Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efsaneleri, eskişehir

Eskişehir Efsaneleri

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Efsaneleri





Eskişehir Efsaneleri



Baba İlyas Efsanesi

Şücaeddin-i Veli Horasan’dan geldiği zaman su yokmuş Halk suyun olmayışından çok zorluk çekiyormuş Veli’nin başparmağını soktuğu yerden sular akmağa başlamış Buraya Çille Han demişler Şimdi burada beş koldan su akmaktadır

Şücaeddin-i Veli Hazretleri bir gün dışarı çıkmış Çimenliğe oturmuş Yanına bir tabur asker gelmiş Aç kaldıklarını söylemişler Bunu duyan Veli Hazretleri, şimdi Bal Pınarı olarak anılan yere gitmiş İki parmağını yere sokmuş <a Mubarek birinden yağ aksın, birinden bal>> demiş Dediği olmuş Birinciden yağ, diğerinden bal akmağa başlamış Gelen tabur karnını doyurup gittikten sonra, buranın başında kavga olmasın diye << Ya Mubarek su ol>> demiş İşte o zamandan beri buradan su akar

Kenara çekilmiş Altına bir post yaymış oturmuş “Bunun altından çıkan arpaları askerin atları yesin” demiş Bir de baksalar ki bir yılan ağzından arpa akıyor Yüzlerce hayvan yemiş, bitirivermiş Sonra arpalarda ortadan kaybolmuş

Balpınarı yanında bir su vardır Veli “Bu su hastalara şifa olsun” demiş Şifa olmuş Suyun adı Sıtma Suyu kalmış

Şücaeddin-i Veli gelen bir tabur askere iki tencere yemek kaynatıyormuş Altında ise iki mum yanıyormuş Bir taburla gelen Mürüvvet Ali Paşa bu duruma kızmış “Bu kadar yemek hangimize yetecek” diye söylenmiş O zaman Veli “Yettirecek ben değil miyim? “ karşılığını vermişAskerden et isteyene et, pilav isteyene pilav vermiş Böylece askeri doyurmuş Bu duruma hayret eden Mürüvvet Ali Paşa Şücaeddin-i Veli’nin elini öperek ayrılmış

Bu ayrılıştan kısa bir süre sonra Paşayı ve ordusunu düşmanları bir kulede sıkıştırmışlar Önü düşman, arkası ise uçurum imiş Paşa çaresiz kalınca, atını uçuruma sürmüş Kaleden onu salimen yere indiren Şücaeddin-i Veli’nin eli imiş Elini öperken parmağında gördüğü yüzüğünden tanımış

Paşa görevini yaptıktan sonra Veli’nin yanına gelmiş Veli’ye şükranlarını “Senin mezarını altın ve gümüşten yaptırsam azdır” şeklinde belirtmiş Paşa ölünceye kadar Veli’nin yanında kalmış Veli ölünce onun türbesini ve mezarını yaptırmış Türbe bir sıra sarı taş(altın), bir sıra beyaz taş(gümüş) tır Kendi mezarı da Veli’nin yanındadır Veli’nin yüceliğine izafeten türbesi büyük olarak yapılmıştır



Lületaşı Efsanesi

Efsaneye göre lületaşını ilk bulan ve bu taşın yer altı yolunu ilk ortaya çıkarının bir köstebek olduğu söylenir Anlatılan efsane şöyledir:

Bir gün genç bir çoban bölgenin Karatepe yöresindeki köylerine gitmektedirGenç çoban yorgun düşer,acıkır,oturur;azığını çıkarıp yemeğini yemeye başlarO sırada,topraktaki bir delikten bir canlının aktaş toprakları yüzeye çıkarmaya çalıştığını görürÇoban bunlardan birine eline alır ve çakısıyla yontmaya başlar İlk çakı darbesiyle taş birdenbire ayın on dördü gibi güzel bir kız oluverir Kız dile gelir ve "Ah insanoğlu bana kıymasaydın!" diye bağırarak köstebeğin açtığı delikten içeri girip kaybolur Delikanlı da kızın ardından başlar deliği eşelemeye Günler geçer delikanlıdan haber alınamaz Delikanlıyı arayan köylüler yerin yedi kat altında bu daracık kuyuda boğulmuş olarak bulurlar Elinde sıkı sıkı tuttuğu ak taşları ile birlikte avuçlarında sımsıkı tuttuğu bir parça lületaşı varmış O günden beri her lületaşı parçasında, çobanın ölümüne sürüklendiği sevdanın izlerini görmüş köylüler

Lületaşı işleyenler için bu efsanenin anlamı büyük Lületaşını yedi kat yerin dibinden çıkaran köstebeği, sanatlarının öncüsü ve pirleri olarak kabul ediyorlar



Seyit Battal Gazi'ye ilişkin Efsane

Seyit Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi bir gece düşünde Cafer adlı bir yiğit görürPehlivanlıkta Hamza,Heybette Ali,Adalette Ömer gibi olan Cafer Hızır'ın atını ,HzDavut'ın zırhını,HzÖmer'in süngüsünü taşımaktadırHüseyin gazi bu yiğidin kimliğini çok merak ederBir başka gece düşünde ,bu yiğidin onun oğlu olacağı ,Rum diyarını baştan sona müslüman edeceği müjdesi verilir

Hüseyin Gazi bir süre sonra doğan oğluna Cafer adını verirCafer çok küçükken babası bir savaşta ölürCafer büyür,yiğit bir delikanlı olurBir gün babasından kalanları isterbunları alabilmesi için "Kafirler ülkesini müslüman etmesi gerektiği "söylenir

Böylece Cafer su olur akar,yel olur eser,tek başına ordular kurar,gelip geçtiği her yerde adını duyurur,dinini yayarAdı Halk arasında Seyit Battal Gazi olarak anılırSeyitliği Peygamberin soyuna,Gaziliği savaşlardaki yiğitliğine ve aldığı sayısız yaraya,Battallığı görülmemiş gücüne ve heybetine dayanır

İnanışa göre Seyyit Battal Gazi Peygamberimizin isteği ve müjdesiyle Anadolu'ya gönderilmiştir

Bir gün Peygamber'in huzurunda Rum diyarının güzelliğinden söz edilirPeygamber'in hatırı Rum'a meylederO zaman Cebrail gelirTanrı Katı'ndan selam getirir ve İki yüzyıl sonra Cafer adında bir yiğidin Rum diyarını fethederek müslüman ülkesine katacağını müjdeler

Yine bir efsaneye göre Emevi ordusuyla Bizans ordusu Eskişehir Afyon Konya dolaylarında bir savaşa tutulur Seyit Battal Gazi'nin de aralarında bulunduğu Emevi ordusu zor durumda kalır ve çekilmeye başlarTekke Bayırı'nda Bizanslılar la karşılaşırlarYanlız durum gereği tüm askerlere Battal'ın askerilerin aralarında bulunduğu yayılması istenirSavaşırken bir asker "Medet Ya Seyit Battal Gazi" diye seslenirBunun üzerine Bizans ordusunda dağılma belirtileri başlarBir süre sonra toplanıp saldırıya geçerlerBattal Gazi yaralanır ve bir mağaraya doğru çekilmeye başlarBu sırada bir el ona yardım eder ve onu mağaraya sokar

Efsaneye göre bu bir kral kızı'dırBattal Gazi'ye vurgundurYaralanınca onu izler,mağarayı bulmasını sağlarBattal Gazi yere düşer onun bu durumuna çok üzülen kral kızı da orada üzüntüsünden üzerine kapanarak ölürMağaraya giren Bizanslılar onları bu halde görür Bizans Hükümdarı Battal'ın son isteğini sorarBattal tutsaklarca İslam dini gereğince toprağa verilmesini ister ve ölür

yıllar sonra Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubad'ın annesi rüyasında Battal'ı görür ve ona mezarını ziyaret etmesini ve oraya bir türbe (Mesihiye kalesi) yaptırmasını söylerBunun üzerine yollara düşerBu sırada Mesihiye'de koyunlarını otlatmakta olan Kutluca Çoban koyunlarının belli bir yere geldiklerinde toprağa basmak istemediklerini görür Bunları bir kaç gün izler ama hep aynı durum ortaya çıkarBir gece ağaç altında dinlenirken oraya nur indiğini görürGördüklerini Mesihiye Beyi'ne anlatır,o da orayı bir duvarla çevirir

Bu sırada Ümmühan Hatun'da Mesihiye Kalesine varmıştırÇevrede ziyaret yeri olup olmadığını araştırır Bey'de Kutluca Çoban'ın anlattıklarını,anlatırHatun Kutluca Çoban'ı bulur ve bir de onu dinlerEğer doğruysa aynı rüyayı görmesi için Tanrı'ya yakarırrüyayı görünce Türbeyi yapmaya karar verirSöylenceye göre Ümmühan Hatun tek Küpesini türbe yapımında gerekebilir diye demir bir kutu içinde direklerin biri altına gömdürür

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.