Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bırakalı, çok, dış, kurmayı, oldu

Düş Kurmayı Bırakalı Çok Oldu...

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düş Kurmayı Bırakalı Çok Oldu...



? Düş kurmayı bırakalı çok oldu, insan düşleyebildiği kadar yalnız kalıyor hayatta ve kimse sizin düşlerinizden daha değerli olamıyor Siz kendi düşlerinizin peşinde koşarken başkalarının düşlerinde yok olup giden bir hayatın başrolüne soyunuyor sıradan bir figüran olup kalabiliyorsunuz Hayatınızdan uzayıp gidenler bulundukları yere yakışmayanlardır, bir papatya saksıda güzel durmaya bilir ama bir dağın yamacında ondan güzeli yoktur Bırakın herkes kendi düşünde yaşasın? ?

Genç kıza ;

Belki döner gelirsin diye güneşin peşinden gelen geceyi süslüyorum şiir cümlelerinden ışıklarla ve çevresine üşüşüyor seni özlemleşen pervaneler Her gece koynuna giriyorum yüksek desibelli çağrı nidalarının, boğuluyorum kaybolan boşluğunda uzakların

Şiirlerin aynı sözleri tekrarlayan sıradanlığında seviyorum seni, şairlerin ağıtları düşüyor fikrimin yoğunluğuna, yaşamın geçirgen yanlarını seviyorum Hak edilmemiş güzelliğini vermenin ezilmişliğinde her şeyi adayarak seviyorum Belki gelirsin diye önce geceyi sonra sabahı karşılıyorum, zamansızlık içinde ağlamanın ince sızısına tutunan umudumun ateşini kaybederek azalıyorum yaşamdan sevginin gerçekliğini

Sevgiliye;

Belki eski şarkıların seslerini taşıyan rüzgâr getiremedim bahar vurduğunda kendi sırrında dalgalanan saçlarına, hasret bırakılmış hissettin Oysa tutkulu sevdanın ellerini özleyen saçlarına dokunulsun istemedim, kendi susuzluğumu senin doygunluğunda unuttum sevmek dedim adına?

Yanında yaşattığın tekilliği vurgulamadın resimlerin sahte renklerine, bakışlarında ki hırsın acısında kırıldım kaç milyon kez ağlamadım umut saydım sonrası olmayan günlere, eğmeden bükmeden yaşadım doyasıya, sevmek dedim adına

Günah çıkardım şeytan volta vurduğunda kapımda bir ölüm ötede gördüm seni, kapattım gözlerimi cansızlığına dayanamadım Çektim kınından çıkarır gibi ruhumu sayısız ihanetinden, suçsuzladım seni pişmanlığın kararsızlığında af ettim Bir suçlu vardı o da bendim ve ilan ettim

Öyleyse ben suçluyum yine istedim ya sevmeyi, ne hak ettim ne hak edildim İstedim anlamadım kim ne kadar ister kim ne kadar gerçek Kasvetli gökyüzü renkli denizi bıraktım yaşamak için, oysa deniz olmadan nefes alamazdım Suçluyum, kendi düşüncelerimde yaşadım tüm mutlulukları ve bırakmadım kimseye aldatılacak kadar bile gülümseme Olur, olmaz adamlığın sıfatında isim takılarından medet umuyorum, oysa zavallı bir edatım Noktalama işaretlerime bırakın beni bir nefeslik es yaşamaya im olsun Bulutların lisanına benzer gözlerimizin sağanakları, sağanaklar sessiz ağlamalardır, bereketsiz yağmurlar döker

Aşka;

Pişman değilim, olmadım, olmayacağım Alıştım, korkmuyorum uzun süren sessizliklerden Seviyorum Dışımda tuttuğum sahtekâr düşüncelerin adına vurguluyorum her "seni seviyorum" cümlesinin ana fikrini İncecikten gelen sızının tadını aldım ışığın süzülen sıcaklığında Mayhoş zamanın geçirgenliğin de yüzüne vuran dağınık gölge kırıklarında tut diye öğütledim aynalara gelişleri, gidişlere sözüm söz kaçmak kurtulmaktır Soğuk odanın loş ışıklarında rüzgârın sesine kayıtsızca kendimi bıraktığım andan beri seni zerk ediyorum kanıma zehir diye Kimliksiz yalnızlıklar düşüyor rüyalarıma Ben tekrarlanan rüyalarda can veriyorum

Sonra sorguluyorum geçmişe düşün karelerini Fotoğraflarda adını unuttuğum, içinde kalamadığım anların kurtulmuşluğunu sahipleniyorum, cehennemin içine düşer gibi kendi yangı acılarımla tutuşuyorum Bilinç kayması olmalı sorgulayan ben, sorgulanan ben, suç benim ceza veren ben

Mesela çıkmasaydın karşıma, gülüşün olmasaydı güneşli günün sabahında esaretimi başlatan Mevsim küskün bir bahar olmamalıydı ve ben büyümeye çalışan çocuklar gibi ellerimin acıya kenetlenmiş zincirlerini kırmak istemeseydin Yine kendi öksüzlüğümde öyle sakin öyle hazin yalnızlığım da sessiz gidişimde kalsaydım Notalar sevilen melodiyi oluşturma telaşına düşmeseydi ve duymasaydık sesine vuran sesimizi, öğrenmemiş olsaydık aşk nedir, sevda nedir, ayrılık hangi dilde acı verir

Sevdaya;

Şimdi üzüntün altı çizilesi anlatısıdır sohbet aralarında kasvetli ses tonumun esrarına sığmayan Sonrası yok, huzur aramak nafile, huzursuzluk seviyor adam olmayan bedeni Sarıp sarmalıyor billur günün endişesi

Ayrılığa;

Hiç şarkımız olmadı bizim olmasını da istemedik, ne güzel!!! Ahımıza uyanmadı hiç bir sabah ve bir yastığın aynı yönüne düşmedi hiç "günaydın" Gittiğim essiz yolun kavislerinde şekillenen yüzümün tebessümüne daha doymamışken böylesi acı yaşamın çekimine düşmek yanlıştı elbet Gidince yaşamak dedin mi nefes aldığın günlerin durmaksızın akışının aralarına Gidince bitti mi içinde fırtına ve gidince kendi acılarını büyüterek kazandın mı bende kaybettiklerini Unutmak başlamamaktan güzel ve sahte insanlar Yalan dünyanın sıradan insanı sende et ve kan başka neyin var Seni var ettiğim kadar varsın, hepi hepi o kadarsın

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.