Prof. Dr. Sinsi
|
Sevgiliye Yazılabilecek Aşk Mektubu Örnekleri....
Platonik aşk üzerine mektup
Sana uzaktan bakıyorum Sana bakmak inanılmaz mutlu ediyor beni Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor, yüreğim de Yanında biri mi var, ona bir şey mi söylüyorsun, onunla gülüyor musun içim yanıyor Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor Senin baktığın her yer artık güzel, senin konuştuğun her insan, özel oluyor
Sen evine şu yollardan gidiyorsun Ardından yürüyorum Beni fark etmiyorsun Önünden geçtiğin evlere, gölgesinde yürüdüğün ağaçlara, her gün bindiğin otobüse bakıyorum Senin gözünle bakıyorum Sen yokken de o yollardan defalarca geçiyorum Senin kokun, senin havan, senin havan sinmiş havaya Sanki seni soluyorum
Akşamları ne yaparsın acaba? Sofraya oturduğun zaman yanında kimler var? Hangi yemeği severek yersin, neyi sevmezsin? Kitap okur musun? Hangi kitapları seversin? Ne tür filmlerden hoşlanırsın? Televizyon izler misin? Gece sokağa çıkar mısın? Arkadaşlarınla en çok neye gülersin? En çok kim kızdırır seni Hangi futbol takımını tutarsın?
Bilmeliyim Senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim Çünkü ben de o filmlere gideceğim, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim Bilmeliyim Baştan kuruyorum dünyamı Seninle yaşamaya başlıyorum
Onca kalabalığın içinde, karmaşık yaşamın ortasında eğer sen varsan daha seni görmeden bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor yüreğim Bir ışık çarpıyor yüzüme, bir sıcaklık yürüyor göğsümde Anlıyorum ki sen varsın Sen ordasın Sen gelmişsin Bakmadan, başımı çevirip seni görmeden varlığının farkındayım
Ey uzak uzak baktığım göz göze gelmeden, saçını okşamadan, değil bir rüyayı bir cümleyi paylaşmadan sevdiğim sevgilim Bir aşk filiz verdi, fidan verdi, kök saldı içimde Onu sana göstermek için ömrümü veririm
Özlem üzerine aşk mektubu
Sevgilim
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta ? Saymadım Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın Şimdi sis içinde bütün dünya Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak 
Sevgilim özlüyorum seni Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli  
Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme Damlalar yüreğime vuruyor Gecenin karanlığında bir başınayım Uykularım bölük pörçük Bütün rüyalarımda sen gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor
Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim Yüreğimden mühürlendim sana Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni
Yoksun, gittin, tek başına koydun  Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek yanıyorum Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum
Ayrılık üzerine aşk mektubu
Sen gittin Bir zifiri karanlık, bir zından yalnızlığı, ağır bir boşluk bıraktın geride Gittin ve dönmeyeceksin bir daha Haklısın gidişinde, bu aşkı bitirmekte haklısın Tek söz söyleyemedim Yüzüne bakamadım Karşında ağlamadım Eridim, tükendim, bittim Sonsuzlukta bir insan nasıl olur sesi soluğu nasıl duyulur?
Elveda aşkım Elveda sevgilim Sen kendini hiç böyle gereksiz, böyle değersiz, böyle yapayalnız hissettin mi? Ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk Aynalara bakıyorum Aynada gördüğüm ben değilim Gözlerim cehennem ateşi dudaklarım mühürlenmiş Ellerim titriyor Yüreğim kızgın demirlerle dağlandı Yokluğunun bedeli çok ağır sevgilim
Sevinçlerim, hayallerim, umutlarım, renkli dünyam elveda Elveda yaşamak Yaşamın anlamı elveda Kimse farkında değil yokluğunun Sensiz ne hallerde olduğumu kimse bilmiyor Anlamıyor yitip giden bir aşkın kederini
Düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun, ayaklarımın altından kayıp gidiyordu toprak, denizlerin ovaların üstünde uçuyordum Güneş kadar yakındı bana aşk Güneş kadar sıcak ve parlak Bıraktın birdenbire, kanatlarım kesildi Hızla çakıldım yere, boşluğun içindeyim, şimdi hiçbir şeyim Oysa dünyanın en zenginiydim Bütün çiçekler bizim için açardı, bizim için ballanırdı meyveler, ekinler bizim için bereketli, sular bizim için çağlardı Şimdi toz duman içinde kızgın bir çöldeyim Yönümü yolumu şaşırdım Sam rüzgarlarına bıraktım gövdemi, sürüklenmekteyim
Sen bensiz nasılsın, bilmiyorum Rahat mısın, mutlu musun, bu kadar çabuk beni unutur musun? Nasıl birden mazi olursun?
Düne kadar gözlerinden aşkı içtiğim, dudaklarında yüreğimi erittiğim, uğruna bıçaklar çekip dünyaya meydan okuduğum ey sevgili nerdesin? Kimlesin? kimlerlesin? Kimlerle oynaşır gönül eğlersin? Ben burada, terk edip gittiğin yerdeyim
Elveda aşkım Elveda birtanem Elveda sevgilim! Elveda sana 
Karşılıksız aşk üzerine mektup
Seni ne çok sevdim ben Ne çok gözyaşı döktüm senin için Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim
Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim Ağır hastalar geceyi zor geçirir Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar Yalnızdı gecelerim Hastaydı gecelerim Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim Adına yalnızlık dedim Sensizlik dedim Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin Bu bir ölümdü, bu bir fermandı  Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı Amansız acılar içindeyim
Ey Sevdiğim Ben seni ne çok sevdim Dünya bildi, bir sen bilmedin Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı Senin yokluğuna dokundum, içim yandı Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı Kendi sesim yine bana ulaştı Anladım ki beni hiç duymayacaksın
Sana sitem edemem Sana kırılamam Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim O da MUTLU OLMAN
MUTLU OL SEVDİĞİM BİRİCİĞİM AŞKIM NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL  
İhanet üzerine mektup
Sana hiçbir şey söylemek istemiyorum Bütün sözcükler yetersiz Hiçbir şey yazmak istemiyorum Engin denizlerde kulaç attığım, üstüme gökkuşağını kuşandığım bu aşk yalanmış Şimdi karanlık sularda boğuluyorum Gökyüzü kurşun gibi ağır Ne yana dönsem yalan Gülüşler yalan, vaatler yalan İnsanlar yalan Ben seni mi sevdim Senin gözlerinle mi baktım dünyaya senin ellerinle mi çiçek derledim sevinçti, aşktı göğsüme bastım Kocaman bir yalanı seninle mi yaşadım?
Gözlerine baktığım zaman cennet bahçesine geçerdim Bir aldatmacaymış, kötü bir rüya Kötülüğün bile bir yüzü vardır, bir görünüşü ama en beteri buymuş bu aldatmaca Bir masal olsaydın razıydım, bir şiir olsaydın, alır saklardım Güzel bir yüz kalırdı senden geriye, hoş bir anı kimsenin dokunamıyacağı bir tarih Ama hiçbir şey kalmadı Bir yokluğu varsaymışım Bir HİÇe sarılmışım Çölde serap bile değilsin Serabın gizli ışığı vardır Sen ışığı yutan karanlık bir kör kuyu Ben kör kuyularda kaynak suyu aramışım
Nasıl olsa biterdi bu aşk Ama unutulmaz bir hatıra, gençliğin en güzel anısı olarak kalsaydı Sen hiçbir şeyin değerini bilmedin Kökün çürük, yaprağın kül, meyvan zehirmiş Ben seni aşkın yerine koymuş aldanmışım Kabahat sende değil, ben insan tanımamışım
Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim Çünkü sen zaten yokmuşsun Asıl kızılacak kişi benim Küçücük bir toz tanesini bir mücevher sanmışım Senin ihanetin bana koymadı Beni kahreden, beni yokeden, beni bin pişman eden tek şey bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım Sen zaten yokmuşsun ki senin neyine yanayım?
Sevgiliden özür dilemek için mektup
Sevgilim sana nasıl söyleyeceğim, nasıl yazacağım Kelimelerim yetersiz, kalemim tutuk Sana öyle hasretim ki bütün sözler ifadesiz Senden önce yaşamamışım, senden önce ben ben değilmişim Sen gittiğinden beri yine kendimde değilim Seninle yaşadıklarım yetmiyor, anılar kalbimin acısını dindirmiyor Ayrılık kapıyı çaldı, seni benden aldı artık içeri hiç kimse giremiyor
Sevemiyorum kimseyi, gözlerim senden başkasını görmüyor Ellerim senden başkasına gitmiyor Dudaklarım senden başkasını öpmüyor Geceleri bir yorgan gibi çekip üstüme, karanlığı örtüyorum Uzak yıldızların ışığı bile bu karanlığı delip geçmiyor Yıldız yok, ay yok, bulut yok umut yok sevgilim Umutsuz yaşanmıyor
Sokağa çıksam attığım adımlar boşlukta geziniyor, yağmurlar yağsa damlalar bana seni söylüyor Çiçeklerin boynu bükük, güneş bitmiş Dünya benden hesap soruyor Bu ceza çok ağır sevgilim, bana reva gördüğün bu ceza çekilir gibi değil Yüreğim sökülüyor
Hatamı biliyorum, yanlışın farkındayım Senden özür dileyecek yüzüm yok İstersen kapının eşiğinde küçük bir taş olayım itip kaktığın, yeter ki uzaklara fırlatıp atma beni Pencerende bir kuş olayım, elinin tersiyle uçurma beni İnce parmaklarında solgun bir çiçek olayım, buruşturup kırma beni 
Susup gittin, çekip gittin Bir namlunun ucuna kurşunu sürüp gittin Ama öyle kaskatı öyle ağır ki ruhum, can damarım kesilse bir damla kanım akmaz Gözlerim ufka dikili, bir küçük kızıl ışık bekliyorum senden Bir aydınlık teli Bir umut affeder misin beni?
Nazlı sevgiliye aşk mektubu
Biliyorum sen de seviyorsun beni Gözlerinden okunuyor, uyku gibi, yağmur gibi, duman gibi aşk dökülüyor gözlerinden Beni sevmediğini söylerken dudaklarının kıvrımında öyle bir işaret görüyorum ki sevdiğini söylüyor Elini tutuyorum, elimi iterken elin, yanarak titriyor
Biliyorum sen de seviyorsun beni Bazen hiç ses vermiyorum sana, beni çağırıyorsun, adımı sesleniyorsun, yüreğin beni arıyor Uzaklara giderken beni de alıp götürüyorsun, yoksa bu kadar çınlar mıydı kulaklarım ? Akşam yıldızına bakarken ben geçiyorum aklından, yıldız birden ışığa kesiyor
Beklenmedik bir zamanda, umulmadık bir yerde ansızın karşıma çıkıyorsun, gözlerimiz karşılaşınca yüzünü çeviriyorsun Benim yanaklarım alev alev senin dudakların nar çiçeği bir rüzgar esiyor aramızdan görmezden geliyorsun En yaşanacak zamanda saatler boşa akıyor, çileler sarıyorsun
Sevgilim, benim nazlı sevgilim Neden bu cefa ? Neden susuyorsun? Aramızda niçin bu kadar insan, neden bu kadar engel koyuyorsun ? Sevgilim her şey bahane bütün söylediklerin Kelebek kanadı kadar ince, yağmur damlası kadar temiz bir aşk bu Korkmana, kaçmana gerek yok

•:*´¨¨`*:• *´¨¨`*:• bitanem özledim seni   •:*´¨¨`*:• *´¨¨`*:•
|