![]() |
Balkan Harbi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balkan HarbiI - BALKAN HARBİ-DOĞU VE BATI ORDULARININ MUHAREBELERİ Osmanlı İmparatorluğu Balkan Harbinde, kendi bünyesinden çıkmış olan dört devlet Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ ile çarpıştı ![]() ![]() Harbin patlamasına sebeb olarak pek çok husus belirtilebilir ![]() Rusya, 1905 RUS-JAPON Harbinde Japonlara yenilince yayılma ve ilgi sahasını Uzak Doğudan tekrar Balkanlara ve Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerine kaydırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Balkanlarda, Ruslar ve genişlemek sevdasında olan Osmanlı İmparatorluğundan doğan diğer devletler Osmanlı Devletine ve birbirlerine karşı mücadelelerini sürdürürken, Osmanlı yönetimi kendisine karşı olanlara karşı tedbir almadı ve bu devletlerin aralarındaki sürtüşmeleri artıracak herhangi bir girişimde bulunmadı ![]() ![]() ![]() ![]()
Osmanlı yönetimi belirtilen bu olaylar ile uğraşırken Balkan devletlerinin ekmeğine yağ süren -bugünkü değerlendirmelerimize göre- tarihi bir hata yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda açıklanan Bulgar - Sırp Antlaşmasını 29 Mayıs 1912'de Bulgar -Yunan Antlaşması takip etti ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde Osmanlı Devletinin ekonomik durumu çok bozuktu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Siyasi çekişmeler orduyu da çeşitli gruplara bölmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devletinin Trakya'da Doğu Ordusu (1 nci Ordu), Makedonya'da ise Batı Ordusu (2 nci Ordu) bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Balkanlı devletlerin harekât planlan ve kuvvetleri ise şöyleydi: Bulgarların 3 ordu halinde 288 taburları bu harp için hazırlanmıştı ![]() ![]() ![]() Sırplar, 6 tümenlik 1 nci Orduları ile Vranya üzerinden Vardar havzasına; bir Sırp, bir Bulgar tümeninden ibaret 2 nci Ordusu ile Köstendil'den Vardar havzasının doğusuna; 4 tümenlik 3 ncü Ordu ile bir koldan Şar Dağlarına, diğer koldan ise Üsküp üzerine taarruz etmeyi planladılar ![]() Yunanlılar, 7 tümen ve 1 süvari tugayından ibaret üç kolorduluk kuvvetleriyle Teselya üzerinden Selanik'e, bu kuvvetlerinden bir tümen ile Manastır'a doğru taarruz etmeyi öngördüler ![]() Karadağlılar ise 3 tümen ile İşkodra'ya, 1 tümen ile de 3 ncü Sırp Ordusu ile beraber taarruz etmeyi planladılar ![]() Balkanlı devletlerin seferberliklerini ilan etmesi, hudutlarda askeri yığınak yapması ve hudut olaylarının artması üzerine Osmanlı Devleti 1 Ekim 1912'de seferberlik ilan etti ![]() ![]() ![]() Şark (Doğu) Ordusunun Muharebeleri Bulgar Kuvvetleri i nci, 2 nci ve 3 ncü Ordularıyle 18 Ekim 1912'de taarruza geçti ![]() ![]() ![]() 1 nci ve 3 ncü Orduları, Tunca nehrinin doğusundan Edirne-Kırklareli hattının 15 km ![]() ![]() İstanbul'da bulunan Mürettep 18 nci Kolorduya Kırklareli bölgesine, Tekirdağ'daki 17 nci Kolorduya Saray güneyine yanaşması için emir verildi ![]() Bulgar Ordusunun dağınık durumu ve kuvveti, doğu yanına bir taarruz fırsatını veriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Doğu Ordusu, sıklet merkezi ile Kırklareli istikametinde taarruz eden Bulgar Ordusuna karşı, Kırklareli-Edirne-Yenice hattında savunma kararını verdi ![]() Başkomutan Vekili Nâzım Paşa'nın sürekli işe karışması ve baskısı sonucu, yaklaşık olarak iki misli üstün bulunan üç ordudan oluşan Bulgar kuvvetlerine karşı, taarruza karar verildi ![]() ![]() ![]() 22 Ekim 1912 saat 14 ![]() ![]() ![]() Bulgar Ordusu geri çekilmek için hazırlanırken, Türk Ordusu Kırklareli-Edirne-Yenice hattına çekilme kararını verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dört gün süren Pınarhisar-Lüleburgaz kesimindeki muharebede de ordu bozgun halinde geriye kaçınca, Ordunun Çatalca'ya çekilmesi kararlaştırıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halbuki Bulgar Ordusu, başlangıçta Kırklareli-Edirne hattında büyük savaşların olacağını, Çorlu bölgesinde çetin muharebelerin cereyan edeceğini sanmış; kuvvetlerini ağır davranarak ileri sürmüştü ![]() ![]() 2 nci Bulgar Ordusunun 22-24 Ekimde Edirne'yi bir baskın ile ele geçirme girişimi başarısızlığa uğradı ![]() ![]() ![]() Batı Trakya'da bulunan Kırcaali Müfrezesinin, taarruz ederek düşman yan ve gerilerine etkili olacağı beklenirken, Bulgar Rodop Grubunun taarruzu karşısında hemen dağılmış ve hiç bir varlık gösteremeden, yerli halk ile birlikte, Gümülcine'ye doğru panik halinde çekilmişti ![]() ![]() Garp (Batı) Ordusunun Muharebeleri Batı Ordusu büyük kısmı ile Koçana, Komanova, Üsküp, Manastır bölgesinde bulunmakta ve kuvvetlerinin hemen hemen yansını da tali cephelere bağlamış durumda idi ![]() Karadağ, 8 Ekim 1912'de, müttefiklerin taarruzunu beklemeden harp ilan etti ve büyük kuvvetleri ile İşkodra'ya ilerledi ![]() ![]() ![]() Karadağ bir Tümeni ile de Gosne-İpek bölgesine taarruz etti ![]() ![]() ![]() İşkodra kuşatmasında % 60 kayıp veren Karadağ Ordusu, savaşın sonunda emeline ulaşamamış; verdiği ağır kayıplar yüzünden komşulan karşısında çok zayıf kalmıştı ![]() ![]() ![]() İvranya ve Kurşunlu bölgelerinde bulunan 1 nci ve 3 ncü Sırp Orduları, karşılarındaki zayıf örtme birliklerini atarak Komanova mevzii cephesine, yan ve gerilerine taarruza başladı ![]() Bu arada 2 nci Sırp Ordusunun Köstendil'deki bir Tümeni Eğripalanga-Ohçapul, Dubnice'deki 7 nci Bulgar Tümeninin büyük kısmı Koçana-İştip genel istikametinde taarruza geçti ![]() Vardar bölgesinden iki Türk tümeni, Koçana ve Osmaniye'ye gönderilerek Bulgar taarruzları durduruldu ![]() Komanova kesiminde yapılan ilk günkü savaşta, Sırp kuvvetlerine ağır kayıplar verdirildi ve savunulan mevziler muhafaza edildi ![]() ![]() Komanova muharebesinin çok kısa bir çarpışma sonucu kazanıldığını ve Türk kuvvetlerinin çekildiğini gören Sırp Ordusu Başkomutanlığı, bu kesimde kuvvetli örtme birliğinin bulunduğunu ve asıl kuvvetlerle Vardar nehri batısında karşılaşılacağını zannetmişti ![]() Batı Ordusu, Üsküp-Köprülü hattında yapılan çetin savaşlardan sonra Pirlepe ve kuzeyi bölgesine çekilmeye ve Vardar nehri batısındaki sırtların geçitlerinden geçecek birliklere tarruz ederek, onları parça parça yok etmeye karar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir Bulgar Tümeni de, sıklet merkezi ile Koçana-İştip doğrultusunda taarruz ederken, tali kuvvetleriyle Cumaibalâ'daki örtme birliklerini atarak Cumai-balâ-Kresne-Demirhisar ve Nevrokop-Serez doğrultularında taarruzunu sürdürdü ve siyasî hedef olan Selanik'e yöneldi ![]() Yunan cephesine gelince, Tesalya bölgesinden taaruz eden Yunan Ordusunun büyük kısmı karşısındaki zayıf Mürettep 8 nci Kolordu birliklerini atarak ilerledi ve 1/2 Kasım 1912'de Yenice muharebesini kazandı; Alasonya-Karaferye istikametine ilerlemeye başladı ![]() ![]() ![]() Epir bölgesinden taarruz eden Yunan birlikleri, Lorus'u ele geçirmeyi başardı; Yanya'yı kuşattı; Yanya, uzun süre direndi, 5 Mart 1913'te teslim oldu ![]() Yanya muharebesine kadar cereyan eden savaşlarda Batı Ordusu birliklerinden 54'ü şehit, 128'i yaralı olmak üzere 182 subay kaybı olmasına karşılık, 212 subay muharebe meydanından kaçmıştı ![]() Subaylarından çoğunun savaşmak istemediği bir ordunun Komanova, Üsküp veya Manastır muharebelerinde galip gelmesi elbette mümkün olamazdı ![]() ![]() ![]() Batı Ordusunun son kalıntıları 19 Haziran 1913'te Seman iskelesinden Gülcemal vapuru ile Rumeli'nden aynldı ve böylece Balkanlardaki beş asırlık Türk egemenliği sona ermiş oldu ![]() 16 Aralık 1912'de başlayan Londra Barış Konferansında; Rumeli'nin Balkanlılara bırakılması, sınırın Doğu Trakya'da Midye-Enez hattından geçmesi, Ege denizi adalarının mukadderatının büyük devletlerce tayin edilmesi 22 Ocakta kabul edildi ve onaylandı ![]() 23 Ocak 1913'te İttihat ve Terakki Partisi, hükümet darbesi yaptı; Kâmil Paşa kabinesi yerine Mahmut Şevket Paşa kabinesi iş başına geçti ![]() ![]() ![]() Bu yardım imkânından faydalanan Bulgarlar, 3 Şubat 1913'te, muharebeye tekrar başladılar; iki Sırp tümeni ile pekiştirilmiş bir ordu ile Edirne kalesine taarruza geçtiler ![]() ![]() ![]() Türk Başkomutanlığı, Çatalca'da savunmaya geçen Bulgar kuvvetlerini imha etmek ve Edirne istikametinde ilerlemek amacıyla 8 Şubat 1913'te, Bolayır'dan taarruza geçti ve Şarköy kıyılarına bir kolordu çıkarttı ise de başarı sağlayamadı ![]() Edirne Müstahkem Mevki Komutanı Şükrü Paşa, bir çıkış hareketi ile düşmana ağır kayıp verdirmesine rağmen, üstün kuvvetler karşısında, 26 Marta kadar dayanabildi ![]() ![]() ![]() ![]() Londra antlaşmasına göre Rumeli'yi ellerine geçirmiş olan Balkan devletleri, bu topraklan paylaşamıyorlardı ![]() Bulgarlar, 29 Haziran 1913'te, eski müttefikleri olan Sırp ve Yunanlılara karşı, taarruza geçti ve bu suretle ikinci Balkan Savaşı başlamış oldu ![]() Sırpların ve Yunanlıların karşı taarruzu sonucu, Bulgar Ordusu mağlup oldu ![]() ![]() ![]() Bulgarlar, bu muharebeler sırasında, Çatalca'daki kuvvetlerinden Önemli bir kısmını çekmek zorunda kalmışlardı ![]() Bu durumdan ve Bulgaristan'ın Midye-Enez sınır hattının tespiti işine yanaşmamasından faydalanan Osmanlı kabinesi, İngilizlerin protestosuna rağmen, 13 Temmuz 1913'te Çatalca ve Bolayır cephesinden taarruza geçti ![]() ![]() İkinci Balkan Savaşında, her tarafta yenilgiye uğrayan Bulgaristan, barış önerisinde bulundu ![]() ![]() Bu antlaşmaya göre Kırklareli, Edirne ve Dimetoka, Osmanlı devletinde kalıyor; Meriç nehri, Türk-Bulgar sınırını teşkil ediyordu ![]() Yunanlılarla 14 Kasım 1913'te Atina'da yapılan barış antlaşması ile Meriç Nehrinin batısı ve Girit adası Yunanlılara terk edildi; Anadolu kıyılarındaki adaların hangi devlete ait olacağı, büyük Avrupa devletlerinin kararına bırakıldı ![]() 14 Mart I914'de, artık sınır ilişkimiz kalmayan Sırbistan ve Karadağlılarla antlaşma imzalandı ![]() Kaynak: On Yıllık Harbin Kadrosu 1912 - 1922, İsmet GÖRGÜLÜ, 9-44 ss ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balkan Harbi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balkan HarbiBALKAN HARBLERİ Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında Balkanlardaki dört devlete karşı yaptığı savaşlar ![]() Birinci Balkan Harbi Doksanüç harbi diye bilinen Osmanlı-Rus harbi sonunda imzalanan Berlin Andlaşması’yla, Osmanlı Devleti, Balkanlarda önemli mikdârda toprak kaybına uğramış ve Balkan kavimleri için tâvizler verilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bu sırada, dünyâ siyâsî durumunda da İtilâf (İngiltere, Fransa ve Rusya) ve ittifak (Almanya, Avusturya, Macaristan ve İtalya) devletleri olmak üzere gruplaşmalar oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Eylül 1911’de İtalyanlar harb îlân edip, Trablusgarb ve Bingâzi’yi işgal ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İttihâd ve Terakkî hükümetinin iktidarda bulunduğu sırada Arnavutluk isyânı had safhaya ulaşmış, aynı zamanda Balkan devletleri de aralarında hummalı bir faaliyet içine girmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bu sırada Atina’daki Sırbistan elçisi de Osmanlı Devleti ile bir ittifak kurmak için Sırp hâriciye nâzırından aldığı yetkiye dayanarak, Osmanlı hükümetine müracaatta bulunmuşdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İttihâd ve Terakkî hükümetinin mânâsız ve gâfil siyâseti karşısında, Osmanlı Devleti ile anlaşmaktan ümidini kesen Yunanistan da, nihayet 29 Mayıs 1912’de Bulgaristan’la bir ittifak andlaşması imzalamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() İttihâd ve Terakkî Fırkası’nın kışkırttığı bir mikdâr darülfünûn (üniversite) öğrencisi, ellerinde bayraklar olduğu hâlde Bâb-ı âlî önüne gelerek; “Harb isteriz” diye bağırmaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne harb îlân etmesiyle başlayan Balkan harbine, Karadağ’ın müttefikleri olarak katılan Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan, 13 Ekim 1912’de Rumeli’deki muhtelif unsurların vaziyetine göre muhtar idareler kurulmasına dâir bir notayı Osmanlı hükümetine verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha önce İttihâd ve Terakkî hükümetinin yıkılmasını sağlayan ve Halâskarân-ı zâbitân grubunun reîsi durumunda olan harbiye nâzırı Nâzım Paşa, harbiye nâzırı ve başkumandan vekili idi ![]() İki tarafın asker mevcudu arasında da büyük fark vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün şiddetiyle başlayan Balkan harbine Osmanlı ordusu, şark ve garb cephesinde olmak üzere iki koldan girdi ![]() Şark cephesi: Trakya’da olan şark cephesinde Osmanlı ve Bulgar orduları çarpışıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sayıca fazla, eğitim görmüş, teçhizatı da mükemmel olan Bulgar ordusu, önce Filibe’yi tehdîd eden ve Kırcali-Paşmaklı mıntıkasında yer alan Ali Yaver Paşa kumandasındaki kolorduya 19-20 Ekim 1912’de hücum etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısa bir müddet içinde ilerleyen Bulgar ordusu, 22-24 Ekim’de Edirne’ye ulaşarak muhasaraya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Garb (batı) cephesi: Makedonya ve Arnavutluk’da bulunan bu cephenin başkumandanı Ali Rızâ Paşa idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şark ve garb cephelerinde bu durum devam ederken, İstanbul’da da bir takım hâdiseler cereyan ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Garb ordusunun Kasım ayı ortalarında Sırplar karşısında son defa mağlûb olması, Garb cephesindeki muhârebeleri de sona erdirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barış müzâkereleri, 16 Aralık 1912’de İngiltere başvekili Sir Edvar Grey’in başkanlığında Londra’da başladı ![]() ![]() ![]() ![]() Edirne’nin tarafsız ve serbest bir şehir hâline konularak idâresinin müslüman bir şahsa bırakılmasını, meşihat tarafından bir kâdı tâyinini, meclis idâresinin halk tarafından seçilmesini, mahallî jandarma ve polis kuvvetleri teşkilini, dînî ve millî günlerin eskiden olduğu gibi kutlanmasını kabul ve teklif eden bir cevabî nota yazılmasını kararlaştırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sırada Londra barış görüşmeleri netice vermeyince, Bulgarlar mütâreke hükümlerini ileri sürerek, 3 Şubat 1913’de Edirne’yi yeniden bombardıman ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çatalca müstahkem hattını aşabilmek için taarruza başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 22 Ekim 1912 târihinden beri Şükrü Paşa kumandasında Edirne’yi müdâfaa eden Osmanlı birlikleri, İstanbul ile bağlantı kesik olduğu için, akla gelmedik imkânsızlıklara, silâh, mühimmat noksanlığına ve erzak kalmadığı için açlığa rağmen, 155 gün müddetle şehri kahramanca savundular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün imkânsızlıklara rağmen Şükrü Paşa belki bir müddet daha mukavemet edebilirdi ![]() ![]() ![]() Çatalca’ya kadar ilerleyen Bulgar orduları, savunmadan mahrum sivil Türk halkını öldürmekten sadistçe zevk duyuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı cephesinde ise 6 Mart 1913’de Yanya düşmüş, 17 Mart 1913’de Yunan ordusu Erperi sancak merkezine girmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı donanmasına nazaran daha kuvvetli olan Yunan donanması, bu harbin cereyanı sırasında Limni, Bozcaada, Midilli, Karyot, Sakız, Taşoz, İmroz ve Semadirek adalarını işgal etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İttihâd ve Terakkî fırkası’nın 23 Ocak 1913’de gerçekleştirdiği Bâb-ı âlî baskınından sonra sadâret makamına getirilen Mahmûd Şevket Paşa zamanında, yukarıda anlatıldığı gibi, Balkan harbi tamamen kaybedildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Kâmil Paşa’yı ihânetle itham edip, millete karşı Edirne’yi kurtarma taahhüdüne giren ve bir baskınla iktidara gelen İttihâd ve Terakkî komitesi, bu andlaşmayla bütün Rumeli’yi Balkan devletlerine terk ediyordu ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balkan Harbi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balkan Harbiİkinci Balkan Harbi Birinci Balkan savaşında Osmanlı Devleti’nin ağır mağlûbiyete uğrayıp Balkanlardan çekilmesi netîcesinde, Balkanlarda siyâsî bir boşluk ve dengesizlik meydana geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti, Berlin elçisi Mahmûd Muhtar Paşa’nın tavsiyesi ile fırsatı değerlendirerek Edirne’nin geri alınması için harekete geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Edirne’nin Osmanlılar tarafından geri alınmasını, Yunanistan da işine geldiği için destekledi ![]() Bulgaristan’ın daha fazla mukavemete gücü kalmadığından, 29 Haziran’da başlayan İkinci Balkan harbi, 42 gün sonra 15 Ağustos 1913’de taraflar arasında imzalanan Bükreş barış andlaşmasıyla sona erdi ![]() Bu andlaşmaya göre Bulgaristan ile Romanya arasında yeni sınır belirleniyor, Tuna’nın güneyinde kalan önemli bir arazi parçası; Güney Dobruca dâhil Romanya’ya kalıyordu ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti, 29 Eylül 1913’de Bulgaristan’la imzaladığı İstanbul andlaşmasıyla, Kırklareli, Dimatoka ve Edirne’yi geri aldı ![]() ![]() Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalanan 14 Kasım 1913 Tarihli Atina andlaşması ile Girid kesin olarak Yunanistan’a bırakıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu suretle sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın tahttan indirildiği 1909 yılından 1913 yılına kadar geçen kısa bir müddet içinde devletin idaresine hâkim olan, gafil, bâzı defalar da hâin kimseler tarafından, Osmanlı Devleti’nin Avrupa kıt’asındaki topraklarının hemen tamâmı elden çıkarıldı ![]() ![]() ![]() ![]() Balkan harbinin dört müttefiki olan Yunan, Bulgar, Sırp ve Karadağlılar, işgal ettikleri yerlerdeki ekinleri evleri yakıp yıktılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tüyler ürperten vahşî sürülerinin, zulümlerinden her nasılsa canını kurtararak kaçabilenler, aç ve çıplak perişan kafileler hâlinde, gündüzleri ormanların içlerinde saklanarak, geceleri soğuk rüzgârlar ve kar tipileri içinde yalın ayak, başı açık genç-ihtiyâr, çocuk ve kadın yol almaya çalıştılar ![]() ![]() ![]() ![]() Camilere giren komiteciler, duvarlarda asılı duran âyetleri ve nefis levhaları indirerek, Kur’ân-ı kerimleri dışarı çıkararak çamurlara attılar, murdar ayaklarıyla çiğnediler; câmilerin kubbelerine haç, minarelerine çan taktılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu olanlara rağmen korkunç bir propaganda sistemi kullanarak Avrupa devletleri nezdinde hakikati ters yüz ederek Türklerin zulüm yaptığını iddia ettiler ![]() ![]() ![]() Fakat harbde olanların tahkiki için bu bölgede bulunan yabancı gazeteciler içinde bir çok insaflı ve zulmün bu derece şiddetlenmesi karşısında isyân eden kimseler, hakikatleri olduğu gibi anlatmaktan çekinmediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu vesikalardan bâzıları şunlardır: 1- Türk jandarmasını teftişe me’mûr edilen Fransız subaylarından Mösyö Folon’un Deba gazetesinde yayınlanan raporu ![]() 2- Jandarma müfettişi Fransız generallerinden Buman’ın gönderdiği resmî rapor ![]() 3- Paris’te Fransızca olarak çıkan Genç Türk Gazetesi’nin yayınladığı Müttefiklerin Dosyası isimli serî makaleler ![]() ![]() 4- Balkan zulümlerinin vesikalarını yayınlama cemiyetinin yayınladığı vesikalar ![]() Muhtelif gazetelerde yayınlanan resmî me’murlara âid diğer çeşitli raporlar ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balkan Harbi |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balkan HarbiBALKAN HARBLERİ ILE ILGILI BAZI ANILAR BİR ASKERİN, ANNESİNE SON MEKTUBU Sevgili anneciğim! Ebediyyen kaybolmuş bir evlad gibi, gönüllü olarak ikinci defa cepheye geldim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madem, ki hepimiz öleceğiz; biraz erken veya biraz geç ölmekten ne çıkar? Sağlam bir taş gibi hareketsiz kalmaktansa, mesrûrâne parçalanarak ezilmeyi tercih ederim ![]() ![]() ![]() Sağımda arkadaşım şehîd düştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben bir köylü çocuğuyum ![]() ![]() Bir saman yığını üstünde ve bir kulübenin saçağı altında öleceğime, savaş meydanında kahramanca döğüşerek şehîd olmak daha iyi değil mi? Zafer! Zafer! Zafer! Ancak bu şarkılarla vatanımın sevinçli, milletimin bahtiyar olmasını isterim ![]() On ikinci alayın dördüncü piyade taburunun üçüncü bölüğünden (Türkiye Uyan sh ![]() BİR ÇOCUĞUN SABAH DUÂSI Ey sevgili Rabbim! Saf ve temiz kalbimi sana açarak, gözyaşlarımı dökerek duâ ederim ki, merhume annem ve merhum babama, kardeşlerime, hepsi kesilip yakılan köyümüz ahâlisine rahmet eyle ![]() ![]() Ey kâinatın yaratıcısı yüce Rabbim! Ben Edirne vilâyetinin Karapınar köyünden fakir ve namuslu bir ailenin çocuğu idim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Annem gözyaşları içinde, “Bizim hepimizi kesiniz! Fakat sevgili oğlumu, canım yavrum Nuri’mi bırakınız!” diye feryâd edip düşmana yalvarıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Âh sevgili anneciğim! Şehîd olmak üzere iken bir bana mahzun bakışın bir de başını köyümüzün yanmakta olan câmisinin minaresine çevirişin gözlerimin önünden hiç gitmez! Canını anneciğim, küçük yaşıma rağmen iyi anladım ki, bana acıdın ![]() ![]() Hâin düşman beni kesmedi ![]() ![]() ![]() ![]() Ey yüce Rabbim! Annemin göz yaşlarına acıdın, beni hâin düşmanın elinden kurtardın ![]() ![]() Allah’ım! Bana sarsılmaz bir güç ve kuvvet ihsân eyle ![]() ![]() Benim kalbim dâima öc alma hisleriyle titriyor ![]() ![]() ![]() Düşmandan öcümü almak! İşte bu ümidim gerçekleştiği, müslüman Türk orduları bütün Bulgaristan’ı ve Yunanistan’ı çiğnediği ve kiliselerin direkleri arasından Ezân-ı Muhammedi işitildiği zaman, ancak kendimi mes’ûd ve bahtiyar sayacağım ![]() İşte ilk baharın güzel kokulu çiçekleri açılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey her şeye kadir olan yüce Rabbim! Senden yalnız bir şey isteyeceğim ![]() ![]() ![]() Ey yüce Allah’ım! Benim duâm ve son isteğim; hâin düşmandan öcümü aldıktan sonra köyümün mahzun toprağını şehîd olarak kanımla sulamak saadetine kavuşmaktır ![]() ![]() ![]() Türkiye Uyan; sh ![]() BİR ÇAVUŞUN SUBAYINA MEKTUBU 1913 senelerinde yazılan ve Bulgarların müslüman Türklere yaptıkları zulümleri anlatan “Türkiye Uyan” adlı kitabın 228 ![]() Zabit efendi! Kuvvetli düşman müfrezelerinin Gümülcine’ye indiğini, askerimizden bir kısmının çekildiğini ve bâzısının da esir edildiğini işittim! Geçen gün dört erle bana teslim ettiğiniz Kuruorman sırtındaki mühimmat deposunu hâlen muhafaza ediyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu vahşî insanların hakaretleri ve süngüleri altında esir yaşanır mı? Bu, Türklük için ne büyük felâkettir! Ben bu esirlik zilletine düşmektense bin defa ölmeyi tercih ederim ![]() ![]() ![]() ![]() Zabit efendi, şu cür’etimi mazur görünüz ![]() ![]() Ben ecdadımın kanını taşıyorum ![]() ![]() Memleketimde bulunan ana ve babama, hanımıma ve çocuklarıma selâmımı yazınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Piyade dördüncü bölüğünden çavuş Ali ![]() KAYNAKLAR: 1) Osmanlı Târihi Kronolojisi; cild-4, sh ![]() 2) Görüp işittiklerim; sh ![]() 3) Sultan Mehmed Reşâd Han’ın Sarayında Gördüklerim (L ![]() ![]() 4) Hâtıralar (Talat Paşa, İstanbul-1946) sh ![]() 5) 1912 Balkan Harbîne Âid Hâtıralarım (Birinci Ferik Zeki, İstanbul-1337); sh ![]() 6) Gördüklerim- Yaptıklarım (Ahmed Reşid Bey, İstanbul-1945); sh ![]() 7) Balkan Harbi (Genel Kurmay Harp Târihi Yayını Ankara-1970) 8) Türkiye Uyan 9) Bulgar Vahşetleri 10) 1913 Garbî Trakya Hükûmet-i Müstekilesi (N ![]() 11) Rehber Ansiklopedisi; cild-2, sh ![]() 12) Siyâsî Târih (F ![]() ![]() 13) Trabya’da Millî Mücâdele (Tevfik Bıyıkoğlu, Ankara-1955) sh ![]() 14) Siyâsî Târih (Rıfat Uçarol, Ankara-1979); sh ![]() 15) Bir Osmanlı Paşası ve Dönemi, (R ![]() 16) İnkılâb Târihimiz ve Jön Türkler; sh ![]() 17) Türk Târihinde Osmanlı Asırları (S ![]() ![]() 18) Edirne Savunma Günleri (Ratib Kazancıgil, Kırklareli-1986); 19) Rumeli’den Türk Göçleri (B ![]() ![]() 20) Mufassal Osmanlı Târihi; 21) Büyük Türkiye Târihi; cild-7, sh ![]() 22) Türk İnkılâb Târihi (H ![]() 23) İnkılâb Târihimiz ve İttihâd Terakkî (E ![]() ![]() 24) Balkan Harbi Târihi (Aram Andonyan; İstanbul-1975) 25) Fuat Balkan’ın Hâtıraları (B ![]() |
![]() |
![]() |
|