Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
götür, kızımı

Kızımı Da Götür

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kızımı Da Götür



Yıllarca önce İzmir Kadınlar Hapishanesi’nde mahkum kadınlara akşam dersleri verilmesi kararlaştırılmıştı Bir gün maarif müdürünün odasına, zayıf, ufak tefek bir genç kız girdi:

Ben bu dersleri memnuniyetle kabul ederim efendim, dedi

Maarif müdürü şaşırmıştı; karşısındaki genç kız, okuldan yeni çıkmış, üstelik de son derece hassas bir insana benziyordu Müdür bir kere daha hapishanedeki tipleri gözönüne getirdi Olacak şey değildi!

Peki hoca hanım bu işle meşgul olacağım, dedi

İki hafta geçmeden genç kız, soluk ışıklar altında hapishane koğuşundaki akşam derslerine başlamıştı İşi bittikten sonra ince pardesüsünün yakasını kaldırıyor, süngülü nöbetçilerin, zincirli demir kapıların arasından geçerek sokağa çıkıyor ve hızlı adımlarla evine koşuyordu

Hapishane müdürü de, maarif müdürü gibi hayretler içinde idi O kavgacı, o geçimsiz mahkumlar genç öğretmeni hem sevmeğe, hem saymağa başlamışlardı Hatta bir kere dersten çıkarken kendisini alkışlamışlardı da Kadınlar hapishanesinde ilk defa böyle bir hava esiyordu Fakat işinde inanılmaz bir başarı gösteren genç kızın bir müddet sonra acayip bir suçla mahkemeye verildiğini görüyoruz Hakkındaki isnat: Misyonerlik Gittikçe kabaran dosyalar mütemadiyen misyoner öğretmenden bahsediyordu Neler de neler yapmamıştı ki!

İş o kadar dallanıp budaklandı ki, Atatürk, meseleyi merak etmişti “Bana misyoner öğretmenin dosyasını getiriniz” Dedi Bütün gece dosyayı inceledikten sonra ertesi günü Avar’ı yanına çağırttı

Genç öğretmen Atatürk’ün karşısına çıktığı vakit bir yaprak gibi titriyordu Atatürk, bu ufak tefek genç kıza hayretle baktı:

Misyoner öğretmen sensin, öyle mi? diye sordu

Avar şaşırmıştı Yavaşça:

Efendim, ben öğretmen Avar, diye fısıldadı

Atatürk, o zaman genç öğretmene doğru parmağını uzatarak yüksek sesle şunları söyledi:

Hayır Sen misyoner Avar’sın Bana da senin gibi misyonerler lazım

Ondan sonra Atatürk fikirlerini açıkladı:

Bir toplum, daha ziyade aile yoluyla, bilhassa kadın yoluyla kazanılabilirdi Genç öğretmen Doğu’ya gidecekti Oradaki genç kızları, hatta bunların arasında hiç Türkçe bilmeyenleri bile toplayacaktı Onları bu cemiyetin potasında yetiştirecek, sonra bu çocukları birer ışık huzmesi halinde köylere gönderecekti

Sözlerin sonunda:

Git, memleketin içine gir, dağ köylerine uzan, orada bizden ışık bekleyen yarının annelerini bulacaksın, dedi

Genç öğretmen içi içine sığmaz bir halde Atatürk’ün yanından çıktı

İşte yıllar ve yıllardır Avar, Doğu illerinden birinde kız enstitüsü müdürlüğünde, bu inanılmaz işle meşguldür

Şimdi Elazığ, Tunceli, Bingöl çevresindeki halk, bu ufacık, tefecik kadından bir azize gibi bahseder Onun hakkında iki yüze yakın mani, masal ve çocukların dilinden sayısız Avar şarkıları vardı O, yol vermez geçit tanımaz dağları at sırtında tırmanır, dağ köylerinden, çoğu esmer köy kızlarını toplar, onları kendi ceketine sarıp okuluna götürür

Avar, Doğu’da gerçekten inanılmaz bir isimdir Dağ tepesindeki köylere bu masal kadını, öğrenci toplamak için gittiği zaman köylüler:

Kızımı da götür, Avar! diye atın üzengesine yapışıyorlar

Şehre, Avar’ın okuluna gelen kızı bir kere de üç dört yıl sonra görünüz Ben, bir insan yaratma mucizesini orada gözlerimle gördüm

Alıntı Yaparak Cevapla

Kızımı Da Götür

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kızımı Da Götür



Sıdıka AVAR

(1901, İstanbul – 16 Haziran 1979, İstanbul)

Türk öğretmen Elazığ, Tunceli, Bingöl yöresinde öğretmenlik yaparken köylerden öğrenci toplamak ve tatillerde onları evlerine bırakmak için yaya olarak, kamyonlarla veya at sırtında yaptığı gezilerle tanınmıştır

Sıdıka Avar, 1901 yılında İstanbul, Cihangir'de doğdu Babası belediye memurlarından Mehmet Bey, annesi Emsal Hanım'dır Ailenin üç kızından en büyüğüydü Annesi genellikle rahatsız olduğu için Sıdıka'da ilk sorumluluk duygusu, diğer kardeşlerine ablalık yaptığı çocukluk yıllarında gelişti İlkokula mahalle mektebinde başladı, daha sonra Şefik Muhtar Mahalle Mektebi'ne verildi 12 yaşındayken babasını, daha sonra annesini kaybetti Iki kız kardeşi ile birlikte teyzelerinin yanında kalmaya başladı Aynı yıllarda Çapa Kız Öğretmen Okulu'na girdi

1922'de Çapa'dan mezun olan Avar, Beşiktaş'ta Çerkez Mektebi 'nde öğretmenliğe başladı Aynı yıl evlendi ve 1924'te tek çocuğu olan kızı doğdu Eşiyle birlikte İzmir'e taşınan Avar, bir süre Musevi Mektebi'nde çalıştı

1925'te İzmir Amerikan Kız Koleji'nde Türkçe öğretmeni olarak görev aldı Bir yandan da beden eğitimi öğretmeni olan eşi Mehmet Bahattin Avar'la, yürüyüş, dağcılık ve diğer sportif çalıf çalışmalarda gençlere kılavuzluk yaptı İzmir Kadınlar Hapishanesi'nde kadınlara okuma yazma öğretimini üstlendi, Salepçioğlu Camii'nde işçi çocukları için açılan el sanatları kursunda görev aldı İzmir'deki hareketli hayatı bazı çevrelerin tepkisine sebep oldu, hakkında misyonerlik söylentileri çıkarıldı Avar bunları dava etti

1924 –1929 yıllarında İzmir'de kalan Avar ve eşi 1929'da bir grup Amerikalı ile birlikte Ankara'ya çağrıldı Bu grup, Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı bir çocuk oyun ve spor sahası kurdu Sıdıka Avar sırasıyla Keçiören ve Necatibey Ilkokullarında Amerikalı uzmanların, dönüşünden sonra, eşinin yönetimindeki Çocuk Esirgeme Kurumu çocuk bahçesinde beden eğitimi ve spor çalışmalarında görev aldı 1937'de eşinden ayrıldı

Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'ne girdi Buradan mezun olunca kısa bir süre Bolu Kız Enstitüsü'nde görev yaptıktan sonra 1939 da Elazığ Kız Enstitüsü'ne öğretmen olarak atandı Kısa bir süre sonra müdür yardımcılığı görevine getirildi 1942'de, yeni kurulan Tokat Kız Enstitüsü Müdürlüğü’ne getirildi 16 Haziran 1943'te Elazığ Kız Enstitüsü'ne müdür olarak döndü Gerek Enstitü'de uyguladığı eğitim yöntemleri, yönetim anlayışı ve çalışmaları, gerek okulun öğrenci aldığı Elazığ, Tunceli ve Bingöl'ün ilçe, bucak ve köylerinden öğrenci toplamak; tatillerde onları evlerine dağıtmak için hayvan sırtında, kamyonlarla, yaya olarak yaptığı geziler geniş bir ilgi topladı ve birçok yerli, yabancı ziyaretlere, röportajlara konu oldu Avar, Eylül 1950'de davetli olarak ABD'ye gitti ve incelemelerde bulundu

Elazığ Öğretmen Okulu'nun kuruluşunda da müdür vekilliği yaparak görev almış olan Avar, Elazığ valisi ile anlaşamadı Bu nedenle 1954 yılı sonunda Ankara'ya çağrılarak Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü'nde şube müdürlüğüne getirildi Valinin değişmesi sonucu 28 Ekim 1955'te Elazığ'a geri döndü Ancak Elazığ'da bazı amirlerle anlaşmazlıkları devam ediyordu Elazığ'a ilk kez atanışından tam 20 yıl sonra, 1959'da kendi isteği üzerine İstanbul Sultan Selim Kız Enstitüsü'ne edebiyat öğretmeni olarak nakledildi

27 Mayıs 1960 devriminden sonra Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü'ne getirildi, 2 yıl kadar bu görevde kaldı Isteği üzerine, buradan, İstanbul Nişantaşı Kız Enstitüsü edebiyat öğretmenliği'ne nakledildi Emekli olduğu 1 Ocak 1967 tarihine kadar bu görevde kaldı 12 yıllık bir emeklilik hayatından sonra 16 Haziran 1979'da öldü

Öğretmenlik yıllarının anılarını Dağ Çiçeklerim adlı kitapta toplamıştır

(Sıdıka Avar'ın anılarından, kızı Bahu Görk'ün Satı Erişen'e yazdığı 19 Ekim 1981 tarihli mektuba ek özgeçmişten, Satı Erişen'in Milli Eğitim dergisi özel sayısında yayımlanan (24 Kasım 1981) "Bir Eğitim Akıncısı Sıdıka Avar" ve Fethi Ülkü'nün Öğretmen Dünyası'nın Haziran 1985 tarihli 66 sayısında yer alan "Sıdıka Avar" adlı yazılardan yararlanılarak hazırlanmıştır)

KAYNAK: Vikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.