Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
osmanlı, polis, teşkilatına, teşkilatından, türk

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına







Eski Türklerde Polis

İnsanların toplum içinde yaşamak ihtiyacı, özgürlük ihtiyacından daha eski ve öndedir Toplumlar binlerce yıl özgürlüksüz yaşayabilmişler, fakat düzensiz ve güvensiz yaşayamamışlardır Devlet olarak örgütlenmiş toplumlarda, toplum düzeninin ve güveninin sağlanması Devletin en başta gelen ödevidir Devletin bu ödevi, ulusal savunma ihtiyacı ile birlikte devlet kadar eskidir

Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir
Eski Türkler'de kamu düzen ve güvenliği işleri Subaşı'lar tarafından yürütülmüştür Kabile halinde yaşadıkları dönemde Türkler, orduyu sevk ve yönetenlere "Subaşı" adını vermişlerdir Su, asker, komutan, ordu ve subaşı, başkomutan anlamında kullanılmıştır Kabileler birleşip toplum büyüyünce Kağan ortaya çıkmış, Subaşılar savaşta belli birliklere komuta etmeye başlamış, barışta da bulundukları bölgenin güvenliğini sağlamışlardır Böylece Subaşıların rolleri küçülmüş ve belli görevlerin yöneticileri olmuşlardır Bilinen en eski Subaşı, VIII Asra ait TONYUKOK Kitabesinde ismi yazılı olan İNALKAĞAN'dır Büyük Selçuklu İmparatorluğunun kurucusu Selçuk Bey de bir Subaşıdır Keza Anadolu Selçuklularında da il merkezlerinde askeri ve mülki işlere bakan komutanlara subaşı denilmiştir Bunlar bulundukları yerlerin kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlar, savaş zamanında ise çevrelerindeki ilçe ve köylerin tımarlı sipahilerine komuta etmişlerdir Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra, Anadolu'da kurulmuş olan beyliklerde askeri komutana "Subaşı" denilmiştir Örneğin Aydınoğlu Mehmet Bey de aynı ordunun subaşılığını yapmıştır Keza XVI Asrın ortalarında, Karamanoğullarının da Nizamüddin Bekler adında bir subaşısı bulunduğu anlaşılmıştır
Özetle belirtilecek olursa, Eski Türklerde kamu düzeni ve güvenliği belli yasalara uygun olarak yürütülmüştür Oğuz Han'ın Oğuz Türesi, Cengiz Han'ın Uluğ Yasası, Timur'un Tüzükkatı o devirlerin belli başlı hukuk kuralları örnek olarak gösterilebilir
Bu yasalarda, suçların önlenmesi kadar işlenen suçlarda suçluların yakalanmasına da önem verilmiştir Eski Türklerde Polis Teşkilatı bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere askeri teşkilat içinde yer almış ve Askeri özellikler göstermiştir



Osmanlılarda Polis
(1299-1453 Dönemi)

Bilindiği üzere Türkler,Orta Asya'dan Anadolu'ya gelerek Söğüt ve Domaniç bölgelerine yerleşmiş ve bir beylik kurmuşlardır Kuruluş döneminde toprakları çok az olan Osmanlı Beyliği'nin yönetim teşkilatı da ona göre kurulmuştur Devletin başında bulunan bey, hem askeri hem mülki gücü şahsında toplamış, tayin etmiş olduğu komutanlar ve kadılarla ülkesini yönetmiştir
Osman Bey Karahisarı ele geçirdiği zaman, kentin yönetimini oğlu Orhan Bey'e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp'i de Subaşı olarak tayin etmiştir Bu kişi bugünkü anlamda ilk Polis Amiridir Subaşılar barış döneminde savaş için gerekli olan askerleri disipline etmek ve eğitmekle birlikte, kentin dirlik ve düzenini de sağlamışlardır Savaş zamanında ise yetiştirdikleri kıtalara komuta etmişlerdir
Anlaşılacağı üzere eski Türklerde olduğu gibi Osmanlı Türklerinde de Polis Teşkilatı, Askeri Teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda Polis Amiri olarak da görev yapmışlardır Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş devletin başında mutlak bir kudrete sahip ve en büyük adli, askeri ve mülki amir olan padişahlar yer almışlardır Padişahlar bütün yönetsel, askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini, devlet ricali ve halk karşısında kendilerini temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir Bu nedenle sadrazamlar, bütün Polis Teşkilatının görevlerini başarmak için özel memurlar, tebdil çuhadarları kullanmışlardır
Sadrazamın yanında yer alan subaşılar, yasakçı adı verilen askerlerle başkentin dirlik ve düzenini sağlamışlar, XIV asrın ortalarına doğru yasakçıların yanında, gece bekçiliği yapan ASESBAŞI'lar oluşturulmuştur
Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u almasına kadar, Osmanlı Devlet Teşkilatında en büyük komutan veya askeri komutan anlamına gelen subaşıların yönetimindeki askeri birlikler, dış güvenlik yanında ve aynı zamanda iç güvenliğin sağlanmasıyla da görevlendirilmişlerdir İstanbul'un fethinden sonra, yeniçeri teşkilatı gelişmiş, askeri komutanlık başka adlarla ifade edilmeye başlanılmış ve subaşılık yavaş yavaş sadece şehir ve kasabaların dirlik ve düzenine ve hatta belediye imar işlerine bakan kimselerin unvanı olmuştur Bu dönemde başkent dışındaki illeri yöneten Beylerbeyi ve sancakları yöneten Sancak Beyleri emirleri altındaki askerlerle bulundukları bölgelerin kamu düzeni ve güvenliğini sağlamışlardır



Osmanlılarda Polis
(1453-1826 Dönemi)

Yeniçeri teşkilatının gelişerek genişlemesi üzerine İstanbul'un düzen ve güvenliğinin sağlanması işleri başta Yeniçeri olmak üzere Bostancı, Cebeci, Topçu gibi askeri ocaklar ile Kaptan-ı Derya askerlerine intikal etmiş ve İstanbul, Yeniçeri Ağası, Bostancıbaşı, Cebecibaşı, Topçubaşı ve Kaptanpaşa arasında bölgelere ayrılmıştır
Emniyet makamları; Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşından oluşmuştur En büyük sorumlu olan Yeniçeri Ağası, suç işleyenleri Falakacılara dövdürmüş ve hapsettirmiştir Falakacılar, Yeniçeri Ağasının emri altında, falaka taşıyan acemi oğlanlardan oluşmuştur
Cebecibaşı ve Cebeciler; Ayasofya, Kocapaşa ve Ahırkapı taraflarının, Kaptanpaşa; Kasımpaşa ve Galata semtinin, Topçubaşı ve Topçular; Tophane semti ile Beyoğlu'nun, Bostancıbaşı ve Bostancılar; Üsküdür, Eyüp, Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Ayastebanos'un, kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlardır Böcekçibaşılar ise, suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşmışlardır Ayrıca Başkent'de sadrazamın, illerde de valilerin emrinde "Baştebdil" adı verilen İstihbarat Şefi çalışmıştır Bu dönemde "Kadı"lar da polis görevi yapmaya devam etmiş, Sadrazam ve Yeniçeri Ağası'ndan sonra, Adli, İdari ve Yerel Yönetim işleri yanında, İstanbul, Galata, Üsküdar ve Eyüp Kadılıkları, polisiyle işleri, özellikle ahlak zabıtasına ait işlerin yürütülmesinde polis amiri olarak görev yapmışlardır
Taşrada ise, Kapıkulu ve Eyalet Askerleri iç düzen ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu tutulmuş, şehir ve kasabalarda Kollukçular, Yasakçılar, Bekçiler, Edirne Şehri ve çevresinde Bostancı Ocağı, Halep ve çevresinde Çöl Beyleri polis hizmeti görmüşlerdir
Osmanlı İmparatorluğunun gerilemeye ve yönetiminin çözülmeye başlamasıyla birlikte kamu güvenliğini sağlamakta görevli Yeniçeriler, meyhanelerde sarhoş olup, halka saldırmaya, kadın hamamlarını basmaya başlamış, emniyet ve asayişten sorumlu olanların kendileri emniyet ve asayişi bozmuşlardır
Keza, iç güvenliğin bozulmasında bu işlerle görevli memurlar büyük rol oynamışlardır İmparatorluğun diğer kurumları gibi, gerileme dönemlerinin koşulları altında, son derece bozulmuş olması ve devletin başına bela kesilmesi yüzünden Yeniçeri Ocağı 18 Haziran 1826 tarihinde padişah II Mahmut tarafından ortadan kaldırılmıştır



Osmanlılarda Polis
(1826-1845 Dönemi)

Yeniçeri Ocağının 1826 yılında kaldırılmasından sonra, İstanbul'da Asakiri Muntazama-i Hassa (Asakir-i Mansure-i Muhammediye) isimli ve polisiye hizmetleri de yapmak üzere yeni bir Askeri teşkilat kurulmuş, Serasker denilen bu teşkilatın komutanı, iç güvenliğin sağlanmasına ait Yeniçeri Ağası'nın yetkilerine sahip olmuştur Böylece Yeniçeriler ve Yeniçeri Ağası yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye ve Serasker geçmistir
1826 yılında çıkarılan İhtisap Ağalığı Nizamnamesi ile, bir İhtisap Nezareti kurulmuş ve bu nezarette çalışanlar, kolgezmez ve güvenlik hizmetlerini yürütmekle görevlendirilmişlerdir 1834 yılında, Anadolu ve Rumeli'nin bazı eyaletlerinde Asakir-i Redife adıyla bir askeri teşkilat kurulmuş ve bu teşkilatın Serasker denilen komutanı keza Yeniçeri Ağasının İç Güvenlik konusundaki yetkilerine sahip olmuştur
Bu dönemde, gerek başkent İstanbul'da ve kısımlarında, gerekse taşrada, polis hizmetleri birbirinden farklı örgütler, örneğin İstanbul'da İhtisap Nezareti ve eyaletlerde Sipahiler tarafından yürütülmüş, kuvvetlerin emir ve komutasında birlik ve bütünlük sağlanamamıştır Bu karışıklık 1845 yılına kadar sürmüş, yurdun her tarafı için aynı yapıda ve fonksiyonel bir polis teşkilatı kurulamamıştır



Osmanlılarda Polis
(1845 - 1879 Dönemi)
(Polis Teşkilatinin Kurulusu)

Bugüne değin kaynağının ne olduğu bilinmeyen 1845 tarihli Polis Nizamnamesinin kaynağının 12 Messidor an VII (1 Temmuz 1800) tarihli "PARİS EMNİYET MÜDÜRÜNÜN GÖREVLERİNİ DÜZENLEYEN KARARNAME" adlı metin temel alınarak hazırlandığı belirtilmiştir
Yapılan araştırma ve incelemeleri gerçekten de 1845 tarihli Polis Nizamnamesi'nin kendisinden yarım yüzyıl kadar önce çıkarılan "Paris Emniyet Müdürü'nün Görevlerini Düzenleyen Kararname" ile madde madde karşılaştırılması sonucunda kaynağının bu metin olduğunu ortaya koymaktadır
"Polis" adıyla ilk kez kurulan teşkilata ve yabancı elçiliklere de duyurulan 17 maddelik Polis Nizamnamesi ile getirilen yeniliklere rağmen karışıklıklar tümüyle ortadan kaldırılamamış, Başkentte polis hizmeti Yeniçeri Ağası yerine geçen Serasker, İhtisap Ağası ve Polis adını taşıyan bir teşkilat tarafından yürütülmeye başlanmıştır Taşrada polis hizmeti ise, sipahiler ve İstanbul'da olduğu gibi memleketin birçok illerinde kurulan Asakir-i Mansure Alaylarına verilmiştir
1846 yılında yayımlanan bir genelge ile polis hizmetlerinin serasker tarafından yönetilmesinin askerlerin asıl görevlerini aksattığı belirtilerek yalnızca polis hizmetlerini yürütmek üzere ve seraskerlikten bağımsız olarak "Zaptiye Müdürlüğü, Zaptiye Müdür Yardımcılığı" ve polisle ilgili yasaları hazırlamak için, "Zaptiye Meclisi" kurulmuştur Kısa bir süre sonra da bu meclis kaldırılmış ve yerine "Divan-ı Zaptiye" ve "Meclis-i Tahkik" kurulmuştur Böylece hem İstanbul hem de illerin güvenlik işleri Zaptiye Müşiriyetince yürütülmüş ve bu makam, teftiş memurlarıyla ikinci defa olarak 1867 de kurulmaya girişilen polis teşkilatının bağlı olduğu tek yer olmuştur Bu Tevhidi Zabıta Dönemi 1879 yılına kadar devam etmiştir Bu yılda Zaptiye Müşiriyeti kaldırılmış ve yerine görevi sadece polis işlerini kapsayan Zaptiye Nezareti kurulmuş, Polis ve Jandarma bir daha birleşmemek üzere ayrılmışlardır



Osmanlılarda Polis
(1879 - 1908 Dönemi)

1876 yılında Tanzimat ve Islahat hareketleri çerçevesinde Avrupa'daki örneklere göre bir polis teşkilatı kurulmasına birinci meşrutiyetin ilanından sonra oluşan hükümet programında yer verilmiş ve 1879 da Zaptiye Nezareti kurulmuştur
Başlangıçta İstanbul ve çevresinde teşkilatlanarak güvenlik işlerini yürüten zaptiye nezareti daha sonra ülke çapında kuruluşları bu nezaret tarafından tek merkezden yönetilmiştir Bugünkü Emniyet Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerini yürütmüş olan Zaptiye Nezareti 1909 da kaldırılmıştır
1845 yılında kurulan polis teşkilatı 1867 ve 1879 dan sonra da 1881 - 1886 - 1898 ve 1907 yıllarında yapılan düzenlemelerle sürekli gelişmiş ve genişlemiştir Bu dönemde; 1881'de İstanbul'da düzen ve güvenliği sağlayan Asakir-I Zaptiye teşkilatı kaldırılmış ve yerine Polis Teşkilatı kurulmuştur Bu merkez kuruluşu İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve Beşiktaş Polis Memurluğu olarak, dört polis dairesi de merkezlere bölünmüştür Her polis dairesi bir polis müdürü ile bir başkan ve iki üyeden oluşan bir polis meclisi ve her merkez bir serkomiser tarafından yönetilmiştir Zamanla, polis meclisinin üye ve her daireye bağlı serkomiserlerinin sayısı çoğalmıştır 1886 yılından sonra, İstanbul polis müdürlüğü dışındaki diğer müdürlüklere mutasarrıflık adı verilmiş ve polis müdürüne de mutasarrıf denilmiştir Aynı yılda ve ayrıca, zaptiye nezaretine bağlı bir baştabibin başkanlığında da bir sağlık dairesi, 1898 yılında da İstanbul'da bir sivil polis teşkilatı kurulmuştur
Taşra teşkilatı, başlangıçta 15 ilde kurulmuş ve her il polis dairesinin başına bir serkomiser verilmiştir Zaptiye nezaretinin sonu olan 1909 yılına doğru illerin çoğunda polis teşkilatı kurulmuş, bazılarını polis müdürü bazılarını da serkomiserler yönetmişlerdir 1881 yılında fiilen kurulmuş olan Polis Teşkilatı'nın görev ve yetkilerini belirleyen ilk hukuksal metin 6 Aralık 1896 da yayınlanmıştır
Bundan sonra 19 Nisan 1907 tarihinde ilk Polis Nizamnamesi yayınlanmıştır Polis örgütünün ihtiyaçlarını her bakımdan yeterli bir biçimde karşılayan ve 167 maddeden oluşan bu nizamnamenin en belirgin özelliği, içerdiği hükümlerin yabancı etkiler altında kalınmadan hazırlanmasıdır Daha önce, gerek Tanzimat ve gerekse Abdülhamit döneminde yayınlanmış olan metinlerin çoğu, yabancıları tatmin etmek için, yabancı devletlerin yasalarından aktarılmış hükümleri kapsamaktaydı Bu nizamnamenin ikinci belirgin özelliği uzun süre başarı ile uygulanmış olmasıdır
Söz konusu nizamnane, polisin idari, adli, siyasi görevlerini, merkez ve taşra kuruluşlarını hiyerarşi, polisin Asakir-i Nizamiye ve jandarma ile ilişkileri, polisin yetkileri, izinde iken polisin görev ve yetkileri, polis müfettişlerinin görevleri, polis meclisinin görevleri, polisin seçim ve tayin usulü, polisin cezalandırılması, yargılanması, polisin ödenekleri ve benzeri hususları kapsamaktaydı
Aynı nizamnameye göre polisler, serkomiser, ikinci komiser, üçüncü komiser, komiser muavini ve polis memuru olmak üzere 5 sınıfa ayrılmaktaydı



Asesbaşı Görevi önceleri geceleri şehirin güvenligini saglamaktı Sonraları subaşları ile şehirin asayişi ve inzibatıyla meşgul olmaya başladılar

Osmanlılarda Polis
(1908 - 1918 Dönemi)

1908 yılında II nci Meşrutiyetin ilanı üzerine Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 22 Temmuz 1909 yılında çıkarılan "İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun" ile 31 Mart ayından sonra artık yaşaması imkansız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli "Emniyet Umumiye Müdürlüğü" ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur
Emniyeti Umumiye Müdüriyeti, 1913 yılına kadar polis işlerini 1907 de çıkarılan polis nizamnamesi hükümlerine göre yürütmüş ve hükümleri İstanbul dahil tüm ülke sathında uygulanmıştır
9 Aralık 1913 tarihinde, Dahiliye Nezareti Teşkilat Nizamnamesi çıkarılmış ve bu Nizamnamede Emniyeti Umumiye Müdüriyetinin görevi "Memleketin Emniyet ve İnzibatına taalluk eden her türlü umum ve muamelatı takip ve o babtaki muhaberatı idare ve polis teşkilat ve polis mekteplerini idare etmek" olarak belirlenmiştir Görevleri bu nizamname ile belirlenen Emniyeti Umumiye Müdürlüğü, Ankara'da milli hükümet Emniyeti Umumiyesi kurulana kadar Dahiliye Nezaretine bağlı olarak hizmet görmüştür
1913 tarihli Nizamname ile Dahiliye Nezaretine bağlanan Emniyeti Umumiye Müdürlüğü, başlangıçta emniyet, memurin ve levazım, muhasebe ve tahribat şubelerinden oluşmuştur Daha sonraki tarihlerde bunlara, Heyet-i İstihbariye, polis müfettişliği, siyasi ve idari kısımlara bakan iki umum müdür muavini eklenmiştir Bu kısımlardan siyası kısım bir müdür yönetiminde 6 şube ile umumi ve hususi kalemden, her şubenin kadrosu ise bir müdür, iki yardımcı ve gerektiği kadar memurdan oluşmuştur
İdari kısım, muhasebe, memurin ve polis mecmua müdürlükleri, ile evrak ve levazım memurlukları, memurin ve müstahdemini müteferrikadan meydana gelmiştir 1915 yılı başlangıcında bu teşkilat yeniden genişletilerek seyrüsefer, Ecanip, Takibat-ı Adliye Müdürlükleri kurulmuştur Ayrıca aynı yıl içinde doğrudan Dahiliye Nezaretine bağlı Emniyet Müdürlükleri kurulmuş ve bunlar hudut kapılarıyla demiryolu durak yerlerinde görev yapmışlardır Yolcu trenlerinde görevli olan gezici polis ve komiserler, Emniyet Müfettişlerine bağlı olarak çalışmışlardır
Mondros Mütarekesi sonucunda Emniyeti Umumiye Müdürlüğü Teşkilatı, Emniyeti Umumiye Müdürü, Emniyeti Umumiye Müdür Muavini, Asayiş Seyrüsefer, Ecanip Şubeleriyle, Kalem-i Umumi, Kalem-i Hususi Müdüriyetleri, muhasebe, memurin, levazım, polis mecmuası, evrak müdüriyetleri, memurin ve müstahdemini müteferrikadan oluşmuş bulunmaktaydı 1911 yılında çıkarılan bir kanunla 1909 yılında yürürlüğe konulan İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına dair kanunun dört ve beşinci maddeleri değiştirilmiş, Emniyeti Umumiye Müdüriyeti ile İstanbul Valiliği arasında çıkan sürtüşmeler sebebiyle, başkentin polis hizmetlerine ilişkin işleri Emniyeti Umumiye Müdürlüğünden alınmış ve doğrudan Dahiliye Nezaretine bağlı olarak oluşturulan İstanbul Polis Umum Müdürlüğüne verilmiştir Vilayetin Polis Teşkilatları ve Polis Müdürlükleri ise, eskisi gibi valilerin ve bağımsız mutasarrıfların yönetimleri altında Emniyeti Umumiye Müdüriyetine bağlı bırakılmıştır Böylece kurulmuş olan İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi, kentin polis hizmetlerini, 24 Şubat 1923 de kaldırıp yerine İstanbul Polis Müdürlüğü kuruluncaya kadar yürütmüştür
İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesinin mütareke dönemindeki teşkilatı; Bir Umum Müdür ve Umum Müdür Muavini, Teftiş Heyeti Reisi, Tahrirat Müdürlüğü, Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Şube Müdürlükleri, Muhasebe Memurluğu, Heyet-i Sıhhiye, Polis Hastanesi'nden oluşmuştur Böylece Milli Hükümetin kurulmasına kadar, ülkenin iç güvenliğine ilişkin işler, Umum Jandarma Komutanlığı, Emniyeti Umumiye Müdüriyeti ve İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi olmak üzere üç teşkilat tarafından yürütülmüştür
21 Mayıs 1913 tarihli Polis Nizamnamesi, II nci Meşrutiyet devrinin koşullarına ve zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ve bu Nizamname ile polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma işleri, levazım işleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranış biçimleri yeniden düzenlenmiştir Bu Nizamnamede polis, piyade, süvari ve sivil olmak üzere üç sınıfa ayrılmış, meslek dereceleri, sıralaması, polis adaylığı, polis memurluğu, komiser muavinliği, komiserlik, merkez memurluğu, polis müdürlüğü kısmı, adli ve idari riyaset ve müdüriyetleri emniyet müdürlüğü, Emniyet Umumiye Müdürlüğü, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi Müdürlüğü, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi olarak düzenlenmiştir Başkent Polis Teşkilatı diğer illerden ayrı düşünülmüş, illerde polis müdürlüğü kurulacağı Liva ve Kazalarda birer amirin yönetiminde yeteri kadar polis bulunduracağı belirtilmiş, polis mesleğine alınma ve yükselme şartları aydınlatılarak polisin değişik hizmet yerlerinde görev ve yetkileri tam olarak belirtilmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına







Şehirde ve Köylerde görev Yapan zaptiye alay komutanları Mir Alay beyi idi

Kurtuluş Savaşında Polis

(30 Ekim 1918-29 Ekim 1923)

Mondros Mütarekesinin yapıldığı 1918 tarihinden, Mili Polis Teşkilatının kurulduğu 24 haziran 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin Polisi olarak hizmet etmiştir 24 haziran 1920 tarihinden, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi'nin kaldırıldığı 24 şubat 1923 tarihine kadar geçen sürede ise polis teşkilatı ikilemiş, birisi merkezi İstanbul'da ve Osmanlı Devletine tabi olarak Kurtuluş Savaşı boyunca ve gittikçe daralmış olan bir bölgede ve yalnızca İstanbul'da, diğeri ise, merkezi Ankara'da hızla genişlemiş olan bir bölgede, İstanbul hariç Misa-ı Milli ile çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermiştir İstanbul'da Osmanlı Polis Teşkilatı, padişah ve onun hükümetinin emrinde, işgalci düşman kuvvetlerinin baskı ve istekleri doğrultusunda çalıştırılmaya zorlanmıştır Milli Polis Teşkilatı ise, bir yandan anayurdu işgal eden düşman devletlere, diğer yandan düşmanlarla işbirliği yapan padişah ve hükümetine, bundan başka ayaklanarak yurdun iç güvenliğini bozan yerli işbirlikçilere ve bağımsız devlet kurma hayali peşinde koşan ve bu uğurda akla sığmayacak çılgınlıklar yapan Ermeni ve Rum azınlıklara karşı mücadele edilmiştir

Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devletine bırakılan topraklar üzerinde, 15 vilayet 35 bağlı Liva ve 17 bağımsız Liva kalmıştır Merkezi Yönetim; Vilayet Liva, Vilayetlere bağlı Livalar ve doğrudan Dahiliye Nezaretine bağlı bağımsız Livalar, Kaza, Nahiye ve köylerden oluşmuştur

Bu yıllardaki vilayetler ve bağımsız livaların nüfusunu kesin olarak saptamak mümkün olmamıştır Ancak Devlet İstatistik Enstitüsünce 14 Nisan 1919 tarihli Hükümet tahminleri ve diğer veriler değerlendirilerek nüfuslar belirlenmiştir

İşgal altında bulunan bölgelerde ihtilaf devletleri kendi askeri polis teşkilatını görevlendirmişler, mevcut Osmanlı Polis Teşkilatında azınlıkları, ermeni ve Rumları egemen kılmışlardır Maddi ve manevi baskı ve her türlü çıkar vaatlerine karşın yabancıların emellerine hizmet etmeyecek yapıda olan bir kısım Türk Polislerini derhal azletmişler, memleket dahilinde kalmaları tehlikeli görülen polisleri de MALTA'ya sürgüne göndermişler, bunların yerine kendi amaçları doğrultusunda hizmet edecek kimselere görev vermişlerdir Ancak her gidenin yerine yeterince eleman bulamadıkları için bir kısım polisler görevlerinde kalmış, bunlar ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılması için, işgalin her türlü bilgi ve yardımları Ankara'ya ulaştırma yolunda fedakarca çalışmışlardır Anadolu'dan verilen direktifler çerçevesinde istenilen işleri başarmak amacıyla milli ve gizli grupları oluşturmuşlar, bazı kişilerin ve mütarekeyi takiben esaretten dönen Türk subaylarının Anadolu'ya kaçırılmasını, işgal altındaki depo ve ambarlardan silah ve cephanelerin gizlice Anadolu'ya gönderilmesini sağlamışlardır Keza bu dönemde düşman devletler casus örgütlerini Kurtuluş Savaşını sabote etmek için ülkemize göndermişler Türk Polisi bunların gizli amaçlarını hareketlerinden önce öğrenmiş, haklarında her türlü bilgiyi fotoğraflarıyla birlikte Anadolu'ya ulaştırmış ve böylece Milli Mücadeleyi kundaklamaya gidenlerin emellerini gerçekleştirmeden yakalanmalarını sağlamışlardır

Türk Polisi, işgal altında bulunan bölgelerde emniyet ve asayişin korunması ve suç faillerinin meydana çıkarılmasında da başarılı çalışmalar yapmışlardır

Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak bastığı günlerde Samsun'da bir İngiliz yüzbaşının emrinde işgal kuvvetleri bulunuyor, kentin sokakların da dişinden tırnağına dek silahlı Pontus'çu Rum çeteleri dolaşıyor ve bunlara hiç kimse bir şey yapamıyordu

Sivas Kongresinde işgal edilmiş bölgelerde milli direnişin örgütlenmesi ve bölgelerin işgalden kurtulması için önlemler alınmıştır Kongre Fransız ve İngilizlerin Diyarbakır, Halep ve Suriye'deki Ermenilerin bölgeye göçlerini sağlayarak Müslüman halkı göçe zorlayarak,ermeni çoğunluğu gerçekleştirmek ve bir ermeni devleti kurmak planı izlediklerini saptamış, Güneydoğu Anadolu'nun kurtarılması için özellikle Maraş ve Antep bölgesine şu direktifi vermiştir "Göç yasaktır"

Arazi ve emlak ancak Türk'lere satılacaktır, yabancılarla Hıristiyanların arazi sahibi olmasına meydan verilmeyecektir Milli amaçlar uğruna, herkes mal ve beden açısından görevli tutulacaktır Jandarma ve poliste Türklerin kullanılması sağlanacaktır Görüldüğü üzere, işgal altındaki bölgelerde dahi polis teşkilatının Türklerden oluşturulmasına önem verilmiş ve özen gösterilmiş, düşman işgalinden kurtarılmış olan bölgelerde ise sivil yönetimle birlikte polis teşkilatı da yeniden düzenlenmiştir

Bazı illerde polisler, Damat Ferit Paşa hükümetini tanımadıklarını ve Kuvayi Milliye emrine girdiklerini açıkça ilan etmişlerdir Büyük Millet Meclisinin 261920 tarih ve ikinci celsesinde okunan Kastamonu Valisi Cemal Bey'in Zonguldak Polislerinin Kuvayi Milliye emrine girerek Ferit Paşa hükümetini tanımadıklarına dair telgrafı bunun en güzel kanıtıdır

"Dahiliye Vekaletine, Zonguldak'a talimat-ı mahsusa ile gönderilen Şevket Turgut Bey'den şimdi alınan telgrafnameye nazaran Zonguldak'ta İstanbul'dan gelen bilumum polisler ve memurini saire, Kuvayi Milliye emrine giderek, Ferit Paşa hükümetini tanımadıklarını, Mutasarrıf vekili Kadri Bey'e tebliğ ettikleri gibi Kuvayi Milliye aleyhtarlarından Mal Müdürü Mevlüt Lütfü ve İstanbul'dan gelen İnzibat Zabiti Jandarma Bölük Kumandanı Yüzbaşı Cemil Efendi'ler tevkif edilerek Mahfuzen Devrek'e izan kılınmış ve mutasarrıf ve refakatinde bulunan Mülkiye Müfettişleri, kısa bir müzakereden sonra istifa eylemiş tarafımızdan mukaddeme mutasarrıf vekaletine tayin kılınan Cevdet Bey mutasarraflık umuruna vaziyet eylemiştir"

23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuş ve bu meclisin 2 mayıs tarihli oturumunda hükümet teşkili ile ilgili "Büyük Millet Meclisi Icra Vekillerinin Suret-i İntihabına Dair" 3 nolu Kanun'u kabul etmiştir Bu kanunun birinci maddesine göre "şerefiye ve evkaf, suhiye Muaveneti içtimaiye, iktisat (ticaret,sanayi,ziraat,orman,maden) maarif, adliye, mezahip, maliye ve rüsumat, defteri hakani, nafia, dahiliye, (emniyeti umumiye posta ve telgraf) müdafaai milliye, hariciye, erkanı harbiye-i umumiye işlerini görmek üzere 11 zattan mürekkep icra vekilleri heyeti" kurulmuştur Milli Hükümetin 9 mayısta açıkladığı programında iç güvenlikle ilgili olarak aşağıdaki ifade yer almıştır

"iç siyasetimizde bütün çalışmalarımızın hedefi, milletin birlik ve dayanışmasının korunması ile genel güvenliğin kurularak asayişin her yerde teminidir"

24 Haziran 1920 de Milli Hükümetin Emniyeti Umumiye Müdürlüğü kurulmuş, 1 genel müdür, 1 genel müdür yardımcısı ile emniyet, seyrisefer, memurin şubelerinden ve 6 kişilik Teftiş Kurulundan oluşan küçük bir kadro ile çalışmaya başlamıştır

Milli mücadele sırasında polis kadrosu oldukça düşmüş ve bu nedenle 1922 tarih ve 1379 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile, kadroda mürettep üyelerin noksanlığından dolayı polis divanının kurulması mümkün olmayan vilayet ve müstakil livalardan, divan kurulmasına lüzum hasıl oluncaya kadar polislerle ilgili soruşturma ve cezaların polis teşkilatının amiri tarafından ifa ve o yerin en büyük mülkiye memuru tarafından tasdik olunması, en büyük polis amirinin cezalandırmayı gerektiren bir hali görüldüğü takdirde, soruşturmanın en büyük mülkiye memuru tarafından yaptırılması ve onun vereceği kararın Emniyet Umumiye Müdürlüğünce onaylanmasından sonra uygulanması kabul olunmuştur

Kurtuluş Savaşı başarıldıktan sonra İstanbul'u da yönetimi altına alan milli hükümet Osmanlı Devletinin Emniyeti Umumiye Müdüriyetini, İstanbul Polis Müdürlüğü haline dönüştürmüştür Böylece Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı koşullarının Anadolu'da ortaya çıkardığı ikili polis sistemi, (bir yanda İstanbul'da Osmanlı Hükümetine bağlı, diğer yanda Milli Hükümetin oluşturduğu yeni Polis teşkilatı) teke indirgenmiş ve bütünlük sağlanmıştır Ankara'da Milli Hükümetin Emniye-i Umumiyesi Erzurum Milletvekili Durak Bey tarafından 1920 de teşkilatlandırılmaya başlanmış, aynı yıl içinde ANaci Bey'ler, 1923 yılında Halit Bey Emniyet Genel Müdürlüğü yapmışlardır

29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edilirken yeni Türkiye Cumhuriyeti zayıf bir polis teşkilatı devralmıştırCumhuriyet yönetimi, Il polis teşkilatlarını da merkez teşkilatı gibi pek zayıf durumda bulmuşturİstanbul, İzmir, Edirne, Bursa, Balıkesir ve Manisa gibi büyük iller 1922 yılına kadar işgal altında kalmış ve bu nedenle kadroları yetersiz durumda bırakılmıştır 1923 yılında Ankara, Antalya, Adana, Samsun, Trabzon, Konya, Kastamonu, Sivas, Erzurum, Kars, Eskişehir, Elazığ, Zonguldak ve İzmit illerinin polis teşkilatları başında 25-30 lira maaşlı birer polis müdürü; Diyarbakır, Bitlis, Amasya, Tokat, Bolu, Afyonkarahisar, Malatya, Yozgat, Sinop, Menteşe, Urfa, Kayseri, Gaziantep, Ertuğrul illeri polis teşkilatlarının başında birer serkomser; Rize, Kütahya, Ordu, Gümüşhane, Niğde, Aydın, Isparta, Silifke, Mardin, Kırşehir, Çorum, Denizle, Çankırı, Ardahan ve Artvin polis teşkilatlarının başında birer ikinci komiser; Aksaray, Burdur, Beyazıt, Sarat, Genç, Muş ve Van polis teşkilatlarının başında ise bir komiser muavini yönetici olarak görev yapmıştır

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet, Ulu Önderimiz Atatürk, silah arkadaşları ve ona inanan, bu uğurda mücadele eden tüm vatandaşların eseridir Kuşkusuz zafere inananlarda, inanmayanlarda olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına



Geçmişten Günümüze Polis Teşkilatının Üniformaları



İlk zapıta yapılanmasının Temel taşları Olan Subaşı



Osmanlıda Nizam Ve intizamlar Kadıların Rolleriyle Gerçekleşirdi



Kullukcu Başları Gece Belinde iki mBıçagı ve Zilleriyle Gezerek fenersiz gezen Şüpheli kişileri YakalarlardıSorumlu oldugu bölgenin Emniyetini Ve asayişini saglarlardı



BöcekBaşı Emirinde Tövbekar sabıkalıları çalıştırırlardı Böylece Suçluları Kolayca yakalarlardı Zamanın teşkilatında İnfaz memuru gibi çalışırlar ve Suçlulara ceza verebilirlerdi



Bostancı Başı bu ocak dogrudan saraya baglıydı Görevleri Padişahı ve Sarayları korumakdı



Asesbaşı Görevi önceleri geceleri şehirin güvenligini saglamaktı Sonraları subaşları ile şehirin asayişi ve inzibatıyla meşgul olmaya başladılar



Anadolu Zaptiyesi Yeni Çeri ocagının kaldırılmasıyla Birlikte Taşrada Emniyeti Saglamak Anadolu zaptiyelerinin Görevi Olmuştu Taşradaki Memur ve Devlet Erkanları onun Korumasındaydı



BEkçi'ler Görevlerinden Hiç sapmadan YÜzyıllarca Görev yaptılar Ellerinde Sopalarıyla saatde bir Yere vurur Çıkan sopanın tok sesi İnsanlara huzur verir Suçluları ise korkuturdu

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına







Tanzimat Polisleri bu dönemdeki yeniliklere ayak uydurularak aynı batılı meslektaşları gibi Üniformalarıyla meydanlardaydılar



Zaptiye Süvarileri atlar ile gezmekteydiler



10 Nisan 1845 Osmanlı için Bir dönüm Noktası Meşrutiyet Dönemi Polisleri Üniformalarıyla Görev yapmakta ve İlk Emniyet Teşkilatı kurulmuş bulunmaktaydı



Polis teşkilatının Kurulmasıyla Osmanlıda İmparatorluk başkenti İstanbul, Beyoglu , Beşiktaş, Üsküdar Polis Müdürlükleri olmak üzere 4 Bölgeye ayrıldı
Üniforma Üsküdar Polis Müdürü'ne ayit



Polis teşkilatının kurulmasından Yaklaşık yarım yüzyılsonra Osmanlı vilayetlerinin emniyeti artık polis teşkilatlarınca saglanmaya başladı Resimde Aziziye Karakollarından Bir Polis Müdürü



Zaptiye Müşirliginin Kuruldugu dönemde Şehirde asayişten sorumlu en büyük üniformalı Rütbe Serkomiser idi



Şehirde ve Köylerde görev Yapan zaptiye alay komutanları Mir Alay beyi idi



Piyade Zabiti; Görevleri kendilerine baglanan bölgelerin nizam intizamını saglamakdı



Polis Eskrim Takımı Türk polis teşkilatının kuruluş ve örgütlenmesi Tamamlandıktan sonra Sıra hizmet kalitesini Yükseltmekteydi İlk polis okulu Selanik de açıldı Bunu İstanbul, Bagdat, Beyrut, Adana, Erzurum ve Trabzon polis okulları İzledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına

Eski 10-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Polis Teşkilatından Türk Polis Teşkilatına







İkinci Meşrutiyetin Getirdigi Yeniliklerden Biri 1913 Polis Nizammesi Kanunu oldu Buna Göre Polis Memuru üniforması şu şekildeydi



Merkez Memuru Meşrutiyet Dönemi kurulan polis okullarından Aldıgı egitimlerle Polis Olan ve bu Bilgilerini Halkın Güvenliginni saglamak için çalışan polis memurlarıydılar



Dönemin Polis müdürü





Cumhireyetin İlk Polis Memurları onlar Artık Türkiye Cumhireti Polis Memurlarıydı



Cumhuriyet Dönemi Emniyet Müdürü



Feriha Sanerk Hanım İlk Kadın merkez memuru Ve İlk kadın Türk polisi olarak Göreve Başladı





Çevik kuvvet



Köpek Egitim



Çevik Kuvvet - Robokop


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.