Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aziziye, destanı

Aziziye Destanı

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aziziye Destanı



Erzurum, 1820’lerde 132000’i aşan nüfusuyla gelişmiş bir şehirdir 1918’e gelinceye kadar her yeni savaşta eksilerek nüfusu 8000’e kadar düşmüş ve harabeye dönmüştür

İran’a, Çin’e, Hindistan’a ve Orta Asya’ya giden ve oralardan gelen kervanlar, Erzurum’dan geçer; otuz iki çeşit zanaat kolunu beslerdi Dabaklar, saraçlar, semerciler, dikiciler, kürkçüler, kunduracılar, kevelciler, arabacılar, culfacılar, ipçiler, kuyumcular, marancılar, takımcılar ve bütün Erzurum refah ve zenginlik içindeydi

Yıl 1828 Erzurum’da huzurun bozulacağının ilk işareti Ruslar, Deve Boynu’ndaki engelleri aşar ve şehri ele geçirir Ruslar, Erzurum’da bir sene kalır Bu süre zarfında, Erzurum nüfusunun 30000 kadarı, muhacir olarak göç eder

1854 yılında bu cennet vatana bir kez daha göz diken Ruslar, Deve Boynu geçidini gece yarısı geçer ve Erzurum’u güneyden kuşatır; Abdurrahman Gazi Türbesi’ni tahrip ederek o zamanın kenar mahallesi olan Hasani Basri mahallesine girer; Rabia Ana Kümbeti’ni ve bazı evleri tahribe yeltenir Gecenin karanlığında kadın-erkek, yaşlı, çoluk çocuk Rus askerlerine saldırır Sabaha kadar devam eden mücadele sonucunda Ruslar’ın çoğu ölür; kurtulanlarsa kaçar Hasani Basri Deresi, düşman cesetleriyle doludur ve saatlerce kan akar Ruslar, Tabyalardaki askerimizle birlikte kendilerine karşı kahramanca göğüs geren Erzurum halkı karşısında muvaffak olamayınca nihayet Erzurum’dan uzaklaşır

Dönemin Erzurum valisi ve kumandanı Feyzullah Paşa, kahraman Hasani Basri Mahallelileri tebrik ederek ordu emriyle Erzurum ve civarında bulunan bütün askerî birliklere ve halka, bu kahramanların şehamet ve şecaat eserini yayınlatmış; bunun yanında Hasani Basri Mahallesinin “Gâvurboğan” lakabıyla anılmasının münasip olacağını söylemiştir O günden sonra mahallenin adı, zamanın sultanı Abdülmecid’in de iradesiyle Gâvurboğan Mahallesi olmuştur

Ruslar’ın, Erzurum’a üçüncü kez göz dikişleri ise, “93 Harbi” olarak da bilinen, 1877’de başlayan Osmanlı-Rus Savaşı’dır

Savaş başlayalı daha bir yıl olmamışken Ruslarla sadece doğu cephesinde dört kez karşılaşmışız ve onları yenmişiz; fakat biz, yenerken zayıflayıp eksilmişiz; Ruslar ise yenildikçe artan kuvvetleriyle güçlenmişler Nihayet, Erzurum’un 10 km ensesinde Deveboynu’na kadar gelmişler Düşman, bütün kuvvetlerini buraya getirmiş; biz de elimizde kalan kuvvetlerimizi dikmişiz karşılarına,

Bizim son kuvvetimizdi; buna rağmen yolun batısındaki sol cenahımız, Ruslar’ı kovalıyor; diğer ucundaki sağ cenahımız gayet sağlam ve saldırılara göğüs geriyor Bütün bu güzel gidişata rağmen şosenin sağındaki merkez, kaya gibi dururken birdenbire başgösteren bir panikle Uzunahmet köyü sırtlarından aşağı doğru bozulur ve şapır şapır dökülmeye başlar Bunun üzerine bütün cenahımız, Erzurum’a doğru geri çekilir

Eğer düşman, Erzurum’u ele geçirirse Anadolu kilidi açılacaktır Dört kasımdaki Deveboynu muharebelerini kaybeden ordu, tabyalara doğru çekilmiştir

Askerin geri çekilmesinden sonra halk, Arapzade Ali başkanlığında bir miting yaparak on iki – on üç yılda yapılan tabyaların önünde, şehit olmuş bedenleriyle bir tabya daha yapmaya ve düşmanı Erzurum’a sokmamaya ant içer Komutan Gazi Ahmet Muhtar Paşa da habercilerini Erzurum’da dolaştırarak: “Erzurum, sokak sokak, ev ev müdafaa edilecektir Kadın olsun erkek olsun, yaşlı olsun genç olsun her Türk ve Müslüman, müsellah ( silahlı) asker gibi bu namus müdafaasına elbette katılacaktır Bu hamiyetiniz, devletin şanına layık olacaktır” satırlarını bildirir

Deveboynu’ndan Erzurum Tabyalarına sığınışımızdan ancak 4 gün geçmiştir 8 kasımı 9 kasıma bağlayan gecede Türk askerlerinin kıyafetine bürünen on-on beş Ermeni, Deveboynu ile Vank Deresi arasındaki Ermeni köyünden yılan gibi sürünerek Aziziye’ye gelir ve nöbetçilerimizi dinleyerek parolayı öğrenirler Parolayı verip yanlarına sokulurlar ve birden bire birer hançer darbesiyle nöbetçileri yere sererler Merdivenler kurulur;

ayaklarına keçe bağlamış olan Rus askerleri tabyanın içine atılır ve askerimizi şehit eder Tabya komutanı Miralay Bahri Bey, uykusundan sıçrar ve zifiri karanlıkta rast gele ateş emrini verir Kendisi de yaralanmıştır; ancak yarasına mendilini bastırarak yaralandığını askerden saklar

Bu çatışma, bir şimşek gibi hem tabyaları hem de şehri uyandırmıştı Yerinde duramayan Gazi Ahmet Muhtar Paşa, ihtiyat kumandanı Kaptan Mehmet Paşaya iki tabur vererek Aziziye istikametine gitmesini ve istihkâmlar içine girerek düşmanı atmasını emreder

Bu sabah, Erzurum minarelerinde sabah ezanları bir başka hazinlikte okunmaktaydı Minareye ilk çıkan, Ayazpaşa Camii müezzini Hafız Osman Bedrettin idi Aziziye baskınını halka şu sözlerle duyurdu: “Ey ümmet-i Muhammet! Düşman, Aziziye’yi bastı Gün bu gündür Allah için ölmeyi arzu edenler, durmasın Aziziye’ye koşsun” Halk galeyana gelmişti “Eli silah tutan herkes Topdağı’na koşsun” nidaları yankılanıyordu şehirde Kadın, erkek, genç, ihtiyar, çoluk çocuk ; eline geçirdiği tüfek, balta, satır, tırpan, bıçak, orak, değneklerle binlerce insan, Erzurum sokaklarından bir fişek gibi Mecidiye tabyasına doğru Kaptan Mehmet Paşa komutasındaki askerlerimizle birlikte tırmanmaya başladılar Bu hengamede kimler yoktu ki? Köse Mehmet’in hanımı Şerife Hanım, Gülizar Hanım, Kara Fatma, Nene Hatun, Uzun Sultan, Name Hanım, Adile Hanım, Kara İsmet, Zekiye Hanım, Pembe Hanım, Keyvanklı ve Tufançlı Hüseyin Ağalar, Hacı Kâmil, Bayraktar Mevlüt Ağa, Kantarcı Mehmet Ağa, Gül Ahmet, Yaşar Emi, Saraç İbrahim, Deli Ömer, Şeyh Yusuf Abdi, Kavak Camii imamı, Emekli Topçu Mülazım Bilal Ağa, Hafız Osman Bedrettin ve şehadet şerbetini içmeye koşan Erzurumlu dadaşlar

Kaptan Mehmet Paşa komutasındaki askerî birliklerimiz ve kahraman Erzurum halkı Aziziye istikametine varınca mazgallardan üzerlerine kurşun ve alev yağar Askerler gibi uygun yayılmayı bilmeyen halk, Ruslar’ın mitralyöz ateşiyle kurban olur 15 kadın ve 400 erkek şehit düşer

Askerler, “Yana yayılın, yere yatın” diye nafile bağırıyordu Herkeste aynı düşünce: “Düşman önde; neden yana gidelim Geçirilecek zaman mı var? Yere yatmak niye?

Bu ateş hattında şehit olmasına rağmen askerimiz ve kahraman Erzurum halkı ilerlemesini sürdürerek istihkamların önüne kadar gelirler; ancak ilk plânda tabyayı Ruslar’ın elinden almaya muvaffak olamazlar Halk Aziziye’ye askerden önce girer Kışlada ve tabyada iki saat süren bir çatışma sonucunda Ruslar, bıraktıkları 2000 cesetle bozguna uğrar ve Vank Deresine doğru kaçmaya başlar Ahali, Rus’u takip etmektedir Bu derede 1000 Rus daha öldürülür Düşman, neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette Deveboynu’ndaki siperlerine doğru kaçmaya başlar ve barış sağlanıncaya kadar oradan çıkamaz

Etrafı dürbünle tarassut eden Gazi Ahmet Muhtar Paşa, muharebede fevkalade kahramanlık gösteren Kaptan Mehmet Paşaya şu haberi gönderir: “Elinizdeki kuvvetle Ruslar’ın tutunmasına meydan vermemek için zayiata bakmadan şiddetle takibe geçiniz

Gerek askerin gerekse ahalinin gösterdiği kahramanlık örneğiyle Erzurum, Rus’un elinden kurtulmuştur; ancak bu sırada kış da bütün şiddetiyle çökmüştür Erzurum’un üstüne Tifüs ve tifo kol geziyor Her gün hastalık, açlık ve soğuktan 300 civarında insan ölmektedir Ölülerin bir kısmı sokaklarda büyük bir bölümü de şehrin dışına çıkarılıp karların üzerine bırakılır Bahara kadar, üç dört ay içerisinde 10000’e yakın kişi ölmüştür

31 Ocak 1878’de Osmanlı ile Ruslar arasında mütareke gerçekleşir Düşman, topuyla tüfeğiyle giremediği Erzurum’a üç ay geçmeden, 3 Mart 1878’deki Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşmasıyla elini kolunu sallayarak girer 13 Temmuz1878’deki Berlin Antlaşmasına kadar Erzurum, Rus hakimiyetinde kalır Bu antlaşmayla ise Oltu, Narman, Horasan’ın büyük bir kısmı Ruslar’ın olurken Erzurum Osmanlı’nın elindedir

Topdağı’nı, Deveboynu’nu, Aziziye’yi gezerken bastığımız yerler sıradan bir “toprak” olmadığı gibi o toprak üzerinde bitenler de “ot” değil; dedelerimizin, nenelerimizin saçlarıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.