Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çağır, çadırlarıosmanlı, osmanlı, padişah, türleri

Osmanlı Padişah Çadırları-Osmanlı Çadır Türleri

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Padişah Çadırları-Osmanlı Çadır Türleri







Otağ-ı Asafi, Paşa Çadırı, Divan Çadırı

Vezirlere mahsus çadırdır Çok geniş bir alana oturtulmuş birkaç direkli, padişah çadırları gibi içi, dışı nakışlı sayebanlar ile süslü duvar ve tavanları iki kat kumaştan yapılmış, pencereleri ve perdeleri bulunan muhteşem bir çadırdır Etrafı çadır bezinden yapılmış bir perde ile örtülerek içeri girilmesi hatta görülmesi yasak olan bir meydan halindedir Bu çadırda sadrazam ve sardar-ı ekremler (başkumandanlar) toplantı yaparlar, resmi kabulde bulunurlar Savaş görüşmelerinin planlan burada yapılır, ziyafetler burada verilir, devlet adamları burada kabul edilirdi Bu çadır, ara bir çadırla padişah çadırına bağıntılı olurdu

Halvet Çadırı
Sadrazamın şahsına mahsus olup, bu çadırda yatıp dinlenirdi Padişah çadırında olduğu gibi bu çadırlarda da soğuk havalara karşı tok, kalın, sırma işlemeli bezden yapılırdı İçerinin dıştan görünmemesi için etrafına çevrilen dış etekliğin (zokak) önünde bir de kapısı bulunurdu

Sokaklu Çadır, Perdeli Çadır
İpler ve bezlerden meydana gelen perdeli çadır, sefer sırasında sancakbeyinin barınağı görevini yapardı Aynı şekilde abrizli çadırlara da rastlanmaktadır Abriz terimi Farsça olup, kuyudan su çekmeye yarayan kovayı ifade etmektedir Abrizli çadır teriminden muhtemelen, kısa bir temizlik yapılabilecek perdeli çadırı anlamak mümkündür

Çadır-ı Hazine
Hazine çadırı, sancakbeyinin sefer sırasında savaş hazinelerini muhafaza ettiği çadırdır

Kurba Çadır, Hamam Çadırı
Kurba ismi verilen çadır aynı zamanda hamam olarakta kullanılmakta idi

Hastahane Çadırı
İçerisi değişik bölmelere ayrılmış, hastalara mahsus çadırlardır

Kilar Çadırı, Çadırı Kilar
Bu çadır, sefer sırasında yiyecek stoklarının saklanmasına yaramaktadır

Çadır-ı Saraçhane
Bu çadır da, eyer ve deri işlerinin yapıldığı çadırdır

Çadır-ı Matbah, Mutfak Çadırı
Mutfak görevi yapacak bir çadırdır

Çile Çadırı, Ceza Çadırı
Cezalı askerler için kullanılan hapishane ve çile çadırlarıdır

Muhtelif Sınıf Asker Çadırları
Kapıkulu denilen piyade ve benzeri meslek sınıfı askerlerinin yatmalan ve dinlenmeleri için kullanılan hemen hemen birbirinin aynı yapıda olan çadırlardır

Süvari askerlerine mahsus ve içeride kılıç, mızrak, gibi silahlan ile koşum takımlannı muhafaza edebilecekleri bölmeler bulunur
Bu çadırlara ilave olarak ekte ki belgelerde sözü edilen ancak başka kaynaklarda belirtilmeyen çadır türleri şöyle sıralanabilir "Kapalı Memşa" (Hela Çadırı) "Tepeli Memşa" (Kapalı Memşa) "Tenteli Memşa" "Tepeli Çeşme Çadırı" "Açık Çeşme Çadırı" "Kubbe Çadırı" "İbadet Çadırı" "Gizli Görüşme Çadırı"

OSMANLI DÖNEMİ SARAY VE ORDU ÇADIRLARI

Günlük hayatta ve seferde, hükümdarın, vezirlerin, şehzadelerin, halkın ve ordunun her türlü ihtiyaçlarını karşılayan çadırlara, Osmanlılar döneminde çok önem verilmiştir Osmanlı saray teşkilâtında padişaha hizmet amacıyla kurulmuş, MEHTERHANE-İ -AMİRE isminde bir kuruluş bulunmakta olup, bu kuruluşun başında vezir rütbesinde bir amir (ÇADIR NAZIRI) bulunmakta idi
MEHTERHÂNE-İ ÂMİREYE bağlı olarak sadece çadır işleri ile görevli HAYME-İ HASSA MEHTER BAŞISI (Çadır Mehter Başı) adındaki bölümün başında HAS AĞA (Sancak beyi) mertebesinde bir amir bulunmaktadır
Çadırlara ait her iş ancak padişahın izni ile yapılmaktadır Sadrazam dahil herkesin çadırını padişah tespit etmekte Padişahın izni olmadan yeni çadır yapımı, onarımı, bakımı, yapılamamaktadır Sarayda, çadır yapımı, onarımı, bakımı işleriyle ilgili bir atölyenin bulunduğu, buranın devamlı işçileri ve sanatkârlarının olduğu belgelerden anlaşılmaktadır
634 numaralı ve 1760 tarihli belgede görüldüğü gibi, bir çadır onarımı ile ilgili işlemler şu aşamalardan geçmektedir Mehterhaneye Ebubekir Paşanın terekesinden alınan atlas işlemeli büyük çadırın eksiklerini tamamlamak üzere, gerekli malzemenin alımında kullanılacak miktarın, acele ödenebilmesi için başmuhasebeye emir verilmesi konularında mehterbaşı, tarafından yazılan dilekçe padişahın emirlerine sunulmaktadır Aynı belgede, yeni alınan bir çadır işlemesinin tamamlanması için gereken malzeme, ayrıntılı biçimde belirtilmiş, malzemelerin kısa sürede temininin sağlanmasına bizzat padişah emir ve izinlerine gereksinim duyulmuştur
Çadırların onarımı ya da padişahın yaz aylarını geçirdiği sahil sarayına taşınması durumlarında gerekli olan yeni mefruşatın alınmasında aynı işlemlerin yapıldığı, çadır mehterbaşı tarafından padişaha sunulan belgelerden anlaşılmaktadır
2529 numaralı ve 1791 tarihli belgeye göre; bostancıbaşı ağasının, ve çadır nazırının bu işlerle görevli olarak konuyu ihale yoluyla çözmesi de çadıra verilen önemi göstermektedir79 Yeni bir çadırın yayılabilmesi için, çadır onarımındaki işlemelerin tekrarlandığı, mehterbaşı tarafından hazırlanan listedeki yeni çadırın yapımı ve gerekli bazı malzemeye uygulanacak işlemler (yatak ve yastıkların hallaca attarılması) için dahi padişahın izni gerektiği, 673 numaralı 1770 tarihli belgeden anlaşılmaktadır
Bir başka belgede, ordunun ihtiyaç olan çadır yapımına özellikle dikkat edilerek, önem verildiği, yapım için geciken malzemelerin derhal temin edilerek Mehterhane Amirine teslim edilmesi hususunda sert bir ifade kullanılarak gecikme nedenlerinin açıklanma isteği dikkat çekicidir Aynı belgeden, ordu çadırlarının yapım ve onarımı için gereken parçanın sefer bütçesinden ödeneceği anlaşılmaktadır
Osmanlı ordusunda çadırın sayısal olarak da önemli bir yer tuttuğu görülmektedir Sadece bir belgede, 415 adet çadır yapılması istenilerek, gerekli malzeme alımında kullanılacak paranın sefer bütçesinden ödenebilmesi için padişahın emir ve müsaadelerine sunulmuştur
Osmanlılarda değişik türdeki çadırları, önceden yapılıp Mehterhane ambarlarında depolanarak korunmakta ve ihtiyaç halinde muhasebe başkanlığından gene, padişahın emir ve izinleriyle verilmekte idi
Padişahın bir yere göç etmesi halinde kullanılmak üzere yaptırılan çadırların, mehterhane ambarına teslim edilmek üzere yapılan listede, çadırların kimler için, ne amaçla yapıldığı ve kullanılan malzemelerin miktarlarıyla en ince ayrıntılarına kadar gösterilmesi konuya verilen önem açısından dikkat çekicidir
Mehterhane ambarında depolanan çadırların, Mehterbaşı tarafından kontrol edildiği, onarıma muhtaç olanlar ve yeni yapılacaklar için çok miktarda para kullanıldığı, gerekli kırk bir top beyaz kir-basın Anadolu tarafından mubayaa edilmesinin kararlaştırıldığı belgelerden anlaşılmaktadır Ayrıca ekteki belgelerde (Bkz Belge No: 634-577) atlas, çuha, Bursa yapısı sim işlemeli atlas kurdeladan da söz edilmektedir
Padişaha ait düğünlerde kurulan süslemeli, işlemeli görkemli çok sayıdaki (22 adet) büyük çadırlarda, onüç, ondört kişiye ziyafet verilir, eğlenceler düzenlenirdi Her çadırda kimlerin nerede, oturacağı ile, ikram edilecek yiyeceklerin listesinin titizlikle önceden hazırlandığı belgelerden anlaşılmaktadır
Osmanlı döneminde yapılmaları ve yaşatılmaları bakımından çok geniş bir teşkilata sahip olan çadırlar, formlan ve fonksiyonlan bakımından da çok zengin örnekler sahiptir Başta padişah çadır kompleksi olmak üzere tüm ileri gelen vezir ve paşaların çadırlan ile, yerleşik saray düzeninde görülen her türlü hizmetin, çadırlardan oluşan bir bütün içinde başarı ile yürütüldüğü görülmüştür Çadırların meydana getirdiği sarayın iç bölümlerinden başka sefere katılan tüm asker ocaklarının barındığı, her türlü ihtiyaca cevap verecek çadırlar da mevcuttur
Osmanlı dönemi saray ve ordu çadır türlerini genel olarak şöyle sıralamak mümkündür:

Osmanlı Padişah Çadırları

Otağ-ı Hümayun - Padişah Çadırı - Hünkar Çadırı
Türk çadırları sınıfına dahil olan en gelişmiş çadır türü Otağ-ı Hümayun adı verilen sultan çadırlarıdır88 Padişahın sefer sırasında yatıp kalktığı başkumandanlık karargahı olarak kullandığı savaş divanının toplandığı gezici saray büyüklüğünde, pek çok daireden oluşan çok direkli kırmızı çadırdır
Sultan dışında yalnızca en büyük dini yetkili "Şeyhü'l-İslam" vezirler ve büyük eyaletlerin yöneticileri olan "Beylerbeyi" kırmızı kumaştan yapılan bu çadırda oturma hakkına sahiptirler
Barış zamanında, padişahın yazlığa veya uzak bir yere gidişinde kullanılırdı Sultan çadırları daima çevreyi en iyi şekilde gören küçük bir tepenin üzerine kurulurdu Çadırın kurulduğu yer aynı zamanda Sultanın en üst rütbede bulunduğunu vurgulamaktadır Doğal olarak sultan çadırı, boyutları ve dış süslemeleri ile diğer çadırlardan üstün olduğunu göstermek zorundadır
Sefer çadırları çift olup, biri kullanılırken diğeri bir sonraki menzilde kurularak padişaha hazır bekletilirdi Padişah çadırın kurulup toplanması ile görevli olanlara saray teşkilatında "ÇADIR MEHTERLERİ" veya "HAYME MEHTERLERİ" denirdi
İçi bölmelerle ayrılmış içice iki çadır şeklinde olan Sultan çadırlarında, padişahın oturduğu, kısmın etrafında yine perdeler ile ayrılmış bir gezinti yeri bulunurdu Burada nöbetçiler ve savaşçılar beklerdi Padişah çadırının duvar ve tavanları iki kat kumaştan olup, pencereleri bulunurdu İçi, toprak zemin üzerine hasır ve keçeler ile kaplanır, bunların üzerine kürk halı serilirdi Kenarlara, kolay kurulup sökülebilen oymalı, süslü ağaçtan yapılmış sedir ve divanlar yerleştirilirdi Üzerlerine şilteler, yataklar serilir, nadide nakışlı kumaşlar örtülürdü Kışın çadırın içi, süslü mangallarla ısıtılırdı Duvarlara işlemeli kumaşlar ve ince halılar, geceleri ışık vermesi için de altın ve gümüş şamdanlar asılırdı
Bu çadırlar önceleri, 'YURT", "TOPAK EV" veya "KUBBE ÇADIR" denilen, etraf duvarları kafes şeklinde yapılmış panolardan oluşmakta iken, dokumacılığın ilerlemesi ile özellikle XVII yüzyıldan itibaren karacadır biçiminde, iki veya üç direkli büyük ve geniş çadırlar şeklinde yapılmaya başlanmıştır
Bu tip padişah çadırları alt kısmı pamuk veya kendir ipliğinden su geçilmeyecek şekilde dokunmuştur Bunun üzerine de ikinci kat olarak kırmızı ipekten ve haricen rankli şerit ve sırma ile işlenmiş motif ve saçaklar ile süslenmiş ipek kumaşlar örtülerek yapılırdı
En yüksek dinî yetkili olan Şeyhü'l-İslam, vezirler, Beylerbeyi ve şehzade çadırları da kırmızı kumaştan olurdu
Avrupalıların hayret ve hayranlıkla izledikleri bu saray büyüklüğündeki otağlar, İslam öncesi Türk hakanlarından devam ettirilen bir geleneğe dayanıyordu
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde görkemli otağlardan bir örnek, şöyle anlatılmaktadır
Avusturya-Almanya İmparatoru, sarı üstüne, sarı yaldızlı nakışlı otağ'ı görünce hayran kalmış, konuklarına bu otağda ziyafet vermek istediğini belirterek, otağ'ın derhal bahçesine kurulmasını emretmişti Ancak Otağın 56452 kg ağırlıktaki direkleri ve 282 kg ağırlıktaki orta direği rüzgardan uçarak, otağ kurmasını bilmeyen kralın yedi adamının ölümüne ve pek çok adamın yaralanmasına sebep olmuştu Bunun üzerine paşanın, çadır mehterbaşısını gönderip, çok kısa zamanda otağı kurdurduğu görülmektedir
Böylece, otağ'ın büyüklüğü ile birlikte, çadır kurucularının bu konudaki ustalıkları da anlaşılmaktadır
Seferde padişah otağı ve hemen ona bitişik olarak kurulan Divan çadırı arasında bir geçit (galeri) mahiyetinde bir çadır daha olurdu ki padişah buradan divan toplantılarını dinlerdi Bu ek çadırın karşısında yine bir geçit ile Otağı Hümayuna bitişik başka çadırda Hazine-i Hümayun bulunurdu




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.