Ölenin Kaderinde Varsa Öldürenin Ne Kabahati Var? |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölenin Kaderinde Varsa Öldürenin Ne Kabahati Var?Ölenin kaderinde varsa öldürenin ne kabahati var? Hakkında Ölenin kaderinde varsa öldürenin ne kabahati var? Ölenin kaderinde varsa öldürenin ne kabahati var? Sizin bu sorunuzu evet veya hayır şeklinde cevaplamak yanlış olur Çünkü evet dersek Cebriyeci olur insanın iradesini reddetmiş; hayır dersek Mutezileci olur kaderi inkar etmiş oluruz Zaten ortada bir cenaze var Bu nedenle kısaca açıklamayı uygun görüyoruz: "Soru: "Madem filan adamın ölmesi, filan vakitte mukadderdir Cüz'-i ihtiyarıyla tüfek atan adamın ne kabahati var, atmasaydı yine ölecekti?" sözüne karşı ne dersiniz?" "Kader, sebeble müsebbebe bir taalluku var Yani, şu müsebbeb, şu sebeble vukua gelecek Öyle ise denilmesin ki: "Madem filan adamın ölmesi, filan vakitte mukadderdir Cüz'-i ihtiyarıyla tüfek atan adamın ne kabahati var, atmasaydı yine ölecekti?" "Sual: Niçin denilmesin? "Elcevab: Çünki kader, onun ölmesini onun tüfeğiyle tayin etmiştir Eğer onun tüfek atmamasını farzetsen, o vakit kaderin adem-i taallukunu farzediyorsun O vakit ölmesini ne ile hükmedeceksin? Ya Cebrî gibi sebebe ayrı, müsebbebe ayrı birer kader tasavvur etsen veyahut Mu'tezile gibi kaderi inkâr etsen, Ehl-i Sünnet ve Cemaati bırakıp fırka-i dâlleye girersin Öyle ise, biz ehl-i hak deriz ki: "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhul" Cebrî der: "Atmasaydı yine ölecekti" Mu'tezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti" (Sözler, 467) Yani, Cenâb-ı Hak bu âlemde hikmetiyle, her müsebbebi bir sebebe bağlamıştır Bu hakikat, kaderin sebeble müsebbebe bir taalûk ettiği, şeklinde ifâde edilmiştir Meselâ, bir çocuk müsebbeb, anne ve babası ise sebebdir Cenâb-ı Hak o çocuğun yaratılmasını o anne ve babadan takdir etmiştir İşte Cebriye, sebeble müsebbebe ayrı birer kader tevehhüm etmekte, yâni ebeveyn ile çocuğu ayrı ayrı nazara almaktadır Bunun neticesi olarak, dünyaya gelmiş bulunan bir çocuk için, madem ki onun kaderi dünyaya gelmektir Ebeveyni olmasa da o çocuk dünyaya gelirdi, gibi hatalı bir fikre sapmaktadır Mu'tezile ise sebeblere te'sir vererek, ebeveyni olmasaydı o çocuk dünyaya gelmezdi, gibi yine bâtıl bir fikir ileri sürmektedir Ehl-i Sünnet âlimleri, kaderin sebeble müsebbebe bir baktığını ve sebeblerin yokluğu farzedildiğinde müsebbeb için bir şey söylenemeyeceğini ifâde etmişlerdir Yâni, yukarıdaki misâl için, "Eğer söz konusu ebeveyn olmasaydı çocuk dünyaya gelir miydi?" sorusuna Ehl-i Sünnet âlimlerinin cevabı, "Ne olacağı bizce meçhuldür?" şeklindedir Zira, ortada bir vak'a vardır Söz konusu çocuk, o ebeveynden dünyaya gelmiştir Ebeveynin yokluğu farzedilince, çocuğun dünyaya gelip gelmeyeceğine nasıl hükmedilecektir? Cenâb-ı Hakk'ın o çocuğu bir başka ebeveynden dünyaya gönderip göndermeyeceği hakkında bir tahmin yürütülemez İşte, bu misâl gibi, bir adamın ateş etmesiyle diğerinin ölmesi hâdisesinde de kader sebeple müsebbebe bir bakmaktadır Ortada bir öldürme hâdisesi vardır ve bu hâdise daha meydana gelmeden Cenâb-ı Hak tarafından bilinmektedir Dolayısıyla, kader, birinin ateş etmesiyle diğerinin ölmesi, şeklindedir Adamın ateş etmediği farzedilince, mevcut hâdisenin bir tarafı, yâni sebeb yönü, yok kabul edilmektedir Bu durumda karşı taraf hakkında hiçbir şey söylenemez Öldürme olayında katilin kabahati Cenâb-ı Hakk'ın yasakladığı öldürme fiiline teşebbüs etmesi ve ölüme sebeb olmasıdır Selam ve dua ile |
|