Doğmamış Çocuğun Ölüsüne Ağıt :)) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğmamış Çocuğun Ölüsüne Ağıt :))Karatepeli yaylaya göçmüş Şöyle soğuk suların gürül gürül aktığı bir doğal kaynağın yakınına çadırını kondurmuş (Kaynağın hemen yakınına çadır kondurulmaz Çünkü hem çadır sahibi rahatsız olur, hem de o kaynaktan faydalanmak isteyenlere engel olunmuş olunur Bu bir göçerlik töresidir ) Kaynağın hemen yanında kocaman bir abide çınar ağacı varmış![]() Günler böyle geçip giderken bir dar ikindi vakti, yani kuşların akşam yuvaya dönüş telâşıyla çığlık attığı zamanda, Karatepeli'nin kızı su getirmeye gitmiş Annesi evde yemek yapmak için kızın gelmesini bekliyormuş ama kız bir türlü gelmiyormuş Kadıncağız merak etmiş Kaygılanmış Pınara kadar gitmiş Varmış ki ne görsün Kızı, iki gözü iki çeşme ağlıyor ?Kızım ne oldu, niçin ağlıyorsun??diye sorunca, kız başlamış anlatmaya:?Anaaa, ana? Sabattan [gelecekte, yarınlarda, ?sabahtan' kelimesinden bozulma] ben evlensem Bir çocuğum olsa Şu ağaca çıkacak kadar büyüse Şo daldaki kuş yuvalarının içindeki yumurtaları, yavruları merak etse Çıkıp bakmak istese O dallara kadar çıksa Sonra da düşüp ölse Ben anasıyım Nasıl ağlamayım hatın anam' deyince anası:?Heyle [nasıl] de ağlamam hatın gızım Ben ebesi [ninesi] olurum da ağlamam mı' deyip başlamış ağlamaya Ana, kız dövüne dövüne ağıt yakarak ağlıyorlarmış Kız diyormuş ki:Gızın bir gişiye varsa [gişiye varmak: evlenmek, ere varmak] Ondan bir çocuğu olsa Şu ağaçtan düşüp ölse Ebesisin ağlaman mı? Anası kızından geri kalır mı? O da başlamış dörtlükleri düzmeye: Gızım bir gocaya varsa Ondan bir torunum olsa Ağaçlardan düşüp ölse Ebesiyim ağlamam mı? deyip ağlaşırlarken, vaktin geçtiğini fark etmemişler Vakit akşam olmuş Adam çadıra gelip de kimseyi bulamayınca meraklanmış Helkelerin çadırda olmadığını görünce, hanımıyla kızının suya gittiklerini anlamış Kendisi de ?bunlar nerede kaldı Bu kadar gecikmemeleri gerekirdi? diyerek, kaynağın yolunu tutmuş![]() Vara vara varmış ki ne görsün Ana kız birbirlerine sarılmışlar, hüngür hüngür ağlaşıyorlar Ağıtı biri alıp ötekine veriyor; öteki alıp ona veriyor Yani biri bırakıp öteki başlıyor Adamcağız korkmuş Dağ başı ıssız bir yerde namuslarına dokunan mı oldu diye ürpermiş![]() ?Kız nooldu size? Böyle dövüne dövüne, başınızı bağrınızı yırtıp parçalayarak niye ağlıyonuz?' diye sorunca, kadın başlamış anlatmaya: ?Heriiif herif! Kurban olduğum herif! Aha şu vavrumuz böyüdü, kocaman kız oldu Sabattan gişiye versek, bir çocuğu olsa Torunumuz, aha bu çınara çıkacak kadar böse Şu dallardaki guş yuvalarını merak etse Çınarın tâ tingil depesine [en uç nokta, doruk] çıksa Oradan ayağı kayıp düşse de ölse Sen dedesisin ağlaman mı?' deyip söylemeye başlamış:Bizim torunumuz olsa Punarın başına gelse Şu çınardan düşüp ölse Dedesisin ağlaman mı? deyince: ?Ben dedesi olurum da ağlamam mı?' diyerek adam da başlamış ağlamaya Dede de şu dörtlüğü söylemiş:Bir oğlan torunum olsa Gözenin başına gelse Kuş yuvasından düşüp ölse Dedesiyim ağlamam mı? Üçü birden ağlaşarak çadıra varmışlar Karatepeli çadıra varınca hanımına:Torunum düşüp ölmesin İçimize dert olmasın Bu yurt bize yurt olmasın Yık çadırı göçek gidek demiş Sabahın olmasını, etrafın aydınlanmasını bile beklemeden, çadırı yıkıp o yurttan kaçmışlar?
|
|
|
|