Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1944, kırım, soykırım, sürgünü

Kırım, 1944 Sürgünü Ve Soykırım

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırım, 1944 Sürgünü Ve Soykırım



Pek çoğumuzun ‘Tatarlar’ olarak andığı Kırım Türkleri, bu günkü Kırım topraklarına, 9 ve 10 yüzyılda gelmeye başladılar O tarihlerde ‘Kıpçaklar’ olarak biliniyorlardı Rus kaynaklarındaki isimleri ‘Kumanlar’ idi Kıpçaklar, savaşçı insanlar olmakla birlikte, kalıcı devlet kuramadılar Genel olarak, birlikte oldukları milletlerin yönetimlerinde yaşadılar ve onların kültürlerini benimsediler 12 yüzyılın sonlarına doğru, tarih kitaplarımızda ‘Altınordu’ olarak geçen, gerçek adı Altın Orda olan devletin temelleri atıldı 1238 yılına gelindiğinde Batu Han devletin hâkimi olmuştu Devletin halkı, Kıpçak Türkleri’nden oluşuyordu Batu Han’ın kardeşi Berke Han Müslümanlığı kabul edince Kıpçaklar, kültürel bir değişim yaşadılar Bu değişimin sonunda ‘Kırım Türkleri’ denilen millet oluştu Altınordu Devleti, son hakanları Toktamış Han zamanında, Emir Timur’a yenilince güç kaybetti 1419 yılında tarih sahnesinden tamamen silindi Yerine birkaç hanlık kuruldu Bunlardan biri, 1441 yılında Hacı Giray’ın kurucusu olduğu Kırım Hanlığı’dır Hacı Giray Han, 1454 yılında, Osmanlı Devleti’nin askerî desteği ile, kendilerini rahatsız eden Cenevizliler’i yendi Böylece Osmanlı Devleti – Kırım Hanlığı ilişkisi başladı İkinci Kırım Hanı Mengli Giray döneminde Kırım, Osmanlı Devleti’nin himayesine girdi Himaye 300 yıl devam etti

Rusya’nın gelişme politikalarını uygulamaya koyduğu dönemlerde Kırım’da taht kavgaları başlamıştı Osmanlı Devleti de güç kaybediyordu Olaylar aynı tarih dilimine denk geldi 1768 – 1774 Osmanlı Rus Savaşları yaşandı ve 21 Temmuz 1774 tarihinde Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı Bu Antlaşmaya göre Kırım, Osmanlı’dan kopartıldı, bağımsızlaştırılarak Rusya’nın kolayca yutabileceği bir lokma haline getirildi Ruslar, Kırım’daki taht kavgalarını körükleyerek iç savaş haline dönüştürdüler Bu sebeple Kırım Türkleri’nin bir bölümü, 1778 yılında, ‘Ak Topraklar’ dedikleri Osmanlı yönetimindeki bölgelere göç etmeye başladılar Yerlerine, 75000 Rus köylüsü yerleştirildi 8 Nisan 1783 tarihinde Rus Generali Potemkin komutasındaki Kızıl Ordu, Kırım’ı işgal etti Lokma, yutulmuştu Kırım, Rusya’nın bir vilâyeti haline getirildi Kırım Türkleri’nden bir bölümü daha Ak Topraklar’a doğru yola çıktı 1783 – 1800 yılları arasında 500000 kişi yurdunu terk etti Ayrılanlar, toplam nüfusun % 35’i idi Göçler, 1800’lü yıllar boyunca hep devam etti Sayı, 1,5 milyona ulaşmıştı 1900’lü yılların başında, yarımadada kalan Kırım Türkleri’nin sayısı, 300000 olarak tahmin ediliyor

İkinci Dünya Savaşı yılları, Kırım Türkleri için acılarla dolu olarak geçti

SÜRGÜN KARARI VE UYGULANMASI

Savaş sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) Devlet Başkanı Stalin, Kırım Türkleri’nin savaş sırasında Almanlarla işbirliği yaptığını iddia ederek top yekûn sürgüne gönderilmesini emretti Emir, 18 Mayıs 1944 gecesi Kırım Türkleri’ne iletildi İki saat içerisinde, evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın, bulundukları köyün – kasabanın – şehrin meydanında toplanmaları isteniliyordu Evini terk etmek istemeyenler zorla götürüldü Direnenler, dipçik darbeleriyle hemen oracıkta öldürüldü Çığlıklarla inleyen gökyüzünün karanlığını delmeye çalışan güneş, kana bulanmış Kırım topraklarına ilk ışıklarını gönderirken, 423100 kişiden oluşan Kırım Türkleri, hayvan taşınmasında kullanılan tren vagonlarına, âdeta istif eder gibi yerleştirildiler Vagonlara doldurulanların 57000’i 0–5 yaş arası çocuk, 68000’i ise 60’ın üzerinde yaşlı insanlardı

Ertesi gün, Arabat bölgesinde bir köyde, 150 civarında Türk’ün unutulduğu anlaşıldı Haber Stalin’e ulaştırıldığında emir verdi: ‘Bunların işini 24 saat içerisinde bitirin !’ Emir yerine getirildi: Bebek, ihtiyar ve genç köy halkı, küçücük bir tekneye dolduruldu Tekne, kıyıdan bir-kaç mil açılınca batırıldı Karadeniz’in hırçın dalgaları soydaşlarımıza mezar oldu Türkler’le birlikte Kırım’da yaşayan Musevî dinine mensup Türkler ile aynı dine mensup Yahudiler de sürgün edildiler Çünkü bu iki gruba mensup insanlar, Tırım Türkleri ile iyi ilişkiler içerisinde idiler

Yapılan işlem, Kırım Türkleri’ni yok etme politikasının, o günün öncesinde ve sonrasında, tarihin yazmadığı bir vahşetle uygulanması idi Bir aydan fazla süren yolculuk sırasında, kimsenin vagonlardan inmesine asla izin verilmedi Her türlü ihtiyaçlar, vagon içerisinde karşılanıyordu Ölenlerin cesetleri kokmaya başlayıp esasen zor teneffüs edilen hava, tehlikeli ölçüde zehirlenince, pencerelerden rast gele atılıyordu Yolculuk sırasında 195371 kişi öldü

Trenler; Kabartay, Sibirya, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan’da yolcularını boşalttılar Özbekistan’a gelenler, daha önceden hazırlanmış ve tembihlenmiş Özbek Türkleri tarafından taşlandı Yaralananlar ve ölenler oldu Hayatta kalmayı başarabilenlerin % 3’ü, çok kötü şartlar altındaki hayata dayanamadı Açlık, sıtma, verem ve diğer hastalıklar sebebiyle ilk altı ay içerisinde öldü Geri kalanlar, farklı iklim şartlarındaki sürgün bölgelerinde can, mal ve kültürel değerlerini korumaları engellenerek âdeta açık hava hapishanesi şartlarında yaşamaya mahkûm edildiler

Kırım Türkleri, 1956 yılına kadar zor şartlar altında hayatta kalmak için uğraş verdiler Bulundukları yerleşim alanının dışına çıkmaları yasaktı Eğitim görmeleri engelleniyor, kültürlerini korumalarına izin verilmiyordu Kırım şivesiyle konuşanlar, şarkı-türkü söyleyenler cezalandırılıyordu

1956 yılında Krusçev, Stalin dönemini karalama kampanyası başlattı Bu kampanya ile Kırım Türkleri, rahat nefes alma imkânı bulabildiler Kültürel organizasyonlarına ve eğitim görmelerine izin verildi Bu yumuşamadan cesaret alan Kırım Türkleri, vatana dönmek istediklerini ilgililere duyurmaya başladılar, Kremlin’e temsilciler gönderdiler 1960’lara gelindiğinde sürgündeki Kırım Türkleri’nin millî mücadelesi, firesiz bir kitle hareketine dönüşmüştü Miting ve protesto toplantıları düzenlendi Toplantılara katılanlar ağır şekilde cezalandırıldı 23 Nisan 1978 günü Musa Mahmut isimli bir Türk, soydaşlarına yapılan haksızlığı protesto etmek için kendisini yakarak intihar etti Kırım Türkleri’nin efsaneleşen lideri Abdülcemil Mustafa Kırımoğlu hapse mahkûm edildi

6 Temmuz 1987’de başlayıp 5 Ağustos 1987’ye kadar devam eden Moskova gösterilerinden sonra, SSCB yönetimi, Kırım Türkleri’nin vatana ihanet suçlarını kaldırdı Yine de dönüş izni vermedi

VATANA DÖNÜŞ

Beklenen izin 1990 yılının Temmuz ayında çıktı Kırım Türkleri’nden bir grup, 2-3 ay süren çileli yolculuktan sonra ata yurduna döndü 1944’e ayrılırken üzerlerindeki elbiselerden ve gönüllerindeki vatan aşkından başka hiçbir şeyleri yoktu Dönüşte; ceplerinde diplomaları, altlarında arabaları, cüzdanlarında az veya çokça bir paraları vardı Kimi inşaat mühendisi, kimi doktor, kimi müzisyen olarak meslek sahibi olmuştu Vatana döndükten sonra aylarca naylondan yapılmış çadırlarda yaşadılar İmkânı olanlar kendi evlerini kendileri inşa ettiler Olmayanlar, zor şartlar altında, fakat vatanda olmanın huzuru içerisinde yaşamaya çalışıyorlar

Sürgünden dönenlerin sayısı 260000 civarında Daha bir o kadarı dönüş izni bekliyor, imkân arıyor

Ukrayna Cumhuriyetine bağlı, 30000 kilometrekarelik alana sahip Kırım Muhtar Cumhuriyeti’nde 2600000 insan yaşıyor Etnik dağılım şöyle: Ruslar: % 67, Ukraynalılar: % 22, Kırım Türkleri: % 10 orana sahip Yarımadada 30000 Yahudi, 5000 Ermeni, 2500 Alman, 1500 Bulgar, 800 Karaim (Yahudi dinine mensup Türk) ve 500 Kırımçak (İsrail Yahudi’si) yaşıyor

Ruslar, Kırım’ın Rusya’nın bir vilâyeti olması için çalışıyorlar Ukraynalılar, Türkler ve diğerleri tam bağımsızlık veya mevcut statünün devamından yana görüş bildiriyorlar

Kırım, Rusya ve Ukrayna kıskacında huzursuz günler yaşıyor

Sürgündeki son Kırım Türkü anayurduna dönmeden, Kırım’ın gelecekteki statüsünü belirlemek huzursuzlukları artırır

Kırım’da, sürgünde yaşayan Kırım Türkleri; büyük önderleri Gaspıralı İsmail Bey’in söylemi ile: “Dilde, fikirde ve işte birlik” sağlayabilirlerse, arzuladıkları çözüme kolay ve tez ulaşabilirler

OĞUZ ÇETİNOĞLU

Yeryüzündeki 150 Milyona yakın Türk milleti dünyanın en güzel, en zengin memleketlerinden biri ve Türklüğün 1500 yıl öz yurdu olan Kırım'ı unutmamış, unutmayacaktır

alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.