Atatürk Ve Nevruz Bayramı |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk Ve Nevruz BayramıAtatürk’lü Nevruz Bayramları Türk halk takviminin önemli günlerinden biri, 21/22 Mart tarihlerine rastlayan Nevruz‘dur Nevruz, bütün Türk dünyasıyla birlikte Kürtler, İranlılar, Araplar, Afganlılar ve Tacikler tarafından da kutlanan bir bayramdır Tabiatın canlanmaya başladığı, gece ile gündüzün eşitlendiği, güneşin koç burcuna girdiği Nevruz, Farsça kökenli bir kelime olup “yeni gün” demektir Eski Türkler “yengi kün”demekteydilerİlkbaharda karın altından boyunlarını uzatan “Kardelen” çiçeklerine ve mor renkli bir bahar çiçeğine de Nevruz adı verilmiştirKlasik Türk müziğimizde Nevruz adında bir de makam vardır Çin tarihleri Hun Türkleri’nin 21 Mart tarihinde kırlara çıkıp yanlarında getirdikleri yiyeceklerini yedikleri yazarBu gelenek, Hunlardan sonra Uygurlarda da görülmüştür Orta Asya Türkleri, 21 Martı Ergenekon‘dan çıkış bayramı olark kutlamaktadırlar 12 hayvanlı eski Türk takviminin ilk günü,yani yılbaşı 21 Mart Nevruz‘durKaşgarlı Mahmud’un ünlü sözlüğünde ve Melikşah’ın düzenlediği Celali Takvimi’nde yılbaşı Nevruz günüdür Nevruz, İran’da da ilkbaharın ilk günüdür Fars mitolojisine göre, Tanrı dünyayı, güneşi ve ilk insanları bu gün yaratmıştırZerdüşt inancına göre,güneşin doğayı ısıttığı ilk gündür Ayrıca,İran devletinin kurucusu Cemşid’in Nevruz günü tahta oturduğuna inanılır Nevruz,Türklerden ve İranlılardan Araplara da geçip islami inanç motifleriyle zenginleştiİslamiyet’le birlikte Allah’ın dünyayı , HzAdem’i Nevruz günü yarattığına iananılmaya başlandı Zamanla HzNuh’un tufandan sonra karaya ilk bastığı gün ,HzYusuf’un kuyudan, HzYunus’un ise balığın karnından kurtulduğu gün , HzAdemle Havva’nın Arafat’ta buluştukları gün inançları da Müslümanlar arasında yaygınlaşmıştır Alevi -Bektaşi kültüründeki HzAli’nin doğduğu gün,HzHüseyin’in doğduğu gün ,HzAli’nin HzFatma ile evlendiği gün, HzAli’nin halife olduğu gün, inançları da Nevruz‘u daha kutsal bir gün durumuna getirdi Türkiye ‘de Nevruz, “Sultan Nevruz,Navrız,Mart Dokuzu”gibi adlarla bir bayram halinde kutlanmaya başlandı Nevruz; Azerilerce “Novruz veya Noruz”, Başkurtlarca “Navruz”, Kazaklarca “Navruz veya Novruz”, Kırgızlarca “Noruz veya Nouruz”, Özbeklerce “Növroz”,Tatarlarca “Navruz, Navrez veya Nauras”, Türkmenlerce “Novruz”, Uygurlarca “Noruz”, Çuvaşlarca larca “Naras veya Naurus”, Kürtlerce “Newroz” adlarıyla kullanılmaktadır Selçuklulardan sonra Osmanlılar da Nevruz kutlamalarına çok önem verdiler Bu dönemde pek çok Nevruziyye denilen şiirler yazıldı Nevruziyyeler Nevruz günü önemli kişilere sunulur ve armağanlar alınırdı Ayrıca, padişaha ve devlet büyüklerine “Nevruziye Pişkeşi” adı altında armağanlar sunulurdu Manisa’da 22 Mart günü, “Nevruz bayramı” kutlanır ve mesir macunu denilen, şifalı olduğuna inanılan şekerleme dagıtılırdı Günümüzde bu gelenek daha ileri bir tarihe (nisan ayına) alınarak yaşatılıyor Mesir macununun asıl adıda Nevruziyye’dir İstiklal Savaşı’nın karanlık günlerinde yüce Atatürk, milletimizi birlik beraberlik içinde tutmak, halkın moralini yükseltmek için sık sık at yarışları, güreş, müsamere gıbi etkinlikler düzenletiyor, dini bayram günlerinden, Nevruz gıbi kutlamalardan yararlanıyordu 23 Nisan 1920 tarihindeTBMM açıldıktan sonra ilk Nevruz 21 Mart 1921 tarihinde kutlandı II İnönü Muharebeleri öncesinde bu kutlama şenlikleri çok sönük geçti Çünkü, Bursa-Bilecik yöresinden Yunan birliklerinin taarruza geçtikleri haberleri Ankara’ya ulaşmaktaydı 1 İnönü Zaferi kazanılmıştı ama henüz güçlü bir ordumuz yoktu İstiklal Savaşı sırasında Ankara’da en görkemli Nevruz kutlaması Büyük Taarruz’a hazırlık yapıldığı günlerde 22 Mart 1922 tarihinde yapıldı O gün, Taşhan Meydanı (Hakimiyet-i Milliyye Meydanın)’nda ögrencilerin katıldığı bir geçit töreni düzenlendi Ayrıca, günümüzde Meteoroloji Genel Müdürlüğü binası olarak hizmet gören binanın, dönemin Genelkurmay Başkanlıgı binasının bulunduğu tepenin altındaki düzlükte ögrenciler toplanarak halkın huzurunda spor gösterileri yaptılar, şiirler okudular Gösterileri izleyen Ahmet Emin Yalman, Ankara’daki Nevruz kutlamalarını şu cümlelerle anlatmaktadır: “Ankaralılar, geleneksel Nevruz şenliklerine her yıl büyük coşku ile katılır, ‘baharın gelişini sevinçle karşılardı Geçen yıl İnönü Muharebeleri nedeniyle Nevruz şenlikleri sönük geçmişti 1922 şenliklerinin daha canlı olması için bütün okullar haftalar öncesinden hazırlığa başladılar Nevruz şenlikleri, Ziraat Mektebi’nin, yani Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu küçük tepenin altındaki çayırlık alanda yapıldı Hava güneşlikti Ankaralılar, çayıırın çevresini doldurmuşlardı Mustafa Kemal Paşa, Ankara’daki Sovyet Rusya, Azerbaycan, Afganistan ve Buhara elçileriyle birlikte büyük bir çadırdan gösterileri izledi Gösteriler, öğrencilerin heyecanlı konuşmaları ve yurtseverlik şiirleri okumalarıyla başladı Ankara Sultani (Lise) ve Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu) Mektepleri öğrencileri spor gösterileri yaptılar Nevruz kutlamaları dolayısıyla 24 Mart1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle bir telgraf da gönderilmişti: 22 Mart 1922 günü Ankara-Etlik sırtlarında Nevruz bayramı şenlikleri “Cenubi Kafkasya komiseri,Azerbaycan Serbest Harbiye Mektebi talebeleri ,iki bölüklü Süvari askerleri ve Şoşa Muhafız Taburu askerleri ,Türk milletinin büyük Nevruz bayramını tebrik ediyor ve biz ümit ediyoruz ki Azerbaycan İnkilap Ordusu,kahraman türk ordusu ile beraber Garp emperyalizmi tazyıkinde bulunan Şark milletlerini yakında kurtarırlarYaşasın Şark inkilap başları Mustafa Kemal! Neriman Nerimanof Azerbaycan Hükümet Başkanı” Cumhuriyet ilan edildikten sonra 1991 yılına değin Nevruz kutlamaları kendi doğal gelenekleri içinde, insan ve doğa sevgisi, hoşgörü, yardımlaşma, konukseverlik, atalara saygı, bolluk-bereket beklentisi çerçevesinde cereyan etti Bu yıldan itibaren Devlet, Hıdrellezle birlikte Nevruz kutlamalarına özel bir önem vermeye başladı Kültür Bakanlığının ve TÜRKSOY’un koordinatörlüğünde Nevruz şenlikleri düzenlendiğii görüldü Bağımsızlıklarına kavuşan Türk Cumhuriyetlerinde resmi tatil olarak kabul edilen Nevruz, Türkiye’de de kültür tarihimizdeki özel yerini koruyarak, geleneklerimiz içindeki saygınyerini aldı Kaynak: Nail TAN,TÜRKSOY Dergisi, Mayıs 2003 |
|