10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Ve Türklük Bilinci
Osmanlı tarihçisi ve Şeyhülislamı Hoca Sadedin, Tacü’t Tevarih adlı eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken “Türk yiğitleri”, “Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri” gibi ifadelerle Osmanlı askerlerini över 17 yüzyıl tarihçilerinden Solakzade Mehmet Hemdeni de eserlerinde “Konstantiniyeyi feth eden Türk’ün oğlu” gibi deyimler kullanır 16 yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali ise Kühn-ül Ahbar adlı eserinde “seçkin millet, güzel ümmet, Türk milleti” nitelemesi yapar Bazı tarihçiler bazı Türk boylarının Safeviye yönelmeleri nedeniyle düşüncesiz hareket etmelerinden dolayı bazı Türk boylarına “etrak-ı bi idrak” yani “idraksiz Türkler” diyerek kötülemiştir Görüldüğü üzere Osmanlılar Türklükler’inin farkındaydı
Osmanlı zamanındaki saray tarihçileri Osmanlı Hanedanı'nı Oğuz Han’a ve Orta Asya’ya bağlarlar Bu eserlerde; Osmanlılar, Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır Osmanlı Tarihi, Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınır Örneğin; Şehzade Cem Sultan oğluna “Oğuz Han”, 2 Beyazıd oğluna “Korkut” adını vermiştir
Osmanlı bir millet ismi değildir Selçuklu, Karahanlı, Gazneli gibi bir hanedan adıdır Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi bir hanedanın adıdır
2 Murat döneminde Timurlular gibi kendilerinin de Türk olduğunu göstermek için, paralara ve toplara Kayı Boyu'nun tamgası (damga) vuruldu
2 Murat döneminde Türkçe’nin ön plana çıkarıldığı ve Yazıcızade Ali’nin İbn Bibi’den çevirdiği ve ilaveler yaptığı “Selçukname” isimli eserde Oğuzlar ve Türklük anlatılır Timur gibi Türklüklerini göstermek amacıyla 2 Murat dönemi ve Fatih dönemi Türk kimliğinin ön plana çıkarıldığı zamanlardır 2 Murat döneminde dini, edebi, ahlaki, tıbbi, siyasetnameler, sözlük ve ansiklopedik eserler Türkçe’ye çevrilmiştir
Devşirmeler ve Türk Yöneticiler Tartışmaları [değiştir]Fatih Sultan Mehmet’e kadar ki dönemde yöneticilerin tamamı Türk kökenliydi Fatih, Çandarlı sülalesinin siyasetteki etkisini azalttı Kendine itaat eden devşirme sistemini tercih etti Fakat devşirmelerinde politik hareketlerini görmesiyle Veziriazam Karamanlı Mehmet Paşa oldu Bu dönemden sonra saray çevresinde “Türk olan”, “devşirme olan” gruplaşmaları başladı
1498’de Çandarlı, 1518’de Piri Mehmet, 1584’te Özdemiroğlu Osman Paşa, 1595’te Lala Mehmet Paşa, 1623’te Kemankeş Ali Paşa, 1637’de Bayram Paşa, 1638’de Tayyar Mehmet Paşa, 1656’da Deli Hüseyin Paşa gibi Türk kökenli veziriazamlar iş başındaydı Bütün veziriazamlara bakıldığında Türk kökenlilerin oranı %44, devşirme kökenlilerin oranı %56’dır Fakat şeyhülislam, kazasker, bürokrasi, defdardarlık, nişancılık, reisülküttaplık gibi üst bürokratların büyük çoğunluğu Türk kökenlidir Osmanlı yönetiminin güvenilirliğin gerektiği yerlerde Türkleri ön planda tutması Türklüğünün farkında olduğunu gösterir
Devşirmeler, Osmanlı sistemine kazandırmak için Türk köylerine verilirdi Bir köylünün yanına devşirme için birisinin verilmesine “Türk’e vermek” deniliyordu Daha sonra bu devşirmelere “Türk oldu” deniyordu Güvenilir kadrolara ihtiyaç duyulan Kuzey Afrika’daki Garb Ocakları ve Hicaz askerleri Ege köylerinden seçiliyordu
Osmanlılar ve Türkçe
Osmanlılar ilk dönemlerinde resmi yazışmalarını Türkçe yaptılar Edebi ve bilimsel eserlerdeki Arapça ve Farsça etkisi Osmanlı’da giderek azaldı Arapçanın üstün olarak düşünülebileceği zannından hareket edilerek Astronomi dalında Osmanlı zamanında yazılan eserler üzerinde yapılan dil araştırmasında; Örneğin; Osmanlı Astronomi Literatürü tarihine bakıldığında toplam 2286 astronomi eserinin, % 43’ü Arapça, %46’sı Türkçedir Astronomi dalında 15 yüzyılda Türkçe verilen eserler %13 iken; 20 yüzyılda % 70’e ulaşmıştır
Matematik sahasında yazılmış kitapların %51’i Türkçedir Coğrafya kitaplarının % 95’i Türkçedir Tarih sahasında yazılmış kitapların %90’ı Türkçedir
Osmanlıca Türkçe dilbilgisi ve Türkçe sözcükler üzerine inşa edilmiş, Farsça ve Arapça kelime ve gramerlerin katıştığı Arap harfleriyle yazılan bir dildir
Batılılar Gözüyle Osmanlı
Avrupalıların 11 yüzyıldan bu yana Anadolu için kullanılan Türkiye sözcüğü, Osmanlılar için de kullanıldı Avrupa haritalarında Osmanlı; Türk İmparatorluğu olarak gösteriliyordu Padişah’a da Türk sultanı diyorlardı Osmanlı’ya gelen seyyahlar “Türkiye’ye geldik” deyimini kullanıyorlardı 1603 yılında Richard Knolles’in yazdığı eserde Osmanlı anlatılmaktaydı Kitabının adı: Türklerin Genel Tarihi Kitabının ilk cümlesi ise: Türklerin muhteşem imparatorluğu çağımızın dehşeti” olarak başlıyordu Avrupalılar Müslüman olan birisine “Türk oldu” diyorlardı Uzun süre Osmanlı’da kalan ve kültüründen etkilenen seyyahlar “Türkleştikleri” suçlamasıyla hapse bile atılabiliyordu 15 lü yıllarda Avrupa’da “acaba bu sene Türkler ülkemize gelir mi” sorusu hep soruldu
|
|
|