Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayetler, hakkında, münafıklık

Münafıklık Hakkında Ayetler

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Münafıklık Hakkında Ayetler




Münafıklık hakkında Ayetler
Hakkında Münafıklık hakkında Ayetler




Münafıklık hakkında Ayetler

İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir (2/8)

(Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar Oysa onlar yalnızca kendilerini aldatıyorlarlar ve şuurunda değiller (2/9)

Kalplerinde hastalık vardır Allah da hastalıklarını arttırmıştır Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlar için acı bir azab vardır (2/10)

Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler (2/11)

Bilin ki; gerçekten asıl fesatçılar bunlardır ama şuurunda değildirler (2/12)

Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler Bilin ki gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler (2/13)

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise derler ki: "Şüphesiz sizinle beraberiz Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz" (2/14)

(Asıl) Allah, onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır (2/15)

İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır (2/16)

Bunların örneği ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir (2/17)

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Bundan dolayı dönmezler (2/18)

Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü 'gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki yıldırımların saldığı dehşetle'; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar Oysa Allah, kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır (2/19)

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar Allah dileseydi işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi Şüphesiz Allah herşeye güç yetirendir (2/20)

Ki, (bunlar) Allah'ın ahdini onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar Kayba uğrayanlar işte bunlardır (2/27)

İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah'ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır (2/204)

Ona: "Allah'tan kork" denildiği zaman büyüklük gururu onu günaha sürükler kuşatır Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o (2/206)

Sana Kitabı indiren O'dur O'ndan Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir Kalplerinde bir kayma olanlar fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık tümü Rabbimizin katındandır" derler Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez (3/7)

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi bir uyuklama ki içinizden bir grubu sarıveriyordu Bir grup da canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır" Onlar sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar "Bu işten bize bir şey olsaydı biz burada öldürülmezdik" diyorlar De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine devrilecekleri yerlere gidecekti (Bunu) Allah sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı) Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir" (3/154)

Ey iman edenler, inkâr edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için: "Yanımızda olsalardı ölmezlerdi öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın Allah bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı Dirilten ve öldüren Allah'tır Allah, yaptıklarınızı görendir (3/156)

İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi (Bu Allah'ın) mü'minleri ayırdetmesi; (3/166)

Münafıklık yapanları da, belirtmesi içindi Onlara: "Gelin Allah'ın yolunda savaşın ya da savunma yapın" denildiğinde "Biz savaşmayı bilseydik elbette sizi izlerdik" dediler O gün onlar imandan çok küfre daha yakındılar Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı Allah onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir (3/167)

Onlar kendileri oturup kardeşleri için: "Eğer bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi" diyenlerdir De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz ölümü kendinizden savın öyleyse" (3/168)

Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister (4/60)

Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün (4/61)

Öyleyse nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu onlara bir musibet isabet eder sonra sana gelerek: "Kuşkusuz biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Allah'a yemin ederler? (4/62)

İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir O halde sen onlardan yüz çevir onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle (4/63)

Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik Onlar, kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden esirgeyen olarak bulurlardı (4/64)

Hayır öyle değil; Rabbine andolsun aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp, sonra senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar (4/65)

Eğer gerçekten biz onlara: "Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık onlardan az bir bölümü dışında bunu yapmazlardı Onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu (4/66)

Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır Şayet size bir musibet isabet edecek olsa: "Doğrusu Allah bana nimet verdi çünkü onlarla birlikte olmadım" der (4/72)

Eğer size Allah'tan bir fazl (zafer) isabet ederse o zaman da sanki onunla aranızda hiçbir yakınlık yokmuş gibi kuşkusuz şöyle der; "Keşke onlarla birlikte olsaydım böylece ben de büyük 'kurtuluş ve mutluluğa' erseydim" (4/73)

Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin namazı kılın zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında onlardan bir grup insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz ne diye savaşı üzerimize yazdın bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler De ki: "Dünyanın metaı azdır ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksİnız" (4/77)

Her nerede olursanız ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler De ki: "Tümü Allah'tandır" Fakat ne oluyor ki bu topluluğa hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar? (4/78)

Kim Resûl'e itaat ederse gerçekte Allah'a itaat etmiş olur Kim de yüz çevirirse Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik (4/80)

"Tamam-kabul" derler Ama yanından çıktıkları zaman onlardan bir grup karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar Allah karanlıklarda kurduklarını yazıyor Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et Vekil olarak Allah yeter (4/81)

Onlar hâlâ Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkasının katından olsaydı kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler ihtilaflar) bulacaklardı (4/82)

Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde onu yaygınlaştırıverirler Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine ***ürmüş olsalardı onlardan 'sonuç-çıkarabilenler' onu bilirlerdi Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz (4/83)

Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir Allah'ın saptırdığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın (4/88)



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.