![]() |
Büyük İhanet |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Büyük İhanetYıllardır ortaya attıkları asılsız iddialarla Türklere kin kustular, kan döktüler ![]() Ruslara katılıp Osmanlıyı sırtından hançerleyen Ermeni mebuslar vardı ![]() ![]() ![]() Ermenilerin ve işbirlikçilerinin iddialarının gerçek yüzü YILLARDIR ORTAYA ATTIKLARI ASILSIZ İDDİALARLA TÜRKLERE KİN KUSTULAR KAN DÖKTÜLER ![]() ![]() ![]() ![]() Tarih onları yalanlıyor Ermeniler ve onların iç ve dış işbirlikçileri 1915 yılından başlayarak bizim onlara soykırım uyguladığımızı öne sürmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() Üç gerçek - üç soru Bu savların tarihsel verilere ne denli aykırı olduğunu saptayabilmek için, her şeyden önce, şu üç gerçek ortaya konulmalı ve bunlar göz önünde tutularak sorulacak sorulara yanıt aranmalıdır: 1 Osmanlı Devleti, çok etnik guruplu/uluslu ve değişik dinlerden toplulukların oluşturduğu bir devletti ![]() Eğer Osmanlı yöneticileri öne sürüldüğü gibi gerçekten de Ermeniler’e karşı bir soykırım yapmışlarsa, neden başka etnik guruplardan ve dinlerden olanlara değil de yalnız Ermeniler’e soykırım yapmışlardır? 2 Ermeniler, göreceğimiz gibi, Osmanlı Devleti’nin üst düzey yönetim kadroları içinde yer alıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti’nde ilk Ermeni ayaklanması 1862 yılında olduğuna göre; Ermeniler kendi iktidarlarına ve kendilerinin de yönettiği devlete karşı mı ayaklanmışlardır? Öyleyse neden? 3 Soykırım savı, I ![]() ![]() Durumun böyle olmasına karşın, bu tarihe gelinceye değin yarım yüzyıldır Ermeniler’in terör eylemleri niçin hiç söz konusu edilmemektedir? Temeldeki yalan Bu üç soruya verilecek yanıtlar işin gerçeğini ortaya koyacaktır ama önce Ermeni savlarının en temelinde bulunan ve Türkler’in Ermenileri yerlerinden yurtlarından ettiği, Ermeni devletinin topraklarına el koyduğu savlarına değinmek gerekiyor ![]() * Bir kere, çok daha sonraları Osmanlı Devleti sınırları içinde kalacak olan ve Ermenistan denen coğrafî bölgede bulunan Ermeni beylikleri, Bizans tarafından 1045 yılında ortadan kaldırılmıştır ![]() ![]() ![]() * Kilikya’da bulunan Kilikya Ermeni Baronluğu’na gelince; 1342 yılına kadar Ermeni kırallarca yönetilmiş, ancak kıral IV ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu nedenle, eğer bugün Ermeniler bağımsızlıklarını yitirmiş olmalarının sorumlularını arıyorlarsa, doğru adresleri: 1- Bizanslılar’ın devamı olduklarını öne süren Yunanlılar, 2- Fransızlar, olmalıdır ![]() ASALA’nın katliamları hafızalardan silinmedi Fatih, Ermenilere büyük hoşgörü göstermişti Ermenilere özel hukuk Fatİh Sultan Mehmet, Bizans tarafından ezilip hırlanan, İstanbul’un kapılarından içeri sokulmayan Ermeniler’inden elinden tutmuş, hukuksal ve dinsel açılardan iç örgütlenmelerini sağlamış, kısacası onları “ihya” etmiştir ![]() ![]() İstanbul, Rumlar’ın elinde bulunduğu devirde, Ermeniler’in oraya yerleşmeleri şöyle dursun, bezirgân olarak bile hiçbir Ermeni şehre giremezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kiliseler Samatya’daki Surp Georg ve Balat’taki Surp Hıreşdagabet kiliseleridir ![]() Tarihi hakikat Çok daha sonraları Ermeni yazar Yetvart Çark da şöyle diyecektir: ”Sultan Fatih’in (1430-1481) İstanbul’u fethetmesiyle, Ermeniler’in istikbali [geleceği] için yeni bir yıldızın parlamaya başladığını söylersem, tarihî bir hakikati tebarüz ettirmiş [belirtmiş] olacağıma kaniim ![]() ![]() ![]() Fatih, bununla da yetinmemiş, 1461’de Bursa’daki Ermeni piskoposu Hovakim’i İstanbul’a getirterek ona ”Ermeni Patriği “ unvanını vermiştir ![]() Hovakim’in ve onu izleyen patriklerin devlet içindeki ayrıcalıkları ve yetkileri şunlardı: 1-Dinsel konularda tek yetkiliydi ![]() 2-Hukuk alanında kişilik hakları ve bunların korunması, haklara ehil olma, borçlanma ehliyeti gibi konuların düzenlenmesi ve bu alanlardaki uyuşmazlıkların çözülmesi Patrikhane’nin yetkileri arasında bulunuyordu ![]() 3-Evlenme, boşanma, nesep, miras v ![]() ![]() ![]() Böylece Ermeniler, Osmanlı Devleti içinde ayrı bir hukuk düzenine sahip olmuşlar ve bu da onlara kendi ulusal çerçevelerinde örgütlenme olanağı sağlamıştır ![]() ![]() Bu durum bile,tek başına, Ermeniler’in hiç de öyle öne sürüldüğü gibi hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmadıklarının su götürmez kanıtıdır ![]() ERMENİLER: Osmanlı’nın zenginleri ![]() ![]() ![]() Ermenİler’in Fatih II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mantran diyor ki ![]() ![]() ![]() Tarihçi Robert Mantran’ın belirttiğine göre de, Ermeniler kendilerini asıl ticaret alanında göstermişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ermeniler servetleriyle birçok taraftar kazanmış, nüfuzlarını genişletmiş, hatta sadrazamların tayinini dahi temin edebilmek vaziyetine girmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni yazar Oscanyan’ın New York’ta 1857’de yayınlanmış olan ” The Sultan and His People “ (Sultan Ve Halkı) adlı kitabında yer alan şu satırlar, durumu daha bir açıklığa kavuşturacaktır: En nüfuzlu toplum “Ermeniler Türkiye’de günlük yaşamın temelini oluşturuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En yoksul köylü bile ektiği tohumun bedeli için onlara borçlanırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Dikkat edilsin: Oscanyan, kitabının yayınlandığı 1857 yılında bile durumun hâlâ öyle olduğunu belirtiyor ![]() ![]() ![]() ![]() [size="2"] |
![]() |
![]() |
|