|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
döneminde, eski, keçecilik, tepme, uygarlıklar |
![]() |
Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik![]() 13 ![]() ![]() ![]() Selçuklular döneminde kurulan Ahilik teşkilatının; esnaf ve sanatkarlara yönelik olumlu çalışmaları; Osmanlı döneminde yerini Loncalara bırakmıştır ![]() ![]() ![]() Nitekim bu dönemde Türk teknolojisini, toplumsal yapısını, siyasi ve ekonomik etkinliklerini ve sanatsal çalışmalarını ortaya koyması bakımından önemli bir yeri olan “Osmanlı Şenlikleri”nde çeşitli esnaf loncaları arasında keçecilere de yer verilmesi bu bilgileri tamamlamaktadır ![]() 16 ![]() ![]() ![]() Diğer yandan Evliya Çelebi; IV ![]() ![]() ![]() 16 ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı döneminde, düzenlenen şenliklere ve şairlerin ifadelerine konu olan keçecilik; aynı zamanda “kavuk” veya “serpuş” denilen baş giysilerinde de kullanılmıştır ![]() ![]() Kavuk; genellikle genişliği yüksekliğinden fazla olan, keçeden yapılan külahın üzerine birkaç santimetre eninde bez sarılmak suretiyle elde edilen bir çeşit baş giysisidir ![]() ![]() ![]() Osmanlı döneminde yüksek rütbeli kişilerin ve halk kesiminin kullandığı bu başlıklar dışında dini grupların giydikleri başlıklarda ayrı özellik taşımıştır ![]() ![]() Osmanlı döneminin yeniçeri askerleri, beyaz keçeden yapılmış “üsküf” veya “börk” adı verilen baş giysileri kullanmışlardır ![]() ![]() Arseven (1947), bu baş giysisinin öyküsünü şu şekilde açıklamıştır: “Sultan Orhan, muntazam bir ordu teşkili için yeni bir askeri nizam ettiği vakit, Hacı Bektaş’ı Veli’ye askerin teberrüken ismini koymasını ve dua etmesini istemiş ![]() ![]() ![]() ![]() Yatırma denilen ve omuzlara doğru sarkan bu keçe parça: yeniçerinin ensesini soğuğa ve rüzgara karşı koruma görevi yaptığı gibi arkadan gelecek kılıç darbelerinden sakınmasına yardımcı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçerilerin giydikleri bu ilginç başlıklar Osmanlı döneminin minyatürlerinde yer almıştır ![]() ![]() Yeniçeriler tarafından kullanılan keçe başlıklar aynı zamanda kendi içlerinde de değişiklik göstermiştir ![]() ![]() Yeniçerilerin giyindikleri bu özel başlıklar dışında yine keçeden üretilen ve Osmanlı döneminin sembolü haline gelen diğer bir başlık türünü fesler oluşmuştur ![]() “İngiliz yazar Julio Pardoe 1836 yılında İstanbul’a gelen hiçbir gezgin, Sultan’ın orduları için başlık üreten Eyüp’teki Fes Fabrikası’nı ziyaret etmeden kentten ayrılmamalıdır” cümlesine yer vermesi bu dönemin sembolü haline gelen fes türünde baş giysilerinin önemini vurgulamaktadır ![]() Öte yandan Anadolu’da yerleşik hayata uyum sağlamaya çalışan Türklerin yaşamında çadırlar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de önem ve fonksiyonunu devam ettirmiş ve çok yönlü kullanılmıştır ![]() Bu dönemin en gelişmiş çadır türü, Otağ-ı Hümayun adı verilen sultan çadırları olmuştur ![]() ![]() Ayrıca araştırma konusu ile ilgili olarak incelenen müzelerde 19 ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme KeçecilikAnadolu Selçukluları Döneminde Tepme Keçecilik ![]() 11 ![]() ![]() Anadolu Selçuklu kültür ve sanatı Şamanizm, Maniheizm ve Budizm gibi inanç sistemlerinden İslam dinine geçişi gösteren ve maddi niteliklerden manevi niteliklere doğru değişen özelliklere sahip olması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır ![]() Yazılı kaynaklarda Türk boylarının; Anadolu’ya geçişlerinde, o zamana kadar geliştirdikleri halı, kilim, keçe vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selçuklular döneminde Anadolu da yerleşik ve göçebe yaşama devam edilmiştir ![]() ![]() Buna rağmen Selçuklular dönemine ilişkin yazılı kaynaklar incelendiğinde; keçe çadırlara ait fazla bilginin bulunmadığı anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() Selçuklular, kullandıkları çadırları süslemeyi de ihmal etmemişlerdir ![]() ![]() ![]() Yine Varka ve Gülşah minyatürleri arasında bulunan bir at figürü, Hun Sanatını anımsatan örneklerden birisidir ![]() ![]() ![]() Selçuklular: keçeden yapılmış çadır ve eyer örtüsü geleneği sürdükleri gibi, giyim ve kuşamlarında da tepme keçe tekniği ile elde ettikleri ürünleri kullanmayı ihmal etmemişlerdir ![]() ![]() ![]() Selçuklular, kumaş üretiminde, öncelikle ipek; daha sonra pamuk ve deve yünü kullanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Yünün; giysilik kumaş üretiminde çok az kullanılmasının bir başka nedeni bu materyalin öncelikle tepme keçe yapımında değerlendirilmesinden kaynaklanmıştır ![]() ![]() ![]() Orta Asya Türk boylarınca kullanılan ve bir çeşit baş giysisi olan “börk” Selçuklu Türklerinin giyim eşyaları arasında önemini korunmuştur ![]() ![]() ![]() Yine bu dönemde börk ve börkçülük giyim eşyalarının bir parçasını oluştururken atasözlerine de girmiştir ![]() Türk atasözleri arasında “Kelin geleceği yer börkçü dükkanıdır” ve “Acemsiz Türk börksüz baş olmaz” gibi sözlere yer verilmesi bu konunun önemini vurgulamaktadır ![]() Selçuklu Türklerinde; başa giyilen “börk”e verilen önem, çizmelerde de eski yerini korumuştur ![]() ![]() ![]() Diğer yandan bu dönemde en iyi keçe çizmenin Türkmen keçesinden elde edildiğine değinen Kaşgarlı Mahmud aynı zamanda “O bana çizme yapılan Türkmen keçesi tepmekte yardım etti” cümlesi yer vermiş ve böylece keçe çizmenin birkaç kişi tarafından yapıldığına ilişkin açıklamalarda bulunmuştur ![]() Kaşgarlı’nın Divanında söz ettiği bu cümleler dışında, Selçuklar döneminde keçe çizme giyme geleneğinin devam ettiğini kanıtlayan örnekler de bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Selçuklu Türkleri, tepme keçeden yapılmış olan ve genellikle çobanlar tarafından giyilen kepenekleri kullanmışlardır ![]() ![]() ![]() Anadolu Selçukluları döneminde önemli keçe merkezlerinden birisi Konya olmuştur ![]() ![]() Diğer yandan Mevlana’nın Horasan’ın Belh şehrinden ailesiyle birlikte Anadolu’ya göçmesi ve Konya’da yerleşmesi Anadolu Selçuklu Devletinin en parlak yılları olan 13 ![]() ![]() Bu dönemde Mevlana’nın kurduğu Mevlevi teşkilatına üye kişiler, başlarına “sikke” adı verilen ve tepme keçeden özel olarak yapılmış keçe külahlar giymişlerdir ![]() ![]() ![]() Yine 17 ![]() ![]() Mevlevilerin giydikleri bu sikkeler; önce yalın kat keçeden yapılmış, daha sonra da iç içe iki kattan elde edilmişlerdir ![]() ![]() ![]() Mevleviliğin bir sembolü olarak kabul edilen tepme keçe sikkelerin önemini, Konya Müzesi’nde bulunan bir sülüs yazısında bulunan şu beyit açık bir şekilde ortaya koymaktadır ![]() Bu Cihanda eğer altın ola namın Gir sikkesi altına Hazreti Mevlananın Tepme keçe sanatı mevlevilerin sikkeleri dışında “Elifi Nemed” adı verilen kemerlerinde de (kuşaklarında) kullanılmıştır ![]() ![]() Diğer yandan, “13 ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik![]() Uygurlar Döneminde Tepme Keçecilik Çin kaynaklarında Uygurların M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk boyları, Çince kao-ch’e denilen, dört tekerlekli kağnıları ile, sürülerini otlattıkları yaylalar ve surlar içindeki kışlıklar arasında göç etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() Uygur kent kalıntılarında, Buddha ve Mani tapınaklarında görülen dinsel konulu freskler ve minyatürler Türk resim sanatının en erken örnekleridir ![]() ![]() ![]() ![]() Grünwedel ve Le Cog tarafından Turfan’da yapılan kazılarda; Maniheist sanata ait freskler, ipek üzerine boyanmış resimler gibi bir çok örnek ortaya çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() Sorçuk’ta bulunan diğer bir freskte bayan vakıfçılara yer verilmiştir ![]() ![]() ![]() Uygurlar döneminde özellikle vakıfçılara ilişkin örneklerde bezemeli yaygıların yer alması, bu dönemde tepme keçe tekniği ile elde edilen yaygı geleneğinin devam ettiğini belgelemesi bakımından önemlidir ![]() Uygulara ait olan ve Hoço’da bulunan bir minyatürde Mani Türklerinin keçe şapka giydiklerini ortaya koymaktadır ![]() Tepme keçe tekniği ile elde edilen, beyaz renkli bu keçe şapkaların formları vakıfçıların giydikleri şapkalardan farklı görüntü sergilemektedir ![]() ![]() Nitekim Hoço’da bulunan bir başka örnek bu durumu daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() Orta çağda, özellikle Moğol İmparatorluğu’nun yayılmasından sonra, Babür’ün Hatıratı’nda da bahsettiği gibi keçe üstünde kaldırma geleneği geç dönemlere kadar devam etmiştir ![]() Yine Harezm’de Acem Büyük Elçisi Rıza Kuli Han, Hive’de bir kağan seçimini anlatırken, “onları beyaz bir keçe üzerine oturttular ve onları kaldırdılar” cümlesine yer vermesi yukarıdaki bilgileri tamamlamaktadır ![]() Diğer yandan 1220 yılında Cengiz Han’ın daveti üzerine karargahına giden Çinli filozof Çang - Çun raporunda Cengiz Han’ın kardeşinin keçeden yapılmış karargahında söz edilmiştir ![]() 1245 yılında Papa 4 ![]() ![]() ![]() 1253 yılında Fransa Kralı 9 ![]() ![]() ![]() “Çadırın beyinin devamlı oturduğu yerin üzerinde keçeden yapılmış olan bir bebeği veya küçük bir heykelciği anımsatan bir İdol’ün asılı durduğunu ve bu heykele beyin “erkek kardeşi” adının verildiğini ifade etmiştir ![]() ![]() ![]() Rubruk’un yukarıda verilen sözlerinde; Hunlar ve Göktürkler döneminde “töz” olarak kullanılan kurt, geyik, ejder vb ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Uygarlıklar Döneminde Tepme Keçecilik![]() Göktürkler Döneminde Tepme Keçecilik Göktürkler; sanat yönünden zengin ve ileri düzeyde eserler vermiş olmalarına rağmen birçok soygun ve tahripler yüzünden zamanımıza çok az eser ulaşabilmiştir ![]() Tarihte ilk kez Türk adını kullanan Göktürkler’de; “Gök” adı o zamanki inanışlarına göre taptıkları “Gök Tanrı“dan gelir ![]() Nitekim Ögel’in belirttiği gibi “Göktürkler; mavi yani “gök rengi”ni bütün güzel duyguların, her türlü kutsallığın toplandığı renk olarak kabul etmişler, bu rengi çok sevmelerine rağmen ondan korkmuşlardır ![]() ![]() ![]() Diğer yandan Çin ve Bizans kaynaklarına göre; Göktürklerde mavi renk, semavi bir anlam taşıdığından dolayı Göktürklerin kubbeli otağları gök renginde keçelerle örtülmüştür ![]() Burada özellikle tepme keçe tekniği ile yapılan gök rengindeki örtüleri kutsallık sembolü olarak kullanılması; Göktürklerin keçe sanatına gösterdikleri önemi yansıtmaktadır ![]() Göktürklerde tepme keçe yaygılar(örtüler), kağanların tahta çıkış törenlerinde de kullanılmıştır ![]() ![]() “Yukarıda Türklerin Kutsal Toprağı ve Suyu şunu söylediler: Onlar dediler ki, Türk halkı yok olmasın, bir halk olsun! Göğün Yükseklerinden babam El Teriş Kağan’ın ve annem El Bilgi Hatun’u tutarak onları havaya kaldırdı ![]() Bu düşünce hükümdarların, tahta çıkışları sırasında keçe üzerinde havaya kaldırılmaları töreniyle ilgili olmalıdır ![]() Tüm bu bilgiler tepme keçeden yapılmış yaygınların, ev eşyası olarak kullanılmaları yanında bir hukuk ve devlet sembolü olduğunu da vurgulamaktadır ![]() Göktürkler döneminde keçenin kullanıldığı bir diğer alan kuklalar olmuştur ![]() ![]() ![]() Göktürkler dönemine ait mezarlardan çıkan kuklalar dışında, Çin kaynaklarında; Göktürkler’in Tanrıların keçe ve deriden tasvirlerini yaptıkları ve bunları direklerde (alem gibi) taşıdıkları belirtilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer yandan yine Çin kaynaklarında; Göktürklerin göçebe bir hayat sürdükleri, keçeden yapılmış olan çadırlarını arabalar üzerinde de kullandıkları belirtilmiştir ![]() ![]() Göktürkler döneminden, günümüze ulaşan bazı kalıntılar üzerinde incelemeler yapılmış ve o döneme ait bazı bilgiler açıklık kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Göktürk kitabelerinde, Baykal Gölü’nün batısında oturan ve göçebe bir kavim olan Kurıkan’lardan sık sık söz edilmiştir ![]() ![]() ![]() Yrd ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|