Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bozar, insan, neler, psikolojisini

İnsan Psikolojisini Neler Bozar?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Psikolojisini Neler Bozar?



İnsan Psikolojisini Neler Bozar - İnsan Psikolojisi Hakkında - Duygusal Zeka Hakkında

Duygusal Zeka (EQ)

Hayat yüksek zekalı ama başarısız insanlarla doludur Bu kişiler zekaları yüksek olmasına rağmen, gerektiği yerde gerektiği gibi davranmamış ve hayatta kaybetmişlerdir Örneğin, zekalarını sadece toplumu yermek için kullanmış veya her şeyi küçümsediklerinden ya da basit gördüklerinden, uğraşmaya değer bulmamışlar, böylece sıradan insanların vardıkları beceri ve başarı düzeyine ulaşamamışlardır İnsanlarla iyi ilişki kuramamışlar, belirli bir hedefe doğru gidememişlerdir Tembelliklerini yenememiş veya zekalarını kötü amaçlar ve uğraşlar için kullanmışlardır Zeka bir güçtür, kullanılmaz ya da iyi bir amaç için kullanılmazsa, hiç bir işe yaramaz ya da sadece yıkıcı olur

Hayatta başarılı olmak için zeki olmak yetmez, duygusal zekanın da yüksek olması gerekir Duygusal zeka son yıllarda yeni bir kavram olarak ileri sürülmüş olmakla beraber, eskiden beri bilinen akıllı ve uyumlu davranış özelliklerinden başka bir şey değildir İnsanlarla iyi iletişim kurmak, ne zaman ne yapacağını bilmek, fırsatları iyi değerlendirmek, belirli olumlu bir amaca doğru ilerleyebilmek, kararlı olmak, gelip geçici esintilerden etkilenmemek gibi nitelik ve becerileri içerir

Duygusal zekanın belli başlı özellikleri şunlardır:

Kendini tanıma: Duygusal zekası yüksek olan kişi, duygu ve düşüncelerinin, tercihlerinin, eğilimlerinin, zayıf ve kuvvetli yanlarının farkındadır Yeteneklerini, eğitimin ona sağladığı donanımı bilir Bunlara dayanarak kararlar alır, kendine hedefler seçer, yani seçimleri ve amaçları kendiyle ilgili gerçeklerle uyumludur

Duygularını kontrol edebilme: Anlık başarılardan, hazlardan uzak durmayı bilir Sonradan pişman olacağı duygu patlamalarına kapılmaz, gereksiz atılganlıklar yapmaz Karamsar ya da endişeli duygulara kapılmaz, bunların kendisini yapmayı planladığı işerden uzaklaştırmasına izin vermez Bunları yatıştırmak ve özümsemek için bir yol bulabilir Düşüncelerini ve eylemlerini belirli bir hedefe odaklayabilir

Kendiliğinden güdülenme: Kendi hedeflerini kendisi belirler, başkalarının zorlaması olmaksızın, bunları gerçekleştirmek için tüm çabasını ve yeteneklerini ortaya koyar, hedefine kilitlenebilir, bundan heyecan ve zevk duyar Hedeflerin peşinden giderken geçici hazlarını erteleyebilir Bir sınava girerken ya da bir çalışmayı yürütürken, heyecanını başarıyı artıracak şekilde kullanabilir Başarısızlığa uğradığında umut ve iyimserliğini korur, yeniden deneyebilir

Başkalarının duygularını paylaşma: Diğerlerinin hissettiklerine karşı duyarlıdır Kendini onların yerine koyabilir Böylece karşı tarafın duygularını kavrar ve derinliği olan, uyumlu bireysel ilişkiler geliştirebilir

Toplumsal etkinlik: Kişiler arası çatışmaları çözmekte başarılıdır Bir ilişkinin ve grubun nabzını tutar Dile getirilmemiş paylaşılan duyguları ifade edebilir Bir grubun organizasyonunda liderlik nitelikleri sergiler ve kişiler bunu doğallıkla kabul eder

Duygusal zeka kalıtsal özellikler, çocukluk deneyimleri ve öğrenme sonucu oluşur Bir diğer deyişle, duygusal zekayla ilgili becerilerin çoğu öğrenme ve alıştırmayla geliştirilebilir İleri yaşlarda davranış kalıplarının değiştirilmesi zor ya da imkansızdır Mümkün olsa bile, kişi becerilerini kullanacağı alanı ve zamanı yitirmiştir Buna karşılık çocukluk ve ilk gençlikte kazanılan tepki biçimleri ve beceriler yaşam boyu sürer, bu nedenle duygusal zekanın geliştirilmesi en iyi fırsatın çocuklu dönemi olduğu söylenebilir

Psikiyatri Uzmanı Doç Dr Arif Çelebi

Vakıf Gureba Hastanesi

İnternet bağımlısı olan kişide aşağıdaki özellikler tespit edilir:

A- İnternet için ayırdığı süre ona yeterli gelmez Doyuma ulaşmak için, internete, daha fazla zaman ayırma ihtiyacı duyar

B- İnternet kullanımını bırakması ya da azaltması sıkıntıya yol açar

- Psikomotor ajitasyon, anksiyete gelişir Zihni internette ne olup bittiğine takılıp kalmıştır İnternetle ilgili fantezi ve hayaller kurar
- İnternet kullanımının bırakılmasıyla ortaya çıkan şikayetler, sosyal, mesleki yaşantısını olumsuz etkiler
- Yeniden internet kullanımıyla şikayetleri azalır

C- Kişi, internete planladığından daha sık girer, daha uzun süre kalır

D- Kişi, sürekli olarak, internet kullanımını sınırlamak ya da bırakmak isteğini duyar ve bu konuda başarısız girişimler yapar

E- İnternetle ilgili değişik aktivitelere (kitap, taratıcılar, yüklenecek programlar, vs) çok zaman ve para harcar

F- Aşırı internet kullanımı nedeniyle, kişide, sosyal, mesleki, ailevi ilişkiler aksar; bedensel ve ruhsal bozukluklar ortaya çıkar

Nöropsikiyatri Uzmanı Doç Dr Arif Çelebi

Vakıf Gureba Hastanesi

Stres ve Trafik Psikolojisi

Stres Psikolojisi

“Stres” sözcüğü günlük hayatımızda, hekimlik uygulamasında ve bilimsel alanda, yayınlarda çok yaygın olarak ve değişik anlamlarda kullanılır Tarihsel olarak Latince “Estricitia” fiilinden türemiş olup “basınç, yüklenme, gerilim, zorlama” anlamına gelen bu terim günümüzde tıpta kullanılan anlamıyla, genel adaptasyon sendromu çerçevesinde Selye tarafından bilimsel model olarak geliştirilmiştir İşte, henüz Selye tarafından psikiyatri ve genel tıp için geçerli bir model olarak ortaya atılışından bu yana yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen, günlük hayatımıza yerleşmiştir Hatta bazı Batılı kaynaklar XIX yüzyılın ilk çeyreği Orta Avrupa’sı gibi yeni bir sıkıntı, stres çağının yaşanmakta olduğunu belirtir Aslında bu terimle sembolize olan ya da anlatılmak istenen temel yaklaşım, ileri uzmanlaşma sürecinde olan günümüz tıbbının insan varlığını ve hastalıkları biyolojik, ruhsal, sosyal bütünlüğü içinde ele alması gerektiği düşüncesidir

Tıpta “stres” sözcüğü, insanda zorlanmaya neden olan, uyum ve dengeyi bozan, fiziksel, çevresel, ruhsal, toplumsal ve psiko - sosyal etkenleri, organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak için kullanılır Bu zorlayıcı etkenler hava kirliliği, radyasyon, kalabalık gibi fiziksel, kimyasal, çevresel; iş, ev ortamı ve sosyal iletişim odaklarına ilişkin psiko - sosyal sıkıntı; korku, hayal kırıklığı gibi psişik ve düşünce düzeyinde olabilir Yaşam dönemleri ve krizleri başlı başına stres odaklarıdır

Hızlı nüfus artışı, dünya ve toplumdaki hızlı değişmeler, bu değişikliklere uyum güçlüğü, gelecek endişesiyle, yapılarında ve insanlar arası ilişki ve etkileşimde değer yargısı çatışmaları, kayıp olayları, izolasyon, kronik hastalıklar günümüz insanını etkileyen özel psiko - sosyal etkenlerden bazılarıdır

Günümüz insanı artık belki ilkel biyolojik düzeyde tehdit edilmiyor; ancak işte, yolda, evde, iç dünyasında, düşüncelerinde, iç çatışmalarında zorlanıyor Fakat biyolojik savunma mekanizmaları ilk insanınkinden pek fazla farklı değil Bu nedenle zorlamaya karşı davranış, düşünceye ait savunma düzenekleri ve sosyal koruyucu yöntemler geliştirmek zorundadır İşte, çok değişik zorlayıcı hayat vakaları kişiye, topluma, yaşa, kültüre, benlik gücümüze ve benzer birçok etkene bağlı olarak psiko - sosyal sağlığımızı ve uyumumuzu etkiler

Biyolojik çevrenin metabolizma üzerinde etkileri

Devamlı dışarıda görev yapan insanlar; atmosferdeki metorolojik elementlerden canlı organizması üzerine etkisi bulunan ısı, nem, hava basıncı, güneş ışıması süresi, hava basıncının alçalma şiddeti, alçalma türü, hava bulanıklığı, bulutlanma derecesi, rüzgar yönü ve hızı, hava içindeki maddeler ve bunların yoğunluğu ve gücünden çok fazla miktarda tesir altında kalırlar

Biyolojik çevreden etkilenme sonucu ortaya bedensel birtakım hastalıklar çıkar Bunlardan söz etmek konumuzun dışında sayılır Biz daha çok ruhsal rahatsızlıklardan ve problemlerden söz etmek istiyoruz

Biyolojik çevrenin kirlenmesi sonucu insanlar da bu işten nasibini alır Çevre içinde beslenmeye yönelik maddelerin bozulması ya da yok olması insan sağlığı için bir sakınca oluşturur Tabiatın yeşil alanlar, kırsal ve sulak yöreler, deniz kıyıları gibi gezinti ve görüntüsü insana hoşluk verip ferahlatıcı, dinlendirici olan bölgelerin de yok olup daralması, fiziki sağlığın yanı sıra ruh sağlığı açısından da zararlı bulunur

Prof Dr İbrahim Balcıoğlu

İ Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

İç Hastalıkları Uzmanı (Psikiyatri)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.