Dinde Şahsi Görüş Olurmu

Dinde Şahsi Görüş Olurmu
Hakkında Dinde Şahsi Görüş Olurmu




Dinde sahsi görüslerin yeri yoktur Dinde nakil esastir Akla göre din olmaz Islamiyet, nakle dayanan, selim akil dinidir Selim akil, yanilmayan akildir Birinin aklina uygun gelmeyen bir sey, selim akil sahibi için uygun gelebilir Akla göre din olsa, insan sayisi kadar din olur Islamiyet’te aklin ermedigi sey çoktur Fakat, selim akla uymayan bir sey yoktur

Bazilari, (Islam artik toplumun gereklerine göre degismelidir Mesela (Teknoloji ilerledi, Avrupa uygarligi benimsenmelidir, kadinlar daha özgür olmalidir) diyorlar Imam-i Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Yapacaklari degisiklikle, dini düzeltecegini sanip dinin noksanligini tamamladigini söyleyenler çikiyor Halbuki din noksan degildir Kur’an-i kerimde mealen, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim, üzerinize olan nimetimi tamamladim, size din olarak Islamiyet’i vermekle razi oldum) buyuruldu Dini noksan sanip, tamamlamaya [reform yapmaya] çalismak, bu âyeti inkâr olur) [m260]

Dini insanlar çikarmadi ki insanlar degistirsin Kadinin nasil giyinecegini insanlar tespit edemez ki Allahü teâlâya inanan kimse, O ne demisse ona inanmasi gerekir, uyarsa daha büyük nimettir (Ben hepsini uygulayamiyorsam da hepsine inandim, kabul ettim, begendim) demelidir Yoksa, günaha alisip da bu günah mubah olmaliydi veya (bu asirda bu da günah olur mu) demek, Allahü teâlâya inanmamak olur

Böyle söyleyenler Allahü teâlâya inanmiyorlar, inansalar böyle demezler Allahü teâlâ her seyi bilmez mi, bugünkü toplumu bilmiyor muydu? Islam’da reform demek ben Allah’a inanmiyorum demektir, yahut Allahü teâlâyi basit bir varlik gibi görüp bu isi iyi yapmamis demektir

Hâsâ Allahü teâlâ, yirminci, otuzuncu asirlarda toplumlarin duyacaklari ihtiyaçlari bilememis mi? Toplumun ihtiyaci var diye dini degistirmek dini yikmak olur Birinin çikip açiktan açiga, (ben Islam dinini yikacagim) dedigini gördünüz mü hiç Elbette demez Niye desin ki, o zaman onu herkes taniyacak, gerçek suratini herkes görecektir Ama dini kurallari bozarak bu çirkin emeline ulasmaya çalisir Peygamber efendimiz, (Âlimler benim vârisimdir) buyuruyor Mezhepsizler ise, düsünce özgürlügü diyerek Ehl-i sünnet âlimlerine saldirip, (Âlimlere göre degil, hakka göre ölç!) diyorlar Hakki biz biliyoruz da, âlimler bilmiyor mu? Hakki, âlimler bilemezse biz nasil bilecegiz? (Elimizde temel ölçü olarak Kur'an olduguna göre hakki bâtildan ayiririz) diyorlar Peki, âlimlerin ellerinde Kur'an-i kerim yok muydu? Onlar yanilabiliyor da mezhepsizler niye yanilmiyor? Bütün maksatlari âlimler köprüsünü yikmaktir Bunlar, fikir anarsisi çikartmak, hak ile bâtili karistirmak ve hak yol üzerindeki köprüleri yikmak istiyorlar Ehl-i sünnet âlimlerinin kurdugu köprüleri yikip, bid'at denizinde insanlari bogmak istiyorlar Fakat, âlimlerimizin kurdugu bu köprüler, bid'at ehlinin üfürmesiyle yikilacak kadar zayif degildir Ama, kime ve neye hizmet ettikleri malum olmayan bu mezhepsizlere inanan zavallilara yazik oluyor Bunu bildigi halde susanlar da vebal altindadir Çünkü bir hadis-i serifte buyuruluyor ki:
(Bid'atler yayilip, bu ümmetin sonra gelenleri, öncekilere lanet edince, ilim sahipleri bunu herkese bildirsin! Bildirmeyip ilmini gizleyen, Kur'an-i kerimi gizlemis sayilir) [IAsakir]

Her müslüman gücü nispetinde Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerini yaymaya çalisarak bu vebalden kurtulmaya çalismalidir Bozuk kitaplarin dagilmasina sebep olmak ayrica vebaldir

Yanlis vasitaya binen istedigi yere degil, vasitanin gittigi yere gider Mesela Paris’e giden uçaga binen, Kâbe’ye varamaz Ehl-i sünnet yolu kurtulus ve saadetin tek vasitasidir