelerinden bağımsız olmaya başlarlar Bu durum, ailelerin kendilerini bir kenara itilmiş hissetmelerine neden olur Ancak aileler kendi önemlerinin kaybolmakta olduğu korkusu ile anlayışsız, kıskanç ve kısıtlayıcı davranmak yerine, bu sürecin gençlerin kimliklerini bulmak için en doğru zaman olduğunu anlamaya çalışmalıdırlar Her ne kadar gençler bu süreçte ailelerinin hemen

her söylediklerine karşı çıksalar da, söylenen her şeyi kaydederler Ailelerin gençlerin bu kayıtları değerlendirip kendi doğrularını oluşturmaları için gençlere zaman tanımaları gerekir

Gençler bu bağımsız olma uğraşları içinde sürekli yenilikleri denemek isterler, ancak bilgileri ve deneyimleri az olduğu için genelde başarıları düşüktür ve bu düşük başarı nedeniyle baskı altındadırlar Bu baskılar gençlerin özgüvenlerinde sürekli dalgalanmalara neden olur Bir an erişkin, akabinde çocuk gibi davranırlar Ailelerin bu süreçte esnek davranmaları ve çocuklarını desteklemeleri zorunludur

Gençler yenilikleri denerken zaman zaman ciddi riskler alabilir, hatta tehlikeli durumların içine girebilirler Bu riskleri minimize etmenin en sağlıklı yolu spor, müzik, vb gibi üretken aktivitelerin devreye sokulmasıdır

Bu süreçte ergen kendisini belirgin fizyolojik ve çevresel uyum problemleri ile baş başa kalmış bulur Fiziksel değişim çok hızlıdır ve ergen yeni algılamalar ile baş etmek zorundadır Dengeden uzak bu dönemde ergen, kendisini anlayamaz ve kavrayamazken bir de kendisini anlayamayan bir çevre içindedir

Ergenlik sürecinde depresyon oldukça sık görülen bir durumdur Genç bu baskılarla baş etmekte zorlandıkça, bedeninde ve duygudurumunda oluşan değişikliklere uyum sağlamakta zorlandıkça, tüm bunlar ailelerin kendilerini itilmiş hissetmeleri neticesinde hırçınlaşması ile birleşince depresyon kaçınılmaz olur Ancak bu depresyonlar ne gençler ne de aileler tarafından pek anlaşılmaz

Cinsel gelişimin başladığı ve oldukça yüksek olduğu bu süreç kültürel ve ahlaki baskılar nedeniyle bizim gibi tutucu ülkelerde genelde suçluluk duygularıyla eşleşerek erişkin yaşamda sağlıklı cinsel yaşam olasılığını ciddi biçimde düşürmektedir Bu süreçte gençlerin sağlıklı bilgilerle donatılması fiziksel ve psikolojik sağlık için çok önemlidir Ve bu sağlığın sadece bireysel değil toplumsal olduğu akıldan çıkartılmamalıdır

Özellikle ebeveynler, bu süreci genelde hiç yaşanmıyormuş gibi davranarak zaten bedeni ve beyni karışık olan ergenin süreci daha da karmaşık yaşamasına neden olurlar Birçok araştırmacı ergenliği yaşamın en kritik, en zor süreci olarak betimler Ergenlik yaşamı belirleyen bir yol ayrımıdır Sosyal bilimciler, toplumun ergenlik gelişim sürecinin birebir aynası olduğu yaklaşımında birleşmektedirler

Bu süreçte aile ve toplumla yaşanan çatışmalar tamamen otorite problemine dönüşmekte ve okul başarısızlığı da otoriteye bir başkaldırı olarak listeye eklenmektedir Konsantrasyon zorluğu, dışarıdaki yaşamın çekiciliği, yenilikleri deneme isteği, sağlıklı doyurulamayan cinsel dürtüler okul probleminin diğer önemli etkileridir

Ergenlik döneminde kendi algılama, öncelik ve değerlerimizi geliştirmek yerine, başkalarının (erişkinlerin = otoritenin) bize öğrettiklerini öğrenmenin sonucunda erişkin dönemde kendi algı ve değerlerimiz yerine toplumun (=otoritenin) algı ve değerlerini doğru olarak kabul etmeyi öğreniriz Böylece otonom olarak yaşamayı öğrenmek yerine boyun eğmeyi öğreniriz Özellikle de bizim gibi ataerkil, doğu toplumlarında önce evde, sonra okulda, sonra da toplumda çocukluktan itibaren söz hakkı verilmeyen çocuk, ergen, erişkin kendisini anlayamayan, kavrayamayan, algılayamayan ve dolayısıyla ifade edemeyen bugünkü toplumu oluşturur

Çocuğu, ergeni makine ve saat gibi çalışır yapmaya çabalayan toplum bugünkü toplumsal duyarsızlık ve algı düşüklüğünden şikayet ederken dönüp biraz da kendisine bakmayı öğrenmek zorundadır

Ergenlik süreci büyüme, değişme, kendini ve dünyayı keşfetme dönemidir Bu çok sancılı gibi görünen ve yaşanan süreci aslında hepsi olumlu olan bu değişimleri, gelişmeyi destekleyerek keyifli bir sürece döndürmek hiç de sanıldığı kadar zor değildir Bu dönemde en önemli görev ebeveynlere düşmektedir Ebeveynler gençlerden çok daha büyük korku yaşamakta, belirsizlik ve mutsuzluk içinde bocalamaktadırlar bu süreçte Oysa bu süreç zaman zaman zorlu olsa da, genelde ciddi problemlerle sonuçlanmaz Gençlerin oluşturduğu, yaşadığı zorluklar ne kadar zor olursa olsun, uzun süreli değildir Önce ebeveynlerin bunu kavrayarak hatırlamaları (onlar da bir zamanlar ergendi) ve çocuklarına anlayışla yaklaşmaları zorunludur Ebeveynler çocuklarının

gelişiminde en önemli rolü oynadıkları asla ve asla unutmamalıdırlar Gençler bu süreçte (evlat olunan her süreçte olduğu gibi) kabul ve sevgi gördüklerini, güvenildiklerini bilmeye ihtiyaç duyarlar

Bu süreci anlayış ve sevgi ile yaşarken kurallar da asla bir kenara bırakılmamalıdır Kurallar üzerinde ebeveynler gençlerle konuşmalı ve ortak kararlar alarak uygulanmalıdır Bu kurallar gençlerin kendi sorumluluklarını taşımaları açısından destekleyici, yüreklendirici olmalıdır Kuralların yerine getirilmemesi durumunda ceza sadece yoksun bırakma tarzında olmalı, aşağılayıcı

ve onur kırıcı söz ve davranışlardan şiddetle kaçınılmalıdır Uygulanacak cezaya birlikte karar verilmesi gencin sorumluluklarının bilincine varmasında önemli bir olgudur Ebeveynlere düşen bir başka görev ise, gençler için akıl danışabilecekleri, ilgi, sevgi ve rahatlık bulabilecekleri kişiler olmaktır Bu ancak genç, ailesinin kendisini her fırsatta eleştirmeyeceğine, ceza vermeyeceğine,

bağırmayacağına ve nasihat etmeyeceğine emin olursa gerçekleşir Duymak ve dinlemek çok önemli bir haslettir

Önemli noktalardan biri de ailelerin çocuklarından sürekli müteşekkir olmalarını

beklememeleridir Çocuklar kendileri anne-baba olmadan anne-baba olmanın ne kadar önemli ve çok keyifli, ve bir o kadar da sorumluluk gerektirdiğini fark etmeyeceklerdir

Gençler ve ebeveynler, korkmayın, ergenlik geçici bir süreçtir Kalıcı olan yaşamın her sürecinde

olduğu gibi edinilen öğrenimlerdir Yaşam başarısı öğrenimlerin sağlıklı ve keyifli olmasını sağlayabilmektir

Drphil R Meltem Kavcar-Sırmalı

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Kekemelik

Kekemelik terimi sözel iletimi sıklıkla ve önemli ölçüde bozan konuşma kusurları anlamında kullanılmaktadır Kekemeliğin en açık görülen özelliklerinden biri kelimelerin cümlelerin ve özellikle hecelerin tekrarıdır
Tekrarlamalar özellikle çocuklarda normalde 4-5 yaşına kadar görülebilmektedir Bu masum tekrarlarla kekemeliğin birbirinden ayırt edilmesi gerekmektedir Çocuklardaki bu normal akıcılık kusurunun kekemelik haline gelmesinde ailelerin askı ve çocuğun bu konuşması üzerine toplamasıdır denmektedir

Kekemelikte en önemli özelliklerden biri kelimelerin yada hecelerin tekrarlanmasıdır Bazen harflerin çıkarılmasında da zorlanılabilir Bir başka sorunda kekemelerin bütün gayretlerine rağmen hiç ses çıkaramama ile karekterize yaşanan bloklardır

Bazen bu takılmalara eşlik eden motor hareketler olabilir Bunlar ise basit göz kırpmalardan gözdede sarsılmalara kadar varabilir

Kekelemeler daha çok:

- Hecenin yada kelimenin başındaki h sesinde görülür Baştaki sessiz harf sesli harften daha zor çıkarılır
- Cümlenin ilk kelimesinde daha çok görülür
- Uzun kelimelerde kısa kelimelere göre daha sık görülür
- Sessiz harften sesli harflere geçişlerde daha çok görülür

Kekemeliği artıran durumlar:

- Telefon görüşmeleri,
- Bir isim söylerken,
- Önemli bir şey söylemek isterken,
- Zaman yetersizliğinde,
- Kekeleyen kişiyi zor anlayacağı düşünülen birileri ile konuşulduğunda
- Önemli bir şahıs ile konuşulduğunda
- Geniş bir dinleyici kitlesine konuşulduğunda

Kekemeliği değiştirme tedavisinde amaç:

Bu tedavide iki anahtar unsur vardır Birincisi kişinin kekemeliğin daha az şiddetli olmasını öğretmek ikincisi ise kekemelik kokusunu azaltmak bu korkuya bağlı engelleyici davranışları yok edip sosyal yaşamdaki kısıtlayıcı özelliğini ortadan kaldırmaktır

Kekemeliğin tedavisi özel eğitimle yapılmaktadır Tek başına verilecek bir ilaç yoktur Bazen aşırı anksiyete ve durumun oluşturduğu depressif durumları ortadan kaldırmak için ilaç kullanılabilir Öncelikle kişinin kekemeliğinin tipi tespit edilip ona uygun bir eğitim programından geçirilen hastalar kısa bir süre içerisinde daha rahat konur hale gelmektedir Kekemeliği tam manası ile yenemeyenler bile hiç olmazsa sosyal yaşamlarında bir miktar daha rahat olmalarını sağlayacak hale gelebilmektedirler

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.





Çocuklarda Öksürük

Çocuk öksürüğü aileleri en çok rahatsız eden hastalık belirtilerinden biridir Çocuğu yorar, aileyi üzer ve uykuları bölerAncak çocukta öksürüğe sebep olan birçok hastalık çok ciddi değil, sadece can sıkıcıdırÖksürük sadece ciğerleri bakteriler, virüsler ve birtakım yabancı cisimlerin zararlı etkilerinden koruyan bir savunma mekanizmasıdır

Öksürüğün sebebi nedir?

Normal koşullarda burundan başlayarak akciğerlere kadar uzanan solunum yolunun üst tabakası toz, bakteri, virüs ve diğer yabancı cisimleri yakalayan ince bir mukus tabakası ile kaplıdır Çocuklarda yaklaşık olarak günde 0,5 litre mukus yapılırCilia adı verilen çok küçük tüy gibi yapılar bu mukusu korumaya çalışır ve solunum yollarına giren yabancı içeriği küçük süpürgeler gibi hareket ederek dışarıya atarÇocukta solunum yolu enfeksiyonu başladığında ciliaların bu doğaltemizleme hareketleri ortadan kalkarSolunum yolları da kendisini etkileyecek yabancı cisimlerden korunmak için daha da kalın bir mukus tabakası oluşturmaya başlarİşte öksürük ciliaların hareketlerinin bozulduğu bu ortamda solunum yollarının temizliğini sağlamak için ortaya çıkarCiliaların hareketlerini yeniden düzenleyebilmek için enfeksiyon geçtikten haftalar sonrasına kadar çocukta öksürük sürebilir

Öksürüğün sebebini bulmak bazı durumlarda zor olabilmektedir Çocuklar çoğunlukla hastalık belirtilerini anlatamazlar, bazen muayene ile de bir şey bulunamaz ve bu durumlarda akciğer fonksiyon testleri gibi bir takım laboratuvar testleri yapmak gerekebilir

Aileden alınacak küçük bilgiler ısrarlı öksürüklerin sebebinin bulunmasında yardımcı olacaktırÖrneğin sürekli sigara dumanına maruz kalma, evdeki toz ve akarlar gibi allerjen maddeler, evcil hayvanlar bu türlü ısrarcı öksürüklerin sebebi olabilir

Öksürükle birlikte sarı,yeşil burun akıntısı, baş ve boğaz ağrısı, nefesin kötü kokması da varsa genellikle sinüzit düşünülürSolunum yollarına çekirdek, fındık vs yabancı cisim kaçması sonucu da öksürük ortaya çıkabilirAstım, soğuk algınlığı, sigara dumanı da muhtemel öksürük sebeplerindendir

Öksürük sesi bazen tanıda yardımcı olur Kısa, kuru ve hırıltılı öksürük astım, bronşit veya zatürrede ortaya çıkarBalgamlı öksürükler ise genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ile oluşurBoğmaca ve krup ta da kendine özgü öksürük sesi vardır

Soğuk algınlığında veya sinüzitlerde öksürük genellikle yatarken ( mukus sürekli boğaz gerisine akmaktadır) artarÇocuk sabah kalktığında şiddetli öksürerek ve bazen de kusarak bu mukusu temizlemeye çalışır Israrcı öksürükler ise bronşit, zatürre veya astımda görülür, pzisyonla ilgisi yoktur, gece veya gündüz oluşabilir, egzersizle artarÇığlık atmak, bağırmak veya gülmek ile şiddetli bir öksürük atağı oluşabilir

Bebeklik yaşlarında zatürre ve bronşiolit hastalıkları oldukça ciddi hastalıklardır 1 yaşın altındaki bebeklerde havayolları henüz çok küçüktür Bazı virüsler bu küçük hava tüpleri (bronşioller) in zarar görmesine sebep olurlarAldıkları hava yetersiz gelmeye başlar, nefes almakta güçlük çekerler ve acil müdahaleye gereksini duyarlar

Astım uzun süreli öksürüklerde en çok görülen sebeplerden biridir Genellikle öksürük dışında başka belirti yokturDinlemekle göğüste tipik solunum sesleri duyulur

Ne yapmalıyız ?

Öncelikle evde kesinlikle sigara içmemelidir sigara dumanı ciliaların hareketlerini felce uğrettığı gibi mukus salınımını da arttırır

İkinci önlemimiz ise mukus salgısını inceltmek ve irritasyonu yumuşatmak için çocuğumuza bol su veya benzer sıvılar içirmek olmalıdır

Üçüncü önlemimizde havayı nemlendirici cihazlar kullanmak olabilir

Çocuklara Yatmadan Önce 1 Kaşık Bal, Öksürüğü Hafifletir

ABD’de yapılan bir araştırma, çocuklara yatmadan önce verilecek bir tatlı kaşığı balın öksürüğü hafifletebileceğini ortaya koydu
Araştırmayı yapan Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından Ian Paul ve arkadaşları, balın, öksürük ilacı verilmesi ya da hiç tedavi yoluna gidilmemesiyle karşılaştırılınca, en iyi seçenek olduğunu belirtti Araştırmacılar, balın, tahriş olmuş boğazı kaplayarak yumuşatabileceğini kaydetti
"Archives of Pediatrics and Adolescent Medicine" dergisinin bu ayki sayısında yayımlanacak araştırmayla ilgili doktor Paul, birçok ailenin bu buluşlarına güveneceklerini ve "Annelerimiz haklıymış" diyeceklerini söyledi
Doktorlar, araştırma sırasında aileleri aracılığıyla, üst solunum yolu enfeksiyonu bulunan 105 çocuğun bir bölümüne yaşlarına uygun dozda bal tadı verilmiş öksürük şurubu, diğerlerine yalnızca bal verdi Çalışmanın sonunda, bal verilen çocukların daha iyi uyuduğu ve öksürüklerinin azaldığı aileleri tarafından bildirildi
Bununla birlikte doktorlar, bir yaşın altındaki çocuklara, botulizm (ender rastlanan besin zehirlemesi) riski oluşturabileceği gerekçesiyle kesinlikle bal verilmemesi uyarısında bulunuyor


Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Havâle geçiren bebek

Havâle geçiren bebek şuurunu kaybeder, kol ve bacakları kasılır Birkaç saniye sonra, kol ve bacaklar ile yüz adâleleri ritmik olarak seğirmeye başlar

Havâle ekseriyetle 6 aylık ve 5 yaşındaki çocuklarda meydana gelir

Eğer, bebeğiniz atşeli iken havale gelirse, önce bebeğinizin ateşini yavaş yavaş indirmek icap eder Bunun için bebeğin giysileri çıkarılır ve bebeğin başına ve göğsüne serin bezler konulur, vücudu serin su ile silinir Sünger ile silerken alkol kullanmayınız Havale esnasında bebeğinizi küvete sokmak tehlikeli olabilir

Eğer bebek havale esnasında kusarsa, bebeği yüzü koyun ya da yan yatırın; sırtüstü yatırmayın Nefes alması güçleşirse çeneyi her iki tarafta alt kısmından kavrayarak ileri-geri hareket ettirmek suretiyle nefes alıp vermesine yardımcı olun

Eğer bebeğiniz, ateşi yok iken havale geçirirse yapılacak şey ateşini düşürmek dışında, ateşli havale ile aynıdır

Bebeğin hareket ettirmeyin ve herhangi bir hareketine mani olmayın Soluması bir an durabilir ise de, sûni solunum yaptırmayın; bebek kendiliğinden soluk alıp vermeye başlayacaktır

Bazen çocuk dilini ısırırsa da, ciddi bir incinme meydana gelmez Bebeğin ağzına elinizi ya da başka bir şeyi sokmayınız Havale birkaç dakika sonra kendiliğinden geçecektir Havale geçtikten sonra dokturunuza haber veririniz

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocuklarda Burun Tıkanıklığının Tehlikeleri

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr Faruk Yorulmaz, ''Burun tıkanıklığı hastada psikolojik sorunlar ve çocuklarda gece yatağa çiş kaçırma gibi problemlere yol açar'' dedi

Yorulmaz, yaptığı açıklamada vücudun kliması görevindeki burunun, koku alma görevi yanında aynı zamanda solunum sisteminin başlangıcı, akciğerlerin giriş kapısı olduğunu belirtti

Solunumla alınan havanın burun içindeki kılcal damarlarla ısıtılıp nemlendirildiğini ve burun içindeki kıllarla tozlardan temizlendikten sonra akciğerlere girdiğini anlatan Yorulmaz, ''Aksi halde akciğerlere dış havadaki her türlü toz ve mikrop girer ve yeterince sıcak ve nemli olmayan hava boğazı, akciğerleri ve solunum borucuklarını tahriş edebilir Burun içindeki salgı ise tutulan zararlı maddeleri ve mikropları dışarı atar'' diye konuştu

Burunla ilgili olarak her yaşta en sık yaşanan sorunun burun tıkanıklığı olduğunu ifade eden Yorulmaz, bunun genellikle basit bir sorun olarak düşünüldüğünden önemsenmediğini söyledi

Burun tıkanıklığının en sık nedeninin soğuk algınlığı, grip, alerji, geniz eti gibi hastalıklar olduğunu belirten Yorulmaz, burun tıkandığında akciğerlere giren temiz hava ve oksijen miktarının azaldığını, burun içindeki kirliliklerin dışarı atılmasının engellendiğini ve birtakım önemli sorunların ortaya çıktığını bildirdi

YETERİNCE OKSİJEN ALINAMAMASI ZEKA GELİŞİMİNİ ETKİLİYOR

Yorulmaz, yeterince oksijen alınamamasının baş ağrısına, çocuklarda zeka gelişiminin bozulmasına yol açtığını ifade ederek, şunları kaydetti:

''Burnu tıkanmış kişiler yedikleri besinlerin tadını alamazlar, bu nedenle iştah azalır Burnundan soluk alamadığı için ağzından soluk almak zorunda kalan kişide ağız ve boğaz kurur ve bu kuruluk hem tahrişe hem de mikropların yerleşmesine uygun bir ortam oluşturur Buna bağlı olarak ağız kokusu ve kronik boğaz iltihapları ortaya çıkar

Tıkanan ve içindeki sıvıyı dışarı atamayan burundaki akıntı sinüslere girerek sinüzite, burnun arkasına doğru akarak yutakta, gırtlakta ve akciğerlerde enfeksiyonlara hatta kalp hastalıklarına yol açabilir Burun tıkanıklığı aynı zamanda kulaktan boğazın arka kısmına açılan kanalın tıkanmasına ve bu yolla orta kulak iltihabına yol açabilir Burun tıkandığında gece uyku uyumada sıkıntılar, uykusuzluk, uykuda nefesin durması ve horlamalar ortaya çıkar Çocuklardaki uzun süreli burun tıkanıklıkları yüz kemiklerinin ve dişlerin gelişimini bozar Burun tıkanıklığında ses kısıklığı, seste bozulma ve konuşma sorunlarına nende olur, genizden konuşma meydana gelir Hastada psikolojik sorunlar ve çocuklarda gece yatağa çiş kaçırma gibi problemlere yol açar''

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Gıda Allerjisi

Gıda allerjisi, bazı besin maddelerine karşı vücudun gösterdiği istenmeyen bir reaksiyondur Çocukların yaklaşık % 5’inde görülmektedir

Hangi Gıdalar Allerjiye Yol Açar?
Tüm gıdalar alerjiye yol açabilirse de, en sık nedenler inek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, soya, buğday, yerfıstığı gibi kabuklu yemişlerdir

Gıda Allerjisi Kimlerde Görülebilir?
Her çocukta görülebilir Ancak, astım, saman nezlesi gibi alerjik hastalıkları olan veya ailesinde bu tarz hastalık öyküleri olan kişiler, gıda allerjisi için daha fazla risk taşırlar Önceden allerji yapmayan bir gıdaya zaman içinde hassasiyet gelişebilir veya yenilen miktar da allerjiden sorumlu olabilir

Gıda Allerjisi Hangi Belirtilere Yol Açar?
Dudaklarda, ağızda, boğazda aşınma, şişlik, kızarıklık
Ciltte döküntü
Bulantı, kusma, ishal
Aksırık, burun akıntısı görülebilir
Nefes tıkanıklığı, bilinç kapanması anafilaksi denilen ciddi alerjik reaksiyonlarda görülür
Bebeklik çağında aşırı gaz sancısı, çok ağlama, ishal, huzursuzluk, büyüme geriliğine de yol açabilir
Gıda Allerjisi Ne Kadar Sürer?
Gıda allerjisi 1-2 yıl içinde kaybolabilir veya ömür boyu da sürebilir

Gıda Allerjisi Nasıl Önlenebilir?
Bebeğinizi ilk 6 ay sadece anne sütüyle besleyin Gerekmedikçe mama veya farklı gıdalar başlamayın
Emzirme sırasında anne, allerjen olabilecek gıdalardan kaçınmaya çalışmalı

6 ay dolduktan sonra ek gıdaları az az, tek tek başlayın Her yeni gıda sonrası birkaç gün bekleyerek bir sorun olup olmadığını gözleyin Ondan sonra yeni bir deneme yapın Sorun yaşanan gıdalardan bir süre kaçının

Gıda Allerjisine Nasıl Tanı Konur?
Aslında anne babanın dikkatli gözlemleri çoğu zaman tanı koydurucudur Doktorunuz da, kan veya cilt testleriyle allerjinin nedenini saptayabilir

Gıda Allerjisi Nasıl Tedavi Edilir?
Çocuk doktoru, belirtileri yatıştıracak bazı ilaçlar önerecektir Elbette, en iyi tedavi sorumlu gıdadan uzak durmayla sağlanacaktır Eğer belli gıdalara allerjisi olan bir çocuğunuz varsa, gıda etiketlerini inceleme konusunda deneyim kazanmanız gerekecektir

DrNilüfer Toprakçı

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocuklarda Ayak Sağlığı Ve Ayakkabı Seçimi

Rasgele alınan ayakkabılar çocuğun ayak sağlığını ve gelişimini bozar, yürümesini geciktirir ve basma bozuklukları geliştirir

Çocuklarda en sık karşılaşılan problemler düz tabanlılık, doğuştan çarpık ayak ve topuk, ayak ve tırnak batması olarak sayılabilir Basış bozukluklarına bağlı olarak çocuklarda çabuk yorulma, sık sık ayak bileği burkulması ve düşme, ayak, bacak ve bel ağrısı gözlemlenebilir

25 yaşına kadar ayak düz taban izlenimi verir Çünkü ayak kavisinde yağlanma mevcuttur, kaslar henüz gelişmemiştir Yürümeye başlamamış yada yeni başlamış bir çocuk için ayağa baskı yapmayacak şekilde yumuşak tabanlı, bağcıklı, parmak bölgesi bombeli ve boylama kavis destekli ayakkabılar tercih edilmelidir Bu tür ayakkabılar ayak gelişimini engellemeyeceği için ayakta bir şekil bozukluğu oluşmasına da sebep olmaz

İlk tespit

25 yaşından itibaren uzmanlar tarafından yapılan kontrollerde basış bozukluğu tespit edilirse uygun ortopedik bot kullanımına geçilmelidir Ortopedik ayakkabı seçimi özelikle çocuklar için titizlikle yapılmalıdır Ayakkabı seçerken dikkat edilmesi gerekenlerin başında imalatta kullanılan malzeme gelmektedir Sağlıklı bir ayakkabıda ayağın temas yüzeyleri doğal malzemeden olmalıdır Böylece sürekli kapalı ortamda bulunan ayak teneffüs eder, ciltte mantar oluşmasını engelleyen, nemi, oksijeni ve ısısı dengeli bir ayakkabı - içi iklimi sağlamış olur Sağlıklı bir ayakkabı ayaktaki ağırlık taşıma noktalarını (destek noktalarını ) bozmamalı ve ayak kemerinin esnemesine izin vermelidir Ön ayak bölümü tarağın sıkışmayacağı kadar geniş seçilmelidir Ama bolda kalmamalıdır

Kontrol

Gelişme çağındaki çocukların ayak numarası ve kullanılan ayakkabının ayağa uygun olup olmadığı sık sık kontrol edilmelidir Ayakkabı küçük geliyorsa en kısa zamanda ayağa uygun yeni bir ayakkabı ile değiştirilmelidir Uzun zaman idare etmesi için ayağa birkaç numara büyük ayakkabı alınmamalıdır Ayağa büyük gelen ayakkabı en az küçük ayakkabı kadar zararlıdır Çocuklar için hazırlanan sağlıklı ayakkabılarda topuk ve burun kısmı sert, bileği saran kısmı ise yumuşak olmalıdır

Ayakkabı tabanının ayak tarak kemiklerinin parmaklara eklendiği hatta denk gelen kısmının mutlaka esnek olması gerekmektedir Çocuk ayakkabılarındaki bombeler sert ve doğal malzemeden yapılmalı ve bağcıklı ayakkabı seçilmelidir Gereken yerlerde çocuktaki özel basış bozukluklarını düzeltmek için thomas ökçe, topuk, kama, boylama kama, ters kalıp ayakkabı, kemer ve ön ayak destek yastıkları, enine tarak destekleri ile ayakkabı iç ve dış modifikasyonu sağlanmalıdır

Ortopedik ayakkabı kullanımı

Genellikle ortopedik ayakkabı özelliklerinin faydaları sadece ayağımıza yönelik gibi düşünülür İşte tüketicilerin ayakkabı seçiminde yaptığı en önemli hata burada başlar Yürümeye başladığımız andan itibaren seçilen doğru ayakkabılar her zaman vücut sağlığımızın destekleyicisidir İnsan ayağı tabiat anamızın bir şaheseridir

28 kemik ve kemikçik bir araya gelmiş, kasların, bağ dokularının ve sinirlerin harika bir uyumu ile harekete geçirilmiştir Vücudumuzun bütünü ile ayaklar üzerine bindiği ve bu yükü bir ömür boyu taşıdıkları halde, neredeyse hiç kimse, ayaklar sağlıklı oldukları sürece bir nebze olsun onları düşünmez

Ortopedik ayakkabının özelliği

Ortopedik ayakkabının üretilmesi özel bilgi ve düzen gerektirir Ortopedik ayakkabı ayak tabanına temas eden iç düzeni, ayakkabının dış tabanı ve saya bölümü ile beraber düşünülmelidir İmalatta kullanılan malzemenin doğal deri olması sağlıklıdır Derinin gözenekli yapısı ayağın teneffüs etmesini sağlar Esneme kabiliyeti vardır, ayak için uygun şekli alabilir Şekli çabuk bozulmaz İçine yerleştirilen özel destekleyiciler bitmiş bir ayakkabıya takıldığında dışarıdan görünmez Dolayısıyla ayakkabıyı sadece dış görünüşüyle değerlendirmek yanlıştır Ortopedik ayakkabılar ayağın ağırlık taşıma ve ayağın hareket noktaları ile uyumludur Yürürken ayak kaslarına ve kemiklerine dengeli yük binmesini sağlar Çocuklara giydirilen ayakkabılar sağlıklı ayak ve bacak gelişimini destekler Ayak kemiklerinin doğru teşekkül etmesine yardımcı olur Ortopedik ayakkabılar vücut dengesi için çok önemlidir Doğru ayakkabı seçiminin ayak bileği burkulmalarına, bel ve sırt ağrılarıyla çabuk yorulmalara yol açabilir Ayağındaki basış bozukluğunu farkında olmayıp buna bağlı olarak, özellikle ileri yaşlarda düşen kırık, çatlak ve ciddi kas zedelenmeleriyle karşılaşanlar vardır

Basış bozukluğu önlenebilir

Basış bozuklukları doğru ortopedik ayakkabı kullanımıyla önlenebilir Taban düşüklüğü olanlarda böyle bir ayakkabı giyilmezse yaşlılık zamanlarında ağırlığa ayak bileği şekil bozuklukları, ayak baş parmağının yanında kemik çıkması ve ayak parmaklarında deformasyonlara rastlama olasılığı artar

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocuklarda Karşı Gelme Bozukluğu Ve Uyum Sorunları

1anne-baba hangi tutum ve davranışlarının çocuğun karşı gelme davranışına neden olduğunu tespit etmeli bu tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır Evdeki hangi olaylar ve ya hangi davranışlar çocukta olumsuz duygu, düşünce ve davranışlara neden oluyor bunlar tespit edilmelidir

2Çocuğun gösterdiği uygun, olumlu davranışlar pekiştirilmeli ve ödüllendirilmeli, istenmeyen davranışlar görmemezlikten gelinmeli ve cesaretlendirilmekten kaçınılmalıdır
3olumsuz davranışlarından dolayı çocuk eleştirilmemeli, olumsuz davranış irdelenmemelidir Bu konuda çocukla tartışmaya girilmemeli
4Çocuğun bireyselliğine saygı gösterilmeli ve bu ona hissettirilmelidir
5Aile ortamında, çocuğun arkadaşlarının veya akrabaların yanında açık ilgi ve açık onay gibi davranışlarla çocuğun kendini değerli ve önemli hissetmesi sağlanmalıdır
6Tüm aile bireyleri çocuğa karşı “Koşulsuz sevgi” yaklaşımı içinde bulunmalıdır “Bu konuda şöyle davranırsan seni daha çok severim” şeklindeki yaklaşım “Bu şekilde davranmazsan seni sevmem” anlamına da geleceği için sağlıklı bir yaklaşım değildir
7Çocukla konuşurken “asla”, Hiçbirzaman”, “hep”, gibi iletişimi zorlaştıran ve genel değerlendirmelere yol açan sözcüklerden kaçınılmalıdır
8Çocukla iletişimde “Sen dili” yerine “ben dili” kullanılmalıdır
9Hemen başlangıçta olmamakla birlikte olumlu bir ilişkiyi takip eden yeterli bir sürenin sonunda çocuğun ev ve okul yaşamı için geçerli kurallar anne-baba ve çocuk tarafından birlikte belirlenmelidir Sınırlar birlikte belirlenmeli, ancak bu sınırlar esnek olmalı, bu sınırlar içerisinde çocuğun serbestçe hareket edebilmesine olanak tanınmalıdır
10Çocuğu yargılamaktan kaçınılmalı her davranışının nedenleri araştırılmaktan , bu nedenler çocukla tartışılmaktan kaçınılmalıdır
11başarıları veya olumlu davranışları ödüllendirilmeli, ödüllerde bir ölçü olmalı, yani ödüller bir süre sonra etkinliğini yitirmemelidir Manevi ödüllere ağırlık verilmeli, bu ödüllerde ifade, jest ve mimikler, vucut dili kullanılmalı Çocuğa dokunmak yani fiziksel temastan çekinilmemelidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocuğunuza şurup verirken dikkat!

Piyasada burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve öksürük gibi soğuk algınlığı belirtilerine yönelik düzinelerce ilaç bulunmaktadır

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr Onur Kutlu, “Reçetesiz satılan ilaçları bebeklere ve 3 yaşın altındaki çocuklara vermeden önce mutlaka doktorunuza danışınız” dedikten sonra, bu konu hakkında merak edilen sorulara cevap verdi:

En sık kullanılan soğuk algınlığı ilaçları hangileridir?
Öksürük şurupları
Öksürük gece boyunca çocukların uyumasına engel olduğunda oldukça can sıkıcı olabilir Fakat öksürük her zaman akciğer kaynaklı olmayıp, çoğu zaman üst solunum yollarından geniz yoluyla aşağıya inen salgıların yaptığı irritasyon neticesinde gelişir Böylelikle üst solunum yollarından gelen enfekte salgının alt solunum (akciğerlere) inmesi önlenmiş olur
Vücudun bu normal koruma refleksini durduran ilaçlar çocuklar için zararlı dahi olabilir
Birçok reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilacında öksürüğü azaltacak/ rahatlatacak maddeler bulunur Bu tür ilaçlar genellikle dekstrometorfan ya da difenhidramin ihtiva ederler Çocuklarda öksürüğü yatıştırmak için kullanılan bir diğer madde de kodeindir
Kodein ihtiva eden ilaçların bazıları reçetesiz satılsa da genellikle bu tür bir ilacı almak için reçeteye ihtiyacınız olacaktır Bu tür ilaçlarla ilgili yapılan çoğu araştırma yetişkinler üzerinde yapılmıştır Çocuklar üzerinde yapılan birkaç çalışma ise ilaçların herhangi bir faydası olduğunu göstermemiştir

Üst solunum yolu açıcılar (Dekonjestanlar)
Üst solunum yolu açıcılar, ağız yoluyla alınan hap ya da şurup şeklinde hazırlanmış adrenalin türü ilaçlardır (kan damarlarında kasılmayı sağlayıcı bir madde) Bu soğuk algınlığı ilaçları bağlı burun tıkanıklığı/şişliğini ve salgılarını azaltmak için verilirler
Bu tip ilaçların kullanımıyla, çok alttaki sorunu gidermekten çok, hastalıkta görülen yakınmaları hafifleterek geçici bir süreyle rahatlama hissi uyandırmak amaçlanır Ancak yanlış dozda ve sıklıkta kullanımı halinde çocuklarda hızlı kalp atışı, huzursuzluk ve uykusuzluk gibi yan etkilere yol açabilirler

Antihistaminikler (alerji ilaçları)
Antihistaminikler genellikle alerjik burun akıntısı ya da aksırığı azaltmak, deri döküntüsü, suçiçeği ve böcek ısırmalarında ise kaşıntıyı azaltmak amacıyla kullanılır Salgıları azaltıcı ve gıcık giderici özelliklerinden dolayı bazı soğuk algınlığı ilaçlarının içinde de bulunmaktadırlar En sık görülen yan etkileri uyuklama, ağız ve boğaz salgılarında kurumadır

Burun damlaları ya da spreyleri
Tabî (fizyolojik) tuzlu su ihtiva eden burun damlaları ya da spreyleri burun içindeki salgıları yumuşatarak çocukların daha rahat nefes almalarına yardımcı olurlar İlaç ihtiva eden burun damlaları ya da spreyler hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır

Ağrı kesici ve ateş düşürücüler
Reçetesiz satılan en yaygın ağrı kesiciler asetilsalisilik asit (ASA), parasetamol ve ibuprofendir
“Asetilsalisilik asit” ihtiva eden ilaçlar (örneğin Aspirin) çocuklarda ya da ergenlerde soğuk algınlığı, su çiçeği ya da gripten kaynaklanan ateşte kullanılmamalıdır, kullanıldığı takdirde Reye sendromu”na (karaciğer ve beyinde tahribat yaratabilecek bir hastalık) neden olabilir
Bebek (6 aydan küçük) ateşi varsa mutlaka doktoruyla görüşülmelidir
Çocuğa ilaç içirilemiyorsa fitil de kullanılabilir Fakat sadece bir yolla ilaç verilmelidir Hem fitil hem de ağızdan ilaç verilmemelidir
Çocuğa verilen ilacın prospektüsü kullanmadan önce dikkatlice okunmalıdır
Birçok ilaçta olduğu gibi ateş düşürücülerde de açıkta bırakılmış ilaçların çocuklar tarafından yüksek miktarlarda içilmesi istenmeyen hatta ölümcül olabilecek sonuçlar doğurabilir
Çocuğum soğuk algınlığına yakalandığında reçetesiz satılan ilaçlardan kullanmalı mıyım?
Çocuğunuz hasta olduğunda onun kendini daha iyi hissetmesini istersiniz Birçok ebeveyn bu gibi durumlarda reçetesiz öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarına sarılır Ağrı kesici ve ateş düşürücüler hariç, bunların işe yaradığına dair bir mevcut bir kanıt yoktur Ayrıca bu ilaçların bazı yan etkileri çocuğunuzun kendini daha kötü hissetmesine neden olabilir
Bunların yanı sıra bir de çok fazla ilaç vermeniz riski vardır Bu nedenle doktor aksini önermedikçe aynı anda birden fazla ilaç kullanılmamalıdır

Çocuğum soğuk algınlığına yakalandığında ne yapmalıyım?
Çocuğunuz soğuk algınlığına yakalandıysa bol sıvı verip dinlenmesini sağlayınız Soğuk algınlığına virüslerin neden olduğunu ve bunun ilaçla tedavi edilemeyeceğini unutmayınız Virüslerin kendi süreçlerini tamamlamaları gerekir, bu da aslında doktorunuzun yapabileceği çok fazla bir şey olmadığı anlamına gelir
Fakat daha ciddi sorunlar ilk başta soğuk algınlığı olarak kendilerini gösterebilirler

Çocuğunuzda aşağıdaki belirtilerden herhangi biri varsa doktorunuza başvurunuz:
• Kulak ağrısı
• 72 saatten uzun süren ateş ya da 3 aydan küçük bebeklerde her türlü ateş
• Aşırı uyku hali
• Aşırı huysuzluk ya da mızmızlık
• Deride kızarıklık, döküntü
• Hızlı nefes alma ya da zorlukla nefes alma
• Normale oranla daha az idrara çıkma

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Bebek Ve Çocuklarda Korkular
0-6 yaş korkuların en çok görüldüğü yaştır Bu yaş aralığında görülen korkuların önemli bir bölümü günlük olağan durumlara tepki niteliğindedir Bunlar arasında bebeğin yüksek sese karşı gösterdiği irkilme tepkisi ile bebek ve küçük çocuğun anne veya bakıcıdan ayrılırken yaşadığı sıkıntıyı sayabiliriz 0-1 yaşta en sık rastlanan korku gürültülü uyarana bağlı irkilme iken, 2-3 yaşta hayvan korkusunu , gök gürültüsü, karanlık ve mikrop kapma korkuları izlemektedir Çocuğun 0-4 yaş grubunda kendisine bakım veren anne, aile bireyi ya da bakıcıdan ayrılmakta zorlanmasını olağan kabul etmekle birlikte 4 yaşına kadar büyük boyutlu bir tepki veya aşırı kaygı yaşanmaksızın anneden ayrılabiliyor olması gerekir

‘Korkunun üzerine gitmenin’ hiç değilse bebek ve çocukta doğru bir yaklaşım olmadığını biliyoruz 0-14 yaş arasındaki ortalama her iki çocuktan birinde önemli bir korku ortaya çıkabilmektedir En doğrudan yaklaşım bir çocuk psikiyatri uzmanına başvurmaktır
kuşkusuz Bunun dışında, korkunun artmasını önlemenin de anlamlı bir strateji olduğuna inanıyorum Bazı durumlarda bu mümkündür: özellikle de sağlıklı gelişimle çelişmeyen gelişimsel birtakım korkularda Bunlar arasında bebekte görülen irkilme tepkisi bulunmaktadır Bebek ve çocuğu aşırı gürültülü ortamlara sürekli maruz bırakmamak ve özellikle ev ortamında sesimizi aniden yükseltmemek (eğitim amaçlı ve dozunda yapılmış bir ses yükseltme dışında) bu konuda geçerli önlemlerdir

Her çocukta az oranda da olsa görülebileceğini belirttiğimiz hayvan ve hastalık korkularıyla ilgili de birkaç önlemi sizlerle paylaşmak istiyorum ‘Korkunun üstüne gitmemek’le birlikte korktuğu hayvan veya olaydan aşırı derecede de sakınmıyoruz Özellikle çocuğa hayvanları tanıtırken veya sağlık kurallarını öğretirken, sakıncalı bir davranışı belirtmek adına çocuğu korkutmaktan kaçınmalı, bir alışkanlığı kazandırırken çocuğa aynı zamanda bir korku da kazandırmamalı

0-6 yaşta anne-babadan ayrılma korkularına sık rastlıyoruz Tedavi edilmediğinde kronikleşebilen veya depresyona dönüşen bir durumdur Eğer çocuğunuzda böyle bir durum gözlüyorsanız, öncelikle anahtarın çocuğunuzun sizin onu hiçbir şekilde isteği dışında bırakmayacağınıza inanmasında olduğunu biliniz Bunu da sözel açıklamalardan çok, davranışlar ve söz konusu ebeveynin çocukla kurmuş olduğu ikili ilişkinin özellikleri belirlemektedir Burada: ‘Böyle yaparsan seni döverim/bırakırım’ veya ‘Ben senin artık annen/ baban değilim’ gibi ifadelerin sağlıklı çocuk gelişimiyle hiçbir şekilde bağdaşmayacağını belirtmek isterim

Çocuğumuzu tanımak için onu doğru ve iyi bir şekilde gözlemlemeye, onunla iletişim kurmaya ve teorik bilgiye gereksinimimiz var Gözlem ve sağlıklı iletişim konusunda bundan sonraki her yazımda bazı ipuçları bulacaksınız Onu gözlerken, yetenekleri ve ilgileriyle ilgili veriler kadar psikolojik özelliklerine dikkat etmemiz de önemli ‘Acaba çocuğumun korkuları neler?’ sorusunu haftalar veya aylar içerisinde inceleyebileceğinizi düşünüyorum

Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.

Eski 10-11-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Sağlığı Sorunları.Havale,Kekemelik,Diş Sorunları,Ergenlik,Göz Tembelliği Vb.



Çocukların terlemesi bir soruna işaret eder mi?

Terlemenin amacı buharlaşma yoluyla vücudun serinletilmesidir Çocuğunuzun gündüz uykularından sonra yastığını ya da gece uykusunun ardından yatağının çeşitli bölgelerini nemli ve hatta ıslak bulmak sizi endişelendirebilir Ancak her iki durum da gayet normaldir

Ergenler koltuk altı terlemesinden dolayı yersiz endişelere kapılabilirler Terlemenin egzersiz ve heyecan ile artabileceği ve bunda hiçbir anormallik olmadığı anlatılmalıdır

Çocuklar neden terler?
Terlemenin en yaygın nedeni hava sıcaklığı, oda sıcaklığı, fazla giyinme veya üzerin fazla örtülmesinden kaynaklanan aşırı ısınmadır

Yatan çocuğun üzeri örtüldüğünde, vücut ısısını ayarlamak için fazla ısıyı atabileceği tek yer kafası olur Uykuda kafa terlemelerinin nedeni budur

Başka bakımlardan sağlıklı ve iyi olan bir çocukta gece terlemeleri önemli değildir

Ter bezleri vücudun her tarafında bulunur ve çocuğunuzun yatağında yastık dışındaki çeşitli yerler de terden dolayı ıslanabilir

Çocuklar ateşleri olduğunda terleyebilirler Ateşi olduğundan şüphe ediyorsanız, ateşini ölçün

Çocuğunuz çok terliyorsa ne yapmalısınız?

Evinizdeki ısı düzeyini azaltın

Gündüz uykularında çocuğunuzu daha ince giydirin

Sıcak havalarda dehidrasyonu (vücutta yeterince sıvı olmaması) önlemek için çocuğunuza bol bol sıvı verin

Elbette ki ergenler de vücut kokusunu önlemek için antiperspirantlar/deodorantları kullanmaya başlayabilirler

Ne zaman doktora başvurmalısınız?

Çocuğunuz 2 aylıktan küçükse

Çocuğunuzun açıklanamayan bir ateşi varsa (378°C ve üzeri)

Çocuğunuzda açıklanamayan bir kilo kaybı söz konusu ise

Başka sorularınız ya da endişeleriniz varsadoktorunuza başvurmalısınız

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.