![]() |
Fuzûlî'nin Beyitleri İle Aşk... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fuzûlî'nin Beyitleri İle Aşk...![]() "Aşk imiş her ne var âlemde ilm bir kıyl ü kâl imiş ancak" Mehmed Bin Süleyman: Fuzuli Fuzuli'nin şiirinin en önemli özelliği içtenliği, coşkunluğu ve sadeliğidir ![]() Şiirlerinin başlıca temaları; sevgi, ıstırap, dünyanın faniliği, ölümvs ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzulinin aşk anlayışı aşağıdaki beyitte özetleniyor ![]() ![]() ![]() ![]() Ey Fuzuli yâr eğer cevr etse ondan incinme Yâr cevri âşıka her dem mahabbet tazeler ![]() Fuzuli aşk derdiyle hoştur ![]() ![]() ![]() "Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl aşna beni Bir dem belayı aşkdan etme cüda beni" duasıdır ![]() Şair burada Allaha şöyle yalvarıyor: Yâ Rabbi aşk belası ile beni her zaman beraber kıl ![]() ![]() ![]() Aşk, Fuzuli için her şeye değerdir ![]() ![]() ![]() "Cennet için men eden aşıkları didardan Bilmemiş kim cenneti aşıkların didar olur" Ancak yine de sevdiğine kavuşmak yoktur ![]() ![]() "Aşk derdinden olur âşık mizacı müstakim Âşıkın derdine derman etseler bimar olur ![]() Bu beyitleri okuyanlar şöyle düşünebilirler: Âşık olan kimse aşık olduğu kişiye kavuşmak istemez mi? İnsan neden çektiği ızdıraptan mutlu olsun ki? Acı çekmek neden şaire bu kadar zevk vermiş? Kavuşsa daha mutlu olmaz mı? Hayır, kavuşsa daha mutlu olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Senden itmen dad cevrün var lütfun yoh deyüp Mest-i zevk-i şevkinam birdür yanumda var yoh" Günümüz Türkçesiyle: Ey sevgili, eziyetin var da lütfun yok diye senden adalet istiyor değilim; bilakis ben senin şevkinin (özlemin, çoşku ve ışığın) zevkinin mestliğinde yaşıyorum, var ile yok yanımda eşittir ![]() Şair çektiği aşk acısı ile övünür şiirlerinde ![]() ![]() "Mende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var Aşık-ı sadık menem Mecnun’un yalnız adı var" Nitekim ilimden başka her türlü hayat, cemiyet ve marifet mevzularında büyük tevazu gösteren şair, yalnız aşk mevzuunda kendisini geçebilecek bir gönül görmeye razı değildir ![]() "Verseydi âh-ı Mecnun feryadımın sadasın Kuş mu karar ederdi başındaki yuvada" ![]() Bilindiği gibi Mecnun, sahralarda çöllerde gezerken vahşi hayvanlar ve kuşlar ile öyle dost olmuş, aşk iklimi aslan ile ceylanı, güvercin ile şahini aynı dostluk meclisinde öylesine yakın eyleyip buluşturmuştu ki, zaman zaman güvercin, bülbül ve kumruların Mecnun’un dağınık saçlarını yuva ittihaz edip başına konduğu olurdu ![]() “Eğer Mecnun’un Leyla’ya hasretle çektiği ahlar, benim ettiğim ahların yanık sesini verseydi, başındaki yuvada asla kuş duramaz, yanar kül olurdu ![]() Aşk ve ızdırap şairi olarak tanınan Fuzuli’nin aşk telakkisi tamamıyla platoniktir ![]() ![]() "Yine ol mah benim aldı kararım bu gece Çıkacaktır feleğe nale-i zarım bu gece Var idi subh visaline Fuzuli ümmid Çıkmasa hasret ile can-ı figanım bu gece" O ay yüzlü sevgili şairin aklını başından almıştır ve şairin ağlamaları, aşk derdi ile inleyişleri bu gece gökyüzüne kadar çıkacaktır: Ey Fuzuli, sabah kavuşma için ümidim var idi eğer bu gece yaralı incinmiş canım hasret ile çıkmasaydı ![]() Yukarıdaki iki beyit şairin ne kadar acı çektiğini, çektiği bu acı ile inlediğini ve bu iniltilerin gökyüzüne vardığını, hatta bu acının canına mal olduğunu onu adeta öldürdüğünü anlatıyor ![]() ![]() ![]() Ancak her ne kadar şair sevgiliye kavuşmak istemese de sevgilinin başka aşıklara kalbini açması, sevgiliyi başkalarıyla paylaşma fikri şairi uykusuz bırakır ![]() "Hab görmez çeşmimiz endişe-i ağyardan Pasbanız genc-i esrar-ı mahabbet bekleriz" Şair burada “Başka aşıkları sevgiliye ulaşır korkusu ile geceler boyunca gözümüze uyku girmiyor”, derken sevgilisine başka ortak edinmemenin; “Sevgi sırrını içeren hazinenin kapısının bekçisiyiz” derken de sevgilinin başka âşıklar edinmesinin önünün almanın gayreti içindedir ![]() ![]() ![]() Fuzuli’ye göre sevgiliye duyduğu aşktan dolayı halkın onu ayıplaması ve ayıplamaya katlanmak gene aşıklığın doğal bir sonucu sayılmalıdır ![]() Fuzuli çoğu zaman çektiği aşk acısından dolayı herkese rezil olduğunu, halkın onu dışladığını ayıpladığını düşünür ![]() "Cümle-i halk bana yar için ağyar oldu Kalmadı kimse bana yar Hüda’dan gayrı" Günümüz Türkçesiyle: Halkın hepsi bana sevgiliye duyduğum aşktan dolayı yabancı oldu ![]() ![]() "Fuzuli rind-i şeydadır, hemişe halka rüsvadır Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı" Fuzuli çılgın bir aşıktır, bunun için halka her zaman rezil olmuştur ![]() ![]() Şair, halka rezil olmanın, dışlanmanın, ayıplanmanın dışında bir sürü eziyete katlanmakta ve ciğeri parça parça olana dek acı çekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sitemin taşıyla başı yarık bedeni şikeste Fuzuli’yim Bu işaret ile bulur beni soran olsa nam-ı nişanımı" ![]() Fuzuli sevdiğinin fiziksel özelliklerini en mükemmel şekilde anlatmakla beraber, sevgilinin insafı bu iltifatlardan nasibini her zaman alamaz ![]() ![]() ![]() "Şerbet-i lal’in ki derler çeşme-i hayvan ona Ol verir can dem bedem uşşaka vü ben can ona Ey Fuzuli ol sanem efganına rahm eylemez Taşa benzer gönlü te’sir eylemez efgan ona" Gazelin matlasında (ilk beyitinde) şair sevdiğinin dudaklarını şerbete benzetiyor ve bu dudakların bir canlılık dirilik çeşmesi olduğunu söylüyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şair Farsça divan mukaddimesinde şunları söyler: “Bir gün bir mekteb sahasından geçiyordum, yolum oraya düşmüştü ![]() ![]() ![]() O güzel, şairin şiirlerinden birkaç beyit okumasını ister, şair, Arapça ve Türkçe şiirlerinden birkaç beyit okur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tabii bunlar şairin hayal gücünün eseri ![]() “Ve ennehum yekulüne ma la yef’alün ![]() Hiç şüphe yok ki şairler, yapmadıkları şeyleri söylerler ![]() |
![]() |
![]() |
|