Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cami, çeyizi, kardeşlerin, kız, oldu

Kız Kardeşlerin Çeyizi ' Cami ' Oldu

Eski 07-27-2009   #1
GöKKuŞaĞı

Kız Kardeşlerin Çeyizi ' Cami ' Oldu





Makedonya Kalkandelen’den ibretli bir cami hikâyesi Hurşide ve Men-sure adlı iki kız kardeş çeyizlerinden takılarından vazgeçip, Alaca Külliyesi gibi zirve bir esere imza attı

Üsküp’teyiz Sağolsun, Sultan Murad Camii imam ve hatibi İsmail Hoca külliyeyi tanıtıyor Bir ara pencereden yarım yamalak görünen bir minareyi işaret ediyor: “Gördüün? Tutunsüz cami”
- Tütünsüz mü?
- Bilırsın nedir Tutunsüz cami? Dinle bak nasıl bi hikaye var onda
- Buyrun hocam?
- Şimdi var imiş iki kardaş taa Türk zamanında 30 yıl baraber çalışmışlar, işleri ortak Biri tiryaki, öbirisi tutuni agzına vurmas Nasıl geldi vakit, ayrılmışlar Sigara kullanan yapar bi esap Günde bir paket içsem şu kaa lira Yıl ücyuzatmıjbej gün Çarp oni da 30’la
Kardaşının önüne epey bi para bırakır Öbiri sorar “nedır bu?”
-O dur ki tutün parası!
-Nerden icabettı be ya?
-Eh ben onca yıldır içerim tutün, arcaarım kasadan Şimdi lazım ödiyem sana
Kardaşı “dur” demiş “bununla yaptıralım bir cami, sevabi sana da olsun bana da

SANKİ YEDİM
Fatih Sinanağa Mahallesindeki Sanki Yedim Camiinin de hoş bir hikayesi var Bundan 300 yıl kadar evvel mahallede Keçeci Hayreddin diye bir esnaf yaşıyor, halis, abid bir insan Elinin emeği ile geçinmeye çalışıyor Gönlünde bir cami yaptırmak var ama bu iş onun boyunu çoook aşıyor
Mübarek, yılmıyor, yıkılmıyor Vaz geçebileceği masraflarını hususi bir kesede topluyor
Mesela yeni bir mintan mı alacak? Almıyor, “sanki giydim” deyip parayı mâlum keseye aktarıyor
Fayton mu tutacak? Tutmuyor, “sanki bindim” deyip bedelini ayırıyor
Canı kebap mı çekti yemiyor, “sanki yedim” diyor Helvacı, meyveci, bozacı Dükkanın önünden kim geçse akçeler kese değiştiriyor
İşte böyle böyle bir meblağ birikiyor ve bunlarla “Sankiyedim Camisinin” inşaasına başlıyor

ŞAR DAĞI ŞAHİT
Bu iki peşrevden sonra mevzuya girelim
Osmanlı bundan 720 yıl evvel (1 Kosova Savaşı ile) Balkanlar’da kalıcı olduğunu ilan ediyor Ecdadımız feth ettiği topraklara adalet ve hizmet götürüyor Batılılar gibi çalmıyor, çırpmıyor, sömürmüyor Hem halkın emniyetini sağlıyor hem de refağını düşünüyor Sadece Kalkandelen’e 12 cami 4 medrese 7 tekke 10 han 100 çeşme, yollar, köprüler yaptırıyor
İşte Alaca Camii de onlardan biri
Alaca! Bu ismi iç mekana akseden o tatlı kızıllıktan dolayı almış Allığın sebebi harçta kullanılan yumurtalar
Cami nasıl narin ve nasıl müzeyyen anlatamam Adeta “bana hanım eli değdi” diye bağırıyor
Evet değmiş Hisli, ibretli bir hikayesi var
Efendim, eşraftan birinin (ne yazık ki adını bilmiyoruz) iki kızı oluyor Büyüğünün adını Hurşide öbürünkini Mensure koyuyor

KISKANANLAR ÇATLASIN
Bilirsiniz bizde kız beşiğe yatırıldı mı, çeyizler sandığa sıralanır Eh Kalkandelen’de de farklı olmuyor
Yıllar yılları kovalıyor, filanca yere iğne oyası, feşmekan köye kilim ısmarlanıyor Bursa’dan kumaş, Debre’den gümüş getirtiliyor Sipariş listesine bakarsanız daha çoook işleri var, kap kacak, terlik papuç, yastık yorgan
Eksik gedik bir türlü bitmiyor
Bilirsiniz çeyiz kız için değil elalem için yapılır, garipler kullanamadan sergiler açar, mahallelinin beğenisine sunarlar Düğün arafesinde arabalara yükler, damat evinin yolunu tutarlar Ama öyle doğruca gidilmez, beldenin bütün sokaklarına girer çıkar, davulcu zurnacı tutup, ortalığı ayaklandırırlar
Yani kibarca “görün işte” derler “elimizden geleni yaptık, gücümüz neye yetiyorsa
Aslında bu merasimler kem gözlülerin nazarını çekmekten başka işe yaramaz, birileri dudak kıvıracak bahane bulur mutlaka
Hatta anlatılır paşanın teki kızı için mükemmel bir çeyiz hazırlamış, İran Halıları, Hind kumaşları, şamdanlar, kaseler, fincanlar, billurlar
Yani yok yok Doğacak çocuğun beşiğinden oturağına kadar
Paşa memnun Eh bundan alası Şam’da kayısı
Ancak fukaranın biri yolunu kesiyor “paşası paşası” diyor “hani mangalın maşası?”
Hurşide ve Mensure’nin babaları bey midir ağa mıdır bilmiyoruz Belki de tacirdir ama varidatlı olduğu vakıa
Kızları için kasaları keseleri açıyor, “ben bu parayı onlar için kazandım” diyor, “her şeyin en iyisi alına!”
O devir kızları 15 - 16’sında gelin olduklarına göre bunlar daha küçük olmalı Herhalde 12 sinde 13’ünde filan

DOĞRU BE ABA
Hurşide çok zahide bir kız Milletin gözünü pörtlete pörtlete baktığı ziynetlere “ne yani alt tarafı taş metal” diyebiliyor, altını elması elinin tersi ile itebiliyor Mensure ise dünyalar iyisi bir kız, vur tokatı lokmasını al ağzından
Hurşide düşünceli geçen günlerden sonra bacısını kenara çekiyor “bak abacım” diyor, “bir teklifim olacak sana

NİYET HAYIR
Mensure’nin lügatinde itiraz gibi bir kelime yok, hemencecik “oluur” diyor, “benden yana tamam
- Bi dinle hele! Bilırsın bu çeyiz işi hem yorucu, hem masraflı Çoğunu da kullanmayacağız zaten, maksat onun bunun ağzını kapamak Halbuki her kuruşun vebali var, ne kaaa mal, o kaaa hesap Bir kefene sarılıp gideceğiz sonunda
- Doğru dersin be aba
- Var mısın bir cami yaptıralım şu çeyiz parasıyla
- İyi de babam ne der acaba?
- Ne diyecek Beze püsürüğe nehir gibi akıtıyor ya
O akşam babalarını kapıda karşılıyorlar Biri terlik koşturuyor, öbürü kahve yetiştiriyor
Adamacağız “süleyesinız” diyor, “sizin bir diyeceğınız var bana?”
Kızlar nefes nefese konuşuyor, daldan dala geçiyorlar Biri susuyor, öbürü başlıyor, mevzunun etrafında dolanıyorlar
Babalarının kıvama girdiğini hissedince takıları getirip önüne koyuyorlar “baba biz isterız
-Eeee?
-Bir cami yaptıram bunnarla!
Adamcağız gözlerini kısıyor, dalıııp gidiyor
Sükut
Sallangaçlı saat bile cevap bekliyor Tık tıkların arası genişliyor da genişliyor, zaman ayan beyan uzuyor

AKIBET HAYIR
Neden sonra manalı manalı kızlarının yüzüne bakıyor “Niyet hayır, akıbet hayır!” diyor, “Rabbim yardımcımız olsun altından kalkarız inşallah!”
Kızcağızlar neşeli çığlıklar atıyor, buseler yağmur olup yağıyor
Adamcağız sözünde duruyor, önce Kalkandelen’in en mevki yerinde (Tam da Köpüklü nehri ile Anayolun birleştiği köşede) bir arsa ayarlıyor Sonra ehil bir mimar bulup el sıkışıyor
Başlamak bitirmenin yarısıdır derler, kim bilir belki de eş dost da hayra katılıyor, içinde tuğlam olsun diyenler çıkıyor
Hurşide ve Mensure kardeşlerin hayalinde mutevazı bir cami yatıyor lakin ortaya muhteşem bir eser çıkıyor Dahası hamam, mektep ve imaret de şekilleniveriyor (1495)

VE BİR HANIM DAHA
Alaca Cami duvarlarında çiçekler, meyveler, göller, nehirler, islam beldeleri ve mesire tasvirleri yer alıyor
Ressamlar güya isimsiz ama Leonardo’yu aratmıyorlar
Nakkaşlar da ince ince çalışıyor oyalara dantellere nazire yapıyorlar Mermerler zevkli, ahşaplar usta işi
Düşünün Türk İslam eserlerini es geçmesiyle tanınan UNESCO bile hakkını veriyor “bu eser dünya mirasıdır korunup kollanmalı” diyor
Aradan üç asır geçiyor
1800’lü yıllarda Kalkandelen’de vazife yapan Recep Paşanın kızı Fatıma Hanım Alaca Camiye bayılıyor Nasıl huzur verici bir mekan, eşiğinden ayrılamaz oluyor
Babasını ve biraderini (Abdurrahman Paşa) teşvik ediyor ve külliye esaslı bir tamirden geçiyor
Etrafı açılıyor, yeşillendiriliyor, tabiri caizse devlet eli değiyor (Bu yüzden Paşa Camii de deniyor)




ABLA KARDEŞ YAN YANA
Hurşide ve Mensure kardeşleri ölüm bile ayıramamış caminin avlusunda yan yana yatıyorlar







HESAP ORTADA
Alaca Cami tartışmasız Balkanların en zarif camisi
Ama o mimarisi kadar yetiştirdiği hafızlarla da tanınıyor Makedonya ve Arnavutluk’ta vazife yapan hafızların çoğu oradan yetişmiş, her yıl yüzlerce çocuk Kur’an-ı kerim öğreniyor
Hele şu günlerde cami kuş yuvası gibi, cüz kesesini boynuna asan seyirtip geliyor Minikler hocaefendinin karşısında diziliyor, bellerinden büküle büküle heceliyorlar “Be üstün be! Be esre bi! Be ötre bü! Be Bi Bü”
Çoğu başak saçlı, boncuk gözlü, hokka burunlu şeyler Bilmem Türk, bilmem Arnavut ama çok güzeller Hele küçük hanımlar tülbent, minik efendiler keçe külah giyince daha bir şirinleşiyorlar Nur ala nur, gören Maşaallah diyor Alaca camiinde düzenlenen hatim merasimleri dillere destan, o gün Ohri, Sturga, Gostivar ve Üsküp, Kalkandelen’e akıyor
Herkes iki dirhem bir çekirdek, lokumlar tutuluyor, şerbetler içiliyor, gül suları serpiliyor
İlahiler, kasideler derken mushaflar açılıyor Kulakların pası sedaların en güzeli ile siliniyor
Eller açık, gözler yaşlı, yüreklere nehirler akıyor
Dua Dua Dua Ya Rabbi hasıl olan ecr-ü mesûbatı Hurşide ve Mensure kullarının aziz ruhuna
Bir sene değil iki sene değil
514 yıl bu dile kolay
Düşünüyorum da eğer çoook çok mükemmel bir çeyiz hazırlamış olsalardı
Şimdi kim okurdu onlara?




Alaca külliyesinin bazı binaları günümüze çıkamasa da hamam dimdik ayakta Şirin bina Köpüklü Nehri’ne pek yakışıyor


İrfan ÖZFATURA

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.